23 ♛ Esir ve Zambak
♛ 23. Bölüm ♛
ESİR VE ZAMBAK
Eski Adı: Bilgi ve Kan*
Ak Ülke, Kalsedon
Ak Kraliçe tüm konsey üyelerinin odadan çıkmasını bekledi. Ardından kapıda bekleyen muhafızına içeri gelmesini söyledi.
"İsmini öğrenebildin mi?" diye sordu merakla.
Myraia Elerante başını iki yana salladı. "Söylemiyor, hiçbir şey öğrenemedik."
Nmerysa derin bir nefes aldı. "Bazen kardeşimden şüpheleniyorum. İstediği zaman benden bile kurnaz olabiliyor. Yapacağı hamleleri direkt söylerken bile onunla uğraşmak zordu. Şimdiyse sınırsız."
"Ama onun savaşını geciktirdiniz. Onu sınırlarımızdan çıkardınız. Bu zekiceydi, kraliçem. Taht odasında ona ne söylediğinizi herkes merak ediyor."
Ak Kraliçe gülümsedi. "Biliyorum, Myraia. İnsanların beni hafife almamayı öğrenmeleri gerekiyor. Esirimiz nasıl?"
"İyi görünüyor. Sizi bekliyor olmalı." diye yanıt verdi ak elf.
"Muhafızları toparla, Myra." dedi Nmerysa. "Eksik var mı kontrol et, aramızda casus istemiyorum."
Ak Ülke'nin sınırlarında buldukları bu kara büyücünün kim olduğuna dair bir fikri vardı aslında. Sadece emin olmak istiyordu. O kadar değerli ve güçlü birinin böyle bir göreve neden seçildiğini bilmek istiyordu.
"Nasıl isterseniz, kraliçem."
Ak Kraliçe ayağa kalktı. Myraia onun özel muhafızı olarak kitaplarından birkaçını eline aldı. Ak Kraliçe'nin ardından ilerlerken isimlerini okudu. Diyar Tarihi ve Ak Ejderha'nın Güçleri. İki kitap da onu şaşırtmamıştı. Kraliçe bu konuları kendi bir kitap yazabilecek kadar iyi bilse de her zaman daha fazlasını öğrenmek istiyordu.
Kraliçe zindanların olduğu kısma gitmek için koridoru döndü. Myraia elindeki kitapları saray çalışanlarından birine verdi. Ak Kraliçe'nin yanında endişesini gizlemeye çalışmıştı, o gözden kaybolduğu anda ise endişesi damarlarındaki açık renkli kana karışmıştı.
Rhdenya'yı bulmak zorundaydı.
Kuzeni kaç gündür ortalıkta yoktu. Myraia, Ak Kraliçe Nmerysa'nın muhafızlarını toplayacağını biliyordu ama bu kadar erken olacağını tahmin edememişti. Koşarak Sedef Saray'ın avlusuna çıktı. Muhafızlara haber vermeden önce kuzeni Rhadon'la konuşmalıydı. Rhadon, Rhdenya'nın kardeşiydi. Myraia'nın önceliği ailesi değil Kraliçe'nin emri olmalıydı fakat o bir Elerante'ydi.
Elerante ailesi, Diyar'ın en ünlü ve güçlü elf ailelerinden biriydi. Ailesini korumalıydı.
Rhadon'u okçuların yanında elinde beyaz bir yayla diğer talim yaparken buldu. "Myraia?"
"Komutan Khalrane yakınlarda mı?" diye sordu Myraia. Khalrane okçuların ve muhafızların komutanı, ayrıca Kraliçe'nin en yakın dostuydu. O günkü toplantıda yoktu.
"Bugün izinli." diye açıkladı Rhadon. "Ne oldu?"
"Kraliçe muhafızları topluyor." Myraia etraflarındakilerin sesini duymaması için kısık sesle konuşuyordu. "Rhdenya nerede?"
Rhdenya, Myraia gibi Kraliçe'nin özel muhafızı değildi ama Ak Ülke'nin yüksek muhafızlarından biriydi. Muhafızlar, ordudan ayrı; sarayın, başkentin ve şehirlerin korumasıyla görevli merkeze bağlı birliklerdi. Rhdenya saray muhafızlarına yeni katılmıştı, sadece birkaç ay olmuştu ve bu aylar boyunca defalarca kez ortadan kaybolmuştu.
"Kraliçe birazdan burada olacak, sarayın yüksek muhafızlarını toparlamam gerekiyor."
Rhadon elindeki yayı yere bıraktı. "Onu hemen bulmalıyız. Sen diğer muhafızlara haber ver. Ben onu arayacağım."
Myraia muhafızlara haber vermek için onun yanından ayrıldı. Talimdeki herkesin sarayın önünde toplanmasını söyledi.
Myraia korkuyordu. Rhdenya bulunmazsa onun ve ailesindeki herkesin görevleri, unvanları hatta yaşamları tehlikede olurdu.
♛
Ak Kraliçe mermer merdivenlerden indi. Sarayın yeraltında kalan kısmına inmeye başladığında mermerin yerini başka taşlar aldı. Özel mahkumların kaldığı hücrelerin olduğu tünellere gittiğinde ise etrafındaki ılık havayı teninde hissetmiş ve neredeyse dokunabilecek halde olan acının kokusunu almıştı.
Gri ve dikdörtgen şekilli taşlardan yapılmış duvarları meşaleler aydınlatıyordu. Karanlık halka mensup olan esirin olduğu hücrenin başında dikilen muhafız onu görünce başını eğdi. "Kraliçem."
"Kapıyı aç, Sargelin."
