Buna Bir Ad Koymak İster Misin?
Çevirmesi yıllarımı aldı iyi okumalar.
3700+ kelime. +45 sınır
*rimming: deliğin yalanması. Türkçe bir karşılık aradığımda bulamadım. Türkçe'ye rimming diye geçmiş direkt sanırım ayrıca bölümde geçecek bişeyden bahsetmem gerek. İngilizce de eating out diye bir deyim var. Bizim bildiğimiz oral seks olayı. Yani rimming ile aynı gibi. Ama çeviriler de gerek kelime oyunları olsun gerek cümlenin gelişi gereği bazı yerlerde yemek yazdım yani o kısmı yalamak gibi falan anladınız siz skmwjdkd
**bazı yerlerde uçurmak geçiyor (şekil a 2. paragraf) 'blow' kelimesinin hem uçma anlamı hemde blow job anlamı var. Ben uçma yazdım, kendinden geçme gibi düşünebilirsiniz.
***fajita:Tex-Mex mutfağına ait ızgara et ve buğday ya da mısır unuyla yapılmış tortilla ile ikram edilen bir çeşit yemektir. Orijinali dana eti ile yapılmasına karşın günümüzde tavuk, domuz ve karides ile yapılan çeşitlerini bulmak olasıdır.
Ertesi sabaha yine sert uyandım. Ne? Yine ben, tabiki.
Seks hakkında düşünmeden duramıyorum. Louis ile seks. Louis'nin beni uçurması**. Çünkü sikeyim o çok iyi. Tekrar yapmasına kesinlikle isterdim.
Merak ediyorum o benimle tekrar yapar mı? Bana izin verir mi? Bence verir. O zaten benim vereceğim her türlü şeye hazır. Belki bugün bu teorimi test ederim. O işten gelince.
Yemek isteyerek odadan çıktım ama onun yerine holden Louis'nin sesini duyunca dikkatim dağıldı.
İşte olduğunu sanıyordum?
"Hey," sesi yoğun geliyordu. Kiminle konuşuyor? "Evet, iyiyim. Sen nasılsın?"
Hole yürüdüm. Tamamen çıplaktım ama evde olduğundan haberim yoktu. Sadece bokseriyle kulağında telefon bir ileri bir geri yürüyordu. Bokserinin etrafında bıraktığım izler, kafası aşağıda yürürken gülümsemesi, uzun dağınık perçemleri ile iyi görünüyordu.
"Oh, iyi" gülümsedi. "Evet sonra çalışacağım. Bugün yarım gün."
Kiminle konuşuyor? Gözlerini devirdi.
"Hala kiramı ödeyebilecek kadar kazanıyorum, anne" diye cevapladı. Oh, annesi. "Ne kadar kazandığımı biliyorsun."
Boynunu esnetti, o kadar iyi görünüyordu ki dizlerimin üzerine yığılabilirim. Merak ediyorum eğer onu telefonda konuşurken emersem sessiz kalabilir mi?
Yap şunu.
Sadece yap.
Sonra da becer.
Hızla odama koşup kendimi ve parmaklarımı kayganlaştırdım. Sadece git ve yap, Harry. Geri koştum, hala saçıyla oynuyordu. Çok güzel.
"Evet, fazlasıyla yiyorum anne, sakin ol." dedi.
Şu anda bütün holün onun gibi kokmasından zevk alarak arkasına doğru yürüdüm.
"Biliyorum, yakında geleceğim." diye söz verdi.
Şansımı deneyerek kolumu göğsüne sarıp, kendime çekerek dudaklarımı yumuşak tenine bastırdım. Çok yumuşak. Yerinden zıpladı, ama onu iyice kendime doğru çektim.
Hafifçe ısırdığımda, keskin bir nefes aldı. Göğsündeki elimden kalbinin hızlandığını hissedebiliyordum .
"Üzgünüm, dikkatim dağıldı. Emily hamile mi?"
Oh, arkasına dönüp beni itmiyor. Neler olacak görmek istiyor, ne yapacağımı. Bende elimi göğsünden aşağı indirip yarı sert penisini avuçlayarak bunun tamamen seksüel olduğunu belirttim.
Oradaki her aşk ısırıklarından geçerek bokserin bel lastiğine geldiğimde boynunu ısırdım. Bana izin verirken nefesi hızlanıyordu.
"Değil mi?" sesi, şehveti annesinden gizlemeye çalışırcasına yükseldi. Tamam. Bakalım bunu gizleyebilecek misin?
Önüne yürüdüğümde çıplaklığımı görünce gözleri büyüdü. Mavi gözleri vereceğim her şeyi almak üzere genişledi. Sessiz olması için parmağımı dudaklarıma götürüp önünde diz çöktüm, her hareketimi dikkatle izliyordu.
