23. Bölüm 🌊
Keyifli okumalaaar!!🤍🤍
Son dersin bitmesiyle beraber Özge'yle beraber gülüşerek sınıftan çıktık.
Duyduğumuz sesle beraber olduğumuz yerde sıçradık.
"En best kankam!"
Batu, birden üstüme atlamıştı. Tam yere düşmek üzereyken Selim beni kolumdan tuttu. Mahçup bir gülümsemeyle Selim'e döndüm.
"Teşekkürler."
Kolumdaki elini çekti ve sadece gülümsedi.
Batu'ya döndüğüm sırada Özgür, Batu'nun ensenine bir tane patlattı. Batu elini ensesine götürerek Özgür'e döndü.
"Abi ne yapıyorsun ya?"
"Asıl sen ne yapıyorsun lan? Kızın üstüne atlamakta ne demek?"
Batu, Özgür'e gözlerini devirerek bana döndü.
"Nasılsın en best kankam?"
"İyiyim Batu, sen nasılsın?"
Otuz iki diş sırıtarak;
"Bende iyiyim."
Hep beraber okuldan çıkmış yürüyorken birden Batu hızlandı ve bir kaç adım önümüze geçerek geri geri yürümeye başladı.
"Bakın ne diyeceğim?"
Demir sahte bir bıkkınlıkla Batu'ya döndü.
"Yine ne diyeceksin acaba?"
Batu, Demir'i umursamadan konuştu;
"Diyorum ki buradan Demir adamın evine geçelim."
Demir adam mı? O da kim? Batu'nun cümlesiyle berber kahkaha atmaya başladım. Soran gözlerle bana döndü.
"Neye gülüyorsun en best kankam?"
"Demir adam kim Batu?"
"He o mu? O Demir ya."
Demir mi? Demir'in ismini duymamla beraber gülmem daha da şiddetlendi. Benimle beraber Özge de gülmeye başladı.
"Ulan Batu."
Batu, masum olmaya çalışan gözlerle Demir'e baktı.
"Tamam Demir adam abi kızma."
Demir;
"Bak hâla!"
Batu, sırıtarak hızlıca arabaların oraya koştu. Küçük bir çocuk gibiydi.
O sırada Demir bize döndü;
"Ne dersiniz?"
Özgür anlamaz bir şekilde Demir'e baktı.
"Neye?"
"Bana geçelim. Bir şeyler yaparız."
Omuz silkerek onayladım.
"Bana uyar."
Özge heyecanla Özgür'e döndü.
"Gideriz de mi ikiz?"
Özgür, başıyla Özge'yi onayladı.
"Gideriz ikiz, gideriz."
Özge heyecanla el çırptı. Onunda Batu'dan pek bir farkı yoktu. Nasıl anlaşamıyorlar anlamıyorum? 'Aynı kutuplar birbirini iter' bu olsa gerek.
Demir, Selim'e döndü;
"Sende gelirsin de mi?"
Selim başını onaylar anlamda salladı. Gözlemlerime dayanarak söylüyorum, Selim pek fazla konuşan birisi değildi. Ya da Özge'yle ben olduğum için konuşmuyordu.
Özge ve Özgür, bugün okula Selim'in arabasıyla geldikler için tekrardan Selim'in arabasına bindiler. Benle Batu da Demir'in arabasına bindik.
Yola çıktığımız sırada Batu arka tarafta ki ara boşluktan kafasını çıkardı ve sırıtarak bir Demir'e bir bana baktı.
"Naber?"
Gülerek Batu'ya döndüm.
"İyi, senden naber?"
"Ne olsun be."
Demir gözünü yoldan ayırmadan;
"Ne saçmalıyorsun lan gene?"
Batu, dudaklarını bükerek Demir'e baktı.
"Ayıp ediyorsun ama Demir adam."
Batu'nun cümlesiyle beraber gülmeye başladım. Demir ters ters bakınca ellerimle ağzımı kapattım.
