ŞEYTAN
Sadece şefkat iyileştiricidir çünkü insanın içindeki tüm hastalıklar sevginin eksikliğinden kaynaklanır! Osho
Gözlerimi açıp, kendime geldiğimde şoktaydım. Bir yatağa sıkıca kollarımdan, ve bacaklarımdan tutularak bağlanmıştım. Kımıldayamıyordum. Kaçmak istiyor, bir türlü kaçamıyordum. Çok korkuyordum. Kocam neredeydi? onu da göremiyor, bu benim daha da çok endişelenmeme neden oluyordu.
ya ona bir zarar geldiyse? aklımdaki bu soru beni sadece korkutmakla kalmıyor, aynı zamanda delirtiyordu , da.
çok endişeleniyordum.
birden Victoria, belirdi. Karşımda durmuş gülüyordu. Gözleri kırmızıydı.
o bir şeytan kadındı.
ve şeytanın ta kendisiydi.
"Sen? diyerek bağırdım".
"Evet ya ben. Ne bekliyordun ki? rolümü çok güzel oynadım, değil mi bebek? hiç kimse Alex'in, karısı Rus, güzel Victoria'nın, aranıza sızmış gizli bir casus olduğunu tahmin edemezdi, öyle değil mi? diyerek gülmeye başladı," Victoria. Bu sinirlerimi bozmuştu. Ve ilk defa çok güzel olan bir kadın gözüme birdenbire çirkin görünmüştü. Kalbinin çirkin ve kötülükle dolu olduğunu yeni öğrenmiştim. Ve halen daha şoktaydım. Ayılmam, kendime gelmem aylarımı alabilirdi. Tabi eğer sağ kalmayı, hayatta kalmayı başarabilirsem. Zavallı Alex, dedim içimden. Oda karısının şeytan olduğunu bilmiyor olmalıydı.Bu yaşayan tüm varlıklar için birer hayal kırıklığı olacaktı. Ben ve diğer herkes Victoria'nın, iyi bir dişi uzaylı olduğunu, bizden biri olduğunu sanıyorduk. Oysa gerçek çok daha farklıymış. Ve göründüğü gibi de değilmiş.
o onlardandı.
o bir şeytandı.
ve çok da tehlikeliydi.
"Kocam nerede? diye bağırdım".
"Merak etme birazdan onu sana göstereceğim. Bu arada melek gibi görünmem kimsenin benden şüphelenmemesine neden oldu. Çok iyi bir oyuncuyum , öyle değil mi?".
"Evet öylesin, ama, niye?" diye bağırdım. Niçin? sinirlerime ve hayal kırıklığına hakim olamıyordum. Ben bile bu kadına geçmişte, zamanında güvenmiştim. O herkesin güvenini boşa çıkarmıştı. Ve şu anda bu gemi için büyük bir tehdit oluşturuyordu.
birilerinin ya da birisinin onu durdurması, yok etmesi gerekiyordu. Aksi taktirde o bizleri öldürecekti.
hem de teker, teker. Arkasında da birileri, adamları, gizli ajanları olabilirdi. Ve belki de onları toplamış, bize gizli bir baskın yapacaklardı. Tüm bunların düşüncesi bile midemin bulanmasına neden oluyordu. Şu anda kusmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Neden mi? sana nedeni söyleyeyim, seni kaltak. Bu iş için görevlendirildim, ben, ve karşılığında da çok para aldım. Şimdi hedefim oraya yani huzura tek başıma varmak. Şu anda yeni bir deney üzerinde çalışıyorum, ve yakında olumlu sonuç verecek. Bu deney benim gibi binlerce canlı, üretecek. Ve bizler orada yeni bir hayat kuracağız. Fakat sizler işimi engelliyorsunuz, o yüzden hedefime ulaşmak için önce seni, sonra salak kocanı, sonra da buradaki herkesi tek- tek öldürmek zorundayım. Oraya ya ben varacağım, ya da sizler. Ben sizi yok etmek için tüm gücümle sizinle savaşmaya varım. Ve siz bok beyinliler bana ve işime asla ama asla engel olamayacaksınız. Sizler henüz gücümün farkında değilsiniz. Şu anda gizli iksirim sayesinde buradaki herkesten daha güçlüyüm. Beni anlıyor musun seni şıllık? herkesten".
"Bunu yapamazsın".
"Seni geri zekalı. Yaptım bile. Seni kültürlü bir kadın sanıyorlar, oysa tam bir saf, aptal, ve çirkinsin. Alex'in, sana nasıl kapıldığını, sende ne bulduğunu halen daha anlayamıyorum. Fakat o benim. Onu asla elde edemeyeceksin".
