Ertesi gün uyandığımda neredeyse gece olanları unutmuştum ki, dün kendimi temizlemek için kullandığım bezi gördüm.

Aniden kalktığımda, başım döndü.

Louis Tomlinson bir gay. Ve ateşli. Ve sürtük diye seslenilmekten hoşlanıyor. Daha fazlası için yalvarıyor. Feminen bir şekilde ağlıyor. Ayrıca üst çekmecesinde kayganlaştırıcı var.

Tekrar sertleşmemek için kendimi zor tuttum. Çıkıp birini bulmalıydım. Becermeye ihtiyacım var. Gördüğüm ilk şeyi becerebilirim. Biliyorum.

Buz dolabından su alıp bir an önce duş alıp çıkmak için odadan dışarı adım attım, ama mutfağa girdiğimde ayaklarım durdu.

Düşmüş bir melek gibi görünen Louis, önünde boş kase ve yarım meyve suyu, arkasına yaslanmış gözleri kapalı bir şekilde oturuyordu.

Uzun saçı uykudan dolayı dağınık, göğsü tamamen çıplak, köprücük kemiklerini izlememe izin veriyordu, 'It is what is it" dövmesi göğsünü süslüyordu. Sol göğüs ucunun üzerindeki numara. Ortalara doğru açık renkli tüyler muhteşem bronzlaşmış karnından geçerek pijama altının içinde bir yerlere doğru gidiyordu. Sikeyim Tanrı.

Nefes alma şekli bana uyumadığını, sadece göz, gözlerini dinlendirdiğini söylüyordu. Her şeye ara vermiş gibiydi. Akşamdan kalma gibiydi.

Onunla oynamaya karar vererek yanından geçip tezgaha yaslandım.

"Bir de ben gürültülüyüm diye bana sızlanıyordun.." diyerek yerinden zıplamasını izledim.

"Siktir" sesi çatladı. "Beni korkuttun"

Göğsüne bakarak tekrar gülümsedim, işkence.

Bir anda kelimelerimi fark ederek utandı.

"Oh, üzgünüm. Bu konuda mütevazi olmak isterdim ama yapabileceğim bir şey yok." dedi gülerek ve biraz kızararak. Üzgün değilsin, her dakikasından zevk aldın.

"Böyle bir insan olduğunu bilmiyordum Lou. Gay olduğunu bile bilmiyordum." dedim ve bu sefer kim olduğunu gerçekten bilerek ona baktım. Bu yeni birisi gibiydi.

Söylediğime güldü.

"Tamamen gayim. Ve böyle bir insan değilim." diye cevap verdi ama biraz tereddüt etti çünkü aslında öyleydi. Bu beni güldürdü. "Gerçekten değilim, içmeme sebebim bu"

Tamamen gay. Bunu sevdim.

"İçmek seni böyle mi yapıyor?" ileride işe yarayabilir düşüncesiyle sordum. Onu sarhoş edip yatağa atma düşüncesiyle dudaklarımı yaladım.

"Her zaman değil, ama dün gece öyle oldu"

"Neden?" diye sordum çünkü dün gecenin neden bir istisna olduğunu bilmek istiyordum.

Hayalleri yıkılmış gibi iç çekti.

"Çünkü ilk kadehte istediğimi biliyordum." diye hızlıca söyledi. "Uzun süredir dışarı çıkmadım, Zayn çıkmamı istiyordu, çünkü yaklaşık bir yıldır seks yapmadım-"

"Bir yıl mı?" şok olmuştum.

Seni her gün becerebilirdim, neden bana söylemedin?

"Bunu yapmasak olmaz mı?" açıkça utanmış bir şekilde ayağa kalktı. "Kulağa nasıl aptalca geldiğini biliyorum."

Kutsal bakire mi olmaya çalışıyordu. Yani, bu kadar sevdiği halde neden seks yapmamıştı?

"Peki ya bundan öncesi?" diye sorarak onu tezgaha doğru takip ettim, seks yapmayı neden bıraktığını merak ediyordum. Duvara yaslanıp o kaseyi yıkarken çıplak göğsünü izleyerek kendime eziyet ettim.

