47 ♛ Kar ve Melez
♛ 47. Bölüm ♛
KAR VE MELEZ
Buz Diyarı, Ay Dağları
Hyrelia hedefine ulaşıyordu. Kral Madeinos'un planının ilk kısmını başarıyla gerçekleştirmişti ve Kraliçe Salirhenia'nın amacını öğrenmişti. Kar Kraliçesi gerçekten hakimiyetini arttırmak istiyordu. Hyrelia'nın o anki amacı ise Kar Kraliçesi'nin Ay Dağları'nı geçmesi için yanına verdiği muhafızların onu takip etmemesini sağlamaktı.
Hyrelia buz gibi sularda yüzmüştü, buzların arasından yüzeye çıkmıştı. Kara hakkında pek bilgisinin olmadığı doğruydu ama Ayaz Geçit'in soğuğu, Donmuş Boğaz'ın soğuk sularının yanında hiçbir şeydi. Prenses Hyrelia hemen buradan uzaklaşmak istiyordu. Diyar'da bahar gelmişti, oysa Buz Diyarı'nda hep kış vardı.
Muhafızlardan biri kolunu sırtına doğru uzattı ve mızrağını aldı, diğerleri sessizce onu izlemeye başladı. Hyrelia elini sırtındaki üç dişli yabasına attı. "Neler oluyor?" diye sordu yanındaki üç kar muhafızına. Muhafızların hepsi de kış savaşçısıydı.
"Kristallerden biri olmalı." dedi muhafızlardan biri. Eli anında belindeki kında bulunan kılıcın kabzasına gitmişti.
"Hepsinin Kraliçe'nin emrinde olduğunu sanıyordum." dedi Hyrelia merakla. Yeryüzüne çıktığı anda gece yarısı mavisine dönen saçlarını koyu mavi pelerininin başlığının arkasına sakladı. Yabasını sırtında bırakıp tıpkı muhafız gibi belindeki kılıca davranmıştı. Kılıcı Deniz Kralı'nın isteği üzerine sualtı altınından yapılmış ve yine sualtında çok nadir bulunan büyülü safirlerle güçlendirilmişti. Hyrelia üşümeye başlamıştı.
"Hepsi değil." dedi muhafızlardan genç olanı. Onun da elinde buzdan yapılmış bir kılıç vardı. "Kar Kraliçesi hepsini eğitemedi, Kristallerin çoğu tıpkı bizim gibi özgürlüklerine düşkünler. Deniz insanı olduğun için bunu anlayabileceğini umuyorum."
"Yarı deniz insanı." diye düzeltti onu Hyrelia.
"Çok fazla konuşuyorsun, Arkin." dedi muhafızlardan biri. İsmi Hal'dı. "Artık Ak Ülke'ye bağlı değiliz unuttun mu yoksa?"
"Sessiz olun." dedi muhafızların komutanı olan Enar. "Kristal yaklaşıyor, soğuğu hissediyor olmalısınız."
Her tarafı karlarla kaplı dağlarla çevrili zaten soğuk olan alan daha da soğumaya başladı. Hyrelia bir eliyle kılıcını hazır tutarak, diğeriyle pelerinine sarıldı. Mavi renkli pelerini Kristal Saray'da yapılan asla soğuk geçirmeyen pelerinlerden biriydi, fazla kalın sayılmasa da gücü inanılmazdı.
"Onun yanında kal, Arkin. Hal ve ben kristali arayacağız. O bizi bulmadan biz onu bulmalıyız." diye emir verdi Enar. Arkin'den yanıt beklemeden diğer muhafızları da alıp Ay Dağları'nın Buz Ormanı'nda gözden kayboldu.
Hyrelia, elindeki kılıcı birkaç saniye daha hazırda tuttuktan sonra belindeki kına geri koydu. Birkaç dakika süren sessizliğin ardından Muhafız Arkin konuşmaya başladı.
"Nereye gidiyorsun, Prenses?"
"Bana prenses demene gerek yok." dedi Hyrelia. "Deniz Hanedanı'nın varislerinden birisi değilim."
"Deniz Kralı Madeinos'un kızısın."
"Fakat Kraliçe Karelia'nın kızı değilim. Şu anda gördüğün gibi karadayım. Deniz insanları bile bana prenses demiyor, Kar Muhafızı."
Muhafız daha fazla konuşmadı. Gümüşe parıldayan beyaz renkli saçları ve koyu mavi gözleri vardı. Üzerindeki beyaz ve buz mavisi üniforma ve beyaz renkli pelerin onun Buz Ormanı'nda, Ay Dağları'nda ve Ayaz Geçit'te neredeyse görünmez olmasını sağlıyordu.
Adının Hal olduğunu öğrendiği muhafız birkaç dakika sonra yanlarına geldi. Hyrelia Kristallerin çağrıştırdığı soğuğu hala hissedebiliyordu. Muhafızların komutanıortada görünmüyordu. Arkin konuşmaya başladı. "Neler oluyor, Hal? Enar nerede?"
"Kristal onu öldürdü, Arkin. Buz ejderlerinden biriydi, soğuk alev üflüyordu. Ne yapacağız şimdi?"
"Sen Kristal Saray'a geri dön ve buz ejderlerinin hala Ay Dağları'nda olduğuna haber ver. Onu Ayaz Geçit'ten ben geçiririm."
"Kendim gidebilirim." dedi Hyrelia hızla. Onun yüzünden birisi ölmüştü, fazlasına gerek yoktu.
"Dönüşte yol ne kadar uzarsa uzasın bu yoldan geçme, Arkin. Ejder inanılmaz büyüklükteydi, Kraliçe'nin yanındaki ejderden bile daha büyüktü. Donmuş Nehir'in köprülerinden geç." dedi Hal.
Hyrelia, Kar Kraliçesi'nin yanında olan ejderi görmüştü, neredeyse bir devin boyundaydı.. İsmi Aeltheria'ydı.
"Hızlı git, Hal."
Hal, Arkin'in sözünü ikiletmedi, birkaç veda sözü mırıldanıp koşarak oradan uzaklaştı. Hyrelia ne yapacağını bilemiyordu. "Sen de gitmelisin, Arkin."
"Ben mavi kanım üzerine Diyar'a ve Buz Diyarı'na bağlı kalacağıma ve halkımı koruyacağıma yemin ettim. Kraliçe'nin emirlerine uyacağım ve seni oradan geçireceğim. Ayrıca şu an Buz Diyarı'ndasın, buradaki herkesi korumalıyım."
Denizkızı ne diyeceğini bilemiyordu. Kimsenin onun için hayatını tehlikeye atmasını istemiyordu. "Benim yüzünden birinin daha ölmesine dayanamam. Ben buraya hayat kurtarmak için geldim, insanların ölmesini izlemek için değil."
Arkin gülümseyerek, Hyrelia'nın daha önce hiç duymadığı kelimelere sahip Buz Halkının Diliyle bir şeyler söyledi. Ardından Hyrelia'nın anlayabileceği Diyar Dilinde konuştu. "Ben de öyle, Prenses."
♛
Not: Xaren'in ismi Arkin olarak değiştirilmiştir. Sonraki kitaplarda düzenlenmemiş bölümlerde bazen Xaren olarak geçebilir.
Önemli Not: Bu bölümün ardındaki bölümlerin son düzenlenmeleri yapılmamıştır. Farklılıklar ve değişiklikler olabilir. Aklınıza takılanı sormaktan çekinmeyin.
27.04.2016, 18.48
Düzenlenme Tarihi: 06.09.2016
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top