Yemekler ve serseriler
Vergil'ın bulunduğu kasaba...
Vergil gördüğü ilk hana girdi.
-Yemek var mı?
-Evet.Kahve hala sıcak.Geç otur.
-Saol.dedi Vergil ve hanın ortasında tahta bir masaya gitti sandalyenin üstüne çeketini astı kılıcını da sandalyenin kenarına yasladı ve oturdu.Kahvaltısını yaptı ve sandalyesini hafif geriye çekti.Bir bacağını diğerinin üstüne attı ve kahvesini yudumlamaya başladı.O sırada kapı hızla açıldı ve içeri 3 adam girdi.Liderleri kahvesini içen Vergil'ın karşısında durdu.
-Sen!Adın herneyse.O kılıcı çabuk bana ver!
Vergil tek kaşını kaldırdı.
-Gel otur.Biraz konuşalım.
Liderleri oturdu diğer ikisi liderlerinin birer adım gerisine sağa ve sola konuşlandı.
-Evet.Kimsin sen.
-Adım Olaf(sarılmaya bayılırım shsgshshsnsm)
-Anladığım kadarıyla buraya kılıcım için geldin.
-Evet.
-Ama seninle dövüşmeyeceğim.
-ha?
-Burdan gitmem gerekiyor.Bulmam gereken biri var.
-Kim?Benden değerli olan ne?
-Dünya üzerinde çok az şey senden değersiz.
Adam bir an şoka uğradıktan sonra hızla ayağa fırladı yuvarlak masanın kenarlarından tuttu o sırada Vergil kahvesini masadan aldı.Adam masayı havaya atarken masanın ortasından ittirdi masa diğer üç kişiye çarptı ve onları yere düşürdü.Vergil ayağa kalktı kılıcını kuşandı kahvesinden son yudumunu aldı masaya parasını bıraktı ceketini omzuna attı ve çıktı.
-Çok can sıkıcısınız.dedi ve ara sokaklardan birine daldı.Çok geçmeden bir koşan birilerinin sesini duydu.Yanından kendi yaşlarında bir kız koşarak geçti.Arkasında 6 tane serseri vardı.
-Eh amaçları iyi olamaz.dedi.Peşlerinden gidecek miyidi?Tabiki!Hem son 10 dakikadır heyecanlı bişey yapmamıştı.Koşmaya başladı.
Kısa sürede kızın yanına vardı.Koşarken konuşmaya başladı.
-Kim bunlar.
-Serseriler.
-Senin gibi güzel bir hanımefendiyi öylece kovalıyolar ha.Ne ayıp!dedi.Tam o anda çıkmaz bir sokağa girdiler.Kız korkuyla karışık asi bir tavırla arkasını döndü.O sırada gülümseyen Vergil'ı gördü.
-Neye gülüyorsun seni ahmak.Sayende ikimiz de öleceğiz.
Vegil'ın kahkahası daha da arttı.
O sırada serseriler köşeyi dönüp ikilinin karşısına çıktılar.
-Sonunda.dedi serserilerden biri pis bir sırıtışla.
-Bu beyler sizi rahatsız mı ediyor hanımefendi.dedi Vergil gülümseyerek.
-Hıh.Sanki bişey yapabileceksin.
Vergil'ın gülümsemesi giderek tehlikeli bir hal almaya başladı.
-Siz beyfendiler.Ne için bu kızın peşindesiniz?
-Yani kaç gündür kendimizi tatmin etme fırsatımız olmadı.Kız da güzel hani anlarsın ya.dedi pis bir sırıtışla.
-Ben cevabımı aldım.dedi.ve dediği anda harekete geçti.O kadar hızlıydı sanki ılınlanmış gibiydi.6Kişiyi de öldürmesi yanlızca 2 saniyesini aldı.2 saniye içinde herkesi öldürüp kızın yanına geri dönmüştü bile.Hafif eğilmişti duruşunu dikleştirdi ve kılıcını kınına geri koydu.