"Erkek arkadaşım vardı" omuz silkti. "Beni aldatana kadar onunla yapıyordum."

Seni aldattı. Wow.

"O zaman neden sevgili bulmuyorsun?"  diye sordum.

Sevgili bulma. Seni sürekli becermeme izin ver. Hemen burada. Tezgahın üstünde.

"İstemiyorum " öfleyerek sonunda kaseyi kuruması için bıraktı. "Her seferinde kötü sonuçlanıyor"

Onu etrafında çevirip, sadece seks demek istedim. Seni becermeme izin ver. Ama sanırım duymak istediği şey bu değildi.

"Bir gün birisini bulacaksın Louis." dedim onun yerine. "Sadece hala gençken yaşa."

Bu bir ipucuydu.

Seksice gülümseyerek arkasına döndü, ki bu beni fazlasıyla azdırdı çünkü hala önümde yarıçıplaktı.

"Bu çok güzeldi Harry." diyerek hala siktiğimin gülümsemesiyle dalga geçti. "İçinde böyle birisi olduğunu bilmiyordum."

Bu beni üzmeliydi ama üzülmedim. O bu şekilde gülümserken değil. Güldüm.

"Siktir git" diyerek yürüdüm. "Asıl ben senin içinde böyle biri olduğunu bilmiyordum. Oh, bekle. Aslında biliyordum. Bu arada kız gibi bağırıyorsun."

Ağzı açıldı ama görebiliyordum. Bunu zaten biliyordu.

"Hayır, öyle bağırmıyorum!" diye ve yinede gülümsememeye çalışarak geri tartıştı.

Mutfaktan çıkıp duşa giderken güldüm.

Evden çıktığımda bir arkadaşımın arkadaşını buldum. Biraz kolay oldu ama fazlasıyla sert olmama izin verdi ki bu tam da ihtiyacım olsa şeydi. Dün Louis'nin başlattığını tamamlamam gerekiyordu.

Eve döndüğümde Louis koridorda Zayn ile tartışıyordu. Bunu sık sık yapıyorlar, Zayn'in çıktığı kızlar hakkında, futbol hakkında ve herşey hakkında. Ama böyle yakın arkadaş olduklarını da biliyordum. Şakalaşıyorlar.

"Onun bayan kısımlarının açıklamasını dinlemek istemiyorum Z." diye sızlandı. "Bu hoşuma gitmeyecek. Sadece nemli-"

Boğazından sesler çıkarttı.

Düz olmadığını neden farkedememiştim. Hiçbir zaman kızlar hakkında konuşmuyordu.

"Dünkü seks nasıldı?" diye sorunca Zayn, duymak için yürüyüşümü durdurdum.

"Evet, iyiydi" sesi soğukkanlı gibi geldi. "En iyisi değildi ama bütün bir yılı düşünürsek iyi gibiydi. Benim sorunum ne?"

Zayn güldü ve bende gülümsedim. Evet senin sorunun ne?

Fakat sonra Louis'nin 'iyi gibi' olan sekste bu şekilde ses çıkarttığını fark edince gülümsemem düştü. Gerçekten sevdiğinde nasıl ses çıkartıyordu?

"Bugün dışarı çıkmak ister misin?" diye önerdi Zayn.

Konuşmayı bölerek içeri girmem gerektiğine karar verdim.

"Hey," dedi Louis kucağında laptop ile uzanırken.

"Iyi misin, dostum? " diye sordu Zayn. Zayn'i seviyordum. İyi biriydi. Ve ateşli.

"Evet, iyi. Sen?"  dedim otururken.

"Aynen, idare eder."

En azından şu anda giyinikti. Sevdiği kazağı ve mavi gözlerinde gözlükler. Hala tanrı gibi görünüyor ama en azından şu an dövmelerini görmek zorunda değilim.

"Ee geliyor musun?" Zayn Louis'yi zorlamaya devam etti. Louis reddetti.

"Hayır," diye tersledi. "Meşgul olduğumu göremiyor musun Zayn?"