"Wow" nefes alıp verdi. "Onun böyle birisi olduğunu bilmiyordum."
Bokserini indirip penisini tuttuktan sonra ne yapacağını görmek için ucunu yaladım. Ağzı açık, gözleri yoğunlukla beni yakarcasına izliyordu. Onu tamamen almaya karar verdim, dizlerinin titremesi bana zevk veriyordu, ve saçlarımı kavrayışı. İşte bu.
"H-hayır, hala bekarım anne" gözlerini devirmesini izledim.
Tabiki de annesi Louis normal bir şekilde ev arkadaşı tarafından blow job verilirken bunu soracaktı. Sırıtmamı gördü, annesinin sorusu beni güldürmüştü. Ağzımda sinirle kasıldı. Bundan zevk alıyor.
"Şu anda yaptığım şeyden memnunum." gözleri hala üzerimdeyken yutkundu. Gerçekten öylesin.
Tamam, hadi bunu zorlaştıralım. Parmağımı girişine yerleştirdiğimde nefesi kesildi, kendinden geçmeden önce bacağından tutmam gerekti. Louis. Annen bişey olduğunu anlayacak.
"Evet, örümcek gördüm." parmağımı kaydırınca derin bir nefes aldı. "korkuttu"
Çok dar. Nasıl her zaman böyle dar? Ayrıca nasıl bu kadar çabuk bir bahane bulabiliyor? Hala penisini emerken parmağım gitgel yapmaya başladığında saçımdan çekti. Ve inledi.
"Evet, bende" dedi annesine. "Çok kötü"
Sessiz olmaya çalışırken çok iyiydi. Bu iş gerçekten zevkli olmaya başladı. "
"İ-iyi" sesi tekrar yükseldi. "Promosyon alabilirim."
Oh, bu yeniydi. İşini seviyordu. Kimin umrunda? Sadece penisini em, parmakla, aynı istediğin şekilde sertçe becer. Tekrar aşağı bana baktı.
"Bir sunum üzerine çalışıyordum" yutkundu. "İş planları ayarlamaları, görüşme düzenlemeleri, ve kar zarar ilişkileri"
Biraz hızlanırken ikinci parmağı ekledim. Bacakları hafifçe taşıyamaz gibi olunca onu tutmam gerekti. Gözleri kapanmak üzere gibi buğulandığında onu izlemek istediğim için uyarı olarak bacağını sıktım. Bana bakınca kafamı salladım. Hayır. Gizleme.
"Teşekkürler" dedi telefona, sesi kısılmıştı.
Telefonu sıkıca tutuşu, kızarık yanakları, ve benim için sessiz kalmaya çalışırken çok ateşliydi. Hiç kimse daha önce onu böyle görmüş müydü?
Fark etmeden kendimi çok fazla itmiş olmalıyım ki bir anda öğürmeye başladım, ama dişlerini gıcırdatıp tırnaklarını saç derime bastırmasıyla ödüllendirildim. Şehvetin omurgamdan aşağı inişini hissedebiliyordum.
"Dün Zayn'i gördüm" sesi kısıldı. "Bir süredir dışarı çıkmadım"
Dışarı hiç çıkmıyor, annesinin bununla ilgili endişeleneceğini tahmin edebiliyorum.
"Kimseyle tanışmak istemiyorum, anne" şehvetten dolayı yoğun olan sesi kendini belli ediyordu. "İ-ilişkiler konusunda artık yokum"
Tanrım, çok iyi görünüyor. İlişkiye girme. Sana sürekli bunu yapmama izin ver.
"Hiçbir zaman benim için yaratılmış olanı bulamayacağım. Böyle biri yok. "
Sesi tamamen kendinden geçmiş gibiydi ama annesi büyük ihtimalle sinirlendiğini düşünüyordu. Şu anda içinde olmak istiyorum, bu yüzden penisi ağzımda fazlasıyla sertken üçüncü parmağı içine kaydırdım.
Seslice inleyince bunun bir hata olduğunu fark ettim.
"Siktir"
Suçlarcasına gözlerine baktım ama gözleri buğulandı karnı gerildi ve bir anda ağzıma geldi. Oh, bunu beklemiyordum ama çok önemli değil. O inlemelerini annesinden saklamak için dişlerini sıkarken değil. Şimdi bende bokserime geleceğim.
Seni çok fena becereceğim. Ama kendi menini yutmadan değil, çünkü bunu seviyorsun. Annenin telefonun diğer ucunda olduğunun farkındaylen yut.
"Sadece- sadece ayak parmağımı masaya çarptım." nefesini tuttu. Ayağa kalkarken ne yapacağımı tamamen bilerek beni izledi, ve buna fazlasıyla hazırdı. Yaklaştım. "Sadece bakacağım."
