Düşünmek

Aydınlanmak nedir sizce? Filozoflara olan şey bu sanırım, bazısı kışın bir örtüyle dışarı çıkar bazıları da buna benzer hareketlerde bulunur. Nedendir sizce bunlar? Deli der çoğu insan, güler bunlar ne biçim şeyler der. Yani zamanında öyleydi, biz şimdi felsefecilere nasıl baktıysak o zamanda insanlar filozoflara öyle bakmışlar. Hor görüp toplumdan dışlama eğiliminde bulunmuşlar. Sizce onların görüpte bizim göremediğimiz şey neydi? Onlar neler düşünüyordu ki biz düşünemiyoruz bunları? Onlar ütopik bir hayat düşünüyorlardı, herkesin iyi olabileceği, düzenin sağlanabileceği. Toplumun eğitilebileceği. Sokrates mesela. Hiç bir şekilde zenginliğe önem vermemiştir, hep düşünceleriyle baş başa kalmıştır hep daha iyi olmaya çalışmıştır. Hayatı anlamlandırmaya çalışmıştır hayatı boyunca. Düşünmüştür düşünmüştür. İnsanlık için iyi olanları düşünmüştür. Din kavgalarını nasıl bitirebilirim sorusunu kafasında çözmüştür. İnsanları nasıl barışa sürüklerim diye düşünmüştür.  Şöyle bir teori vardır. Ne kadar iyi olursan ol etrafındakilere bir etkin yoksa iyi olmuş olmazsın. Sokrates de böyle düşünmüşki artık düşündüklerini insanlara anlatmaya, onları eğitmeye, onların duygularını ön plana çıkarmaya çalışmıştır. Dilenci gibi sokaklarda dolanıp, yırtık pırtık giysilerle, kışın bile oturup insanlara bir şeyler anlatmaya çalışmıştır. Bundan sonrada filozof ve felsefecilere olan şeyler olmuştur. Toplumdan soyutlanmıştır, itilmiş kakılmıştır. Din adamları insanların düşünmelerini istemediği için, sadece kendilerine itaat etmeleri için öğrenmemesi gerektiğini savunmuştur. Bu yüzden olsa gerek ki Sokrates gibi bir dahiyi yok etmeye çalışmışlardır. Onu toplum için zararlı biri olarak göstermiştir. Her şeye rağmen insanlar o konuşurken etrafında toplanıp dinlemeye başlamışlardır ve sayı gittikçe artmıştır. Artık kontrol edilemeyecek seviyeye geldiğinde ise din adamları onu aforoz edip öldürtmüşlerdir. Düşüncelerin ne kadarda aslında etkili olduğunu görebiliyor musunuz? Bir kişinin nelere kadir olduğunu? Sadece kafasında düşündüğü şeyleri insanlara anlattığı için öldürülen filozoflar. Filozofların iyi etmeye çalıştığı insanların filozofları öldürmesi ne kadar da acı. Hele ki din adamı dediğimiz insanların. Dini araç olarak kullanan insanlar, kendileri için en iyi hangisiyse onun için her şeyi yapmışlardır. Filozoflar ütopik hayatlar kurgularken ölmeleri nede acı. Aslında onlara deli gibi bakılması bu yüzden, kimse ütopik bir hayata inanmaz bu yüzden o hayatın adı ütopiktir. Çoğu insan göremez orayı, görenlerinde çoğu inanmazlar böyle bir hayat sürebileceklerine. Bu kadar çok engel varken nasıl olurda filozoflar isteklerine ulaşabilir ki? Aslında şu an dünyanın bütün ülkelerinin başına siyasetçi değilde birer filozof veya felsefeci getirilebilseydi, ne açlık kalırdı, ne eşitsizlik. Açlığın sebebi sizce insan çokluğundan mı? Susuzluğun sebebi? Hayır. Hiç bir şeyin nedeni insanlığın fazla olmasından değil, eşitsiz dağıtımdan