ep;3 | otobüs kartı

Kai ile apartmanlarımız karşılıklı olduğu için o kendi evine ben kendi evime girmiştim. Saat oldukça geç olduğu için evdekiler uyumuş olmalıydı. Anahtarımı asıp odama geçtiğimde gelen bildirimler ile oflayarak telefonu elime almıştım. Kanalımızın ınstagram hesabından gönderi bildirimi vardı. Ben fazla paylaşım yapmasam da yapanlar olunca heyecan ile yorumlarını okuyordum.

@artbeat.official : [Beomgyu] yeni cover çalışmaları başladı. Merak ediyor musunuz? >-<

17,382 yorumu gör...

@a : videoyu değil de seni daha çok merak ediyorum..

@b : yine mükemmel olacağını biliyorum..

@c : umarım fazla bekletilmeden cover bir an önce gelir -,-

@d : herkes yaptı ama sen hala canlı yayın açmadın, Beomgyu-ah! Lütfen, yap artık~

Bıkkın bir nefes bırakıp üstümü değiştirirken gelen bildirimlere göz devirdim. Dans sayfasına sürekli bildirim gelirdi ama hiçbiri bana ait olmadığı için pek bir anlamı yoktu. Paylaşım yapan dansçıların yorumlarını okur onlar gibi olmak ister dururdum. Bu yüzden fotoğraf atacak olsam bile yorumları kapatırdım. Gelmeyeceğini bildiğim için diğerlerine rezil olmak istemezdim. Beomgyu fotoğraf attığında herkes hesaptan çıkış yapardı, gelecek bildirimleri bildiği için. Ben bilerek çıkış yapmaz tüm yorumları okurdum. Tanrım, yabancı fanları bile vardı.

Instagram bildirimlerini sessize alıp yatağıma geçtiğimde aşırı yorgun olduğum için bir an önce uyumak istiyordum. Whatsapp bildirim sesiyle sıkıntılı nefesimi verip yatağımın yanındaki küçük komedine elimi uzatıp telefonu aldım. Whatsapp grubumuz olduğu için numaralarımız birbirimizde vardı. Beomgyu'dan gelen mesajla merakla açtım. Daha önce özelden hiç konuşmadığımız için şaşırmıştım.

Gönderen : Beomgyu
Çantandan otobüs kartını düşürdün. Arkandan seslendim ama duymadın da...

Bugün Kai otobüs kartına bastığı için yanımda mı; değil mi, diye bakmamıştım bile. Hızla çıkarsam elbette düşürürdüm. Mesaj atmayıp çöpe de atabilirdi sonuçta. Ona güvenmiyordum.

Gönderilen : Beomgyu
Yarına kadar sen de kalabilir mi?

Geri gidip alamayacak kadar yorgundum. Ki kartım olmadığı için otobüse binerek gidemezdim. Fazla uzak olmasa da gece etrafa güvenmediğim için otobüsle gelirdim eve. Ona işimin düşmesi sinir bozucuydu.

Gönderen: Beomgyu
Tamam.

Kısa cevap verenlere sinir oluyordum. Ve bu yaptığıyla yine ona gıcık olmuştum. Şu takım şeyi olmasa ona bir saniye bile katlanamazdım ama neyse ki dayanabiliyordum.

Gönderen: Beomgyu
Yarın geç geleceğiz, takımdakilerle. O yüzden erken gidersen olamayabilirim. Yine de yanıma alacağım kartı, aklın kalmasın.

Gıcık olma hevesimi kursağımda bırakıp tekrardan yazdığı mesajla Kai'yi öldürme planları yapmaya başlamıştım. Kesin yine şeytani planlar yaptığı için söylememiş olmalıydı. Kaç senelik arkadaşımı tanıyordum. Bizi o halde görmesi kim bilir zihninde ne tür senoryalara sebep olmuştu. Hep bunu kuramayacağını adım gibi biliyordum. Çünkü ona olan nefretimi her zaman aşka bağlardı.

Gönderilen: Beomgyu
Peki, teşekkürler. İyi geceler..

Gönderen: Beomgyu
Sana da..

***

"Bana bulaşma, Kai. Pestilim çıktı," Kai yorulmuş olduğumu anlamış olacak ki havluyu kafayı atmaktan vazgeçip elime vermişti. Ensemin terini silmek için havluyu o tarafa yayarken elimden alınınca hızla başımı kaldırmıştım. Gördüğüm bedenle öylece kalakalırken Kai boş bir tavırla yalandan öksürmüştü. Beomgyu yan tarafıma oturup elini cebine koymuş ardından otobüs kartımı uzatmıştı.