"Alex, seni tanımıyor".
"Evet ve açıkçası beni iyi biri sanması şimdilik bu benim işime geliyor. Onu da yakında iksirle kötüye dönüştüreceğim. Ve kötülük kazanacak. Unutma burası dünya değil. Başka bir yer. Ve burada dünyadaki sonunda iyilik kazanır, kötülük kaybeder lafı işlemez, geri zekalı. Senden nasıl intikam almalıyım acaba? bir bütün arkadaşlarını işkenceyle öldüreceğim, ve sana izlettireceğim, çünkü sizler de benim dostlarımı öldürdünüz. Unutma o büyük savaşı kazanmanız sadece bir mucizeydi. Adamlarımız son zamanlarda çok yoğun çalışıyorlardı, ve büyük savaş günü geldiğinde henüz savaşacak güçte değillerdi. Dediğim gibi savaşı kazanmanız sadece bir şanstı, o kadar. Fakat şimdi ben esas gücümle buradayım, karşınızdayım. Ve buradaki herkesi yok edecek, güce de sahibim. Benim adım şeytan. İkincisi kocanla önce sevişmek, sonra da onu işkenceyle gözlerinin önünde öldürmek istiyorum. Bunu sana özellikle izlettireceğim, çünkü acı çekmeni istiyorum, seni sürtük. Ne? ne bana öyle ağlamaklı bakıyorsun? zamanında sende kocamı arzulamadın mı?onu elde etmek için ona bakışlar atmadın mı seni sürtük ha? senden o kadar çok nefret ediyorum ki, sana yapacaklarım için bana yapmamam için adeta yalvaracak, ve hiç doğmamış olmayı dileyeceksin seni pislik. Seni doğduğuna pişman edeceğim. Seni yok edeceğim. Benden korkuyorsun öyle değil mi?ve korkmalısın da dedi " şeytan, Daha sonra suratı kanlar içindeki Berk'i, getirdi.
"Berkkkkkkk, " diyerek çığlık attım. Kocamı dövmüş, suratını işkenceyle berbat bir hale getirmişti. İçim çok acıyordu. Ona, kocama bakarken bayılmak üzereydim.
Birden kocamı bağladı. Onu o halde sandalyeye oturttu. Ve zorla pantolonunu indirdi. Şu anda gözlerimin önünde ona zorla tecavüz ediyordu. Ellerine almış , olduğu penisi durmadan yalıyor, ve bunu bana izlettiriyordu. Daha fazla dayanamayacaktım. Gözlerimi kapattım. Bu şu anda yaşadıklarım korku filminden bile daha kötü bir kabustu. Ölmek ve bir daha uyanmamak istiyordum.
Gözlerimi açtığımda gördüğüm son manzara Victoria'nın, dili dışarıda kocamın üzerinde zıplamasıydı. Resmen onunla zorla seks yapıyordu. Ve ben bunu engelleyemiyordum. Hiç bir şey yapamıyordum. Resmen çaresiz bir haldeydim.
Gözlerimi kapattım. Kulağıma sadece Victoria'nın, kahkahaları geliyordu. Kocam bayılmıştı. Şu anda tek eğlenen Victoria'dan, başkası değildi. Victoria, kocama tokat attı. Uyan aptal, çirkin herif diye de, bağırdı. Oysa Berk'den, halen daha bir ses yoktu. Onun aşırı kanamadan dolayı bir anda ölmüş olabileceğini düşündüm. Çünkü yüzü kan içinde, ve paramparçaydı.
sürekli ağlıyordum. Elimden de bir şey gelmiyordu. Hayatımda ilk defa içimden ölmeyi diledim. Victoria, amacına ulaşmıştı. Henüz daha ölmeden beni öldürmeyi başarmıştı.
Şu anda kalbime bıçak saplansa canım daha az acırdı.
yüreğim kadar yanmazdı, canım.
kalbim kadar.
Durmadan ağlıyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan aşağıya doğru yavaşça akıyordu. Şu anda yaşadıklarım bana fazla ağır gelmiş olacaktı ki, birden bayıldım. Ya da öldüm, bilmiyordum.
Berk, ile geçmişe gitmiştim. Birbirimize uzay gemisinin içinde battaniye ile sarılmış, içerinin soğuğunu unutmuş, sohbet ediyorduk.
"Berk, iyi ki varsın".