Yukarı bile bakmadan hızlı hızlı yazıyordu. Her zaman böyleydi. İşinde iyi olduğunu söyleyebilirdim. Kendini veriyordu.

"Hadi ama," Zayn ittirmeyi denedi, ama Louis sadece kafasını salladı. "Harry, bana yardım et"

Zayn bana yalvarırıcasına baktı.

Louis'nin gözleri benimkilerle buluştu, cesaret bile etme dercesine.

"Hayır, bu gece uyumak istiyorum." diyerek Louis'nin sonuna kadar kızarmasını izledim.

"Sen de gelebilirsin." diye önerdi Zayn, içimden kabul etmiştim. "Birçok insan olur, eminim çekici birini bulabilirsin."

Büyük ihtimalle yanındaki yaratık kadar çekici değildir, ama olur.

"Tamam varım," diyerek Louis'ye gülümsedim. "Hadi Louis, en azından bir kere içtiğini görmek istiyorum."

Benim için geleceğini sanmıyordum çünkü bizi sadece ev arkadaşıyız. Ama gerçekten çıkıp birilerini bulmasını istiyordum çünkü açıkça bunu seviyordu.

"Hayır, istemiyorsun." dedi inleyerek ve nasılsa daha hızlı yazmaya başladı.

"Sadece bir kere daha" surat astım, "Benim için? Seni bir daha rahatsız etmeyeceğim"

Fikrinin değişmeye başladığını gözlerinden görebiliyordum. Fikrini değiştirebiliyordum.

Öfledi.

"Evet!" Zayn'in bağırışi beni yerimden zıplattı.

"Daha birşey demedim" dedi Louis.

"Ama diyeceksin" diyerek gülümsedi.

Louis tekrar laptopuna döndü ama biliyorduk ki bu akşam geliyordu.

