KİMSE AYNI OLAMAZ
Bugün tüm gün Mike'ı, dinlemiştim. Aslı, ona çok aşıktı. Onunla oldukça mutluydu. Ve ondan bahsetmeden duramıyordu. Bende canım vampir dostumu artık o öyleydi, ilgiyle dinliyor, hiç de sıkılmıyordum. Aynı şeyleri de anlatsa canım dostumdu, o benim. İnsanken de böyleydi, şimdi de böyleydi. Benim uzaylıya dönüşmem, onunsa bir vampire dönüşmesi önemli değildi. Farklılıklarımızdı bizi biz yapan. Bu farklılık bizi birbirimize çekiyor, ve hiç ayrılmayacakmışçasına bizi birbirimize kenetliyordu.
Kimse aynı olamaz.
Asla ayrılıp, birbirimizden vazgeçemezdik. Kopamazdık. Çok farklıydık, belki, ama, bu birbirimize sahip çıkmamıza engel değildi. Korumamıza, sevmemize de engel değildi.
"Biliyor musun dünyadayken henüz biz bunları yaşamamışken şunu okudum diyerek anlatmaya başladı, Aslı. Dostumu dikkatlice dinliyordum. Acaba yaşadığımız evrenin insanlık tarafından çözülmeyi bekleyen sırları bazı gizemli sayılarda mı gizli?meşhur fizikçi Richard Feynman'a, göre bu sorunun yanıtı kocaman bir evetmiş".
"İlginç bir yazı diyerek karşılık verdim".
Fizikte 1800'lü yıllardan bu yana yapılan onlarca hesaplama sürekli 137 ile çözüme ulaşıyor ve tekrarlanan denemelerle hata payı yok denecek kadar az. Bazı araştırmalara göre bu sayının ve sabitin biz keşfetmeden çok önce, tam 6 milyon yıllık bir geçmişi var.Varoluşu açıklamak için ortaya çıkan Kabbalah öğretisinde tıpkı ebcet hesabında olduğu gibi sayılara bir anlam tanımlanarak oluşturulan Gematria hesabında 137'nin özel bir anlamı var diyordu, makalede, dedi, Aslı. Her şeyin bir abartı olduğunu düşünmeyin diyor ödüllü Wolfgang, Pauli diye de ekledi, arkadaşım."Öldüğümde Şeytan'ın soracağı ilk soru muhtemelen şu olacak: İnce ayar sabiti ne anlama geliyor?"
"Aşk da bir abartı sanatı değil miydi zaten? tabi aşk aynı zamanda biraz da hayranlıktı. Bence insan hayran olduğu birini sever, bana katılıyor musun, dostum? diye başka bir konuya aşka geçti," Aslı.
"Haklı olabilirsin, inan bana aşk meselelerinden anlamam".
"Neden ki? Mike, ile tanrım inanılmaz iyi sevişiyoruz".
"Ne mutlu sana dedim " arkadaşıma.
"Sende yapmalısın cinsellik zevkli, keyifli, ve insanoğlunun ihtiyacı".
"En yenik düştüğü, zaafı diyebilir miyiz buna?".
"Kesinlikle. Freud, okumuş biri olarak bunu sen benden daha iyi bilirsin dedi" Aslı.
"Haklı olabilirsin dedim" ona.Ve tabi birde felsefe diye de ekledim. Felsefesiz bir dünya düşünemiyordum. Kahve eşliğinde uzayda oturmuş karışıklı bunları konuşuyorduk.
Ayrıca biz birbirimizi hiç kısıtlamıyor, saygı duyuyor, özgür davranıyor, ve birbirimizin başarısını çekememezlik yerine, birbirimizin başarısıyla gurur duyuyorduk. Dünyada böyle insan çok azdı. Aslı, bana Mike ile de böyle bir ilişkileri özgür olduğunu söylediğinde açıkçası imrenmeden edemedim. Fakat asla kıskanmamıştım.
Bunu asla yapmazdım. Kendimi seven, barışık bir insandım.
"Arkadaşlar çok dikkatli olmak zorundasınız , çünkü onlar her an karşımıza çıkabilirler. Sohbetinizi bölmek istemem, ama, sizi uyarmak zorundayım, bu benim görevim, dedi "robot.
"Nereden çıktın sen?" diye sordum.
"Şaşırdın mı? ani belirmelerim vardır, benim böyle".
"İyi, ama, bazen bu korkutucu olabiliyor. Ürkütücü".
"Ürkütücü olan onlar, dedi "robot.
"Onlarda kim? diye sordum".
"Diğerleri. Yani bizden olmayanlar. Kısacası şeytanlar".
"Şeytanlar mı?".
"Tatlım dedi "robot eliyle omzuma dokunarak. Burası öyle bir gezegen ki, burada her şey mümkün. Şeytanları yenmek zorundayız.
"Şaşkın bir biçimde yenmek zorundayız diyerek " karşılık verdim, bende robota. Ve "ne kaynatıyorsunuz bakalım?" diyen Alex'in, sesini duydum. Kafamı arkaya çevirdiğimde onun o yakışıklı yüzünü gördüm. Oradaydı, karşımdaydı, ve ben bana asla ait olmayacak olan bu adamı özlüyor, ona hayalimde dokunuyor, ve onu çok seviyordum. Onu ne zaman görsem adeta eriyordum.
İmkansız aşkın tanımı ona karşı hissettiklerim olsa gerekti.
Kimse anlayamazdı.
O hayaldi, belki, ama, benim için o kadar özeldi ki.
Daima da öyle kalacaktı.
"Fazla dedikodu iyi değildir, söyleyeyim, dedi, yakışıklı Alex.
"Sorma, Alex, robot hazretleri bizi hayallerimizden uzaklaştırdı".
"Aşkolsun Aslıcığım, ben size hayal kurmayın demiyorum ki, kurun, konuşun gitsin, ama, gerçeklere de dönmeliyiz. Gerçeklerden ne kadar istersek isteyelim kaçamayız. Er, geç onlarla yani gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalırız. Şeytanlarla yüzleşeceğiz, onlar karşımıza ama, geç, ama, erken çıkacak. Ben sadece bunu bilin istiyorum, o kadar".
"Ondan vazgeçmeliydim, ah Alex, sevdiğim dedim," içimden. Çok zor bir vampir adamdı. Gene de çekiciydi. Çapkındı. Ve gün gittikçe ona daha da fazla tutulmaya başlamıştım. Başkasına aitti. Benimse kalbim, hayallerimde tamamen sadece ona ana aitti.
daima.
Hayallerimde bile imkansızdı, belki, ama, o benimdi. Hayal ettiğim sürece daima da benimle olacaktı.
Hayallerim onunla bitmek bilmeyen bir tür okyanus gibiydi. Aşk bir abartı sanatıydı. Ulaşılması, elde edilmesi, asla ,mümkün olmayan bir hastalıktı, aşk.
Aşk işte bu yüzden bazen de asla olmayacak birini sevmekti.
Kalben.
Hayaller...
Tutkular... arzular zinciriydi, bu.
Kim bilir? belki bir gün.
Bir hayalin hayalini sevmek de mümkündü, işte.
O benim için Alex' idi.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top