yaşam kadar


"yine mezarımın başındalar. ben yine dövülmüş, katledilmiş halde kıyafetlerimle toprağa uzanmışım. hayır, uzanmak denmez buna, atılmışım. eğilip cesedime bakıyorlar. yüzlerinde ifade yok. hatta yüzleri yok. bağırmak falan istemiyorum, garip olan bu. kurtarılmayı beklemiyorum, öldüğümün sonuna kadar bilincindeyim."

"bu bir rüya."

"fakat bunun gerçek olmadığını söyleyemezsin."

"duygularımız ve korkularımız rüyalara şekil verebilir ama gerçek olan şu andır. uyurken gördüğümüz birtakım görüntüler ya da onlara yüklediğimiz anlamlar değil."

"yani beni katletmediler, öyle mi?"

"nefes alıyorsun."

"ve patates kızartması yiyorum. gerçekten mi? aynı şeyden bahsettiğimize emin misin?"

"tanımlamalarının yanlış olduğunu düşünüyorum."

"tanımlamıyorum. tanımlama senin işin. yaşadığım şeyden bahsediyorum sana. dinlemeyi ya da kabullenmeyi denemiyorsun. o masanın büyüsü bu mu? ben biliyorum, okuluna gittim bunun. üstelik yüksek puanlar alarak. böyle mi düşündürüyor orada olmak? hiç düşündün mü oturduğum sandalyede olmayı? burada otursaydın eğer... tanımlar gerçekten önemli olur muydu?"

"empati elbette yaptığımız-"

"empatiden bahsetmiyorum. burada oturmaktan, bu sandalyede oturup ben olmaktan bahsediyorum. tanımlara gösterdiğin özeni anlarken de kullan. çünkü anlamıyorsun. ailem beni anlayamadıkları için buraya getirmişti oysa... empatiden bahseden biriyle aslında yanlış kelimeleri kullandığımı tartışmayacaktım. hayat garip, değil mi? içinde ölüm de var ama sürmeye devam ediyor."

"en başından öldüğüne inanırsan yaşama tutunamazsın. ilk olarak bunu halletmeliyiz."

"halletmeliyiz? temassız kablolardan mı bahsediyorsun? tanımlamalardan bahsediyordun değil mi?" "buradan hallolmuş bir şekilde çıkmayacağım. herkes benim daha iyi olacağımı düşünse de olmayacağım. kötü olmaya hakkım var; depresif davranmaya, hırçınlaşmaya, kendimi soyutlamaya, ağlama krizlerine. o aptal nefes egzersizlerini başkasına sat."

°•°•°•

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top