*Zamansızlık (2)*
Paiva, huysuzlukla kollarını göğsünde birleştirdi. Druce'a bakmayı reddediyordu. Adamın keyifli hali genellikle onu mutlu etse de şu an için fazla kızdırıyordu. Tabii uzun süre sessiz kalamadığı için sonunda Druce'un beklediği gibi konuşmaya başladı.
"Bu benim günahım değil Druce. Kötü olan onlar!"
"Ancak arkadaşının ayakkabısına hayvan pisliği bırakmak da günahtır Paiva."
Nasıl bir duygu karmaşası yaşadığı önemli değildi. Druce ona her zaman dik durmayı öğretmiş ve Paiva, iyi bir öğrencinin yapacağı gibi tüm bilgileri sindirerek hayatına dahil etmişti. Bu yüzden çelimsiz bedenine rağmen vakar bir duruş sergilerken oldukça güçlü görünüyordu.
"Onlar kötü Druce. Çok kötü çocuklar. O köpeğe neler yaptıklarını bilmiyorsun. Eğer bilseydin onları cehennem ateşine atardın."
Druce anlayışla gülümsedi. Onun yanına yavaşça gidiyordu çünkü Paiva güveniyor olsa bile ürkmesi halinde doğrudan kendi içine kapanıp kimseye görünmek istemiyordu. Bu Baldemar'ın hatasıydı. Paiva sebebi ne olursa olsun onun gitmesini kabullenmemiş ve hayatındaki tüm erkekleri Baldemar'ın günahıyla lanetlemişti. Biri dışında tabii ki. Druce onun hayatında ne kadar önemli bir yerde olduğunu biliyordu. Belki de abartılı sevgisi bu yüzdendi.
"Küçük kardeş, bilmediğin bir şey var. Cehennem sadece alevlerden oluşmaz. Yanmaktan kastettiğimiz daha çok içindeki ateştir. İnsanı küle çeviren susmak bilmeyen vicdanının sesidir. O ses yüreğini alır ve alevlere atar, kül olana kadar yakıp durur. Sonra yeniden diriltir ve bir kez daha yakar. İşte cehennem böyle bir şeydir. Sonsuz ızdırap."
Yüzü ifadesizdi. Kızgınlığını bile gizlemeyi başarıyordu. Gerçek bir iblisti. Güçlü ve becerikliydi. Paiva'nın ortaya çıkacağı anı sabırsızlıkla bekleyen Druce, onun söyleceklerini bekledi.
Dudakları aralanan Paiva, aynı ifadesizlikle konuştu. "Onlarda vicdan yok."
"Emin ol vardır ve hiç susmadıklarını biliyorum. Tıpkı senin gibi."
Paiva, gözlerini kısarak ona baktı. Belli ki aklına gelen şey onu keyiflendirmişti. "Belki de onların vicdanının sesi benimdir."
Paiva'ya karşı nadiren sert olan Druce keskin bir sesle "Hayır!" dedi. "Kimsenin kurtarıcısı olmayacaksın Paiva. Önce kendini kurtarmak zorundasın. İşlemediğin günahlardan sorumlu değilsin."
"İzlediğim kötülük?" diye sordu Paiva. "Onlara karşı sessiz kalmam beni de suçlu yapmaz mı? Her şeyi yapabilecek güçtesin Druce, bunu iyilik için kullanmalısın."
"Öyle yapıyorum zaten. Cehennemde yananlar iblisler değil Paiva, orada yananlar kötü insanlar. Kötü ruhların işkencecisiyim ben, unuttun mu? Bedenler umurumda değil, tabii o beden sana ait değilse. O çocuklardan uzak duracaksın ve bir daha hiçbir arkadaşına böyle bir şaka yapmayacaksın."
"Şaka değild..." Druce'un bakışlarına karşılık "Tamam, bir daha yapmayacağım ve o çocuklardan uzak duracağım. Oldu mu?"
"Oldu. " dedi keyifle gülerken. Nadiren böyle keyifli olurdu ve Paiva bu anın tadını çıkarmak için gözlerini Druce'dan ayırmadı. "Şimdi anlat bakalım, Tom'la işler nasıl gidiyor? En son bıraktığımda hoşlanmayacağım kadar yakındınız." Kollarını göğsünde birleştirdi. İri kolları vardı. Paiva onun ne kadar güçlü olduğunu biliyordu. Belki Druce gözünde fazla büyütüyordu ama ona olan sevgisi güvenini de artırıyordu.
"Sen bir kıskançsın Druce. Tom'u neden sevmediğini bilmiyorum. Gerçi haklıymışsın." Sesi zayıflamıştı. Gözlerini Druce'dan kaçırdığında adam sakince parmaklarını onun çenesine koyup yüzünü kaldırdı. Bu da ona öğrettiği bir güçtü işte, ne olursa olsun, ne hissedersen hisset daima karşındakinin gözlerine bak. "İşleri berbat ettim. Artık beni görmezden geliyor. Sanırım bana tahammül edebilecek tek erkek sensin."