Bir ak savaşçı olan Sargelin elindeki anahtarla demir kapıyı açtı. Anahtar, kaba ve güçlü ellerine uymamıştı. Bu rutubetli ortamda bulunmaktan nefret ettiği her halinden belliydi, onun yeri savaş meydanıydı. Önemli bir esirin korunması ancak böyle güçlü bir savaşçıya verilebilecek bir görevdi.
Ak Kraliçe'nin beyaz eteklerinin uçları tozlanmıştı. Sargelin'in elindeki meşale sayesinde yerdeki birkaç kan damlasını görmüştü. "Ayağa kalk." diye emrini verdi karşısındaki siyah pelerinli adama.
Adam yerinden kımıldamadı. "Sen benim kraliçem değilsin."
"Senin kim olduğunu öğrenmem için kardeşimin mi burada olması gerekiyor?" diye sordu Nmerysa öfkeyle.
Genç adam, pelerinin başlığını çıkardı. "Bana emir veren kardeşin değildi, Kraliçe. Ben Yüce Kraliçe Deisenria'nın yanındaki adamın soyundan geliyorum." Nmerysa onun yüzünü gördüğü anda bunu anlamıştı, adamın sözlerini duymasına gerek yoktu. "Şimdi izin verirsen dinleneceğim. Kanunlara göre kardeşine haber vermelisin. Burada bekliyor olacağım."
"Yanındaki kimdi?" diye sordu Nmerysa az öncekinden daha sakin bir sesle.
Adam onun sözlerine güldü. "Onun adını benden duyamayacaksın. Ne yaparsan yap. Yapacağın her şeyin bir savaş sebebi olabileceğinden dikkatli olmalısın."
♛
Myraia her yeri aramıştı fakat kuzenine dair en ufak bir ize dahi rastlamamıştı. Geri dönerken hiçbir şey hissetmiyordu.
Rhadon'u gördüğü an tüm endişesi gitmişti. Rhadon, Rhdenya'yı bulmuştu. Myraia öfke dolu bir sesle konuştu. "Neredeydin?"
"Doğruyu söylesem bile bana inanmazsınız." dedi Rhdenya hızla yanıt vererek. "Rhadon, Ak Kraliçe'nin muhafızları çağırdığını söyledi. Hemen gitmemiz gerekmiyor mu?"
"Önce nerede olduğundan bahset, Rhdenya."
"Ak Kraliçe ne için muhafızları arıyor?" diye sordu Rhdenya.
Myraia yeşil gözlerini kıstı. "Sanırım... emirlerine itaatsizlik edenin kim olduğunu öğrenmek istiyor."
Bahsettiği olayı herkes biliyordu.
Rhadon önce etrafını inceledi ardından konuşmaya başladı. "Söylentilere göre Kızıl Kraliçe'nin Kristal Saray'dan kaçmasına yardım edenlerden biri bir ak muhafızmış."
Myraia şaşkınlıktan zar zor konuşabiliyordu. "Kim? Kim bunu yapar? Kehaneti bilmiyorlar mı? Ak Kraliçe kehanet için Kara Kraliçe'yle olan savaşını bile erteledi."
Rhadon kardeşine döndü. "Neredeydin? Burada olanlar hakkında bir fikrin var mı?" Bunları söylerken sanki bir şeyleri hissediyor gibiydi. Hala ormandan çıkmamışlardı. Etraflarında kimse yoktu ve tüm muhafızlar sarayın önünde toplanmaya gitmişlerdi.
"Evet, var... Rhadon."
Myraia'nın endişesi yeniden gün yüzüne çıktı. "Neler oluyor?"
Rhdenya neredeyse fısıltıyla yanıt verdi. "Kızıl Kraliçe'nin oradan kaçmasına yardım eden bendim. Yardımınıza ihtiyacım var."
Rhadon ne diyeceğini bilemiyordu. "Neden böyle bir şey yaptın?"
"Ben yapmadım..." Rhdenya'nın en çok güvendiği kişiler Rhadon ve Myraia'ydı. "Yalnız değildim."
Myraia, Rhadon'a baktı. "Ne yapacağız?"
"Bizi neyin içine düşürdüğünün farkında mısın, Rhdenya?"
"Farkındayım, pişman da değilim." Hiç kimse yanıt vermedi. Rhdenya konuşmasına devam etti. "Yaptığımın arkasında duracağım ve onların güvende olması için her şeyi yapacağım."
"Ne yapacaksan yap ama şimdi yapma." dedi Myraia. Yürümeye devam etti. "Ak Kraliçe'ye hiçbir şey belli etme."
"Artık Ak Kraliçe'nin yanında olmak istemiyorum."
Myraia ve Rhadon birbirlerine baktılar. Onun kararına saygı duymaları gerekliydi, Diyar ikiye ayrıldığında herkes istediği tarafa geçebilmişti.
Ama bu farklıydı. Rhdenya emirlere uymamıştı. Bir muhafız olarak yaptığı suçtu. Ayrıca Buz Diyarı'nın özel durumuyla yaptığı şey bir savaş nedeniydi.
Myraia aynı şeyleri tekrar etti. "Bugün olmaz, sonra olur. Ne yapacaksan olaylar hafifleyince yap. Lütfen."
♛
*Bu bölümün adı, yeri ve içeriğinin bir kısmı değişmiştir.
~Ak Kraliçe hakkında ne düşünüyorsunuz?
~Rhdenya ve Myraia hakkındaki fikirleriniz neler?
~Zindandaki kim? Gerçi çoğunuzun bildiğine eminim.
Medya: androidunicorn
05.02.2016, 20.58
31.497, 3668, 2.1
Düzenlenme Tarihi: 01.08.2016 - 02.08.2018
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top