-Evet.Sorunu çözdüm gibi.
Kızın ise şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı.
-S-sen a-az önce.N-nasıl?
-Eh.Bir teşekkür beklemiştim aslında ama.Bu da olur.
-Hayır hayır.Teşekkürler ama.Sadece gördüklerimi idrak etmekte zorlanıyorum.Bir insan basıl bu kadar hızlı olabilir?
Vergil sadece gülümsemekle yetindi.
O sırada Eve'in bulunduğu kasaba...
Cidden mi?Burda kahvaltı edecek güzel bir yer yok mu?
O sırada ilerde bir ara sokağa önce bir kızın sonra elinde bıçak olan iriyarı bir adam girdi.
-Ne yazıkki kötü insanlar bitmiyor.dedi ve ara sokağa doğru koşmaya başladı.Tam köşeyi döndüğü anda korku dolu bir çığlık yükseldi.Adam elinde bıçakla usulca kıza yaklaşıyordu.Eve ayağını hafifçe zemine vurdu.Ayağının altından çıkan sarmaşıklar Adamın ayağına dolaştı ve yere sabitledi.
-Bu da ne.
Eve kollarını bağladı.
-Zehirli sarmaşık.Şimdi.Sana burdan gitmen için tek bir şans vereceğim.
-Yaa.dedi alaycı bir tavırla koca adam.Yoksa.
-Hıh.Sen bilirsin.dedi elini uzattı.adamın ayağındaki sarmaşıklar geri çekildi ve adam yavaşça aralanmaya başladı.Eve onu iki duvar arasında sektirmeye başladı.Adam havada bir sağdaki duvara bir soldaki duvara çarpıp duruyordu.Bunu biraz tekrarladıktan sonra durdu.Ve adamı doğruca yere vurdu.Adam yere gömüldü.Eve kızın yanına gitti.
-İyi misin?
-Evet.Sayenizde.
-Sevindim.
O sırada Eve'in karnından bir gurultu çıktı.
Kız hafifçe kıkırdadı.
-Açsınız galiba.
-Evet.Biraz.
-O zaman bize gelin lütfen.Bir şeyler yersiniz.
Eve tam reddeceği sırada karnı tekrar guruldadı.Kız hafifçe güldü ve Eve'in koluna girdi.
-Hadi gelin.dedi neşeyle ve Eve'i kendi evine götürüp kahvaltı hazırladı.Birlikte güzel bir kahvaltı yaptılar.Kızın adı Madelyn'di ama o kendisine Maddie denmesini tercih ediyordu.Çok neşeli hayat dolu ve espirili bir kızdı Maddie.
-Biraz dışarı çıkalım mı?Hem etrafı da görürsün.
-Olur tabi.dedi Eve ve evden çıktılar.
Dışarda dolaşırken herkes onlara bakıp Eve'in pelerini alışını konuşuyordu.Eve ve Maddie bir çıkmaz sokağa girdi.Arkalarından ise 6 serseri.
-Vay vay vay.Bakın burda kimler var.
-Siz de kimsiniz?
-Ah kim olduğumuz önemli değil.Önemli olan ne istediğimiz.
-Dur tahmin edeyim.Pelerin?
-Güzel olduğu kadar da zeki.Hmm.Belki biraz eğlenmeye bile zamanımız vardır.
-Biraz eğlenceden kimse zarar görmez.dedi ve sol eliyle silah şekli yapıp ortadakine doğrulttu.
-Ovv çok korktum lütfen bana vurmayın.Hahahah.
-Bang.
Bir yıldırım gökten adamın kafasına düştü.
Bir anda herkes afalladı.
-Bang.Bang.Bang.Bang.Bang.
Sonuç ise karşılarında dumanı üstünde 6 serseriydi.
-Bunu nasıl yaptın.
Eve gülümsedi.
-Meslek sırrı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top