49. Bölüm🌊



Şaşkın bir şekilde kapının öbür tarafında duran Caner'e bakıyordum. Resmen kal gelmişti. Gözlerimi bir kaç kez ardı ardına kırpıştırdıktan sonra ellerimle gözlerimi ovaladım. Rüyada mıyım? Ellerimi gözlerimden çekerek tekrardan baktım. Rüya görmüyorum! Gelmiş! Sevinçle kucağına atladım. Bir anlık üstüne atlamamla birlikte geriye doğru sendelese de hızlıca kendini toparladı.
Ellerini belime yerleştirerek sarılmama karşılık verdi.
"Ne zaman geldin?"

Sorumla birlikte güldüğünü duydum. Çok özlemişim!
"Sakin ol bücür."

Ondan ayrılarak yavaşça omzuna vurdum.
"Niye geldiğini haber etmedin?"

Dudaklarını bükerek omuz silkti.
"Sürpriz yapmak istedim."

Gözlerimi devirdim. Sürpriz yapmak istemiş(!)
Aklıma gelen soruyla birlikte heyecanla Caner'e baktım.
"Leyla abla ve Eda da geldi mi? Çok özledim onları."

Eliyle arkasını ,evi, işaret etti.
"Seni bekliyorlar."

Tam içeriye gireceğim sırada son anda kendimi frenleyerek durdum. Yanımızda sessizce duran Demir'in koluna girerek onu da peşimden sürükleyerek eve girdim. Şaşkınlığından dolayı olsa ki hiç itiraz etmeden bana ayak uydurmuştu.

Beraber salona girdiğimizde koltukta oturan Leyle ile Eda'yı görmemle birlikte Demir'in kolunu bırakarak onlara doğru koştum. Benim geldiğimi görür görmez oturdukları yerden ayaklandılar. İlk önce Leyla ablaya sarıldım.
"Çok özlemişim."

"Bizde seni çok özledik deli kız."

Gülerek ondan ayrıldım.
"İnsan bir haber ederdi."

Sitem ederek Leyla ablaya bakarken öbür tarafımda duran Eda'nın sesiyle birlikte ona döndük.
"Bana sarılmak yok mu?"

Kollarını iki yana açmış sahte bir kırgınlıkla yüzüme bakıyordu. Sırıtarak açtığı kollarının arasına girerek kollarımı ona sardım.
"Olmaz olur mu."

"Kızlar ayrılın artık bu ne böyle?"

Caner'in sitem dolu sesiyle birlikte gülerek Eda'dan ayrıldım. Caner'e döndüğüm sırada yanında duran Demir'i fark ettim. Daha demine nazaran şimdi anlamaz gözlerle bize bakıyordu. Gülümseyerek yanına gittim ve koluna girdim.

İlk önce elimde Caner'i, sonra Leyla ablayı ve en son olarak Eda'yı işaret ettim.
"Caner, Leyla abla, Eda,"
Onları işaret ederek tek tek isimlerini saydıktan sonra elimle Demir'i gösterdim.
"Demir."

Demir başını hafifçe öne doğru eğdi.
"Memnun oldum."

"Caner ve Eda kendileri biricik kuzenlerim olur. Teyzemin çocukları. Leyla ablada Caner'in karısı."

Demir'in yüzüne bakarak söylediğim her bir şeyle daha bir rahatladığını fark ettim. Beni Caner'den kıskanmamıştı değil mi? Ama olabilir. Şahsen ben bu şekilde Demir'i görsem kıskanırdım. Her neyse konumuz şu an bu değil.

Caner benden sadece beş yıl büyüktü. Aslında ona abi demem gerekiyordu ama küçükken böyle alışğım için kaldı. Her ne kadar annem de kızsa bu şekilde alışğım için olmuyordu.

Leyla abla da Caner ile aynı yaştaydı. Evleneli daha bir sene oluyordu. Çok tatlı bir çiftler. Leyle abla ile ilk tanışğımız andan beri iyi anlaşırız. Aynı zamanda en büyük sırdaşlarımdan birisi diyebilirim.

Eda ise benimle aynı yaşta. Bir tek abisi var o da Caner zaten, Allah yardımcısı olsun. Oldukça tatlı, minnoş, şirin, şeker bir insandır. En büyük destekçim ve sırdaşımdır. Her şeyimi bilir.

