BİLİNMEYEN CİSİM
"Hey şuraya bakın dedi "uzaylı.
"Tanrım bu olamaz dedi" robot da. Yüzünde korku dolu bir ifade vardı. İçeride herkes panik halindeydi.
"Bilinmeyen bir cisim üzerimize doğru geliyor, diyerek bağırdı" yılan.
Berk, ile yan yana sarılmış bir haldeyken birden bir ses duyduk. Uzay gemisinin içi büyük bir gürültü ve hareketle sarsılmıştı. Büyük bir ses çıkmıştı.
"Ne oluyor? diye sordu" Berk.
"Bilmiyorum, diyerek" merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladık. İçerideki tüm canlılar koşuşturmaktaydı.
"Sorun ne? diye bağırdım". Korkmaya başlamıştım.
"Şeytanlar geliyor savaş başladı dedi "dostum, robot.
"Emin misiniz? diye sordu" Berk.
"Şu anda üzerimize gelmekte olan bilinmeyen bir araç, cisim var, ve bizler bunu iyiye yormuyoruz. Savaşa hazırlanın diyerek ilk emri verdi, " robot.
"Peki ya düşmanımız değillerse?".
"Fazla iyimsersin, ve hiç düşünmüyorsun, diyerek araya girdi, "Alex. Bunu oldukça sinirli bir yüz ifadesiyle söylemişti. Bana normal olarak oldukça soğuktu. Onu red etmiştim. Alex, ilk defa bir kadın tarafından red edilmişti, oda bendim. Aksi taktirde henüz onun cazibesine ve popülaritesine hayır diyebilecek bir kadına bu yeryüzünde rastlanmamıştı. Yoktu.Ben çok zor da olsa bir ilki başarmıştım. Onu deli gibi istemiştim, ama, kendime hakim olmayı başarmıştım. Şu anda Berk, ile mutluydum. Ve onu seviyordum. Alex, ulaşılmaz olduğu için kafamda bir arzu ve takıntıdan ibaretti, o kadar. Alex, Berk'den nefret ediyordu. Ve onu seçtiğim için de, arada ona kızgın bakışlar yollamaktan bir türlü geri kalmıyordu. Zavallı Berk, aşkım dedim içimden. Onun hiç bir şeyden haberi yoktu, tabi. Ve Alex'in, durduk yere niçin kendisine böyle davrandığını merak ediyor, bunu tuhaf buluyor olmalıydı. Ya da bunu onun sadece şımarık karakterine yoruyor olmalıydı. Buranın hakimi ve yöneticisi, popüler, şımarık, eh doğal olarak da zengin, ukala, ve soğuk biri diye düşünüyor da olabilirdi. Gene de Berk, bana hiç bir zaman bu adam bana niye böyle davranıyor? diye sormamıştı. Ve açıkçası bunu bana sormaması işime geliyordu. Çünkü bir gün ağzımdan ona olanları kaçıracakmış gibi hissediyordum. Tamam ortada aldatma filan yoktu, ama, gene de bir erkeğin sevgilisini beğenmesini hiç bir erkek istemezdi. Ve bu geçmişte olsa bile bunu kabullenmezdi. Hele ki söz konusu olan Alex, gibi biriyse. Ayrıca bende onu arzulamıştım. Ve bunu aylar sonra aramızda bu kadar iyiyken hatayla ağzımdan Berk'e, kaçırırsam bir daha eskisi gibi olamayacağımızdan adım kadar emindim. Ben artık onu beğenmediğimi de söylesem geçmişte beğendiğim için Berk, buna ne denli inanırdı ki? ya da bana ne değişti de ondan vazgeçtin peki? diye bana sormaz mıydı? bana halen daha onunla yatmak ister miydin? demez miydi?. Erkekleri iyi tanıyordum. Hele ki söz konusu olan bir Türk erkeği ise bu konuda ayrılık kaçınılmaz olurdu.Dünyada Türk erkeği kadar kıskanç ve baskıcı, kuralcı yapıda bir ırk daha yoktu. Belki buna asyalıları, ve tabi arapları da ekleyebilirdiniz. Ayrıca Türk erkeklerindeki kıyaslanma takıntısı kendilerini başka erkeklerle, ya da kendi ırkının kadınlarını, başka güzel kadınlarla kıyaslama, küçümseme, ve aşağılama, kompleksi, bunlar bazen çekilmez bir hal alabiliyordu. Üzücüydü, ama, böyleleri vardı.
ve hep olacaktı , da. Önemli olan onlardan uzak durmayı başarabilmekti.