Demir'in evinde gelmiş olacağız ki, araba durdu.
Arabanın durmasıyla kapımı açıp indim. Demir'in arabasının arkasına Selim'in arabası durdu.
Hep beraber Demir'i takip ederek binaya girdik.
Kapının önüne gelince, Demir cebinden anahtarları çıkartarak kapıyı açtı ve kenara çekildi. Hepimiz sırayla içeriye girdik. Hemen ardımızdan Demir'de içeriye girdi ve kapıyı kapatıp, salon olduğunu tahmin ettiğim odaya girdi. Demir'in arkasından bende girdim.
Çoktan herkes bir yerlere oturmuştu. Bende Özge'nin sağ tarafında ki boş kısıma oturdum. Demir kapının girişine yaslandı ve bize baktı.
"Eee ne yapıyoruz?"
Batu, heyecanla oturduğu yerden ayağa kalktı ve zıpladı.
"Birbirimizi tanıyalım."
Demir, Batu'ya gözlerini devirdi.
"Birbirimizi zaten tanıyoruz Batu."
Batu, bilmiş bilmiş ellerini beline koydu ve Demir'e karşı durdu.
"Hıh! Söyle bakalım benim en sevdiğim yemek ne?"
Demir, düşünceyle kafasını kaşıdı.
"Pizza?"
Biliyordu ama bilerek başka bir cevap verdi. Sesimin duyulmaması için tek elimle ağzımı kapattım.
Batu;
"Dıııt! Hamburger!"
"Tamam lan! Oynayalım!"
Batu, istediği cevabı alınca yere oturdu. Hepimiz Batu'nun ne yaptığını anlamaya çalışırken elini yere vurdu.
"Hadi gelin bir çember oluşturalım."
Oturduğum yerden kalkıp Batu'nun yanına oturdum. Herkes oturduğu yerden kalkıp aynı bizim gibi yere oturdu ve bir çember oluşturduk.
"Şimdi, herkes tek tek soru soracak. En az doğru cevap veren iki kişi yemek hazırlayacak."
Hepimiz, Batu'nun dediklerini onayladık ve oyuna başladık.
Kimseden de çıkmayınca konuştum.
"Eee, ilk kim başlamak ister?"
Özge, heyecanla elini kaldırdı.
"Ben başlıyorum."
"Tamam."
Ellerini birbirine sürtüp sırıttı.
"Evet, ilk soru. En sevdiğim dizi serisi?"
Bunu tabii ki biliyorum. Beraber izlemiştik. Özge aylarca etkisinden çıkamadığından bahsedip durmuştu.
Heyecanla elimi havaya kaldırdım.
Benden başka kimsenin el kaldırdığını görmeyince dudaklarını büzdü. O sırada Özgür de elini kaldırdı.
"Evet ikiz?"
Özgür yüzünü buruşturarak cevapladı.
"The 100"
"Oha nasıl bildin?"
"Günlerce bahsedip durdun. Nasıl unuturum."
Deyip, gözlerini devirdi.
Bu sefer Batu sordu;
"Madem konu filmler ve dizilerden açıldı benim en sevdiğim film?"
Demir, hoşnutsuz şekilde elini kaldırdı.
"Vaaay, Demir adam. Bu da yemek işine dönmesin?"
"Şirinler."
Cidden mi? Kendimi tutamayarak gülmeye başladım. Benimle beraber Batu ve Demir dışında diğerleri de gülmeye başladı.
Batu bir çocuk edasıyla kollarını göğsünde bağladı ve başını yan tarafa çevirdi.
"Doğru."
Özgür, gülerek Demir'e döndü.
"Sen nereden biliyorsun?"
"Nereden bileceğim ya? Bir gün akşam bu bana geldi ağlayarak. Ne olduğunu sorduğum da ise Şirin Baba öldüğü için ağladığını söylemişti. O gün gece boyunca omzumda ağlamıştı."
