ASIL ŞEYTAN
EVRENİN SONU YOKTUR. Uçsuz bucaksız, ve sınırsızdır.
Sonsuzluk, ve hiçliği, aşkı, ve tutkuyu, sevgiyi, her şeyden önemlisi de mücadele etmeyi uzay gemisinin içinde öğrenmiştim. Hatalı aşklardan uzak durmak gerektiğini, başkalarını ayırmamak gerektiğini, her şeyden önemlisi bazen insan imkansızı isteyip, arzu ederken, aslında asıl yanındakini görmediğini de hayat bana öğretmişti. Seni seven sana değer veren o özel kişiyi, olmayacakları hayal ederken bazen kaçırabiliyorduk.
işte ben o şansı bir kez yakalamışken, asla bırakmamış, mücadele etmiştim.Geçici bir tutku için Berk'den, ayrılmamıştım. Aşkı bulmak bir şanstı, ve ben bu şansı imkansız bir tutku için bırakmamıştım. Çünkü Alex, ile geleceğim olamayacağını, ve başkasına ait bir erkekle kısa süreli bir aşk yaşayacağıma ben beni seveni, kalıcı olanı, mümkün olanı, yani Berk'i, seçmiştim. Ve onu seçerken aynı zamanda çok sevdiğimin de farkına varmıştım. Asıl aşık olduğum meğersem oymuş. Alex, ise bir tür arzuymuş. İnsan bazen arzu ile aşkı ya da tutku ile aşkı birbirine karıştırabiliyordu. Ben artık hepsinin ayrımını öğrenecek kadar olgunlaşmıştım. Henüz 19 yaşındaydım, belki, ama, ruhum, bedenim, ve yaşadıklarımla kendimi 35 yaşında yetişkin bir dişi kadın uzaylıymış gibi hissediyordum.
Yaşadıklarımın yükü ağırdı, belki, ama, sonunda başarmıştık. Hayatta kalabilmiş, kurtulmuştuk.
"Düşmanı yendik dedim" kocamın kolları arasındayken.
"Evet başardık. Artık her şey sona erdi, dedi, "Berk.
"Peki, ama, ya son? o ne olacak?".
"ne kast ediyorsun?" diye hemen sordu, bana.
"Yani huzura varmak istediğimiz yere ne zaman varacağız?".
"Niçin bunu bu kadar çok kafana takıyorsun ki? onu düşünerek niçin şu anı, yaşamıyorsun? sana tavsiyem artık daha fazla kendini yorma, bırak, ve şu anı yaşa, sadece benimle diyerek"Berk, dudaklarıma güzel bir öpücük kondurdu. Bende ona tutkuyla karşılık verdim.
Ve içimden tutkuyla öpüştüğümüz bu anın hiç bitmemesini diledim.
"Haklısın. Bunun sonu ne olacak? diye düşünerek anı tam olarak yaşayamıyoruz".
"Kesinlikle bebeğim. Dünyadayken Türkiye'yi, düşün, dünyadayken de insanlar sence anı yeterince yaşayabiliyorlar mıydı?".
"Hayır aksine insanlar orada henüz yaşıyorken öldürüyorlardı , birbirlerini".
"Yaşayan ölüler aşkım dedi" Berk.
"Hepimiz öyleydik, diyerek "karşılık verdim, kocama. Birbirimize sarılmış uzay gemisinin içinde üzerimizi örtmüş otururken, çünkü içerisi inanılmaz soğuktu , birden gözüme dans etmekte olan Alex, ve Rus eşi Victoria, takıldı. Adam çok yakışıklıydı, kadın da çok güzeldi. Ve birbirlerine çok yakışıyorlardı. Tam bir çifttiler. Uyum tamdı. Fizikleri süperdi. Ve şu anda uzay gemisinin içinde herkesin gözü onlardaydı. Popüler, ve ünlüydüler. Zengindiler. Milyonlarca hayranları vardı. Ve yılın çifti seçilmişlerdi. Birden aklıma siz daha güzel ve özelsiniz, doğalsınız diyen robotun sözü geldi. İçimden gülümsedim. Robot bizim canım dostumuzdu, ve bizi çok sevdiği için öyle güzel görüyor olabilirdi, ama, ben kendimi onlarla kıyaslamayacak kadar olgundum. Görünen köy kılavuz istemezdi. Fiziken onlarla asla yarışamazdık. Biz Berk , ile birbirimizi seviyor, ve tiple işimiz yoktu. Biz sevimli ve de tatlıydık. Onlarsa cazibeli, çekici, muntazam, kusursuz ve de seksi.
