ep; 12 | patlama noktası
Bazı insanlara ikinci şansı verdiğinizde ya elinizde patlar ya da işinize yarardı. Ben bu zamana kadar her zaman her beni üzene ikinci şansı vermiş ve gururumu daima ayaklar altına sermiştim. Değer verdiysem, sevdiysem, inandıysam o kişi benim için önemli oluyordu işte ve ben kaybetmemek için bunu zorluyordum. Canım yansa da, ağlasam da, üzülsem de... Bu değişmeyen bir şeydi, huyum kurusun. Aslında bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum hala da. Mesela birine ikinci bir şans verdiğimde aynı şekilde ilerleyemezdim. Yepyeni bir başlangıç yapardım. Rehberdeki adını değiştirmekle başlardım örnek olarak. Bu hem benim içimi rahatlatır hem de yeni başlangıç için kolaylık olurdu. Bu yüzden her ne kadar önerilmese de ben ikinci şans olayına imza verirdim. Herkes şansı hak ederdi. Kim olursa olsun. Çünkü olduğunu değiştiremez ama düzeltebilirsindir. Yani benim için altın kuralı buydu. Fakat bu kural onun için geçerli olmayacaktı. Başta da belirttiğim gibi bu sadece sevdiğim kişiler için geçerliydi. Ondan nefret ettiğime göre?
"Sen kendini ne zannediyorsun, Beomgyu?"
Kaşlarımı kaldırarak ona meydan okuyan bakışlarımı üzerinden çekmeden göz temasını kurmaya devam ediyordum. Ona babası yüzünden üzülmüş neredeyse yelkenleri indirecekken böyle bir ters köşe yapıp bunları demesi nasıl mümkün olabiliyordu? Onu ispiyonlamamam için bile olsa bunu yapmamalıydı. Ve içimdeki o sert noktaya değinmişti, en ulaşmaması gereken sert noktama, zayıf noktama.
"Olayın farkında değilsin herhalde. Şu an senin kim olduğunu yayarsam buradaki tüm kariyerin biter. Sen hala kimi bitirmekten söz ediyorsun?" Ses tonum sinirli olmaktan daha çok alay edercesineydi. Çünkü bu tavırları sinirimi bozuyordu. Hala böyle havalı konuşması kendini bitirmesi için bir biletti. "Sana başta anlattım. Buna rağmen yayacak mısın?" Ona artık anlam verememeye başlarken gözlerimi kısıp onu süzdüm. Düz bir şekilde bana bakıyordu. Derin bir nefes aldım, sakin olmak istiyordum.
"Öncelikle karşındaki insanla nasıl konuştuğunu öğrenmen lazım. Elimde senin kozun varken beni bitirmekten bahsetmen sence de çok komik değil mi?" Tek kaşımı kaldırarak sorduğumda başını iki yana sallayarak gülümsemişti. "Bunu yapsan da ben yine idol olabileceğim, Taehyun. Seni ilk kez bitirmedim ve yine olsa yine yaparım. O yüzden beni değil kendini düşünmelisin," dediklerinde haklıydı. Onu ifşa etsem de yine idol olabilecekti. Babası reddetse bile başka şirketlerle anlaşıp yine de bir yerlere gelebilecekti. Peki ya ben? Bir dans cover kanalının pek popüler olmayan dansçılarından olarak ne yapmayı planlıyordum? Bu düşünceleri anında kafamda yok ederken kendimi odakladım. Ondan çekinmemeliydim. Şu an kader benden yanaydı, okları ona çeviremezdim.
"Her şey ortaya çıktığında önce kanaldakiler daha sonra tüm basın bunun hakkında konuşacak. Hatta sana gazete başlığını da söylememi ister misin?" Yüzüne baktığımda cevap vermeyip öylece baktığında gülerek devam ettim. "Babası Ceo olan dansçı neden saklanıyor? Ya da buna benzer birçok farklı başlıklar. Hatta iftira içerikli bile olabilir. 'Ceo, oğlunu kabul etmedi ve oğlu idol olmak için çok çalışıyor' oh, ne acı verici, değil mi?" Gülümseyen yüzümü bozmayarak ona baktığımda dişlerini sıkmış olduğunu kasılmış çenesinden anlayabiliyordum.