"Erkekler, iş aşk olduğunda korkak davranır ama söz konusu bir kardeşse görüp görebileceğin en cesur adama dönüşür."
"Sen gördüğüm en cesur adamsın ve çıtayı fazlasıyla yükseltiyorsun. Ömrümü sana benzeyen birilerini arayarak yalnız başıma geçirecekmişim gibi hissediyorum."
Druce, bir kez daha keyifle güldü. "Sadece zamana bırak tatlım. Şimdi söyle ne oldu?"
"Başka bir kızla görüşüyormuş. Bunu itiraf ederken acı çekiyor gibiydi. Sanki yapmak istemiyor ama buna mecbur gibi davranıyordu."
"Belki seni üzdüğü için pişmandır."
"Olabilir. Ama daha çok korkmuş... Dur biraz. Sana onun beni ağlattığını söylediğimden beri böyle davranıyor. Tabii ki, zamansızlık dışında seni hatırlamadığım için bir şeyleri kaçırıp duruyorum. İki hayat yaşamak çok zor. Druce, Tom'a ne yaptın?"
Şen gülüşü solmuş ve en ciddi yüz ifadesine bürünmüştü. "Sadece dürüstlüğün bir meziyet olduğunu hatırlattım. O sana göre biri değildi Paiva. Daha iyileri olacaktır."
"Ben henüz on altı yaşındayım, elbette başkaları da olacak ama hayatımdaki erkeklerin iblis ağabeyim tarafından korkutulmasını istemiyorum."
"İblis bir ağabeyden korkuyorlarsa iblis bir kadına aşık olmak onlara ağır gelir. Korkaklardan uzak dur küçük kardeş. Ayrıca yaşının kaç olduğu umurumda değil, iki yüz yaşına bile gelsen hayatındaki erkeklere karışıyor olacağım."
Paiva, birkaç adım geriledi. Zamansızlığın içindeyken asla yorulmaz bir yerlere oturma ihtiyacı hissetmezdi ama şu an kendisini bitkin ve çökmüş hissediyordu. Tutunabileceği tek kişi vardı o da Druce'du. Hayatı boyunca tutunduğu tek destek de oydu.
"Bir daha bunu yapma. Yeniden hayatıma döndüğümde terk edildiğimi düşünüyorum. Buna bir de Tom'u ekledin Druce."
"Benim onay verdiğime denk gelene kadar hepsini ekleyebilirim. Küçük kardeşimi emanet edebileceğim birileri olmalı."
"Beni iblislerden uzak tutuyor ve insanları güçsüz buluyorsun. İtiraf et amacın sonsuza dek erkeklerden uzak durmam."
Yüzünü buruşturup Asillerin Paiva'yı nasıl öldürmek isteyeceğini düşündü. Onu gerçekten de iblislerden uzak tutmak zorundaydı. Belki Paiva'nın insan erkekleriyle vakit geçirmesine karışmamalıydı. Belki birkaç on yıl sonra.
"Sadece mutlu olmanı istiyorum. Hayatını çalıyormuşum gibi hissediyorum ve bundan nefret ediyorum. Seni seviyorum küçük kardeş. Bu hiç değişmeyecek."
Paiva, ona bakarken içinin ısındığını hissediyordu. Druce ona yaşama sebebi vermişti ancak yanında asla uzun süre kalmıyordu. Kesinlikle daha fazlasını istiyordu. Eğer sonsuza kadar onun küçük kardeşi olmasını isterse Paiva büyümekten bile vazgeçebilirdi. "Bazen seni anlamıyorum Druce. Tam dokuz yıldır benimlesin ve asla gitmedin. Hep yanımda olduğunu hissettim. Sevgini, iyiliğini kalbimdeki titreyişten anlayabiliyorum. Ne zaman sana ihtiyaç duysam yanıma geldin. Senden başka kimseyi sevmiyorum Druce. Tek ailemsin. Bir baba gibisin bana. Ondan daha fazla ilgilendin benimle. Beni de yanında götüremez misin?"
Her zamansızlığın içinde Paiva bunu dile getiriyordu. Druce onu bırakmak istemese bile kardeşinin güvenliğini ancak bu şekilde sağlayabilirdi.
"Henüz zamanı değil Paiva, hazır olduğunda benim yanımda yer alacaksın. Daima birlikte..."
2.kitap için kafamda dolaşan sahneleri bir bilseniz :) İlk kitap finalini beğendiğinizi düşünüyorum ve daha iyisi için çok çok az bekleteceğim.
Yeni bölümlerde görüşmek umuduyla seviliyorsunuz.
İnstagram duyuruları için ozgeozdmir_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top