Ben yaklaşınca ağzını açıp kendi menisini aldı. Çok ateşliydi kendimi tutamayıp dudaklarını yalayınca inledi. Sikeyim kirli sürtük.
Gözleri buğulanmış bir şekilde yutmasını izleyerek geri çekildim. Daha yeni bitirdi, ama daha fazlasını alacak. Her zaman daha fazla. Sana daha fazla vereceğim.
"Kapat" kulağına fısıldayarak altından öptüm. "Seni becereceğim"
"Gi-gitmem gerek" dedi annesine. "Kanıyor, yara b-bandı bulmalıyım"
Acele et. İçinde olmaya ihtiyacım var.
"Bende seni seviyorum"
Eli yavaşça geri çekilip aramanın sonlandığını belirtince hızla elinden alıp sandalyelerin üzerine attım. Sertçe kendime çekip öperken dudaklarından tadabildiğim kendi menisi, onu en yakındaki koltuğa doğru eğmeden önce beni iyice azdırdı. Bacaklarını açmak için dizimi kullandım. Her zaman böyle eğilmiş durmalıydı, böylece kalçası benim için sunulmuş gibi görünüyordu.
İçine girmek için tereddüt etmezken bundan ne kadar zevk aldığımı belli etmemek için alt dudağını ısırdım. Kondom kullanmayı unuttuğumu bile fark etmemiştim. Zaten girdim, tekrar çıkamam. Tamamen benimle doluyken bağırdı. Nasıl günahkar göründüğünden haberi yoktu.
"Sessiz kalmaya çalışırken çok iyi görünüyordun" inledim ve alışması için biraz zaman verdim. "Neredeyse gelecektim"
Nefesini tutunca sertçe kalçasından tuttum. Her zaman her şey için hazır.
Bu benim onu beklemeden hızla becermemi sağladı, ama o sadece kabul etti. Bu kafamı karıştırıyordu. Bu kadarını fazla bulması gerekiyordu. Bunu test etmek istedim ve böylece hızlı ve sert bir ritimle devam ettim, ağlayarak inlemesi ve verdiğim her şeyi kabul etmesi beni sona yaklaştırıyordu. Gelirken feminen bir çığlık bıraktı. O esnada bende o kadar sert geldim ki sanırım bayılacaktım.
Louis. Bu manyak birşeydi. Bana ne yapıyorsun? İçinden çıkınca kendini çekip sıkı kalçalarına bokseri çekti. Yemin ederim tekrar sertleşeceğim. Beni öldürmeye mi çalışıyorsun?
"Tanrım, beni öldürmeye mi çalışıyorsun?" gülerek bana döndü.
Ne? Sadece öyle düşündüm. Sırıttım.
"Belki."
Dönüp odadan çıktım. Bu çok harikaydı ve ben bunu beklemiyordum.
~~~~~~~~~~~
3 saat boyunca üniversitesi için çalışmanın ardından iğrenç bir şekilde aç olduğuma karar verdim. Bugün dışarı çıkmayı pek istemeyerek kıyafetlerimi giymeyi başarmıştım. Abartı bişey değil, dar kot ve uzun bir tişört. Yatışmış bir şekildeydim ki bu sinir bozucu. Aylar boyunca günde üç defa seks yaptım, neredeyse delirmek üzereydim, ama bugünlük bir tane Louis yeterliydi.
Delice.
Odadan çıkıp kendime mısır gevreğinden çok daha besleyici olan bir bir sandviç yaptım. Ödevime koşarak dönmeden önce bir şişe su kaptım. Bu hafta önemliydi. Derslerime önem veriyorum.
Odaya dönerken Louis'ye çarpınca o düşmesin diye kendimi geriye attım. Normal kot ve tişörtün haricinde iş için tamamen takım elbise içinde oluşundan bahsetmeden geçemeyeceğim. Oh, wow. Saçları dağınık, mavi gözleri saklanmamış çünkü şu an lens takıyor, ve takım vücuduna tam oturmuş, olağanüstü kıvrımlarını belirginleştiriyordu. Penisim kendine geliyor, şimdi düşeceğim.
"Oh, özür dilerim" diyerek geçmem için yoldan çekildi ama hareket edemiyordum. Sikeyim şu an çok ateşliydi. Onu bir kere daha takımla gördüğümü hatırladım. Gözümün önüne onu tam bu kapıda becerdiğim görüntüler geldi. Bugünün yeterli olduğunu sanıyordum. "Yardım edebilir miyim?"
Yorkshire aksanı yeni ve davetkar bir şekilde inceldi, mavi gözleri benimkilerle buluştu.
"Duruma bağlı. Ne kadar zamanın var?" Kendime engel olamadan sırıttım. Cool görünmeye çalışarak arkamdaki duvara yaslandım çünkü önceden hiç böyle heyecan yapmazdım.