"Daha sonra baban bu olanlar için sanırım seni cidden reddeder, hm?" Sorumu ona yönelttiğimde gözlerini sakin kalmak adına kapatmıştı. "Sus," dişleri arasından çıkan söze tıslayarak devam ettim. "Baban seni reddedince sen asla hedefine ulaşamayacaksın ve sevgi almaya başlasan da içinde ukte kalacak," tekrar ona baktığımda tekrar aynı kelimeyi tekrarlamıştı. Omuz silkerek devam ettim. Benim canımı yaktığı gibi canını yakmak istiyordum. "Bak şu nasıl; Ceo'nun oğlu üvey mi? Bu yüzden mi saklandı?" Sonunda kahkaha attığımda dudağıma kapanan dudaklar ile neye uğradığımı şaşırarak gözlerimi irice açmıştım.
Beklemediğim hareket karşısında öylece kalakalırken oynamayan dudaklarımla ile öyle beklemek sinirlerimi hoplatınca hızla onu itip yerimden kalkmıştım.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun, ha? Gerizekalı!"
Ayağa kalkmamla o da kalkmıştı. Yüz ifadesinden duygularını anlamasam da yumruk yaptığı elinden sinirlendiği ortadaydı. Uh, sinirlendiyse öpücüğe de razıydım. Gözümün önünde böyle olması ne kadar da tatmin ediciydi öyle.
"Sana sus demiştim," basit bir şeymiş gibi rahatlıkla söylediğinde kaşlarım havaya kalkmış sinirim kabarmaya başlamıştı. "Senin susturma yöntemin bu mu, dengesiz herif! Senden o kadar nefret ediyorum ki elimde keşke bıçak falan olsaydı da şu an kafana fırlatabilseydim!" Sinir noktama öyle bir değinmişti ki kendimi tutamıyordum. Ağız dolusu küfürler etmek onu yumruklamak istiyordum. Ki yapmıştım da. Ellerimi onun göğsüne vurup nefretimi haykırırken hiçbir karşılık vermemesi beni daha da güçlendiriyordu. Elimde ölecekti.
"Buraya ilk geldiğim günden bu ana kadar senden hep nefret ettim. O kadar haklıymışım ki hislerimde. Seni severlerin aksine tam bir pisliksin. Sevgilerini hak etmiyorsun. Hiçbir zaman asla sevilmeyeceksin!" Vurma gücüm yavaşlarken ellerim güçsüzleşmişti. Bu sefer de gözyaşlarım eşlik etmeye başladığında bu patlamam en büyük patlamam olabilirdim. Yorgunluk, ona olan sinirim, kendi problemlerim derken en sonunda benim noktama dokunmuş ve patlamamı sağlamıştı.
"Biliyorum," tek bir kelime söyleyerek olduğu yerde vurmaya devam eden ellerimi tutup başımı göğsüne yaslamıştı. Onu ittirmeye çalışsam da daha sert yaslamıştı. O kadar yorulmuştum ki öylece kalakalmıştım. Cidden artık dayanma gücüm bitmişti sanki. Tüm sinirimi ona kusup şimdi pili bitmiş şekilde bayılmak üzereydim. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu bile. Göz ucuyla duvar saatine baktığımda gece yarısı olduğunu gördüğümde gözlerim isyanımdan kendilerini kurtarmışlardı.
Dalmadan önce hatırladığım şey Beomgyu'nun düşmeme izin vermeyip yere oturup beni de yanına çekmesiydi.
Merhabalar,
Bunlara bu tartışma gerekliydi. Diğer bölüm bi ihtimal Beomgyu'nun ağzından olabilir. Veeee bu fici kimse okumasa da ben de her ne kadar silmek istesem de bu fici ayakta tutan koşulsuz şartsız sensin; zeynepozbolat 🏹🖤
Gelecek bölüm için bekleme de olun!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top