35 ♛ Doğu ve Sitrin
♛ 35. Bölüm ♛
DOĞU VE SİTRİN
Ak Ülke, Gümüş Nehir Civarı
Baharın gelişi, Rhdenya'yı sevindiren tek şeydi. Uzaktan görünen Gümüş Nehir parıldıyordu, hava ılıktı. Buz Diyarı'nın soğuğunun ardından Rhdenya bu havayı ne çok sevdiğini fark etmişti. Kalsedon'a dönmeyi, ülkesini ve sarayını korumayı diledi. Fakat artık yeni bir görevi vardı. Diyar'ı ve Kızıl Kraliçe'yi korumak.
Bunun için önce Kızıl Kraliçe'yi bulmaları gerekiyordu. Nerede olduğunu bilmiyordu.
Kahverengi atlarının üzerinde Gümüş Nehir'in yakınlarında ilerliyorlardı.
"Kairos onu bir yere götürmüş olmalı, Rhdenya." diye açıklamaya başladı Auramos. Beyaz pelerinin başlığı siyah saçlarını gizliyordu. İlgi çekmek istemiyordu. Atlarını bir kasabadan almışlardı. "Büyücü'nün Asası güneyin merkezi."
"Büyücü'nün Asası çok uzak, ve güneyde. Güneybatıda Kar Kraliçesi'nin muhafızları var, doğuya gitmiş olmalılar." dedi Rhdenya.
"Elf Şehirleri'nde dostları olmalı, üç büyük şehir hala Gök Kraliçe'ye saygı duyuyor. Kharin'in Umudu ise Ak Kraliçe'ye bağlı. Ama hangisi? Bilemiyorum, Rhdenya. Belki de biraz daha kuzeye, Savaşçı'nın Kılıcı'na gitmişlerdir. En iyisi Gümüş Nehir'in sonuna dek ilerleyelim."
"Nehir ileride üçe ayrılacak, nereden ilerleyeceğiz?"
Auramos'un aklına yeni bir fikir gelmişti. "Belki de kuzeye ilerlemeli ve onların bizi bulmasını beklemeliyiz."
Rhdenya omuz silkti. "Aklımda bir yer var, kimsenin biri bulamayacağı güvenli bir yer. Ama... onlar bunu düşünebilir."
"Söyle, Rhdenya." dedi Auramos güven verircesine.
"Kraliçe Eleiana'nın Mirası. Sitrin Saray."
Auramos birkaç dakika konuşmadı. Sonra derin bir nefes aldı. "Harabe Kale'yi mi kastediyorsun? Tüm Diyar'ın merkezinde olan kaleyi? Benim için sorun değil, kuzeyin lanetlerine alışkınım. Dareiselerin ruhları hala orada dolaşıyor ve sarayı lanetlediler."
"Biliyorum." dedi Rhdenya ısrarla. "Aklına başka bir fikir geliyor mu, Auramos? Benim gelmiyor. Bizi başkalarının bulamayacağı ama onların bulacağı tek yer orası inan bana."
"Haklısın, bir ak elf ve bir kara büyücü başka nereye gider ki?"
Rhdenya güldü. "Haklıyım."
"Pekala, o zaman... tek yapmamız gereken Gümüş Nehir'in kuzeydeki ucunu takip etmek olacak. Haftalar sürecek bir yolculuk olacak. Tek sahip olduğumuz şey de zaman zaten."
♛
Auramos uyurken nöbet sırası Rhdenya'daydı. Karanlık çöktüğünde Rhdenya, Gümüş Nehir'in uzaktan parıltısını görebiliyordu. Gümüş Nehir'in kuzey ucuna yaklaşmışlardı. Kızıl Kraliçe'yi ve Temsilci Kairos'u merak ediyorlardı.
Umutları yok olmaya başlamıştı.
Ay ışığında beyaz gibi görünen sarı saçları parıldıyordu. Elf, elindeki hançeri bileyliyordu. Bunu yaparken de sürekli olarak etrafını dinliyor ve korkusunu bastırmaya çalışıyordu.
Rhdenya güçlüydü, ama onun da korkuları vardı. Karanlıktan korkuyordu. Karanlık insanların ruhlarından, yaratıklarından korkuyordu. Kuzeyi sevmiyordu.
Fakat o anda bir kara büyücünün yanındaydı ve ona güveniyordu. Ateşin ışıltısı olmamasına rağmen Rhdenya, Auramos'un koyu renkli uzun saçlarını görebiliyordu. Gözlerini büyücüden ayırıp yeniden hançerine yöneltti.
Nasıl oldu da böyle bir tehlikeye atılmıştı? Aklı almıyordu. Sedef Saray'a gittiğinde bir an için her şey bitti sanmıştı. Kardeşi, kuzeni ve Ak Kraliçe'yle sarayda yaşamaya devam edecekti. O da herkes gibi yanılmıştı.
Rhdenya, en çok mahzenlerde Auramos'un yüzüğünü gördüğünde korkmuştu. Daha önce hiç kimse için o kadar fazla endişe ve korku duyduğunu hatırlamıyordu. Duygularını gizlemeye çalışırken hiç o kadar zorlanmamıştı.
Karşısındaki bir büyücüydü, üstelik de Kara Ülke'dendi. Ayrıca bir Dhranel'di. Diyar'ın ilk temsilcisinin soyundan geliyordu.
Rhdenya kendine bile şaşıyordu bazen. Nöbet sırası değiştiğinde hemen pelerinine sarılıp uyudu ve tüm bunları düşünmemeye çalıştı.
"Uyan."
"Uyan, Rhdenya. Hemen gitmemiz gerekiyor."
Rhdenya o kadar yorgundu ki sesleri anlamıyordu, en sonunda biraz uyuyabilmişti. Omzuna bir elin dokunmasıyla yattığı yerden anında kalktı. Kalktığı gibi saniyeler içinde bir eli belindeki hançere, diğeri çok yakınında olan uzun kılıcına gitti. Karşısındakinin Auramos olduğunu görünce rahatladı. "Neler oluyor?"
Auramos endişeliydi. Rhdenya anlayamadı. Birkaç saniye içinde Auramos açıklamaya başladı. Koyu renkli gözleri endişeyle daha da kararmıştı. "Yakında muhafızlar var, Rhdenya. Buradan gitmemiz gerekiyor."
Rhdenya hızla ayağa kalktı. Etrafındaki birkaç parça eşyasını topladı, beyaz pelerinini her ihtimale karşı üzerine örttü. "Gümüş Nehir'in kuzeyinden ilerleyeceğiz, değil mi? Hemen mi?" Hala kendine tam olarak gelememişti.
"Ne kadar çabuk, o kadar iyi. En kısa sürede Sitrin Saray'a varmamız gerekiyor. Bazı söylentiler duydum. Kar muhafızları onların Elf Şehirleri'nde olduklarını biliyor. Nasıl bilmiyorum fakat tehlikede olduklarını hissediyorum."
♛
~Rhdenya ve Auramos hakkında ne düşünüyorsunuz?
~Sizce Kızıl Kraliçe ve Kairos güvende mi?
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
25.03.2016, 20.36
73.739, 7861, 3.8
Düzenlenme Tarihleri: 15.08.2016 - 22.12.2018
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top