"10 dakika" diyerek arkasına yaslandı. Sikeyim Tanrım, istediğini şimdi alacaksın.
"Beni bu şekilde emmeni istiyorum." tekrar kelimeler ağzımdan çıktı, şu an çok ateşliydi.
Mavi gözleri bana dönmeden önce mutfaktaki saate kaydı.
Bir anda pantolonum çekilince ölecek gibi hissettim, becerikli bir şekilde tek eliyle düğmemi nefesim kesildi. Bunu yapacak. O kadar kendine güveniyor ki şu anda beni bitirebilir.
Ben daha farkına varmadan, diz çökmüştü, bokseri ve pantolonu bileklerime indirdi, tamamını boğazına kadar bir anda aldı. Şokla ve zevkle geri adım attım. Ve o da beni takip etti, aslında ilk defa öğürdüğünü gördüm ama o sadece inledi. Louis.
"Siktir" kendi kendime mırıldandım. Bu çok iyiydi.
İyi, sert ve derince alarak, beni kalçalarımı kapı çerçevesine yaslamaya zorladı. Zaman sıkıntısı olduğunu ve benim gelmemi sağlaması gerektiğini biliyordu. Endişe etmesine gerek yoktu çünkü sikeyim çok iyiydi.
Birkaç dakika sonra karnım geleceğimin habercisi olarak kasıldı. Hazır değilim, bu çok sert olacak.
"Louis" demeyi başardım. "Gelec- siktir!"
O inlerken o kadar sert geldim ki yaslanıyor olmasaydım düşerdim. Beni ağzına alışının her saniyesi o kadar iyiydi ki beni kendimden geçiriyordu. Olağanüstü bir şekilde bu işte iyiydi.
Ayağa kalkıp saçları dağılmış mış bir tanrı gibi bana baktı. Yutkunup ağzını sildiğinde ağzım açık bakakaldım.
"Görüşürüz" Sırıtarak göz kırptı. Sikeyim göz kırptı. Dönüp kapıyı kapatarak beni yalnız bıraktı.
Her zamanki gibi beni kendimden geçmiş bir şekilde yalnız bıraktı.
~~~~~~~~~~
Üç saat kadar uyumuşum fakat uyandığımda panikledim çünkü ödevlerim vardı. Sikeyim Louis'yi, ve onun ağzını. Tanrım. Bunu tekrar yapmalı. Bir çok defa.
Üç saat daha alelacele çalıştım, umarım okutman baştan savma yaptığımı anlamaz. Umarım kağıda bakıp, 'bu çocuk hayatının en iyi orgazmını yaşamış' demez.
Ön kapının Louis'nin evde olduğunu haber verircesine kapandığını duydum. Vücudum Louis'yi tekrar o takımın içinde görmek isteyerek kendine işkence etmek istiyordu bu yüzden laptopumu kapatıp kapıyı açtım.
Her zamanki gibi orada durmuş, yansımasına bakıyordu. Rahat etmek için üst düğmeleri açılmış, kravatı gevşek, sakalına bakıyordu. Bunu yapma. Böyleyken çok davetkar görünüyorsun. Hiçbir fikrin yok.
"Sürekli aynada kendini inceler misin?" dediğimde zıpkayışı yine beni gülümsetti.
"Siktir git" gülümseyip tekrar aynaya döndü. Seni sürtük. Bilerek yapıyorsun. "Sadece tıraşa ihtiyacım olup olmadığına bakıyordum."
Yürüyüp sakalına baktıktan sonra, hep böyle görünecekse hiç tıraş olmaması gerektiğine karar verdim.
"Hayır, kesinlikle hayır" sırıtarak çenesini ittim.
Kendisine aynada tekrar bakınca, bende baktım. Ondan sadece biraz uzundum ama bana bakmak için kafasını kaldırması gerektiği gerçeğini seviyordum.
Gelirken kendisini aynada izlemesini sağlasam güzel olmaz mıydı?
Woah. Bu yeniydi. Sakin ol. Kendi saçımın uzunluğuna baktım. Biraz uzun görünüyordu ama böyle olmasını seviyorum.
Ceketini çıkartmak için geri çekildi ve astı. Gömleğin altından sırtı çok güzel görünüyordu. Gömleğin kollarını dirseklerine kadar kıvırmasını ve ateşli dövmelerini ortaya çıkarmasını seyrettim.
"Yedin mi?" diyerek gözlerimi tekrardan bedenine çevirdi. Seni yiyebilirim. Gerçekten, sikeyim, seni yiyebilirim. (burayı fesat anlayın)
"Hayır" sertleştim. Bana gülümsedi.
"İyi, bişeyler hazırlayayım o zaman."
Yanımdan geçince istemsizce havayı kokladım çünkü çok harika kokuyordu, daha sonra da onu takip ettim. Tanrım. Siktiğimin kalçası, Louis. Neden?