"Sende aşkım. Seni çok seviyorum. Ve seni şu anda güldüreceğim, belki de bana inanmayacaksın, ama, o playboyla yatsan bile seni terk edip, senden asla ayrılmazdım. Bunu biliyor musun? Alex, ile tek gecelik bir ilişki yaşadın diye senin gibi bir kadından ayrılacak kadar aptal, sıradan bir erkek değilim, ben. Böylesine güzel bir ilişkiyi , yaşadıklarımızı, her şeyi bırakmaya değer mi? asla değmez bebeğim. Ve inan bana ben gayet ciddiyim".
"Haydi, ama, hayır ciddi olamazsın, ne dersen de sana inanmıyorum".
"İster inan, ister inanma, ama, ben gerçeği söylüyorum, bebeğim. Aşkım benim. Sana tapıyorum. Ve ben seni olduğun gibi seviyorum. Bir playboy yüzünden evet senden asla ayrılmazdım".
Berk, diyerek dudaklarına yapıştım. Ve deliler gibi, çılgınca durmadan seviştik...
çığlıklarımız hiç bitmeyecekmişçesine...
ve aşkımız...
uyandığımda her yerim terle kaplanmıştı. Kendimi çok kötü hissediyordum.
"Uyandın mı seni sürtük? daha ölmeni istemiyorum, henüz değil. Eğer şu anda ölürsen senden intikam alamam. Ve bu daha hiç bir şey değil. Ölümün çok basit olur. Her şeyi mahveder. Şimdi kocanı hayattayken canlı- canlı keseceğim, ve sen bunu izleyeceksin, diyerek " eline kocaman bir bıçak aldı, şeytan.
"Hayırrrrrrrrrrrrrrr " diyerek bağırdım.
Victoria, kocamı kesmeye başladı. Yavaş- yavaş. Berk, işkenceyle acının en büyüğünü, yaşarken, işkencenin en korkuncunu tadarken ben gözlerim kapalı hasta bir halde tıpkı ölü gibi yatıyor, ağlıyordum.
ağlamaktan dolayı ölecektim. Yani Victoria'nın, kocamdan sonra beni kesmesine gerek kalmadan ölecektim.
ve ben ölmek üzereydim.
bitmeyecekmiş gibi duran bir kabusu yaşıyordum. Oysa biliyordum ki, her şeyin iyi veya kötü bir sonu vardır.
birden kapı açıldı. İçeriye biri girmişti.
Michael, diyerek bağırdım. O benim robot dostumdu. Beni bulmuş, yardıma gelmişti.
fakat bu fazla uzun sürmedi. Victoria, onu yere devirdi. Ve canlı- canlı onu gözlerimin önünde yakmaya başladı. Michael'ın ölümü de korkunç olmuştu.
çok acı çekerek, yani canlı- canlı yakılarak dostum bu gezegene veda etmişti. Şeytan dönmüştü.
ve hepimizin sonu gelmişti.
ölecektik... cehennem yakındı...
derken birdenbire kapı tekrar açıldı. Ve içeriye Alex, girdi. Alex, kılıcıyla havada takla atarak Victoria'nın, tam kalbini hedef alarak bıçağı uzaktan tam kalbine saplamayı başarmıştı. Victoria, kahkahalar atarak ölmüştü.
şeytanı yok etmeyi başaran Alex, olmuştu.
ve artık onun gücüyle kimse kıyaslanamazdı.
o yetenekli bir kahramandı. Herkesin örnek aldığı, gönüllerin sevgilisi Alex.
ben bayılmıştım. Bu kadar acı bana fazla gelmişti.
Ertesi gün yatakta gözlerimi açtığımda halen daha ağlıyordum. Alex, yanımdaydı.
"Geçti, artık".
"Geçmedi, Alex. Bitmedi. Ve asla da bitmeyecek. Michael,öldü. En sevdiğim dostum acı çekerek, yakılarak öldürüldü. Kocam yaralandı. Nerede o? diye ayağa kalkmaya çalıştım. Fakat Alex, beni durdurdu, ve buna izin vermedi. Beni engelledi".
"Henüz ayağa kalkacak kadar iyileşmedin. Hala çok hastasın, Merve. Ve ben ölmene izin vermeyeceğim. Senin kurtulman gerek, yataktan kalkamazsın. Ölümden döndün, bunun ciddiyetinin farkında mısın?".
"Hiç bir şey umurumda değil diye bağırdım. Ben kocamı görmek istiyorum".
"Merve, çok üzgünüm, dedi, " Alex, gözlerimin içine bakarak. O öldü.
"Hayırrrrrrrrrrrrr yalan söylüyorsunnnnnnnn o ölmedi, ölemez".
