güneş ve ay kadar


"sizi anlamıyorum. bana hem uzaksınız. hem yakın. bu... bu canımı sıkıyor."

"adımların uzaklığından mı bahsediyorsunuz küçük hanım, bakın işte kapandı mesafe."

"öyle değil. öyle değil. rica ediyorum biraz uzak durun benden. yakınlığınız kalbimi ağrıtıyor."

"yakın olmam kalbinizi mi çarpıtıyor?"

"hayır, bana gösterdiğiniz yakınlığı başka hanımlara da göstermeniz, kalbimi ağrıtan bu. çarpmıyor, ağrıyor."

"ah küçüğüm, bu denli bir aşkı yüreğinizde taşımak için fazla küçüksünüz."

"küçük hanım, küçüğüm gibi şeyler söylemeyin lütfen. yaşımın sizden az olması beni küçük biri yapmaz. aksine olgunluğum sizden kat ve kat fazla. en azından gönlümü erkeklerle eğlendirip onların kalplerini kırılmasını görmezden gelmiyorum. insanlara karşı saygılı ve kibarım, sizin aksinize."

"bu sözlere ne demeli? benim kalbimi kırarlar fakat. yeterince kibar değilsiniz demek ki. küçük hanım."

"sizi kınıyorum. sizi şiddetle kınıyorum."

"ninem gibi konuştunuz. artık büyüdüğünüze ikna oldum küçük ha- özür diliyorum, büyük hanım."

"oturup iki muhabbet edilmiyor sizinle, her zaman küçük oluşuma yahut aşkımın mümkün olamayacağına bağlıyorsunuz konuyu. fakat gözlerinizde parlayan ateşi görüyorum, bana yakın olmak için can atıyorsunuz her seferinde. şu an gayet 'büyük' bir hanımın yanında olmak varken buraya geliyorsunuz. benim yanıma."

"madem gözlerimdeki ateşin bu denli farkındasınız, neden aşkınızın karşılıksız olduğunu ima edip duruyorsunuz her vakit?"

"çünkü... çünkü o ateşin bir heves gibi geçip gitmesinden korkuyorum. sizin için günün birinde şuradaki hanımlardan biri oluvereceğim, sıradanlaşacağım korkusu içimi yiyip bitiriyor." "sessiz kalıyorsunuz. bu, korkumu haklı çıkarmaz mı? sizde gördüğüm ışıltı gelip geçici bir hevesin emareleri öyle değil mi?" "biliyor musunuz yine de küçük bir umudu hep beslemiştim içimde. büyümesine izin vermiyordum ama yaşatıyordum onu hep. şimdi ölüşünü izliyorum. acı duyuyorum ama mutluyum. birinin hevesi olmaktansa kendim olarak kalma şansım var artık. kendinize iyi bakın."

°•°•°•

bazen durup dururken bir senaryo, daha doğrusu bir sahne beliriyor aklımda. sözler dökülüyor zihnime. kimi vakit kendi kendime canlandırıyorum o anı -yalnızsam tabi ki ')- kimi vakit zihnimde dönüp duruyor. artık bir yerlere dökülmelilerdi, unutup gitmek istemem. :)

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top