CANIM DOSTUM ROBOT(MİCHAEL)
O günü robot ile karşılıklı sohbet ederek geçirdim. Uzaylılar geminin içerisinde yoğun çalışıyorlardı. Berk'de, meşguldü. Robotla iyi anlaşıyordum. Beni hem güldürüyor, hem de eğlendiriyordu. İkisi de, bir aradaydı. Ve bu çok iyiydi. Bugün kendimi ayrıca enerjik hissediyordum. İçimden bu anın hiç bitmemesini diledim.
"Senle sohbet çok güzel geçiyor".
"Sağol canım senle de öyle dedi robot. İsmi Michael, idi".
"Ne zamandır buradasın Michael?".
"Uzun yıllardır".
"Peki hiç sıkılmadın mı? dünyayı özlemiyor musun?".
"Ben burada doğdum, ve burada öleceğim. Burada özgürüm. İstediğim her şeye de ,sahibim. Dünya hakkında pek de, iyi şeyler duymadım, o yüzden de ben burada doğanlardanım, yani şanslı olanlardan".
"Hım böyle hissediyorsan ne mutlu sana".
"Peki ya sen orayı özlüyor musun?".
"Tek özlediğim ailem. Onun dışında Berk, artık yanımda. Onunla hayatım daha da renklendi".
"Bunun farkındayım zaten. Birbirinize çok yakışıyorsunuz. Hatta Victoria, Alex çiftinden bile daha fazla". Alex, lafını duyunca birden kızardım, bunu beklemiyordum.
"Buda nereden çıktı".
"Gerçekler canım. Bu gezegen de anket yapılsa sırf popüler oldukları için herkes yılın çifti olarak onları seçerler. Oysa ben o tarz insanların ilişkilerine asla inanmam. İlişkileri para, çıkar, gösteriş, ve tamamen popülerlik üzerine kurulmuş. Oysa siz Berk, ile hem birbirinizi çok seviyor, hemde gösterişten uzak, ve çok doğalsınız. Bence bunun değerini bilin, ve birbirinizden asla vazgeçmeyin. Diğerlerine inat, bunu yapın. Birbirinizi doyasıya sevin".
"Diğerleri derken?".
"Ayırmak isteyenler canım. İlişkisi olmayanlar, olanları kıskanır, ve kötüler. Çekemez. Bu dünyanın da her yerinde böyleydi, bu gezegen de de. Yaşam devam ettiği sürece iyiler de olacak, kötüler de".
"Tıpkı dünyada olduğu, gibi, dedim".
"Kesinlikle".
"Peki, ya oraya huzura varınca sonsuza kadar yaşamak bize iyi gelecek mi?".
"Öyle diyorlar. Fakat sana bir şey söyleyeyim mi, yaşamadan ve görmeden bu soruya yanıt veremem".
"Sence oraya varabilecek miyiz? bu belli mi? yani ya hiç varamazsak? bana asırlardır gidiyormuşuz, gibi geliyor".
"Bu daha hiç bir şey değil tatlım, burada yaşayıp, göreceklerin de".
"Beni korkutuyorsun".
"Korkman için söylemedim. Sadece oraya varmak zor. Ve biz seçilmişler bu çok zoru başarmak için yola çıktık".
"Büyük savaşı kast ediyorsun, öyle değil mi?".
"Hem o, hem de burada da içimizde bazı casuslar olabilir, dikkat et".
"İçimizde burada mı? ama nasıl?".
"Sana tavsiye herkese güvenme. Özelini de anlatma. Bunu diğer robotlara söylediğimde benimle alay ediyorlar, ama, diğerleri yani şeytanlar kısacası kötülerin buraya gizli adam göndermedikleri ne malum? biz onları bizim gibi iyi sanabiliriz, rollerini iyi oynadıkları sürece".
"Bu hiç aklıma gelmemişti".
"Kimsenin gelmez, ben seni uyarıyorum, dostum".
"Oranın varacağımız gezegenin adı ne? biliyor musun?".
"Maalesef hayır. Keşke bilebilseydim. Belki de henüz keşfedilmemiş bir yerdir".
"Kim bilir? dedim , dostuma. Sana bir şey soracağım".
"Sor bakalım".
"Sen hiç aşık oldun mu?".
Robot bu soruma gülerek yanıt verdi. "Herkes olmuştur. Aşka inanmadığını söyleyenler bile inan bana. Onlar duygularını sadece bastırıyorlardır. Elbette oldum. İsmi Emma, idi. Çok güzeldi. Benim gibi görünen bir robot değildi , o . Bakımlıydı. Bir sürü robot peşindeyken gönül işte o benim gibi tembel, pasaklı bir robota tutuldu. Beni seçmişti. Neden beni seçtin diye sorduğumdaysa bana şu yanıtı verdi; sende beni seçtin kalbimi".