"Gerçeği er, geç öğreneceksin. Bu acı haberi sana verdiğim için çok üzgünüm. O çok yaralanmıştı. Durumu çok ağırdı. Robot doktorlar onu kurtarmak için her yolu denediler, ama, o kadar kötü yaralanıp, kesilmişti ki, aşırı kan kaybından dolayı kalbi durdu, beni anlıyor musun? yapılacak hiç bir şey yoktu. Çok üzgünüm". Alex 'de, birden ağlamaya başladı. Benim acım, onun acısıydı. Bunu biliyor, hissediyordum".
gene bayıldım... ve yaşadıklarım yüzünden bütün dünyam karardı.
1 SENE SONRA
Aradan bir sene geçmişti. Fakat ben halen daha yaşadıklarımı atlatamamıştım.Çok zordu.
"Merhaba sana yiyecek bir şeyler getirdim, dedi, " Alex. Bu zor süreçte tek yanımda olan oydu.
"Sağol".
Birden bana sarıldı. Bunun üzerine ona suratının tam ortasına sert bir tokat attım.
"Bunu hak ettim, öyle değil mi?".
"Evet ettin. Ben evli bir kadınım, Alex.".
"Evli bir kadındın".
"Anlamadım?".
"Kocan bir sene önce öldü, Merve. Sen artık dul bir kadınsın, evli bir kadın değil, diyerek " gözden kayboldu, Alex. Beni halen daha seviyordu, oysa ben ne dostum Michael'i, ne de kocamı unutabiliyordum.
ve onları asla da unutmayacaktım.
onlar daima kalbimde yaşayacaklardı. Alex'e, karşı halen daha içimde azda olsa bir istek, aşk vardı, fakat kocam ölse bile, onun arkasından onun ruhuna ihanet etmek istemiyordum.
gene de Berk, eğer hayatta olsaydı, ve henüz yaşarken yarın öleceğini bilse bana onsuz da hayatıma devam etmem gerektiğini, başkasıyla olmam gerektiğini, bana söylerdi, bundan emindim. Çünkü bende aynını eğer ben ölseydim, onun için dilerdim.
Hayat devam edecekti.
bir şekilde ediyordu da...
gene de içimdeki bu acı bitmek bilmiyordu.
Ertesi gün çay içiyordum. Gene Alex, belirdi.
"Sana eşlik edebilir miyim?".
"Tabi diyerek ona oturmasını söyledim".
"Sana kızgın değilim, merak etme. Sen bana hiç bir şey yapmadın, Alex. Sana nasıl kızgın olabilirim ki? aksine sen benim çok zor zamanlarımda benim yanımda oldun. Bunu asla unutamam. Ve sen Alex, benim hayatımı kurtardın. Sana çok şey borçluyum. Eğer sen olmasaydın, ben çoktan ölürdüm. Ölmüştüm. Çok teşekkür ederim, Alex".
"Gene olsa gene yapardım, dedi, "Alex.
"Bende öyle Alex, aynını bende yapardım".
"Yapar mıydın?".
"Şüphesiz bende senin hayatını kurtarmak için elimden geleni yapardım, sonunda kendim ölecek olsam da gene de, bunu yapardım".
"Bunu senden duymak benim için çok anlamlı. Sen benim için çok değerlisin, Merve. Özelsin, ve de farklısın. Hep öyle oldun. Sen benim için tüm dünyaya bedelsin. Seni çok seviyorum, hep sevdim".
"Bunu biliyorum, Alex. Zaten gözlerinden okunuyor".
"Peki, ya sen?".
"Bilmiyorum, diyerek yanıt verdim, "ona.
"Bana bak , seni hiç bir şey için zorlamayacağım. Bunu asla yapmam. Senden hiç bir beklentim yok. Kocanın ölümünden sonra yeni bir ilişkiye hazır olmadığını da biliyorum. İstediğin kadar zaman senin olsun. Beni bir dost olarak da gör, Merve, bunu senden özellikle rica ediyorum. Lütfen. Bunu benim için yapar mısın?".
"Bunu deneyeceğim".
"Kocanın yerini filan almaya çalışmıyorum. Zaten istesem de, onun yerini alamam. Onu çok seviyordun. Ve halen daha da çok seviyorsun. Hep de seveceksin. O senin her şeyindi. Beraber harikaydınız. O senin için özeldi, farklıydı. Ölmesi, onu sevmene engel değil. O zaten senin kalbinde, işte tam şurada yaşıyor. Onu istesen de , unutamazsın. Bunu biliyorum. Onu asla unutmayacaksın. Ve oda seni asla unutmayacak. Siz henüz dünyadayken karşılaştınız, ve yıllar sonra da burada bir araya geldiniz. Mutlu bir evlilik geçirdiniz. 2 sene de olsa, yaşadıkların özeldi. Ve şunu biliyorum ki, Merve, kocan Berk'de, seni çok sevdi. En az senin, onu sevdiğin gibi".