Tekrardan elimle Demir'i işaret ederek diğerlerine baktım.
"Demir de erkek arkadaşım."

Karşımda duran üçlü şaşkın gözlerle bir Demir'e bir de bana bakıyorlardı. Caner şaşkınlıkla Leyla ablaya doğru döndü.
"Leyla ben doğru mu duydum?"

Leyla abla, Caner'i yatıştırmak amacıyla bir elini göğsüne bir elini de sırtına yerleştirdi.
"Sakin ol hayatım."

Caner bir anda bana doğru döndü. Bakışlarıyla birlikte yutkundum.
"Deniz! Ne demek oluyor bu?!"

Bir süre içime kaçan sesimi aradım. En nihayetinde sesimi bularak ağzımı açmıştım ki Demir konuşmamı engelledi.
"Bir sorun mu var?"

Şaşkınlıkla ona baktım. Sesi oldukça sakin çıkmıştı, yüzü ifadeleri de öyle. Bu ne cesaret yiğidim?!
"Sorun sensin kardeşim!"

Neye bu kadar sinirleniyor anlamıyorum ki? Ne var yani? Abim bile bu kadar tepki vermedi.
"Ciddi ciddi seviyor musun lan Deniz'i?"

Caner'in sorusuyla birlikte tekrardan Demir'e baktım. Hiç tereddüt etmeden cevapladı.
"Seviyorum."

Kaşlarını çatarak Demir'e doğru yaklaştı. Neredeyse dibine girmişti. Gözlerine baktı. Galiba minikte olsa bir korku arıyordu.
"Onun için her şeyi yapar mısın?"

Sesi o kadar korkunç çıkmıştı ki ben bile fena tırsmıştım.
"Yaparım."

Bir anda Demir'den uzaklaşarak ellerini arkasında birleştirdi.
"İyi o zaman, hazır ol. Seni büyük sınava sokacağım damat."

Damat mı? Sınav mı? Büyük mü? Bir dakika beynim error verdi! Sınav dedi değil mi? Demir'e sınav mı yapacakmış? Ne sınavı bu? Ben niye ilk defa duyuyorum?

"Şimdi git. Hazırlığını yap ve bir saat sonra tekrar gel. Bekliyorum."

Başka bir şey demeden koltuklardan birisine oturdu. Bacağını kırarak diğer bacağının üzerine koydu ve cebinden telefonunu çıkararak bizden soyutlandı.

Korkarak Leyla ablaya döndüm. Yüzündeki endişeyi görmemle birlikte korkum iyice arttı.
Demir'e döndüğümde oldukça sakin bir şekilde durduğunu gördüm. Bana döndü.
"Ben gideyim o zaman. Bir saat sonra görüşürüz."

Arkasını dönerek salondan çıkarken onu geçirmek üzere arkasından bende çıktım.
Kapıya geldiğimizde Demir ayakkabılarımı giyerek asansörün önünde durdu.
"Demir?"

"Efendim?"

"Bunu yapmak zorunda değilsin."

Minik bir gülümseme ile cevapladı.
"Önemli değil. Konu sensen her şeyi yaparım. "

'Çın' sesiyle birlikte asansöre doğru döndü. Kapıların açılmasıyla birlikte, bindi. Kapılar kanamadan hemen önce el salladı.

Kapıyı kapatır kapatmaz koşarak Leyla abla ile Eda'nın yanına gittim. Koltukta yan yana oturmuş endişeyle Caner'e bakıyorlardı. Kapıda durmamla birlikte bana baktılar. Sessizce onlara elimle 'gel' işareti yaptıktan sonra salonun kapısından uzaklaşarak beklemeye başladım.

Salondan çıkmalarıyla birlikte hiç bir şey demden direkt mutfağa gittik. Arkamızdan sessizce kapıyı kapattıktan sonra endişeyle onalar döndüm.
"Korkmalı mıyım?"

Eda alt dudağını dişlerinin arasına alarak başını iki yana salladı.
"Çok fena."

Gözlerimi yumarak, elimle başımı ovmaya başladım .
"Ne yapacağız?"

"Hiçbir şey."

Leyla ablanın cevabıyla birlikte şokla gözlerimi açtım.
"Nasıl hiçbir şey?"

Ellerini iki yana açarak omuz silkti.
"Ne yaparsak yapalım, ne dersek diyelim vazgeçmeyecek. Caner'i tanıyorum inattır. Boşuna uğraşmayın."