"Benden almaya niyetin yok herhalde," çenesiyle uzattığı kartı gösterdiğinde yutkunup hızla elinden çekip almıştım. "Beomgyu çekim yeri belli oldu mu?" Ortamdaki gerginliği yok edecek soruyla Beomgyu yerinden kalkmak durumunda kalmış ve havluyu tekrar bana uzatmıştı. Onlar pratiklere dönerken ayak altından çekilip köşeye geçtim. Şişede ki suyu içerken karşımda dans eden bedenleri izliyordum. Ve sadece bir tanesi dikkatimi çekiyordu. Gözlerimi alamıyor onu izlemeye dalmıştım.

Vücudunun her santimini en iyi kıvrıma göre kullanabiliyordu. Nasıl bu kadar esnek olabiliyordu, aklım almıyordu. İstemsizce bacaklarımı kapatıp dişlerimi sıktığımı fark edip yaptığım şey kafama dank edince hızla yerimden kalkıp lavabo doğru koşmuştum.

Bu saatte herkes çalıştığı için içerisi boştu. Ellerimi lavaboya yerleştirip aynadaki yansımama baktım. Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Avuç içimi suyla doldurup yüzüme çarptığımda amacım yanaklarımın kızarıklığını yok etmekti. Bu fayda vermeyince peçete alıp ısllatığım yüzümü kurutmuştum. Pratiğe dönmem gerekti ama ayaklarım kıpırdamıyordu bile. Kendimi cesaretlendirmek adına içimden kelimeler sarf ederken neden şu an bu halde olduğumu anlamıyor, bilmiyordum. Bu kesinlikle iyi hissettirmiyordu. Aksine kalbimi koparmak istercesine bir his beynimi dürtüyordu. Arkamı dönüp gidecekken görüş alanımı kaplayan vücutla durmuştum.

"İyi misin?" Yüz ifademe dikkatle bakması tedirgin hissetmeli sağlarken başımla onaylamıştım. Konuşacak halimin bile olmadığını hissediyordum. "Birden çıkıp gidince endişelendik," başımı kaldırıp yüzüme yerleştirdiğim sahte tebessüm ile gülümsedim. "Yemek yedikten sonra dans edilmemeli kuralına uymayı sevmiyorum. Bozunca da kusacağım zannettim. Sıkıntı yok, dönebilirsin." Bir kez daha gülümseyip aynaya doğru döndüğümde ilgilenmiyormuş gibi yapıp yansımama bakarak saçlarımı düzeltmeye başladım. Gaeun'dan aldığım lastik tokayla bağlamaya çalışırken karışık halini daha da allak bullak ettiğimin farkında değildimm, ellerimi tutan parmakları hissedene dek. Neden hala gitmemişti?

"Ellerin titriyor," derin bir nefes alıp arkamda olan bedene döndüm. "Ya, sanane! Rahat bıraksana beni," ses tonumun yüksek çıkmasına engel olamazken titreyen ellerimi yumruk yapmıştım. Ona sinir oluyordum ve sebebi kendisiyken yanımda bitmesi saçımı yolmak istememe neden oluyordu. Yüksek çıkan ses tonumla ilk kez karşılaşıyordu. Şaşkınlıkla ellerini kaldırıp polise teslim olan bir suçlu gibi baktığında titrek bir nefes bırakmıştım.

"Bak, özür dilerim ama sinirliyken etrafında birinin olmasına dayanamıyorum. Bağırmamam gerekliydi, kusura bakma." Hızla konuşup arkamı döndüğümde kulağıma dolduran sesiyle kasılmıştım. Kendimi ondan uzak tutmaya çalıştıkça neden yanında buluyordum, anlayamıyordum. Tesadüf belki de kader ama bundan haz almıyordum. Onu ilk gördüğüm andan beri tesiri altına girmiş gibiydim. Onu gördüğüm her an içime bir kasılma, zihnime türlü düşünceler geliyordu. Şizofreni olmuştum belki de ama bunun sebebi kesinlikle oydu. Bir labirentin içindeydim sanki. Dönüp dolaşıyordum ama yönümü bilmediğim için yine aynı yere varıyordum, onun yanına.

Yaklaşık bir senedir bu karmaşık duygulara ev sahipliği yaparken artık katlanılamaz boyuta dönüşmüştü. Başta basit kıskançlık diye düşünmüştüm fakat daha sonra bunun bir kıskançlık olmadığını anlamam uzun sürmemişti.

Çünkü kıskandığınız birini arzulamazdınız.

"Herkesle konuşup eğlenebiliyorken konu ben olduğumda neden patlamaya hazır bir bomba gibisin?"

Merhabalar!
Bilen bilir ben kalmış bir öğrenciyim ve tüm senenin pişmanlığını bu sene iki kat çalışarak ödemek zorundayım. Kısacası okul hayatım boktan olduğu için değil bölüm yazmak internete bile giremiyorum. Bu yüzden yeni bölüm istemek yerine yorumlarınızı bırakırsanız daha motive olur, bölümleri hızla atabilirim..

Gelecek bölüm için bekleme de olun!

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top