2. Bölüm 🌊





Birinci ders zili çalmıştı ancak Özge hala ortalıkta yoktı. Oflayarak sonuçtan çıkmak üzere ayaklandım.

Kapıya doğru ilerlerken bir anlık olarak yanından geçmekte olduğun Ayça'ya kaymıştı. Sırıtarak telefonda birileriyle konuşuyordu. Başını kaldırdığında o da benimle göz göze gelmişti. Anında yüzündeki ifade değişirken başıyere eğdim. O anda bana uzattığı ayağını yeni fark ederek son anda üzerinden atlamıştım. Olduğum yerde sinirle ona döndüm. "Sen manyak mısın?"

Kaşları çatılırken telefondaki kişiye bir şey söyleyerek bana döndü. "Anlamadım?"
Kollarımı göğsümde bağlayarak ona adımladım. "Ayağını uzatarak ne yapmaya çalışıyordun? Anlamıyorum Ayça seni!" Oturduğu sıradan kalkarak karışma dikildi. Hemen arkasında beliren arkadaşları ile gözlerimi devirdim. Bunlar ciddi miydi? "Ne istiyorsun Deniz? Dikkat mi çekmeye çalışıyorsun?" Alayla güldüm. "O senin işin Ayça," işaret parmağıgöğsüne koyarak sertçe vurdum. "Bana bulaşma kızım!"

Sertçe elime vurdu. "Ne yaparsın? Yoksa geldiğin o mahalle köşesinde ki kadınlar gibi bana mı saldırırsın?" Gözlerimi kısarak yüzüne doğru eğildim. "Emin ol daha beterini yaparım sana! Onlar benim yanımda bir hiç kalır." Mavi gözleri hafiften irileşirken geriye adımladı. "Emin ol daha beterini yaparım sana! Onlar benim yanımda bir hiç kalır."

"Tehdit etti!" Bir anda bağırmasıyla yüzümü buruşturdum. "Bu kız beni açık açık tehdit etti!"

Bağırmaya devam etmesiyle etrafımızda toplanmaya başlamışlardı. Gülerek ellerimi iki yana açtım ve bizi seyredenlere döndüm. "Aynen ya! İşim gücüm yok onu tehdit edeceğim!" Bazıları çoktan kendi aralarında konuşmaya başladığında Ayça'ya döndüm. "Bana bunlar işlemez kızım! Başka numaralar bul kendine!" Sertçe omzuna vurarak onu orada bıraktım. Sınıftan çıktığımda olduğun yerde durdum. Elimdeki telefonun ekranına bakınarak Özge'den bir mesaj olup olmadığına baktım. Ancak yoktu.

En azından onu bahçede beklemeye karar vererek merdivenlere yöneldiğimde gördüğüm yüzle adımlarımı hızlandırdım. "Nerede kaldın?" Özge nefes nefese kendini yere attığında şaşkınlıkla geriye doğru kaçtım. Ayak ucumla onu dürttüm. "Kalk yerden! Beton falan çeker hasta olursun!" Gülerek ayağa kalktı. "Tamam anne kızma."

Bende onunla beraber güldüm. Üzerini çırparken ofladı. "Neden geç kaldın? Birinci ders bitti bile." Üzerini çırpmayı bırakarak bana döndü. "Akşam alarm kurmuştum. Ama benim salak ikizim bana şaka yapmak istemiş ve bil bakalım ne yapmış?" Ben cevaplamadan parmağını şıklattı. "Doğru tahmin! Alarmı kapatmış! Sonra bir baktım ders başlamış. Nasıl evden çıktığımı bilemedim. Bir de üstüne otobüste kaçmış!"

O hararetle yaşadıklarını anlatırken ben gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Gülme! Sonra yolda köpeklerle karşılaştım! Okula gelesiye kadar canım çıktı! Köpekler beni ham yapacak sandım ya!"

"Ne yapacak sandın?" Ellerin pençe haline getirerek bana doğrulttu. "Ham yapacak sandım! Korktum diyorum." Kolumu omzuna atarak onu kendime çektim. "Çok mu korktun sen? Köpekler seni ham mı yapacaktı? Oy oy!" Koluma vurduğunda saçlarımı karıştırdım. "Ya Deniz ya! Karıştırma saçlarımı! Zaten sabah tarayamadım bile!"

Tam ağzımı açmış ona cevap verecekken bize doğru bağıran birisiyle ikimizinde başı o tarafa döndü.

...

Demir;

Elimdeki çantayı boş olan sandalyeye attım. Ardından da kendimi yanındaki sandalyeye. "Ne bu sinir ya?" Elim  yanağıma gittiğinde kendimi zor tutuyordum. "Bir şey olduğu yok!" Batu'yu terslemem ile diğerleri de susarak bana dönmüştü. "Demir? Ne oldu oğlum sana?" Özgür'ün sorusunu cevapsız bırakarak arkama yaslandım. "Babam okula kadar peşimden geldi! Ne olacak!"