dolayı. Bazı insanların afrikada ki bütün insanların yıllık harcaması kadar paraları olduklarından. Afrikada ki bütün ülkelerin gelirlerini toplasanız sizce para babalarının kazanabildiği paralara ulaşabilecekmidir? Ütopik hayata inanan insanlar sizce dünya üzerinde eşitsizliği bırakırmıydı? İlla ki bir yerlerde eşitsizlikler olacak, adalet sorunları olacak bunun gibi bir sürü sorunlar olacak hiç biri bitmeyecek tabi ki. Ama düşünebiliyor musunuz? Eşit olmayan insanlar arasında ki farkı azaltabilsek bile ne kadar çok iyi olabileceğimizi, dünyaya ne kadar çok iyi geleceğini düşünebiliyor musunuz? Bunun yerine aç kurtlar gibi makamlara saldıran, zengin olmak umutlarıyla ülke yöneten insanlar var. İşte onların gördükleri para iken, filozofların gördüğü insanların kalbi oldu. Bu yüzden bir insanı nasıl toplumdan dışlarsınız? Bu yüzden insanları nasıl öldürüp, nasıl yargılarsınız. İnsanlara vicdanlı olmayı öğretmeye çalıştıkları için nasıl onları yok edersiniz. Çoğu devletin yaptığı şey hala aynı, hiç bir devlet akıllı insanlar istemez. Akıl her şeyi yapabilmeyi sağlar ve itaat gücünü azaltır. Bir kısım çok zekidir, bir kısım akıllıdır. Bir kısım üst sınıftır. Diğerleri ise akıllı veya zeki değildir, isteseler herkesi mükkemmel eğitilmiş yapamazlarmıydı devletler? Yaparlardı ama bu sefer itaat edecek insanları nasıl bulabilecekti ki? Muhtaç olma seviyen ne kadar azalırsa itaat derecende o kadar çok azalır. İşte bu yüzden insanların akıllı olmalarını istemiyorlar kendilerine muhtaç bırakabilmek için. Yani filozoflara yapılanlar aslında filozof olabilecek insanlara da yapılıyor devrimizde. Düşüncelerinizi kısıtlamayın, insanları yargılamayın. Ön yargıyla asla yaklaşmayın. Din konusunda yanlış olduğunu düşündüğünüz şeyler olsa bile insanları diniyle yargılamayın. İnsan mı ilk önce ona bakın, bir insanı suçlu diye yargılamayın, öncesinde neler yaşamış bilip bilmeden karar vermeyin. Hiç bir konuda hiç bir şekilde tam olarak emin olmayın, çoğu şeye şüpheci yaklaşın. Eğer her şeye şüpheci yaklaşırsanız, bu sizi akıllı bir insan yapacaktır. Şüphe düşündürür, düşünce aklı ve zekayı geliştirir. İşte filozofların farkı budur, düşünen insanlardır. Bir şey size doğru geliyorken başkalarına yanlış gelebileceğini unutmayın, tıpkı onlara doğru gelirken size yanlış gelebilmesi gibi .Bu yüzden dünyalık gözlerle insanları kolayca yargılamayın. Belki ütopik bir dünya çıkaramayız içimizde ama en azından ütopik bir topluluk çıkarabiliriz. Ütopik insanlar, ütopik hayatlar çıkarabiliriz.  Düşünen insan çok yaşayan insandır. Anların farkında olan insan çok yaşayan insandır. Her tadın, her mutluluğun her acının farkında olan insan, hayatı en anlam kazanmış insandır. Düşünmek. Kendi doğrularına bile yanlış olabilir gözüyle bakabilirsen, işte o zaman düşünebiliyorsun demektir. Bir gün anlaman gerekiyorsa böyle anlayabilirsin. Çok zor değil, sadece düşünmek. İşte bu kadar kolay.


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top