Birşeyler hazırlarken onu seyrettim, sebzeleri doğradı fajitalar*** için tavukları hazırladı. Bunları yaparken ne kadar güzel göründüğünü farkında değildi. İşle ilgili bişeyler anlatıyordu ama ben gözlerimi bu görüntüden alamıyordum. Birgün onu yiyeceğim. Gerçekten.
"Güzel kokuyor" dedim onu izlemek için yaslandığım tezgahtan. Sırıttı.
"Teşekkürler"
"Ne kadar sürer? Çünkü gerçekten çok açım" diyerek homurdandım.
Benim olduğum tezgaha yaklaşarak bana bir bakış attı, ensem ısınmaya başladı.
"Yaklaşık on dakika" diyerek gülümsedi, şeytan gibi. Oh, sabahki gibi. Benimle oynuyor mu? "Sabırlı olmalısın, Harry"
Evet, benimle oynuyor. Bundan kolayca kurtulabileceğini mi sanıyor? Çoktan kaya gibi sertim ve onu bunun için yalvartabilirim. Bunu biliyor.
"Beklemeyi sevmem" onu uyardım. Benimle oynama yoksa seni mahvederim.
"Bazen beklemeye değer, değil mi? " gülümseyerek buz dolabına yaslandı.
Sen. Seni bir sürtük gibi yalvartacağım, her zamanki gibi. Ben asla yalvarmam. Orada durmuş mahvedilmek için hazırdı ve-
"Daha önce sana hiç oral seks yapıldı mı?" Olayın bu yönlü gitmesine karar vererek sordum.
Pembe dudakları açık kaldı, mutfak tavada kızaran tavuk haricinde sessizliğe gömüldü. Oh. Bu çok baştan çıkarıcı. Görünüşe göre yapılmamıştı.
Tezgahın etrafından dolanarak yanına doğru yürürken ellerim başının iki yanına yerleşip onu sıkıştırana kadar göz temasını bozmadım. Benden kısa çok lezzetli görünüyordu ki onu buzdolabına doğru becermek istiyordum. Bunun hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünüyor.
"Bunu hayır olarak alıyorum." sırıtarak olağanüstü güzel yüzündeki saç tutamını çektim. "Çok güzel bir kalçan var, tezgaha eğilmiş bir halde ve ağzım yanaklarının arasındayken nasıl görünür, merak ediyorum."
Onu fethettiğimi biliyordum çünkü her kelimemle göz bebekleri biraz daha büyümüştü. Yanakları kızararak sıcak bir nefes bıraktı.
Hafifçe eğilerek uzanıp ocağı kapattım. Onu sevse de sevmese de şimdi alacağım. Sikeyim bu şekilde konuşup sonra kocaman bir ereksiyon ile izlememi bekleyemez. Hayır.
"Şimdi, sen benimle oynadığın için, ben de seninle oynayacağım, Louis. Tamam mı?" diye kibarca sordum. Ne kadar sert olduğunu şu anda hissedebiliyordum.
"Bunu yapabileceğini sana dülündürten nedir?" diyerek karşı koymaya çalıştı. Cidden mi? Benim için bu kadar sertleşmesi beni güldürüyordu. "Bana ne yapacağımı söylemeye devam edebileceğini düşündürten nedir?
Sırıtarak sertleştirtiğinin farkında olduğumu belirtircesine vücudumu ona yasladım. Ayrıca kendi sertliğimi de fark ettirdim. Penisi kasılınca kulağına eğildim.
"Çünkü ikimizde senin nasıl birisi olduğunu biliyoruz" diye fısıldadım. Sürtüksün. "İstemiyormuş gibi davranmaya devam et, çünkü ikimizde bana yaslanan sert penisini hissedebiliyoruz."
Etkili olması için elimle penisine bastırdığımda derin bir nefes verdi. Oh, Louis.
"Şimdi, sana ne yapacağımı söyle Louis?" nefes verircesine kulağına söyledim.
"Benimle oynayacaksın." diye cevaplayarak beni güldürdü. Evet, ve daha da önemlisi hayır Lou.
"Hayır, iyi deneme. Sana gerçekten ne yapacağım?"
Ne istediğimi anlamaya çalışmasını izledim ve ne demesini istediğimi fark edince bir nefes verdi. Çok fazla kızararak gözlerini kaçırdı. Eğer geri çekilirsem, yalvarır mısın Louis? Sanırım evet.
"Karşı koymaya devam mı edeceksin?" gülerek geri çekildim. "Pekala, tamam Louis. Seni yemeğinle baş başa bırakacağım ama yemeğini bitirir bitirmez daha 'fajita' bile diyemeden içinde iki parmak olacağını ikimizde biliyoruz."
