Amerika kendisine bakılma hissi ile aniden uyandı. İlk nerde olduğunu anlayamamıştı. Amerika biraz etrafına baktı ve koltuğun yanına çömelmiş, sevgilisini gülerek izleyen Türkiye ile bütün anıları aklına geldi.

Amerika etrafa şaşkınca bakmayı kesip sevgilisine gülümsedi.

"Beni mi izliyordun?"

"Belki"

Amerika koltukta dikleşerek arkasına yaslandı. Her gün sevgilisinin yüzüne bakarak uyanabilmek için tanrıya dua etti.

"Peki bana bir günaydın öpücüğü verir misin?"

Türkiye çömeldiği yerden biraz kalkıp kafasını Amerika'ya yaklaştırdı ve onu anından öptü. Amerika, Türkiye'nin bunu yapacağını düşünmüyordu. Daha çok gülüp ona bir öpücük vermeyeceğini söylemesini bekliyordu.

"Bunla idare et"

Türkiye gülüp kafasını Amerika'dan uzaklaştırdı ama Amerika
Türkiye'yi geri kendine çekip onu dudaktan öptü.

Bir süre sonra Amerika Türkiye'nin anına kendi anını yasladı. Gözleri birbirlerindeydi, Amerika'nın yüzünde belirgin, çapkın bı sırıtış vardı.

"Hadi kahvaltı yapalım"

.

Amerika göz ucu ile sevgilisine baktı. Kahvaltıdan sonra ikiside NATO toplantısına gelmişti. Ve sonlanmış olan toplantı salonunda insanlar kendi aralarında laflıyor bazıları ise gitmek için çantasını topluyordu.

Türiye, Almanya'nın yanında bir konu hakkında konuşuyordu. O kadar derin bı konu içerisindeydiler ki kendilerine yaklaşan Amerika'yı bile fark etmemişlerdi.

Amerika yanlarına geldiğini anlamaları için biraz öksürdü. Almanya ilk Amerika'ya fark eden ilk kişiydi.

"Nasıl yardımcı olabilirim Amerika?"
(Gerçekten bu cümle kitabın her yerinde var)

Türkiye Amerika adını duyunca yanındaki kişiye döndü. Kendinden uzun sevgilisi tam onun yanında duruyordu, kendini gülümsemekten alıkoyamadı.

"Bir şey yok Almanya, sadece Sevgilim ile eve yürümek istiyorum"

Amerika sevgilisinin kim olduğunu belli etmek için Türkiye'ye baktı.

Buna karşılık sanki bütün herkes onların konuşmasını dinliyormuş gibi şaşırıp kalmıştı hatta şaşırıp kalanlar arasında Türkiye de vardı.

Türkiye hiç olmadığı kadar kızarmıştı. İnsanlar onları soru yağmuruna tutacakmış gibi haraketler sergiliyorlardı.

Türkiye bı anda lafa atladı
"Bı zamanlar bir köpeğim vardı, onu çok severdim, o benim en iyi arkadaşımdı" türkiye yavaşça Amerika'nın kolunu tutup kendisiyle beraber kapıya doğru sürüklemeye başladı.

"Ama bir gün o köpeğimin aslında bir uzaylı olduğunu öğrendim ve gezegenine geri gitmek istediğini de.
Bilirsiniz eğer bir şeyi çok severseniz gitmesine izin vermelisiniz. Bende öyle yaptım gitmesine izin verdim."

Duyulan kapı sesi ile herkes birbirine bakmaya başladı.

"Az önce ne oldu?" Dedi Yunanistan

"Çok iyi planlanmış bir kaçış planı uyguladı Türkiye bize. Soracağımız soruları daha soramadan hemen bizi afallatmak için saçma bir hikaye anlattı ve biz onu dinlerken Amerika ile kaçtı" diyerek Türkiye'nin planını açıkladı Almanya.

"Sizce koşsak yetişir miyiz?"

"Kesinlikle evet" dedi Fransa.

.

"Sevgili olduğumuzu onlara açıkladığına inanamıyorum"

Amerika bu olay her aklına geldikçe gülüyordu.
"Ama hatırlasana herkes nasıl bize şaşkınca bakıyordu ve sen hikayeyi anlatmaya başlayınca nasıl kaldılar öyle"

Türkiye biraz sırıttı. Aklına ilk gelen planı uygulamış ve ordan kaçmıştı. Şu an Amerika ile bilmedikleri bir sokakta yürüyorlardı.

"Ama onlardan kaçamayacağız artık, herşeyi ifşa ettin"

Amerika kaşlarını çattı. "Ben hiç bir zaman saklayalım dememiştim zaten"

"Ama saklamalıydık"

Amerika bu sefer daha da sinirlendi.
"Ne? Yoksa benle sevgili olmaktan utanıyor musun"

"Hayır!" Türkiye çatılan kaşlarını ve biraz yüksek sesle çıkan sesini duyunca kendine geldi. Sevgilisiyle kavga etmeyecekti çünkü onu kendinden daha çok seviyordu.

Derin bı nefes alıp sevgilisine baktı. Amerika'nın birbirine kenetledi kollarını çözüp onu ellerinden tuttu.

"Seni seviyorum ve bunu hiç birşey degiştiremez, sadece insanlardan biraz çekiniyorum"

Amerika gülümsedi ve sevgilisini kendine çekip sarıldı.

"Beraber yaşayalım"

Türkiye duyduğu cümle ile sevgilisinin göğsüne yasladığı kafasını kaldırıp Amerika'ya baktı. Amerika ciddi duruyordu ama yinede yüzünde bir gülümseme vardı.

Türkiye bir şey demedi ve kafasını onay anlamında sallayarak kafasını geri Amerika'nın göğsüne yasladı.