şöhretlerinin de etkisi yok değildi, tabi, ama, bu fiziksel olarak da mükemmel olmadıklarını göstermiyordu.
mükemmeldiler.
"Onu hala beğeniyor musun? diye sordu,"kocam.
"Ne?"diyerek tepki verdim. Bu soru karşısında o kadar çok şaşırmıştım ki, ağzımdan sadece bu tek ne kelimesi çıkabilmişti.
"Yanlış anlama sana kızmıyorum. Sadece seni anlıyorum. Öyle bir erkek inan bana kadın olsam beni de etkilerdi. İnsanların evli olması başkalarını beğenmeyeceği, güzel bulmayacağı anlamına gelmiyor. Dünyanın sorunu bu. Bu aldatmak değil. Onunla zamanında yatsaydın bu aldatmak olurdu, ve beni açıkçası çok üzerdi. Çünkü seni çok seviyorum, aşkım. Fakat böyle bir adamla yattın diye de senden asla ayrılmazdım. Ben salak değilim. Bulmuş olduğum aşktan asla küçük bir kaçamak için vazgeçmem. Ben diğer erkeklerden farklıyım, ve sana asla baskı yapmamaya çalışıyorum".
"Biliyorum Berk, farklısın. Ve inan bana onunla yatmazdım".
"Peki, ya ben dönmeseydim, Merve? ben hep dünyada kalsaydım. O zaman?".
"Berk," derken eliyle beni hişt diyerek susturdu. "Yanıtın onunla olurdum, olduğunu biliyorum ki, bu çok normal. Sakın bana yalan söyleme. Evet o zaman onunla olurdun ki, mutlu olmak senin de hakkındı, Merve. Eğer biz seninle burada bu gizemli yerde hiç karşılaşmasaydık. Yani Alex, olmasa da, buradan başka biri olurdu. Aynısı benim içinde geçerli seni asla unutamazdım, belki ,ama, hayatımı sürdürebilmek içinde kaldığım dünyada, şehirde bir kızla evlenir, çoluk,çocuğa karışırdım. Bu bir gerçek. Gerçeği yok sayamayız. Şu Alex, piçini çok kıskanıyorum, bazen onun gibi olmak istiyorum. Evet yakışıklı, zengin,ünlü, popüler olmak isterdim, ama, ya o zaman da şimdiki kadar kültürlü olamasaydım,ya senin gibi kalbi temiz, düzgün, bir meleğe sahip olamasaydım?. En azından şimdi insanlar bizi biz olduğumuz için seviyor. Peki, ya Alex, Victoria gibileri niçin seviyor? bunu bir düşün".
"Cevap para sanırım. Paranın gücü".
"Ya da şöhretin, popülerliğin gücü".
"Haydi, ama, Victoria'da , beğenilmeyecek kadın değil değil mi Berk?".
"İyi de onlardan Rusya' da, milyonlarca var. Oysa ben eşi benzeri olmayan, ne fiziken, ne de görünüm olarak, diğer kadınlardan farklı olan birini, farklı görünen birini istiyorum, oda sensin Merve. Sen gerçeksin. Ve yanımdasın. Rus isteseydim, Rus bulurdum, ama, her şey de tip değil, inan bana, aşkım. Hem tamam çok güzeller belki, ama, hepsi birbirine çok benziyor. İkiz kopyalar sanki.Boyları, giyimleri, makyajları, göğüsleri bile aynı o derece".
"Beni güldürüyorsun".
"Ben sana sadece düşüncelerimi söylüyorum, fıstık".