Dönüp sadece tezgaha kadar yürüdüm.
"Hayır!" diye seslendi. "Lütfen!"
Oh. Seni yalvarırken duymayı seviyorum, Louis Tomlinson. Sırıtarak geri döndüm.
"Daha kolay olacaksa gel ve kulağıma söyle Louis?" diye önerdiğimde birkaç adım attı. "Lütfen demeyi unutma"
Bunun onu için ne kadar küçük düşürücü olduğunun biliyordum ama buna ihtiyacı olduğunun da farkındayım.
Yanakları kıpkırmızı davetkar bir şekilde yanıma yaklaştı. Kulağıma yaklaştı fakat bişey demedi, söylemeden gitmemesi için boynundan tutarak kendime yakın tuttum. Bir süre öylece bekleyip nefes alıp verdi, ama penisim çok acıyordu çünkü sormaya çok yakındı. Her zaman istediğim şeyi sormaya.
"Lütfen deliğimi yala" diye fısıldadı. Sadece benim için. Oh. Bu kulağa çok kirli geliyordu.
Saçından çekerek onu sertçe öptüm. Dudaklarım dudaklarını mahvetmeye çalışırcasına öperken o da karşılık vermeye çalışıyordu. Geriye doğru ittirince dudaklarımızı ayırmadan sırtını buzdolabına çarptı. Derince inledi.
Ona ne kadar iyi ses çıkardığını söylemek istedim, ne kadar ateşli olduğunu, onu nasıl sikip mahvedeceğimi, ama bunu yapmak için geri çekildiğimde ne kadar kendinden geçtiğini fark ettim. Dudakları kıpkırmızı, büyümüş gözleri içimdeki aslanı uyandırıyordu. Kafamı salladım çünkü Tanrım. Dudaklarını tekrar aldım çünkü her zaman çok güzel öpüşüyor. Çünkü ne zaman ona vereceğim şeyleri direkt kabul ediyor.
Parmaklarım hızla pantolonunu buldu, düğmesini ve fermuarını hallettikten sonra pantolon yavaşça bileklerine düştü. O kadar azmıştım ki direkt penisini kavradım. Benim için sert oluşundan ve nefes alış verilerinin hızlanmasından zevk alıyordum.
Dağılışını görmek için çok hazırım. Bunu hissedebiliyorum.
Kolundan sertçe tutup onu tezgaha doğru eğdiğimde ne kadar sabırsız olduğumu anlamış olmalıydı. Daha sonra hızla bokseri çıkartarak muhteşem kalçasını ortaya çıkardım.
Doğal bir içgüdüyle bacaklarını kapatmaya çalışınca onu ayrı tutmaya zorlayarak araya dizimi koydum. Tezgaha doğru sertçe nefes alıp vererek kabul etti. Penisim içinde olmak için çığlık atıyordu.
Onun nefesini keserek ortaya çıkmış deliğine bir parmağımı bastırdım, kendini sıktı. Muhteşem bir şekilde pembeydi ve içinde olmak istiyordum. Çok sevimli.
"Keşke kendini bu şekilde görebilsen, Louis." dedim. "Bir hafta önce gay olduğunu bile bilmediğime inanamıyorum, şimdi kendine bir bak"
Daire çizdiğimde nefesi hızlandı. Rimming* için doğmuş gibiydi. Sadece dilimle gelebilir mi merak ediyorum. Umarım.
"Sana orak seks yapıldı mı diye sorduğumda, hiç olmadığını biliyordum." zevk alarak dağınık bir şekilde daire çizmeye devam ettim. "Aynı zamanda gözlerinde bundan hoşlanmayacağını düşündüğünü de gördüm.
Tükür. Ona bir sürtük olduğunu göster.
Tükürüğümün kirli bir şekilde yanaklarının arasına düşüşünü izledim. Sürtük gibi inlediğindeyse dişlerimi gıcırdattım. Sanki bu şekilde tepki vermeyi isteyerek yapmamış gibi nefesini tuttu. Şu anda ıslak olan yeri ovalamaya başladığımda tezgahtaki tutuşu sıkılaştı. Zevkle sırıttım. Bu harikaydı. Louis Tomlinson'a tezgaha eğilmiş bir şekilde sahiptim. Tamamen itaatkar ve ayaklarımın altında. İstediğimi yapabilirim.
"Gördün mü?" diye sataştım. "Bunu seviyorsun. Seni yalamak için sabırsızlanmasam seni bu şekilde geldirebilirim."
"Lütfen" diye yalvardı. Oh, benimle oynamaya çalıştığın için seni daha çok yalvartacağım.
"Ne istiyorsun Louis?"
Parmağımı hala gezdiriyordum, daha sesli inledi.
"Sadece gelmek," diye ağlarcasına bağırdı, bacakları titriyordu. "Lütfen"
Ben de çok istiyorum. Seni becereceğim.