(Demir temsili)
Demir'in anlattıklarıyla gülmem gittikçe artıyordu. Daha fazla dayanamadım ve kendimi geriye doğru atarak halıya uzandım. Karnım acımaya başlamıştı. İki elimle karnımı tutarak gülmeye devam ettim.
Diğerlerinin de benden pek bir farkı olduğu söylenemezdi.
En sonunda gülmemizi durdurmuş, oyuna kaldığımız yerden devam ettik.
Heyecanla atıldım.
"Hadi bende en sevdiğim dizi serisini sorayım."
El kaldıran tek kişi sadece Özge'ydi. Nedense hiç şaşırmadım.
"Söyle Özge."
"Marvel!"
"Doğru."
Batu;
"Demir'in de en sevdiği dizi serisi Marvel. O yüzden ona Demir adam diyorum."
Deyip, sırıttı. Demek o yüzden diyordu.
Özgür;
"Hadi ben sorayım. Basitten gideceğim. En sevdiğim yemek."
Bu soruya hepimiz el kaldırmıştık. Özgür şaşkınca tek tek hepimize baktı.
Eliyle Selim'i işaret etti.
"Selim?"
"Makarna."
Özgür'ün en sevdiği yemek makarna. En yakınları kesinlikle bilir. Özgür tam bir makarna hastasıdır. Bir oturuşta en az iki tabak yer.
Özgür'ün ardından Demir el kaldırdı;
"Söyleyin bakalım. En sevdiğim renk?"
Elimi kaldırdım. Diğerlerine baktığımda düşündüklerini gördüm.
Demir başıyla söylemem konusunda işaret etti;
"Siyah."
"Doğru."
Batu;
"En best kankam sen nereden biliyorsun?"
Batu'nun sorduğu soruyla birlikte omuz silktim.
"Bilinmeyecek gibi değil ki. Dikkat eden herkes fark eder. Sürekli siyah renk giyiniyor. Eşyalarının çoğunluğu siyah renk. Koltuklarına baksanıza."
Son cümlemle beraber hepsi koltuğun rengine baktılar.
Batu, sırıtarak;
"Demek dikkat ettin?"
Batu'yu umursamadan önüme döndüm.
Bu sefer ben el kaldırdım.
"Hadi bilin bakalım en sevdiğim mevsim?"
Soruyu sormamla birlikte Özge'nin eli anında havalandı. Diğerlerine baktığımda düşündüklerini gördüm. Suratımı asarak Özge'ye söylemesi için işaret ettim.
"Sen en çok sonbahar mevsimini seversin çünkü yağmurlu havalara bayılırsın."
Cevabıyla birlikte gülümsedim. Evet, doğru. En sevdiğim mevsim sonbahardır. Sonbahar yağmurlarına bayılırım hatta bazen üzerime yağmurluğumu giyer dışarıya çıkarım.
Başımla Özge'yi onayladıktan sonra diğerlerine kınayan bakışlar attım.
"En sevdiğim kitap?"
Diyen Selim'le birlikte ona döndüm. Selim'in en sevdiği kitap? Güzel soru. Ancak çok yakın arkadaşı olmadığım için bu soruya cevap verebileceğimi hiç ama hiç zannetmiyorum.
El kaldıran var mı diye baktığımda sadece Özgür ve Demir'in el kaldırdığını gördüm.
Selim'in gözler bir süre ikisinin arasında gidip geldikten sonra eliyle Özgür'ü işaret etti.
"Aşk ve Ceza?"
Özgür'ün cevabıyla birlikte Selim başıyla onayladı. Aşk ve Ceza? Bu kitabı duymuştum, hatta okunacak kitaplar listemin içerisinde ancak daha okuya fırsat bulmadım.
"En sevdiğim şarkıcı?"
Diyen Batu'yla birlikte, ben ve Özge dışında diğerleri yüzünü buruşturdu. Onların bu komik yüz ifadesine bakarken hepsi aynı anda konuştu.