"Sen çok iyi bir adamsın, Alex. Uzaktan, kadınları kullanan, onlarla oynayan, bedenleri üzerinde sömüren, bir hayvan gibi görünüyor olabilirsin, ama, senin çok iyi bir kalbin var".
"Takma kafanı, insanlar bütün ünlü, popüler, güzel, ya da yakışıklı erkekler, kadınlar için aynını düşünür. Biz hepimiz playboy, orospu, ya da birer piçizdir, bu tüm dünyada böyle. Ve bu bakış açısı da biz zengin olduğumuz sürece asla değişmeyecek. Onlar sadece yadırgar. Neler yaşadığımıza, ne zorluklar çektiğimize dair hiç bir fikirleri yok. Onlar sadece bizi izlerler, hayatımızı merakla takip ederler, oysa gerçek hayatta karakter olarak da bizden nefret ederler. Ben insanların hakkımda kötü düşünmelerini takan biri değilim. Asla da olmayacağım. Şöhretimden dolayı utanmıyorum. Ben bu başarıya ulaşmak için çok çalıştım, Merve. Hem de çok fazla çalıştım. Bu benim hayatım. Ve beni olduğum gibi kabul edip, sevecek insanlara ihtiyacım var. Sana ihtiyacım var, Merve. Sen benim hayatımı değiştirdin. Senden sonra inan bana kimseyle yatmadım. Victoria, ile de yıllardır beraber olduğumuz için evlendim. Tabi onun bir şeytan olduğunu bilmiyordum. O beni de yıllarca kandırmış".
"Senin için büyük hayal kırıklığı öyle değil mi?".
"Eh evet öyle oldu, ama, seni kaybetmediğim için mutluyum".
"Sağol Alex. Bu arada kötü insanlar hep var, onlar her yerdeler, kafaya takmamak gerek. Onlar hep olacak. Onlardan uzak duralım. Ayrıca asıl ben sadece paran için seninle birlikte olan kadınlar için üzgünüm, senin güzel bir kalbin var, Alex, bunu asla yitirme, kaybetme olur mu? o güzel kalbini görmemeleri insanların kayıbı bence".
"Onların ayıbı diyorsun yani?".
"Evet öyle diyorum, diyerek güldüm".
"Bir senedir yanındayım, hep ağlıyorsun, seni ilk defa gülerken görüyorum. Sen hep gül, olur mu?".
"Bunu sen başardın,Alex."Evet ilk kahkahamı da bugün sana borçluyum.
"Bunu başarabildiğime çok sevindim. Unutma Berk'i, bir daha göremeyecek olman yanında olmana engel değil. Sizin aşkınız büyüktü, ve ben buna büyük bir saygı duyuyorum. Onu sen kalbinde her gün görüyorsun, bunu unutma".
"Çok sağol Alex, "diyerek Alex'i, kendime doğru çektim. Onu kıravatından tutarak çekmiştim. Ve onu dudaklarından öptüm. Alex'de, tutkuyla bana karşılık verdi. Bu sefer ona karşı koymayacaktım. Buna gücüm yoktu. Karşımda her şeye rağmen, beni seven, geçmişimle beni kabul etmiş, bir erkek vardı.
tabi bende onu kabul etmiştim.
her şeye rağmen...
"Her şeye yeniden başlamaya ve hayatıma kaldığım yerden seninle devam etmeye hazırım, Alex, yanımda olduğun için sağol, deyince" , gözlerinin içi gülüyordu.
"Bunu duyduğuma çok sevindim, işte, dedi, "Alex. Bizde diyerek aynı anda bağırdı, bu esnada uzay gemisinin içindeki sevimli hayaletler. Tıpkı Casper'a, benziyorlardı. Biz öpüşürken onlar da, bizi elleriyle alkışlayarak tebrik ettiler.
Bazı anlar vardır; iki insan arasında yasanan ve hep sır kalan, buda o anlardan biriydi.
bu uzay gemisinin içinde her şey vardı.
buna hayaletler de dahildi...
burası farklı bir gezegendi. Ve burada olan, yaşanan, sadece burada kalırdı.
uzay gemisiyle birlikte ilerlemeye devam ediyorduk. Biz hiç durmadan gittiğimiz yere kadar gidecektik.
bu Matrix, bilim kurgu, bilinmeyen, sonsuzluk, gizem, ve macera asla bitmeyecekti.
acaba?
her şeyin gene de bir sonu olmalı öyle değil mi?
ne dersiniz?
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top