"Baban mı?" Dediklerime şaşıran Selim'e döndüm bu seferde. Başımı olumlu anlamda salladım. "Neden?" Batu'nun sorduğu soruyla bakışlarımı kaçırdım. Konuşmak istemediğimi anlamış olacaklar ki konuyu değiştirdiler. O sırada cebimde çalmaya başlayan telefon ile istemeye istemeye cebimden çıkarttım. Ekranda gördüğüm isimle sinirle ofladım. Yeniden üçlünün gözleri üzerime çevirildiğinde telefonun ekranını onlara çevirdim. "Nefret ediyorum bu kızdan ya!"

"Bende ya." Özgür de Batu'ya katıldığında telefonu masanın üzerine fırlattım. "Onunla uğraşmak istemiyorum bir de!" Sertçe yüzümü sıvazladım.  Telefonun sustuğunda derin bir nefes almıştım ki tekrardan çalmaya başladı. "Aç istersen." Selim'e baktığımda bana 'yapacak başka bir şey yok' dercesine bakıyordu. Daha yeni fırlattığım telefonu alarak aramayı cevapladım. "Efendim Ayça?"

"Sevgilim? Ne yapıyorsun? Sabah seni okulda göremeyince merak ettim."

Gözlerimi bizimkilerin üzerinde gezdirdim. Özgür ile Batu beni dinlemiyormuş gibi yaparken Selim beni seyrediyordu. "Kantindeyim Ayça, bir şey mi oldu?"

"Bir dakika."
Bir anda Ayça'nın sesinin değişmesiyle kaşlarım çatıldı. "Hoparlöre al!" Batu'nun fısıltıyla konuşmasıyla ona baktım. Israrcı bakışlarına dayanamayarak telefonu hoparlöre aldım ve masaya, tam ortamıza, bıraktım.

"Sen manyak mısın?" İlk defa duyduğum ince sesle oturduğum yerde doğruldum.
"Anlamadım?" By sefer konuşan Ayça'ydı. Sesinde anlaşılır bir alay seziliyordu.
"Ayağını uzatarak ne yapmaya çalışıyordun? Anlamıyorum Ayça seni!" İşler tuhaflaşmaya başlıyordu.
"Ne istiyorsun Deniz? Dikkat mi çekmeye çalışıyorsun?"

Ayça'nın sorusuyla öbür kızın güldüğünü işittim.  "O senin işim Ayça,"
Kızın dediği ile Batu ve Özgür gülmeye başlamıştı bile. "Bana bulaşma kızım!"  Kızın dediği ile dudaklarım alayla kıvrıldı. Şu anda hayatımın bir ilki olarak telefonda bir kız kavgasına şahit oluyordum. "Ne yaparsın? Yoksa geldiğin o mahalle köşesinde ki kadınlar gibi bana mı saldırırsın?" Ayça'nın cümleleri hoşuma gitmemişti.

"Emin ol daha beterini yaparım sana! Onlar benim yanımda bir hiç kalır."  Kızın altta kalmak bir yana söyledikleri beni ciddi anlamda güldürmüştü. Ağzı iyi laf yapıyordu.  Bir anda Ayça'nın sesinin değişerek bağırmasıyla yüzümü buruşturdum. "Tehdit etti!"

"Yuh ama!" Diye bağıran Batu'ya baktım. "Bakmayın öyle! Bu kız harbi iyi oyuncu."

"Bu kız beni açık açık tehdit etti!"  Ayça'nın bağırmaya devam etmesiyle içten içe Batu'ya katılmadan edememiştim.  "Aynen ya! İşim gücüm yok onu tehdit edeceğim!" Bana bunlar işlemez kızım! Başka numaralar bul kendine!"  Bir süre sesler kesildiğinde merakla telefona doğru eğildim. "Ben seni sonra arayacağım." Telefonun bir anda kapanmasıyla her bizimkilere döndüm. Batu elini Özgür'e doğru kaldırmıştı. "Çak bir beşlik!" Özgür gülerek Batu'yu ger çevirmedi. "Sevdim bu kızı ya!"

Hepimiz Batu'ya gülmeye başladığında Özgür ayaklanmıştı. "Hey! Nereye?" Batu'nun sorusuyla Özgür sırıttı. "Daha demin sizin Ayça ile atışan biricik arkadaşımın yanına gidiyorum." Özgür'ün dediği ile hepimiz şaşırırken Batu heyecanla ayaklanmıştı. "Onu tanıtıyor musun?"

"Hemde çocukluğumdan beri." Bir anda Batu'nun Özgür'ün yakalarına yapışmasıyla Selim ile ayağa fırladık. "Beni de tanıştır onunla! Ölürüm deyse!" Özgür şaşkınlıkla yakasındaki ellerden kurtuldu. "Oğlum düzgünce istesene! Sanki geri çevireceğim!"

"Valla mı?"
Özgür başını olumlu anlamda sallayınca Batu koşarak kantinden çıkmıştı bile. İçimizden arkasından baka kalmıştı. "Bizde gidelim o zaman." Selim'i onaylayarak üçümüzde Batu'nun peşinden çıktık.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top