"İyi ki varsın".
"Sende iyi ki varsın. Ve Alex'in, fazla çekici olduğunu düşünüyor, ve ona fazla bakmaman konusunda da ayrıca seni uyarıyor, ve kıskanıyorum. Her ne kadar onun da evli, senin de beni çok sevip, asla aldatmayacağını bilmeme rağmen içimdeki o ezikliği atamıyorum. Sahi sen böyle bir adama, beni tercih ettin öyle değil mi? buna halen daha inanamıyorum".
"İnansan iyi edersin. Bir playboy için seni bırakmazdım".
"İlahi Merve, beni çok güldürüyor, ve de eğlendiriyorsun".
"Sen kültürlü, ve zekisin Berk. Hangi erkek senin kadar kitap okumuştur?".
"Peki ya hangi kadın senin kadar şiir yazmış, roman okumuş, kitap yazmıştır acaba?".
"Bu arada Rus kadınlar güzel oldukları kadar kültürlü de. Onlar da zeki ve deli gibi kitap okuyorlar".
"Aşkım yani senden boşanayım bir Rus mu alayım şimdi? bunu mu istiyorsun?".
"Hayır gerçekleri söylüyorum, ben".
"Karıcığım sen de zekisin, kültürlüsün, ve ben hayatımda senden başka kadın istemiyorum, tamam mı?"
"Anlaştık".
"Seni asla terk etmeyeceğim, aldatmayacağım, Rosalinda".
"Rosalin'da, da nereden çıktı?".
"Seni biraz Thalia'ya, benzetiyorum, karıcığım".
"O dünyada kaldı, Berk".
"Olsun, ama, vardı, öyle değil mi".
"Evet vardı, diyerek gülümsedim. Beni gene öptü. Gene ve gene. Şu anda kendimi Berk'in, kollarında son derece mutlu hissediyordum".
Ve içimden bu anın hiç bitmemesini diledim.
Mutluluğumuzun hiç bozulmamasını da, ayrıca diledim.
"Şu anda ne düşünüyorsun? ve nasıl hissediyorsun? diye sordu, kocam".
Bu anın hiç bitmemesini istiyorum.
gel buraya diyerek beni ellerimden tuttu, ve sevişmek üzere yatak odamıza götürdü.
hayat bir yerlerde, dünyanın dışında da, devam ediyordu.
ve bizlerde bu yolculuğun birer parçasıydık. Biz sevişirken uzay gemisiyle birlikte bambaşka bir yere doğru yol almayı sürdürüyorduk.
oranın neresi olduğunu bilmiyorduk.
oranın bir adı yoktu.
orada sadece yaşam olduğunu biliyorduk.
aramızda oranın adı şimdilik huzurdu.
adı yarın değişebilirdi...
bilmiyorduk...
tek bildiğimizse; hayatın devam ettiği, yaşadığımızdı.
düşmanı yenmiştik.
artık şeytanlar yoktu.
acaba?
sonsuz, ucu, bucağı olmayan, bu gizemli galaksi durmadan gidiyordu.
gidebildiğince...
bakalım neler olacaktı? derken bir gölgenin sesiyle irkildik. İçeride biri vardı.
ve kafamıza aldığımız darbeyle birdenbire bayıldık.
o aramıza sızmış olan gizli casuslardan biriydi. Birden hatırladım, robot dostum bana bundan bahsetmişti.
aramıza sızmış olan gizli şeytanlar olabilir, demişti. Ve biz onları dostumuz sanıp, onlara güvenebilirdik.
onlar virüs gibi yayılırlardı, yapışırlar, dost görünümleriyle insanların hayatlarına sızarak, bilgi aşırır, zarar verirlerdi.
onlar iyi, masum görünümlü şeytancıklardı.
sahteydiler....
robot haklı çıkmıştı.
peki, ama, o kimdi?
ve şimdi ne olacaktı?
ölecek miyiz?
onunla yüzleşme vakti gelmişti.
asıl şeytanın kendisiyle.
asıl şeytanla...
şimdi hesaplaşma vaktiydi.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top