Zayn hazırlanmak için çıktığında Louis dünyanın sonu gelmiş gibi iç çekerek laptopu çarpıp kapattı.

~~~~~~~~~

Hazırım. Hala koridorda Louis'yi bekliyordum.

Çıktığında saçları dağınık, sakalı kesilmemişti, mavi gözleri saklanmamış, beyaz tişörtü koyu dövmelerini öne çıkartırken beni sertleştirecek olanları gizliyordu. Dar mavi kot ve spor ayakkabılar. Olağanüstü gözüküyordu.

Kapımı tıklattığında neredeyse gülüyordum. Bazen kurallara çok itaatkar olabiliyordu.

"Acele et" diye seslendi. "Saçını yapman ne kadar sürüyor?"

"Pek değil" dedim olduğum yerden çünkü korkacağını biliyordum. Ve korktu.

Gözleri kocaman ve ağzı açık bir şekilde dönüp beni süzdü. Güzel giyinmeye çalışmıştım, beni farketsin istiyordum.

Yutkundu.

"İçeridesin sandım?" kafasını salladı. "Hadi."

Belki fark etmiştir. Eğer etmediyse başka birini bulmak zorunda kalacağım çünkü muhteşem görünüyor, bu günah olmalı.

Bize yeri mesaj atan Zayn ile partide buluştuk. Louis'ye içecek uzatıldığında kaşlarını çattığını fark ettim.

İç onu. Bir sürtük ol.

Kendi düşüncelerimden utandım. Seni hiçbir zaman istemeyecek, sadece siktiğimin kendine sahip ol.

"Mızıkçılık yapma" diye bağırdığımda bana baktı. "Sadece iç"

Derin bir nefes alarak uzaklaştı.

Sanırım bu birini bulacağı anlamına geliyordu. Sikecek başka birilerini bulsam iyi olacaktı.

O odanın öbür tarafında tanıdığı insanlarla gülüşür, kızlarla şakalaşır ve erkeklerle flörtleşirken onu izlememeye çalıştım. Nefes kesiciydi. Çok rahat görünüyordu, o zaman bunu neden sık sık yapmıyordu?

Bir ya da iki saat sonra kısa bir sarışınla konuşmaya ve kulağına kaba bir şekilde seks fısıldamaya başladım. Umarım ipucunu almıştır. Şu anda sarhoşum ki bu da eve eli boş gitmeyeceğim demek.

Kulağına eğilirken uzaktan Louis'nin kulağına eğilen adamı da gördüm. Her ne diyorsa onu sertleştirdiği belliydi. Kulağına son derece kirli şeyler fısıldayan ben olsaydım ne olurdu? Gözlerimiz buluştuğunda neredeyse ölüyordum, çünkü seks için o kadar hazırdı ki. Resmen yüzünden okunuyordu.

Bana gülümseyince önümdeki adamı bir kenara atıp kendimi Louis'nin içine gömmek istedim.

Hala bana bakarken, adamın kulağına dediği şeyi çok rahat anladım.

Beni eve götür?

Kendine güvenerek söyledi, çünkü adamın avcunun içinde olduğunu biliyordu. Cevabını almış olmalıydı ki aniden dönerek, uzun genci çekip götürdü. Nasıl da seksi?

Bana onu eve götürmem için yalvarana kadar yanımdaki çocukla 30 dakika konuştum.

Yol boyu çocuğu aç bir şekilde öptüm. Birinin içinde olmak için sabırsızlanıyordum. Tercihen erkek. Tercihen kumral. Özellikle Louis, ama onu elde edemeyeceğim. O yüzden bu çocuk da işe yarar. Ateşli.

Kapıyı bulunca, boşalmanın fazla uzak olmadığını hissederek çocuğu kapıya sertçe yasladım.

Kapıyı açtığımda, içinde olmak için sabırsızlanarak kısa çocuğu içeri çektim. Şimdi.

Açıkça baskınlığımdan zevk alarak ağzıma doğru inledi. Neredeyse odaya ulaşmıştım fakat koridorda bizden başkasının olduğunu da hissedince kafamı kaldırdım.

Oh.

Sikeyim.

Tanrım.

Louis?

Burada ne yapıyorsun? Bu halde? Yani kasıklarını tutarak - saklamak için- bu vücutla?

Louis siktiğimin Tomlinson. Koridorumuzda dikiliyor. Tamamen çıplak. Saçı yaptığı seksten dolayı hala terli. Yanakları doğal bir şekilde hala kırmızı. Bana şimdiye kadar gördüğüm en seksi gülümsemesiyle bakıyor. Penisini saklayarak.

İsa aşkına.

Dudağını ısırdı, çıplak yakalandığı için utanmış görünüyordu ama siktir.

Dudaklarım hala adamla birleşikti ama o arkasındaki seks tanrının farkında bile değildi.

Birşeyleri becermem gerek. Hemen şimdi.

Çocuğu kaldırarak, odaya girdim ve hızla pantolonunu çıkarttım. Hemen açmaya başlayarak ne kadar sabırsız olduğumdan konusunda genci şaşkınlığa uğrattım. Belki de onun sayesinde bu kadar sertleştiğimi sanıyordu. Ama hayır.

Kondom taktıktan sonra amansızca Louis'yi ve çıplak ne kadar harika göründüğünü düşünerek çocuğu kapıya doğru becerdim. V çizgisinin kasıklarına nasıl ulaştığını görmek. Uyluklarında teninin ne kadar yumuşak göründüğünü. Kalçası. Futbol oynamaktan olan kasları.

Çocuk onu becerişimin sertliğinden tekrar ve tekrar bağırıyordu, ama bu onun için bile değildi. Louis Tomlinson içindi.

Çocuğun kendini bıraktığını hissedince bende takip ettim. Seksin fazla sert olmasından dolayı kendimi hayvan gibi hissediyordum.

Çocuk dağılmış bir şekilde ayrıldığında yatağımda kıvrıldım. Neredeyse yatışmış halde.

~~~~~

Ertesi gün uyandığımda önceki gün olanlar yüzünden tuhaf hissediyordum. Evet, Louis'nin çıplak halini kafamdan atamıyordum, kim yapabilirki. O çıplakken çok çok nefes kesiciydi.

Her sabah kalktığımda yaptığım gibi bişeyler içmek için mutfağa gittim ama yine, donup kaldım.