"Güzelce istediğin için.."
Açıktaki deliğini bir çizgi halinde yaladığımda bağırdı, bu beni güldürdü. Her şeye karşı çok kabullenici. Yavaşça yalamaya başladım, etrafında döndürerek ve bazen onu gerçekten iyi hissettirmek için içine kaydırarak. Parmaklarım ve penisim için yalvarmasını istiyordum. İ̇nlemeleri ve sızlanmaları utanç verici bir şekilde çok sesliydi özellikle de sesi mutfakta. Onu mutfakta yalıyorum.
Dilimi daha sert ve daha hızlı kullanmaya başladığımda zevk aldığını gösterircesine sızlanmaya başladı. Bunu saatlerce yapabilirdim ama kendini sıkmaya başladığını hissedince aniden geri çekildim. Dilim sayesinde gelmek üzereydi. Gerçekten dilim sayes-
"Hayır!" diye bağırdı. Yanlışlıkla orgazmını yarıda kesişime hem şaşırmıştım hemde eğlenmiştim. Planım buydu.
"Benimle oynamış mıydın Louis?" gülüp, devam ettin. "Açıkça benimle dalga geçtiğini hatırlıyorum."
"Lütfen!"
Oh, tekrar yapacağım. Biliyorum.
Tekrar sertçe yalayarak orgazmını tekrar yaklaştırdım. Gelmek üzereyken önceki gibi yine geri çekildim.
"Ah!" sinirle bağırdı. Bu kulağa iyi geliyordu. Onu ağlatmak istiyorum ama biliyorum bu biraz sadistçe. Ama o kabul eder biliyorum. Beynime bunu ertesi gün işi olmadığı bir gün hatırlatmasını söyledim. Eminim yarın tam gün çalışacak.
"İnsanlarla oynamak o kadar da güzel değil, değil mi Louis?" gülerek sırt kaslarının gelmek için nasıl kasıldığını seyrettim.
Dilimle tekrar yaladığımda hemen kendini sıkınca hızla geri çekildim.
"Siktir, Harry, özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim." sesi çok yoğundu. Tanırım, ağlayabilir.
Tamam, bu sefer izin vereceğim. Eminim bu kadar ceza yeterlidir, ayrıca yalvarışı penisimi zorluyor.
Yine hızla ve dağınıkça yalamaya başladığım da geldi ve ağlayarak tekrar tekrar bağırırken sesi kısıldı. O nefesini düzene sokmaya çalışıyorken bende geri çekildim.
"İsa aşkına" nefes verircesine konuştum. İçinde olmak istiyorum. "Bu şekilde gelebileceğini biliyordum. Burada bekle"
Hızla koşup kayganlaştırıcıyı aldım. Sabırsızlığımdan dolayı çekmecemdeki eşyalar etrafa savruldu. Geri döndüğümde onu tam anlamıyla aynı pozisyonda buldum. Wow, wow, wow.
"Hareket bile etmemişsin." diye iltifat ettim. "inanılmaz"
Ellerim kalçalarına bulup okşadı, çünkü çok yumuşaklardı.
"Seni becereceğim" dedim bilmeme ihtimaline karşı. "Yarın da beni hissetmeni sağlayacağım"
Derin bir nefes aldı. Her zaman hazır.
Sadece iki parmağımı kayganlaştırdım. Zaten yeterince açıktı ama hala kendini kasıyordu.
"Şşş" parmaklarım derinlerinde hareket ediyordu. "Sakin ol, seni yeterince dilimle açtım. Beynin sana oyun oynuyor."
Nefesini yavaşlattı, bedenini sakinleşmeye zorladı. Kendini kasmayı durdurup beni rahatça aldı. Her zamanki gibi olağanüstü bir darlıktaydı ama daha iyiydi. Louis. Beni kendimden geçiyorsun.
"Bu beni kendimden geçiriyor, biliyor musun? " derken hala parmaklarım hareket ediyordu. "Sınırları zorluyorum, ama sen kaldırıyorsun."
Dağılmış bir halde mırıldandı. Bu yüzden onu mahvetmek istedim, bütün gün yatakta geçirsin çünkü başka şeyler yapamayacak durumda olsun. Ama eminim işi var.
"Yarın çalışacak mısın?" diye sordum.
Kafasını salladı, yanakları kızarmıştı.
"Bütün gün mü?"
Yine sadece kafasını salladı. Eğilmişken o kadar iyi görünüyordu ki altta olmak için doğmuş gibiydi.
"Tamam"
Hazırım. Birşeyler yiyip yarınki iş için erkenden yatması gerekiyor. Onu başka bir gün dağıtabilirim.
Bekle? Bu şimdi aramızda bir şey mi? Sonra sorarım.