Cebimden telefonumu çıkartarak mesaj yerine girdim. Hızlıca Özge'nin ismini bularak tıkladım ve mesaj yazmaya başladım.

'Acil durum! Hızlıca ekibi topla ve bizim eve gelin! En fazla bir saate bizde olmuş olun!'

Mesajı gönder tuşuna bastıktan sonra telefonu cebime sokarak Leyla abla ile Eda'ya döndüm.
"Özge'ye mesaj attım. En fazla bir saate burada olurlar."

"Tamamdır."

Başlarıyla beni onayladıktan sonra masadan birer sandalye çekerek oturduk.

...

Gergince ayağımı sallarken zilin çalmasıyla birlikte oturduğum yerden kalktım. Koşar adımlarla mutfaktan çıkarak kapıya gittim. Kapıyı açmamla birlikte bizimkileri gördüm.
"Çabuk sessizce mutfağa geçin."

Beni onaylayarak sessizce mutfağa girdiler. Onların arkasından sessizce kapıyı kapattım.
"Ne oluyor Ya? Bir anda topladınız bizi?"

Batu'nun sorusuyla birlikte her ne kadar göz devirmek istesem de şunan sırası değil.
"Büyük bir sorunumuz var."

"Onu anladık."
Diyen Özgür ile birlikte bu sefer göz devirdim.
"Burada sizin arkadaşınızın canı söz konusu Ya biraz ciddi olun."

Uyaran bir dille söylediklerimden sonra bir anda Batu'nun kendini yere atmasıyla hepimiz şaşkınca ona baktık. Elleriyle dizlerine vurmaya başladı.
"Vay Demir'im! Ah Demir'im! Ne oldu sana?! Kim ne yaptı?!"

Özgür yere çökerek Batu'nun kokuna girdi ve ayağa kaldırmaya çalıştı ancak nafile. Batu kolunu çekerek bağırdı.
"Bırak beni be!"

Özgür'ün Batu'ya vurmasıyla birlikte Batu kafasını tuttu.
"Niye vurdun?"

Sakin bir ses tonuyla sorduğu soruyla birlikte iyice şaşırdım. Bu kadar çabuk duygu değişimi yaşamadı normal mi acaba? Bir ara doktora gözükse iyi olur.
"Demir'e bir şey olduğu yok. Ancak konuşmama izin vermezseniz olabilir."

Batu hızla oturduğu yerden kalktı. Ellerini beline koyarak ciddi bir şekilde yüzüme baktı.
"Seni dinliyoruz en best kankam."

Kısaca olanlardan ve olacaklardan bahsettim. Caner'in sınavından, yapabileceklerden, olasılıklardan.
"Peki biz ne yapacağız?"

Özge'nin sorusuyla birlikte başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.
"Bilmiyorum. Bir şekilde engellemeye çalışacağız."

Cümlemi bitirmemle birlikte eş zamanlı olarak zil çaldı. Korkuyla kafamı kapıya doğru çevirdim.
"Demir geldi."

"Kapıyı açalım o zaman."
Diyerek Batu mutfaktan çıktı. Hepimiz arkasından ilerleyerek kapının yanına geldik. Kapının açılmasıyla birlikte karşımda daha rahat kıyafetler giyinmiş bir Demir'le karşılaştım.
"Siz hangi ara geldiniz?"

"Daha yeni geldik bizde. En best kankam acil durum çağrısı yapınca topladık paçayı geldik."
Batu'nun cevabıyla birlikte Özgür bir tane kafasına vurdu.
"Sussana oğlum."

"Tamam abi Ya kızma."

"Geldin mi damat?"
Caner'in sesiyle birlikte hepimiz yerimizde zıpladık. Hiç birimiz onu beklemiyorduk tabi ki de.
"Geldim."

Caner askıdan montunu alarak kapıya yöneldi.
"Çıkalım o zaman."

şarıda mı? Tabi Ya ne bekliyorum ki?
Caner'in çıkmasıyla birlikte bizde arkasından çıktık. Tek kaşını havaya kaldırarak hepimize teker teker baktı.
"Siz nereye?"

"Sizinle geliyoruz."
Leyla ablanın cevabıyla birlikte bir şey demeden merdivenlerinden inmeye başladı.

Hadi bakalım bizleri neler bekliyor?! Gazamız mübarek olsun gardaşlar!

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top