Bu sefer ayaktaydı, ama bana göğsüne ve karnına tamamen arzuyla bakma fırsatı veriyordu. Ereksiyonumu durdurmak için derin bir nefes almam gerekti. Orada durmuş, yavaşça mısır gevreği yerken ve Londra gökyüzü bronzlaşmış tenini aydınlatırken olağanüstü görünüyordu. Boxer hariç başka bişey giymemesini kaçıramazdım bu yüzden muhteşem kalçasına gelene kadar kıvrımlarını süzdüm.

Arkasına doğru yürüdüğümde durum komik geldi çünkü beni çoktan fark etmiş olması gerekiyordu. Ama o çoktan kendi dünyasına dalmıştı.

"Ve yine buradayız" dedim, hemen arkasından.

Ve beni zıplayıp şok olmuş ifadesi ile ödüllendirdi. Onu şu duvarda becerebilirim.

Hayır, oturmalısın.

"Sikeyim Harry. Şu odaya normal bir şekilde giremiyor musun?" diye beni tersledi, ama ben sadece gülüp masaya geçtim.

"Hayır" diye cevapladım. Saçım iyi görünüyor muydu? Ne olur ne olmaz, geriye doğru attım.

"Bu senin suçun. Beni zorlamasayd-"

"Bir yıl boyunca daha seks yapamazdın. Önemli değil." diye gülümsedim. Bana kalsaydı seni bu sabah iki kere doldururdum. Uyandığımda ve şimdi. Tabağını koyarak karşıma oturdu. Suyumdan biraz aldım.

"Seninki nasıldı diye sormak garip olur mu? Bu artık aramızda bir konuşma mı yani? Nasıl seks yaptığımızı tartışmak?" diye aniden konuşarak ağzımdaki su ile öksürmeme sebep oldu.

Böyle şeyler deme. Neredeyse çıplakken küfretmeni ve seks hakkında konuşmanı kaldıramıyorum. Güldüm çünkü çok istekli görünüyordu.

"Hayır, ama söyleyebilirim." gülümseyerek konuştum. "Çocuk iyiydi, onu kapıda becerdim.

O iyiydi. Hatırlıyorum. Seni şu masada becermeyi tercih ederim.

"Sen?"

Beni tamamen görmezden geldi, etrafa bakınıyordu ama yüzünde ki herhangi bir şey beni sertleştiriyordu.

"Louis?" diyerek dikkatini çekmeye çalıştım.

"Oh, özür dilerim." dedi kendine gelip, utanmış görünerek.

"Seninki nasıldı diye sordum?" her zaman yaptığım gibi masanın altında tekmeleyerek. Becererek değil.

"Onu kendinden geçirdim, o da beni yatakta becerdi." dedikten sonra az önce hayatım boyunca duyduğum en seksi cümleyi söylememiş gibi meyve suyundan bir yudum aldı.

Beni kendimden geçirmesini istiyordum. Onu yatakta becermek istiyordum. Büyükçe yutkundum.

Tek geceliklerden, seks yapmaktan ve kullandığı küfürlü dilden utanmazca göz kontağını bozmadı. Gözüm göğsüne kaydı. Onu şu anda da çıplak hayal edebiliyordum.

"Ben gelmeden hemen önce bitirmiş olmalısın." dedim. "Geldiğimde hala terliydin."

Bir anda bana küçük seksi gülümsemesiyle baktı, dün geceki gibi, ve muhteşemdi.

"Evet, beni çıplak görmek zorunda kaldığın için özür dilerim." diye sırıttı. "Çok kötü."

Nasıl da lezzetli.

"Seni affediyorum." diyerek göz kırptım, tamamen gülümseyerek ve azmış bir şekilde. "Her neyse planlarım var o yüzden sonra görüşürüz."

Gülümseyerek oradan ayrıldım. O çok muhteşemdi ve komikti. Onu çok sert becermek istiyordum. Onu ne kadar istediğimi bilse korkabilirdi.

~

Hadi burda Kylie Jenner sizce gerçekten hamile mi ne düşündüğünüzü yazın -->