39 ♛ Unutuluş ve Yakamoz

♛ 39. Bölüm ♛

UNUTULUŞ VE YAKAMOZ

RN 1501 Riera 22 - Batı Denizi, İnci

Sirenlerin Aiolis'e saldırmaları bir savaş işaretiydi. Sınırdaki kulelere askerler gönderilmişti. Savaş yakında başlayacaktı.

Kral Madeinos'un ağır bir hastalığa yakalanması, zor durumda olan ülke için hiç iyi olmamıştı. Mercan Saray'ın şifacıları ve hekimleri her daim onun yanındaydı, ancak kral iyileşmiyordu. Yetki artık Varis Prenses Sendaras'taydı. Aiolis yeniden konseye katılmıştı.

Prenses Sendaras, hem Diyar'ın, hem de denizlerin sınırlarını belirleyen kulelere yeni isimler vermişti. Sınırın etrafında dört kule vardı. İkisi Ak Ülke'ye bağlı olan ve Batı Denizi'nin aydınlık deniz insanlarına aitti. İsimleri Işık ve Madeinos'tu. Diğer ikisi ise Kara Ülke'ye bağlı olan ve Kuzey Denizi'nde yaşayan karanlık deniz insanlarına, yani sirenlere aitti. Siren kulelerinin adları ise Karanlık ve Laeren'di. Laeren, yıllar önce ölen siren kraliçesinin adıydı.

Düşüncelerini kafasından atmaya çalışıp odasından çıktı ve kütüphaneye doğru yöneldi. Diğer ablası Faelenis'i orada bulacağını umuyordu. Kütüphanenin kapısını bir muhafız onun için açtığı anda Aiolis'in aklında yeni bir soru canlandı.

Annesi.

"Faelen." dedi hızla yüzüp kardeşinin oturduğu sandalyelerin yanına geldiğinde. Faelenis başını kitaplarından kaldırıp kardeşine baktı. Aiolis tek kelime söyledi. "Kraliçe."

"Neler oluyor, Aiolis?" dedi Faelenis bıkkın bir sesle. Sendaras'tan sonraki varis olarak ikinci yetki ondaydı, babasının olduğu gibi ablasının da danışmanıydı. Kitaplarda yeni savaş stratejileri arıyordu. "İşim var."

"Kraliçe Karelias'a ne oldu, Faelenis?" diye sordu Aiolis onu umursamayarak. Annesini hatırlamıyordu, Kral Madeinos ondan bahsedilmesinden hoşlanmıyordu, prensesler sarayda kendi aralarında bile annelerinden pek söz etmiyorlardı. Aiolis bu soruyu daha önce sormamıştı. Kral Madeinos'u üzmeyi istemiyordu çünkü Karelias'ı ne kadar çok sevdiğini biliyordu.

Faelenis önündeki kitapları kapattı ve Aiolis'e yanındaki sandalyeye oturmasını işaret etti. "Onu hatırlamıyorsun değil mi, Aiola?"

"Nasıl hatırlayabilirim, Faelen?" dedi Aiolis. "O öldüğünde daha bebektim."

Aiolis, Faelenis'in yüzünde belki ilk defa hüznü gördü. "Bilmiyoruz." dedi Faelenis, elini başındaki yakutlarla süslü taca götürerek. "Nasıl öldüğünü bilmiyoruz." Tacı koyu renkli saçlarından çıkardı ve masaya koydu. "Kral Madeinos'un dediği tek şey öldürülmüş olduğuydu."

"Kim tarafından?"

"Bilmiyoruz dedim ya, Aiolia." dedi Faelenis. "Hiç kimse bilmiyor. Kraliçe Karelias en son karaya çıkarken görüldü, Gök Kraliçe onun arkadaşıydı ve onunla konuşmak istiyordu. Ne için olduğunu da bilmiyoruz."

"Kraliçe her şeyini kime anlatırdı, Faelen?" diye sordu Aiolis.

"Bilge Eilasa'ya sor-" Aiolis'in hızla yerinden kalkmasıyla sözü yarıda kesildi. "Nereye gidiyorsun?"

"Bilge'yle konuşmaya." diye yanıt verdi Aiolis. "Bu işin artık çözülme vakti geldi de geçiyor."


"Anneni tanırdım, Altın Prenses." diye yanıt verdi yaşlı kadın. "Kral Madeinos'un tam tersiydi, onun her şeyi yönetme arzusunu yok eden tek kişi Karelia'ydı."

"Hiç düşmanı var mıydı, Bilge?"

Bilge Eilasa düşünceli bir sesle konuşmaya başladı. "Kraliçe Karelia, Gök Kraliçe'nin dostuydu. Gök Kraliçe'yi kimse karşısına almayı istemezdi."

Karelia, Deniz Kraliçesi'nin asıl adıydı. Evlendiğinde ve eşiyle aynı haklara sahip olduğunda hanedan üyeleri gibi ismine eklemeler olmuştu. Karelias Elhiras onun adı olmuştu. Halk ona genelde Karelias derdi, dostları ise Karelia.