"Aleyna Tilki."
"Aleyna Tilki."
"Aleyna Tilki."
Onların bu hali oldukça komikti. Şaşkın bir şekilde Özge'yle birbirimize baktıktan sonra kahkaha atmaya başladık. Allah bilir Batu yine ne yapmıştı?
"Gülmeyin ya!"
Batu'nun bağırmasıyla birlikte gülmem daha da şiddetlendi. Elimi tamam anlamında havaya kaldırdıktan sonra diğer elimlede yüzüme hava yapmaya başladım. Gözümün ucuyla Özge'ye baktığımda onun da benden bir farkı olmadığını gördüm.
"N-neden Aleyna Tilki?"
Özge gülmesinin arasından zar zor konuşmuştu. Bende bu sorunun cevabını çok merak ediyorum.
Biz Batu'dan cevap beklerken onun yerine Özgür konuşmaya başladı.
"Bir gün akşam bu bizi aradı koşun ben hiç iyi değilim diye. Biz de bir gittik baktık ne görelim?"
"Ne gördünüz?"
Sorduğum soruyla beraber Özgür'ün çatılmış kaşları ve kızgın gözleriyle karşılaştım. Elimle ağzıma hayali bir fermuar çekerek ellerimi havaya kaldırdım.
"Neyse, bir baktık biz buna elinde suyla karıştırdığı ayranla birlikte Aleyna Tilki şarkılarıyla efkârlanıyor. Başta kaldık, ne olduğunu anlamadık normal olarak,"
Kaşlarını çatarak Batu'ya döndü ve ona bakarak konuşmasına devam etti.
"Neymiş efendim ayıcığının kolu kopmuş!"
Özgür'ün aniden yükselmesiyle birlikte anlık olarak yerimde zıpladım. Elimi damağıma koyarak yukarıya kaldırdım. Bu çocuğun da hiç ayarı yok. Özgür'ün kızacağını bile bile gülmeye başladım. Benim gülmeye başlamamla birlikte Özge de gülmeye başladı. Diğerlerine baktığım sırada bize kaşlarını çatmış bir şekilde baktıklarını gördüm. Ne? ama çok komik.
(Deniz temsili)
Demir'in elini kaldırmasıyla beraber meraklı gözlerle ona baktım. Bakalım nasıl bir soru geliyor.
"En çok merak ettiğim ve gitmek istediğim ülke?"
Bu sefer sadece Batu elini kaldırdı. Cidden mi? Diğerleri bilmiyor ancak Batu biliyor. Ben inanmayan gözlerle Batu'ya bakarken cevapladı.
"İtalya."
Demir başını 'evet' anlamında sallayarak Batu'yu onayladı.
"Doğru."
"Küçükken ne olmak isterdim?"
Özge'nin sorusuyla birlikte gülmeye başladım ve elimi kaldırdım. Benimle birlikte sadece Özgür'ün de el kaldırdığını görünce hiç şaşırmadım.
Özge bir süre ikimize baktıktan sonra başıyla söylemem için işaret etti.
"Tasarımcı."
Baş parmağını havaya kaldırarak sırıttı.
Küçükken her zaman bana tasarımcı olacağını bir sürü renk renk elbiseler dikeceğini, beni de modeli olarak kullanacağından bahsederdi. Hatta bazen zorla bana bazı kıyafetler giydirir ve benim üzerimdeyken keserdi. Özge'nin annesi bir kere bizi öyle yakalamıştı. Bunun üzerine birazcık azar işitmiş olabiliriz ancak hiç pişman değiliz.
📩📩📩📩📩
Uzun mu uzun bir bölümle karşınızdayııımm!!
Nasıldı?
Bundan sonra her Pazartesi bölüm atmayı düşünüyorum.
Bu bölümde birbirlerini biraz daha yakından tanıdırlar. Zevk alarak yazdığım bir bölümdü, inşallah siz de zevk alarak okumuşsunuzdur:))
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top