Savaş davulları
Eve white'ın bulunduğu köy...
-Neyse.Şimdi gitmem gerekiyor.
-Dur nereye?Daha sana teşekkür bile edemedim.
-Boşver.Ana şatoya gitmem gerekiyor.
-Ama...
-Görüşürüüüz.dedi Eve ve şatoya gitmeye başladı.Ters bir şeyler vardı.Hissedebiliyordu.Ama ne olduğunu bulamıyordu.
Kralın şatosuna 4 günlük mesafedeydi ve bu yol kendiliğinden bitmeyecekti.
Yol boyunca şatoya giden ve ateş büyüsü kullanam beyaz saçlı bir çocukla ilgili dedikodular duyuyordu.Ülkede kaç beyaz saçlı kişi vardı ki?
Şatoya varış zamanı...
O şey dev bir ejderha mı?diye düşündü Eve.Ve dahası ejderha uçup gitmişti.Uzaklarda anında kayboldu.Hatta fazla hızlı kayboldu.tepesinde ise iki suilet gördü.Biri pembe saçlıydı ve Eve onun kız olduğunu düşünüyordu.Diğeri ise.Beyaz saç?!
-Aman tanrım bu o!Vergil!
Ama Vergil çoktan gitmişti.Eve ise bakmakla yetindi.Ve şatoya doğru ilerlemeye başladı.
Şehirdeki büyük bir pazarın içinden geçerek şatonun ön kapısına vardı.İki koruma mızraklarını çapraz bir şekilde kapıya tuttular.
-Ne için geldin?
-Kralı görmem gerekiyor.
-Kimsin sen de kralı göreceksin?
-Adım Eve White.dedi be tehlikeli bir şekilde korumalara bakmaya başladı.Kızın görünürde bir silahı yoktu.Ama silaha ihtiyacı var gibi de durmuyordu.
Askerler bir an tereddüt ettiler.
-İzin verin geçeyim.Söyleyeceklerim önemli.
-Walter.Krala haber ver.
Gardiyanlardan biri gitti.Bir süre sonra bir borazan sesi duyuldu.
İkinci gardiyan çekildi ve kapıyı açtı.
-Bu taraftan.
Eve başıyla onayladı ve içeri girdi.
-Birazdan içeri alınacaksın.Şimdilik bekle.dedi gardiyan ve gitti.Eve ise koca kapıların önünde.Bekleme salonunda sessizce duruyordu.Etrafında sürekli askerler ve bürokratlar biryerlere gidiyor.Sarayın günlük işlerine yetişmeye çalışıyorlardı.
Önündeki kapı açıldı ve Eve içeri alındı.
İçeri girdi görkemli taht odasının ortalarına kadar hafifçe yürüdü.Ardından durup diz çöktü.
-Kralım.Ben Eve White.Sizin için önemli haberlerim var.
-Doğrul White.Abin burdaydı.
-Biliyorum efendim.Çıkışını uzaktan da olsa gördüm.
-Heryerde seni arıyordu.Hatta etrafı da biraz velveleye vermedi değil.
Eve içinden güldü.Bu kesinlikle Vergil'dı.
-Benim için önemli haberlerin varmış galiba.
-Efendim.Savaş.Canavarın orduları buraya geliyor.Tek bir taarruz.Canavarın ta kendisi bile orda olacak.Bütün yeşil kuzeyle birlikte.
Kral anında tahtından kalktı.
-Emin misin?
-Evet kralım.Kendi gözlerimle gördüm.
-Tahmini geliş süreleri?
-1gün belki.Belki daha kısa.Yarın öğlen burda olurlar.
-O zaman onlara iyi bir hoşgeldin hediyesi verelim ha?Eli silah tutan herkesi toplayın.Herkes hazırlansın.Yarın tarihimizin en büyük savaşını vereceğiz.Akşam herkes toplantı odasında olsun.
Bir gurup komutan koro halinde:
-Emredersiniz kralım.dediler ve çıktılar.
-Eve.Akşama kadar dinlen.Akşam sen de toplantıya katılacaksın.
-Emredersiniz efendim.
-Çıkabilirsin.
Eve çıktı ve bir uşağın ona odasını göstermesine izin verdi.Yol boyunca hiç dinlenmemiş.Sadece gözetleyip buraya gelmişti.Başta buraya gelmesini isteyen sadece içindeki tuhaf bir histi ama nedenini şimdi anlıyordı.Kar beyazı pelerinini çukarıp sandalyeye astı ve yattığı gibi uyudu.Yarın uzun bir gün olacaktı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top