"Çok güzelmiş. Nerede peki?".
"Öldü. Burada. Gece yarısı bir anda fark ettim".
"Çok üzüldüm".
"Sağol. Alıştım artık yokluğuna dün gibi, ama, asırlar geçti. Bazen hatırlıyorum. Ölenler kalbimizdeyse hep var inan bana. Ailene gelirsek; sakın üzülme, onlar kalbinde şuradalar, bunu sakın unutma. Aslında sen onları hiç kaybetmedin. Belki farklı bir yerde, gezegen de , yeniden karşılaşırız sevdiklerimizle. Şu anda yaşadıkların dünyadayken sana hayal gibi geliyordu, ama, bak gerçekleşti".
"Haklısın. Artık yaşayacağımız, karşılaşacağımız hiç bir şey beni şaşırtmaz".
"Şaşırtmamalı".
"Nereye aidiz sence? buraya mı?".
"Hiç bir yere. Kalbin nereye aitse orasıdır, çünkü. Kalbin ne diyor Merve?".
"Galiba burası".
"O halde sorun yok, dedi" robot. "Sohbet iyi bakıyorum, diyen" Berk'i, gördüm. Onu ne zaman görsem, içim açılıyordu. Mutlu oluyordum. Koşarak ona sarıldım.
"Çok zeki, kültürlü bir hanımefendiye sahipsiniz, bay Berk".
"O benim her şeyim, diyerek" yanağıma, sıcak, içten bir öpücük kondurdu, Berk. Yanında çok mutluydum. Artık Alex'de, karşıma fazla çıkmıyordu. Galiba ikimizin yapamayacağını, asla yürümeyeceğini oda anlamıştı. Ben ciddi bir ilişki isteyen, romantik, Berk'e , sahip bir dişi uzaylıydım. Alex, ise benim tam zıttımdı. O rahatına fazla düşkün, çapkın, her daim seks, haz peşinde koşan, hırslı, popüler, hep daha fazlasına sahip olmak isteyen, şımarık, popüler, ünlü, zengin, bencil, ama, çok yakışıklı buranın hakimi , üst düzey yöneticisi bir uzaylıydı. Berk, beni çok seviyordu. Bende onu seviyordum. Evet Alex'i, istemiş arzulamıştım. Fakat arzu, ve aşk aynı olamazdı , ki. Alex'in, şöhretinden etkilenmiştim. O asla elde edilemeyecek bir erkekti. Ve buda beni onda çekmişti. Oysa Berk, yanımdaydı. Gerçekti. Mümkündü. Ve bence olması gereken de, buydu. Ben böyle düşünüyordum. Anlık bir zevk uğruna Berk'i, terk etmeyecek, ve onu aldatmayacaktım. Alex, gibi biriyle hele asla. Alex, güvenilmez biriydi. Onunla farklı dünyaların insanıydık. Farklıydık. Tamam zıt kutuplar birbirini çeker, ama, bu denli bir farkla asla yürümezdi. Berk, beni seviyordu. Bende onu seviyordum. Olay bu kadar basitti. Ve hayat bazen gerçekten de, nerede olursan ol, istersen böylesine gizemli bir gezegende olması gerektiği gibiydi. Alex'in, mektubuna yanıt vermemiştim. Oda bunu anlamış olacaktı ki, geri çekilmişti. Onu red etmiştim. Bunu bu gezegende yapan tek dişi uzaylıydım. Alex, şaşırmıştı, belki de ilk kez bir kadın tarafından red ediliyordu. Fakat yapamazdım. Cinsellik uğruna kullandıramazdım, kendimi. Onu arzuladığım için kendimi asla affetmeyecektim. Tek avuntum, onu hayal ettiğim de yanımda Berk'in olmaması, ve onu tamamen kaybettiğimi düşünmekti. Artık vardı. Ve ben mutluydum. Gene de, biz bir aradayken arada uzaktan Alex'in, kıskanç dolu bakışlarını fark ediyor, bu istemeden de olsa hoşuma gidiyordu. Bu tarz popüler, şımartılmış , zengin erkekler bence bunu hak ediyordu. Sevmek nedir? bunu öğrenmeliydiler. Aynı şekilde sevilmemenin de acısını eğer anlarlarsa bu tarz erkeklerin de bir gün sadık olabileceklerine dair olan eğitim, ders gerekliydi. Ve bu eğitim, ders de buna dair olan inancı çok az da olsa artıracaktı.
Ayrıca Berk, canım sevdiğimi asla aldatmayacaktım. O benim her şeyimdi. Bunu yaşamak da bir tecrübeymiş. Ve ben dersimi çoktan almıştım.
Hatasız kul olmaz, ne de olsa...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top