16. Bölüm 🌊
Çantamı sırtıma taktım ve Özge'ye döndüm.
"Yarın görüşürüz."
Çantasının fermuarını kapatıp bana döndü.
"Görüşürüz."
Özge'ye el sallayıp sınıftan çıktım.
Okuldan çıktıktan sonra kulaklıklarımı çıkardım, tam kulaklıklarımı takmıştım ki yanıma bir arabanın yaklaşmasıyla dikkatim dağıldı. Ayağım taşa takıldı, tam düşmek üzereyken sağ tarafımdaki direğe tutundum. Son anda düşmekten kurtuldum.
Başımı yukarıya kaldırıp derin bir nefes verdim. Ucuz kurtulmuştum. Sol tarafımdan kapı açılıp kapanma sesi duydum.
Sesin geldiği yer başımı çevirince Demir'i gördüm.
Hızlı adımlarla yanıma gelip, kolumdan tuttu.
"İyi misin?"
Boşta kalan elimi havaya kaldırdım.
"İyiyim ben. Sadece taşa takıldım."
"Emin misin?"
Yüzümde engel olamadığım bir sırıtma oluştu.
"Emin değilim, Deniz'im."
Yaptığım espriyle yüzünü ekşitti.
"Ciddi misin sen?"
Sırıtarak yüzüne baktım.
"Evet."
Kolumdan tutarak beni arabaya sürüklemeye başladı. Kolumdaki elini tuttum, çekmeye çalıştım ama sıkı tutmuştu.
"Demir, kolumu bırakır mısın?"
Ne Ya bu böyle? Özge bir, Demir iki.
Gözlerimi devirerek, karşı koymayı bıraktım. Arabanın kapısını açtı ve yüzüme baktı. Ben ona, o bana bakıyordu.
"Ne bakıyorsun ya?"
"Kızım binsene."
Oflayarak bindim. Demir, kapımı kapatıp kendi yerine oturdu.
Kollarımı göğsümde kavuşturup dışarıya baktım.
Demir, emniyet kemerini takıp bana döndü.
"Deniz?"
"Efendim?!"
Bana doğru uzandı, kolunu uzatarak emniyet kemerine uzandı. Çok yakındı. Fazla yakındı. Çok mu sıcak olmuştu?
Emniyet kemerini takıp geriye çekildi. Yanaklarıma hücum eden kan ile gözlerimi kapatarak yutkundum.
Kızardığıma eminim. Demir'in yüzümü görmemesi için iyice cama doğru döndüm.
Demir, hiç bir şey demeden arabayı çalıştırıp yola çıktı.
...
Araba evin önünde durunca, Demir'e bakmadan konuştum.
"Teşekkürler."
Demir gülerek;
"Neden yüzüme bakmıyorsun?"
Sorusu üzerine bakmamaya devam ettim.
"Bakıyorum ya."
Gülümsemesi gittikçe şiddetlendi.
"Eğer baktığın şey cam değilse, kesinlikle bana bakıyorsun."
Demir'e cevap vermeden hızlıca kapıyı açıp indim. Koşar adımlarla binaya girdim.
...
Eve girer girmez direkt odama gittim. Çantamı yatağın kenarına bırakıp dolabıma yöneldim. Rahat bir şeyler alıp, üzerime geçirdim.
Telefonumu alıp, yatağa uzandığım sırada mesaj geldi. Mesajın üstüne tıkladım ve okumaya başladım.
'Oksijen İsrafları'
Batu: Selamın aleyküm canikolar!
Özgür: Batu bir şey sorabilir miyim?
Batu: Evet?
Özgür: Bu saçma kelimeleri nereden buluyorsun?
Batu: Sorun bu muydu ya?!
Özgür: Beğenemedin mi?
Batu: Beğenemedim.
Selim: Ne boş yaptınız.
Özge: Bu sefer ne için yazdın Batu?
Batu: Şaşırtıyorsun beni en best kankamın sevmediğim kankası.
Özge: Sadede gel Batu.
Batu: Tamam, çatlamayın.
Demir: Evet?
Batu: Diyorum ki...
Özgür: Diyorsun ki? Eee?
Batu: Hafta sonu sinemaya gidelim?
Batu: Nasıl?
Deniz: İyi hoşta, ben hafta sonu dershaneye gideceğim:(
Özge: Deniz sen dershaneye mi gidiyorsun?
Deniz: Annem yazdırmış. Bu hafta başlayacağım.
Demir: Hangi dershane?
Deniz: ***** Dershanesi.
Özgür: O zaman plan iptal.
Deniz: Hayır iptal etmeyin, siz gidin. Derslerim erken biterse bende size katılırım.
Batu: Öyle şey olur mu best kankam? Başka bir zaman gideriz olur biter.
Selim: Aynen.
Özgür: Günler çuvala girmedi ya.
Özge: Evet, başka zamanda gideriz.
Deniz: Siz bilirsiniz.
♾♾♾
Önümdeki kağıda rastgele bir şeyler karalıyordum. Çok sıkıcıydı. Özge de yoktu. Dershanede yalnız başına çok sıkıcıydı. Kapının açılmasıyla hoca içeriye girdi.
"Günaydın arkadaşlar."
"Günaydın hocam."
"Günaydın hocam."
"Günaydın hocam."
.
.
.
"Evet, dersimize başlamadan yeni bir arkadaşımız var. Gel."
📩📩📩📩📩
Kim geldi acabaaaa???
Yavaş yavaş olaylar başlıyooooorr!!!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top