"Peki ya sirenler?" diye sordu Aiolis.

"Siren Kraliçesi Laeren'in düşünceleri..." dedi Bilge Eilasa kısık bir sesle. "Tüm Diyar Denizi'ne hakim iki hükümdarlıktan karanlık olanın hükümdarının düşünceleri ülkesi gibi karanlıktı. Kraliçe Laeren'in eşi bir ak büyücü tarafından öldürülmüştü. O ak büyücüyle ilgili anlatılanlar var. Sirenlerin bir amacı olduğunu biliyormuş ve kral onu öldürmeye çalıştığında kralı karaya çekip o öldürmüş."

Bir ak büyücü, bir şifacı asla bir insanı öldürmezdi. Ak büyücüler, sadece savunma ve iyileştirme büyülerinde ustalaşırlardı. Aiolis bu olaylarla daha çok ilgilenmeye  başlamıştı.

"Ne amaçlarından, Bilge?" diyerek Bilge'nin sözünü kesti Aiolis.

"Bunu hiç kimse bilmiyor." diye yanıt verdi Bilge. "Kraliçe Karelias biliyor olabilir. Karaya herkesten çok yakındı ve bir zamanlar başlattığı isyanın sebebi buydu."

Bir isyancı. Karelia bir zamanlar Batı Denizi'nin en güçlü isyancısıydı.

"Kim der, Bilge?" diye sordu Aiolis dayanamayarak. "Kimden duydun bunları? Onlarla da konuşmak istiyorum."

"Sakin ol, Aiola." dedi Bilge. "Konuşmama izin ver. Kraliçe Karelia, Gök Kraliçe'yle konuşmak istemiş, karadaki dostlarına haber göndermiş. Gök Kraliçe geldiğinde orada Kraliçe Karelia'yı bulamamış. Kraliçe'nin muhafızları da öyle. Birkaç gün sonra da cesedini yakın bir yerde kara insanları bulmuş."

"Her şey sirenlerle mi bitiyor?"

"Bunu da nereden çıkardın?" dedi Bilge, kafası karışmıştı. "Gök Kraliçe'nin son yıllarıydı onlar, herkes Gök Kraliçe'nin arkadaşı olduğu için Kraliçe Karelia'nın öldürülmesinden bahsediyor."

"Ona sirenlerin amaçlarını söyleyecekmiş işte!" dedi Aiolis. "Ve biz belki de annemin katilleriyle anlaşma yaptık."

"Bunu kimseye söyleme." dedi Bilge öfkeli bir sesle. "Hiçbir şey bilmiyorsun."

"Anlat o zaman!" diye bağırdı Aiolis dayanamayarak. Kafası karışıyordu ve ne diyeceğini bilemiyordu. "Kraliçe Karelia'yı öldüren kimler?"

"Bizi yok etmeye çalışan insanlar." diye fısıldadı Bilge. Aiolis konuşacağı sırada Bilge onun sözünü kesti. "Sana kimse inanmaz."

"Neden?

"Kral'a anlatmaya bile çalışmadım bunu. Kral hiçbir şey bilmiyordu ve beni sirenlerle olan kötü geçmişimden dolayı suçlayacaktı. Ben de Kraliçe'nin ne bildiğini öğrenmeye çalıştım fakat başaramadım. Kraliçe Karelia çok zekiydi ve tüm her şeyi araştırırdı. En küçük bir şeyden bile şüphelenirdi. Belki de haksızdı."

"Haklı olduğunu biliyorsun."

"Ona çok benziyorsun." dedi Bilge. "Tıpkı Kraliçe Karelia gibisin, Altın Prenses. Ona Altın Kraliçe diye seslendiklerini bilir miydin?"

Aiolis'in tüm düşünceleri aklından çıktı. Annesi hakkında pek bilgisi yoktu.

"O halde beni dinle, Kral Madeinos şu an seni durduramaz, ablan Sendaras ise şu an savaşın üzerine yoğunlaşmış durumda. Faelenis de öyle. Kimse senden bir şey istedi mi?"

"Hayır." dedi Aiolis.

"O halde git ve Kraliçe Karelia'nın ne bildiğini öğren. Bunun için de önce onu tanıman gerekiyor. Ablalarına sor ve hatta Melez Prenses Hyrelia'ya sor."

"O da mı annemi tanırdı?" diye sordu Aiolis. Kendisi hariç herkes Kraliçe'yi tanıyordu.

"Sana son söyleyeceklerim bunlar olacak." dedi Bilge Eilasa. "Şimdi kardeşlerine savaş stratejileri hakkında yardım etmem gerekiyor."

Aiolis yanıt vermedi, Bilge Eilasa odasından ayrılırken denizkızının kafasındaki sorular daha da çoğaldı.


15.04.2016, 13.23

90.324, 9341, 4.1

Düzenlenme Tarihi: 21.08.2016 - 23.12.2018

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top