bu yüzden Berk'e, olanlardan asla bahsetmeyecektim. Hiçbirini bilmemeliydi. Tek korkum Alex'in, kızıp bir gün olanlardan Berk'e bahsetmesiydi. Gene de şimdiye kadar o mektup olayından sonra onu hiç görmemiştim. Ne böyle bir şey yapmıştı, ne de bizim karşımıza çıkmıştı. O bu durumu bence kabullenmişti. Böyle tahmin ediyordum. Gene de incildiğini, duygularında samimi olduğunu, ve geçmişte benden gerçekten hoşlandığını biliyordum. Bunu bana hissettirmişti. Çok farklıydık. Ve onunla ben istesem bile, birlikte olamayacağımızı bilmek benim bu konuda içimi rahatlatan tek şeydi. Alex'de ne bize görünüyor, rahatsızlık veriyordu, ne de zamanının çoğunu Victoriasız geçiriyordu. Serbest, merbest güzel, mutlu bir ilişkileri vardı. Ve ben bunu biliyordum. Yarın bir gün eğer evlenirlerse hiç şaşırmazdım.
"Hayatta kalmayı başarabilecek miyiz? diye sordum".
"Bu hayatta hiç bir şeyin garantisi yok prenses dedi "Alex. Eyvah dedim içimden. Bu prenses kelimesi Berk'de, bir şüphe uyandırır mıydı? kafamı Berk'e, çevirdiğimde hiç bir şey anlamadığını ve bunu iplemediğini fark ettim. Ve derin bir nefes çekerek rahatladım.
"Sen bir meleksin bizi korursun dedi " canım robot arkadaşım. Ona sarıldım.
Bu esnada gizemli cisim ateşler saçarak gittikçe bize doğru yaklaşıyordu.
"Kılıçları hazırlayın, ateş toplarını çalıştırın, ve sihirli, koruyucu kostümlerinizi giyin, çabuk dedi "Alex.
Hemen dediklerini uygulamaya başladık. Acele etmeliydik. Aksi taktirde en ufak bir gecikme bile hayatımızı sonlandırabilirdi. Ölebilirdik.
"Çabuk olun, diyerek bağırdı, " Alex. Aynı zamanda bizi uyarıyordu , da.
Yaklaşmakta olan büyük tehlikeye karşı.
ya da tehlikelere karşı.
tam sandalye üstüme devrilecekti ki, Alex, beni yana doğru itti. Çok büyüktü. Eğer üstüme gelse yaralabilir, ya da ölebilirdim.
"İyi misin?".
"Evet diyerek kafamı salladım". Ne yapsam da ondan nefret edemiyor, kaçamıyordum. Ve Alex, az önce benim hayatımı kurtarmıştı. Ona borçluydum. Uzay gemisinin içi halen daha bu esnada sallanmaktaydı.
Alex, gitmek üzereydi ki, "Alex teşekkür ederim, hayatımı kurtardın,dedim".
"Sorun değil Merve. Benim yerimde olsan sende aynını yapardın, bunu biliyorum".Bunu duymak o anda hoşuma gitmişti. Gülümsedim. Oda bana bakıp, gülümsedi.
hoş bir andı.
"Sevgilimin hayatını kurtardın dostum, sağol".
"O çok özel bir kadın, değerini bil, bu arada çok dikkatli olun, her zaman diyerek gözden kayboldu, "Alex.
Çok zor, değişik, gizemli,uçlarda biri gibi gözükse de, aslında çok iyi bir kalbi vardı. Bunu dışarıdan kimse bilmiyordu. Oysa ben biliyordum.
Daha sonra tekrar geri geldi.
Evet başlıyoruz. Size öğrettiğim hayatta kalma derslerini şimdi gösterme zamanı. Sıraya geçin. Hepiniz. Güzel. Şimdi hep bir ağızdan bağırmanızı istiyorum. Savaşa hazırız. Başaracağız. Düşmanı yeneceğiz.
Ve o anda uzay gemisinin içindeki binlerce seçilmiş kişi hep bir ağızdan bağırmaya başladık.
Savaşa hazırız. Başaracağız. Düşmanı yeneceğiz.
Alex'in, bu güven verici konuşması ben başta olmak üzere, şu anda uzay geminin içindeki herkesi etkilemişti.
bize cesaret vermişti.
ve umut.
o umut ki, bir çok şeye değer özellikle de , biz insanlar için.
asla pes etme.
ve iste.
inan.
en imkansız durumun bile bir oluru vardır.
büyük savaş gelmişti. Ve hazırdık.
hayatta kalmak için elimizden geleni yapacaktık.
ya ölecektik, ya da hayatta kalacaktık.
yani başaracaktık.
Kim Bilir?
göreceğiz dostum.
Not: Yüzüklerin Efendisi filminden; " En iyi savunma içinizdeki cesarettir".
Şeytanlarla tanışma vakti, savaş günü gelmişti.
korkuyorlardı, belki, ama, asla pes etmeyeceklerdi. Her iki taraf da güçlüydü.
ancak?
sadece biri kazanacaktı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top