komşunun kızı


O, komşunun güzel kızı. Sadece pencereden görsem de yüzünü, buğulu da olsa pencere, o çok güzel. Güzel olduğu için kalesinden çıkmıyor. Bir hikaye anlatırlar; kalesinden çıktığı bir gün çok güzel olduğu için yaralamışlar onu. Yarası öyle çokmuş ki iyileşmezmiş hiç. Daha da kalesinden çıkmazmış.

Sanırım ben kalesindeki o kıza aşık oldum. Sonsuz bir yalnızlığın içinde gibi bakan gözlerinden başka muhabbetimiz de olmadı üstelik. Bana yağmurlu bir günde söylemişti bunu, upuzun bir süre gözlerime bakarak. Başımı örtmek için tuttuğum ceketimi düşürdüm ama eğilip alamadım. Buğulu camdan gözlerinin gözlerime dokunuşunu hatırlıyorum, gözlerim de buğulandı. O gün aşık olmuştum. Erkekler o kadar savunmasız değildir, bir kız kendine baktı diye aşık olmaz, hoşnut olmaz hemen. Aşk savunmasızlık da değildir. Sanırım aşık olmaya karar vermiştim.

İlk günler ona acımakla aşık olma arasında karışıklık mı yaşıyorum diye düşündüm. Ona acımıyordum, onun kendine acıdığı kadar. Dünyası başına yıkılmış gibi bakan gözleri ve hiç kalesinden çıkmayışı yaralıyordu beni, ona duyduğum aşkı; acım bundandı.

O, her gün penceresinin önünden geçtiğimde beni bekler olmuştu, ben onu. Benim konuşacak cesaretimin olduğunu anladığında önce perdenin ardına geçti gözleri, sonra hepten kayboldu.

Bir gün yine onu beklerken karşı kaldırımda siyah parkalı bir adam gördüm. Sonraki günler de oradaydı. Senin pencerene bakıyordu daima. Sense yoktun artık, gözlerin yoktu. Yanına gittim adamın, öylece durdum, onu izledim.

"Daha güzel bir şey yok bu dünyada ondan başka." dedi. Gülümsedi.

Buz gibi oldum. Senin güzelliğini gören bir benim sanardım.

"Kavuştum ona yeniden, beni tıksalar da o zindana, kavuştum ona. Bak şimdi buradayım, penceresinin önünde."

Seni kaleye tıkan adamdı bu. Düşünmemiştim bıçağı kalbine saplarken. Yağmur yağmaya başlamıştı. Kanı dağılmıştı. Karşı kaldırımdan bana doğru koşmuştun. Kalenden çıkmıştın. Seni kalene tıkan adamın cesedine doğru koştun.

"Neden yaptın? Neden kıydın canına?"

O gün canıma kıydığımı sanıyordun. Seni tutsak edene kıydım ben sadece. Özgür bir adam olmasam da artık, sen özgür bir kadınsın Coraline. Seni özgür yapan her şeye razıyım. Gökyüzünün rengini gözlerinden de izlerim. Sonsuz ormanları saçlarından da çekerim ciğerlerime. Yeter ki sen kalenden çıkıp bana doğru koş. Yeter ki sen koş Coraline.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top