Pantolonunu indirip sert aletimi kayganlaştırdıkran sonra girişine yerleştirdim..
"Hazır mısın?" diye sordum. Sikeyim ben çok hazırım. Beni çıldırtırcasına kasıldı.
"Evet" sesi sikilmiş gibiydi. Çok güzel.
İçine kaydığımda resmen zorlanmıştım ve beni içine alırken ki görüntünün müstehcenliği beni pantolonuma gelditebilirdi. Bunu ilk defa izliyorum, ve wow. Kesinlikle altta olmak için doğmuş. İçini tamanen doldurduğumda mutfakta çığlığı yankılandı. Louis. Bunu yapma. O kadar iyi ki beni-
"Oh, Tanrım. Çok büyük, sikeyim çok büyük"
Sözleriyle birlikte kalçasından sıkıca tuttum. Daha da kötüleştirerek tutuşumla daha çok bağırdı. Daha hareket etmeye bile başlamadım Louis. Sikeyim!
"Louis, sen-" durdum. "Sikeyim, böyle tepki verirsen seni nasıl becermemi bekliyorsun?"
"Evet, Becer beni" diye yalvardı
Oh, Tanrım. Neden bu adamı bana gönderdin? Gerçekten öleceğim.
Tekrar köklemeden önce neredeyse çıkana kadar çekildim. Hızla girdiğimde yine bir sürtük gibi bağırdı. Oh Louis, seni sürtük. Çok iyiydi çünkü çok dardı ve kalçası muhteşem görünüyordu. Sırtının gördüğüm kısmı ve kıvrımları bile beni çıldırtmaya yetiyordu. Harika bir vücut.
Daha derine girebilmek için saçından tutarak onu kendime çektim.
"Siktir!" Zevkle tırnaklarını tezgaha geçirdi.
Yine feminen çığlıklarıyla kasılıp sertçe gelene kadar sert ve hızlı ritimle devam ettim. Dizleri kendini bırakınca düşecekken kolumu altına sararak düşmesini engelledim.
Şu anda bırakamazdım çünkü çok yakınım. Açıkça fazla hassas olduğu için her girişimde sızlanıyordu. Beni kabul etmek için kendini zorlarken gözleri sulanmıştı. Böylece bende zevk alabileceğim.
Oh, Louis.
"Kendine bir bak" iltifat ettim. "Sadece benim için kendimi zorluyorsun."
Aptalca bir şekilde sert geldim, ayak parmaklarım kıvrıldı ve zevkle bağırdım. Oh, wow. Wow, wow, wow.
İçinden çıktığımda tezgaha tutundu. Bu beni gülümsetti. Zavallı Lou. Bokserini ve pantolonunu giyebilmesi için eğilip yardım ettim.
Karnım hala aç olduğundan dönüp ocağı tekrar yaktım, o sırada Louis düğmelerini yaparken gözü sorgular bir şekilde ocaktaydı.
"Ne? Ben hala açım" diye açıklayarak, tavuğu hareket ettirdim.
"Eminim öylesin." gülümsedi. "Bir ara öleceğim sandım"
Belki. Belki de dağılmış bir melek gibi görünmenin sebebi budur. Bunun daha sık yapmak istiyorum, bana izin verir mi merak ediyorum.
"Umarım bu bir iltifattır." sırıttım. "Buna bir ad koymak ister misin?"
Elimle ikimizi gösterdiğimde yüzünde oluşan seksi gülümseme beni kendimden geçirip onu tekrar becermek istememe sebep oluyordu.
"Pekala, bütün gün boyunca penisinin kaç defa içimde olduğunu düşünürsek bunun zaten bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz." hayatı boyunca en seksi şeyi söyledikten sonra güldü.
"Sen böyle düşünüyorsun?" gülümseyerek yanına yürüdüm. "İstediğini zaman beni almak istemez misin?"
Ben seni istediğim zaman almak isterim. Nefesi hızlandı, bunun istiyor. O bunu isteyecek türde birisi.
"Koşulsuz?" diye sorunca gözlerimi devirdim. Bunu cidden bana soruyor muydu?
"Tabiki. Ben ne zaman şart koştum?"
Oyuncu bir şekilde beni ittirdi.
"Kes sesini, yararlı arkadaşlık benim için yeni bir şey" güldüm. "Evet bunu buna çevirmek isterim."
Gerçekten mutlulukla zıpladım. Artık bunu daha fazla yapabilecektim. Sana uygulayacağım çok lezzetli şeyler var. Bir liste yapmam lazım.
"İyi" sesim mutlu çıksın diye uğramıştım ama içerde patlıyordum.
Günündeki kalanını bişeyler yiyip televizyon izleyip gülerek geçirdik.
Yanından ayrıldım çünkü eğer onu daha fazla gülerken görseydim tekrar becerirdim.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top