Farketmeden Farkedilmek?
-&-
JK Anlatıyor:
Okula gitmek için tekrar otobüse bindim. O gün nöbetçi değildim ama yinede erken binmiştim. Erken bindiğime değmişti çünkü bir durak sonra yine onu görebilmiştim. Koltukların neredeyse hepsi doluydu. Yanımdaki koltuk boştu ve kapı girişine de yakındı. Ve birden:
''Yanınıza oturabilir miyim?''
Görünüşünün bu kadar seksi olması yetmezmiş gibi birde üstüne kalın ve boğuk bir sesi vardı. Duyduğum en güzel ses tonu olabilirdi bu ses. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki... Sakin olmaksa imkansızın ötesinde gibiydi ama ne olursa olsun belli etmemeye çalışıyordum.
''Tabiki ot- öhhmm'' Öksürmeye başladım ama yinede devam etmeye çalıştım.
''Tabiki otur- öhm öhm
''Tabiki oturabilirsin'' dedi ve oturdu sonra devam etti.
''Tabiki oturabilirsin, demeye çalışıyordun sanırım.''
Kafamı salladım. Utancımdan ve ağır heyecanımdan onunla konuşamayacağımı biliyordum bu yüzden cama yapışıp kulaklıklarımı taktım.
Bir süre sonra aklıma kafede başka birinin onu öptüğü geldi ve yüzümü buruşturmuştum. Ama buruşan yüzüm iki saniye bile sürememişti. Ne olursa olsun onu her gördüğümde moralim düzeliyordu .Yinede tek istediğim bütün bu olanların yanlış bir anlaşılmadan ibaret olmasıydı. Neden bunları düşünmek benim haddime düşüyordu bilmiyordum ama istemsizce onun hayatında sadece ben olmak istiyordum.
Okulumun olduğu durağa gelmiştim ama daha okul için erken olduğundan bir kerecik nerede indiğini görmek için şansım vardı.
Şanslıydım ki; Okulun durağının olduğu yerden tam bir sonraki durakta inmişti. Ardından belli etmeyerek ben de indim. Biraz ilerlemesini bekledim ve onu takip ettim. Bir üniversiteye girmişti büyük ihtimalle de burada okuyordu.
Bir hafta boyunca onu takip edip onunla aynı duraktan iniyordum. Ama bir kere bile onunla konuşmamıştım.
Bugün yine durakta indi ama bir anda orada beklemeye başladı, ilerlemedi. Ardından ben de indim ve hızlı adımlarla bir durak önceki okuluma doğru yürümeye başladım.
''Bir dakika durur musun?!''
Kalp atışlarıma yine hakim olamıyordum. Utangaç ve cesaretsiz biriydim ve o benim için çok fazlaydı. Öyle ki; O an oracıkta bayılıp düşebilirdim bile.
Sesini duymazdan gelerek yürümeye devam ettim. Koşarak yanıma geldi.
''Sadece bir soru soracağım.''
Kaçamayacağımı anlayıp utancımla yüzleşmeye çalıştım.
''Dinliyorum?''
''Neden okulun önceki durakta olmasına rağmen burada iniyorsun diğer arkadaşların da oradan yani bir önceki durakta indi. Ahh, ya da özür dilerim bunu sormak bana düşmez gerçi.''
''Hayır, hayır önemli değil ama o lisede okuduğumu ve onların arkadaşım olduğunu da nerden biliyorsun? Yoksa sen sa-''
''Yok yok. merak etme sapık falan değilim sadece okul formandan anladım.'' Amacım sapık demek değildi ama sözümü kestiği için yanlış anlamıştı. İyiki sözümü kesmişti az kalsın oracıkta kendimi ele veriyordum.
Sorduğu soruya bahane üretmeye başladım.
''Ahh, şeyy..., ah yürüyüş, yürüyüş yapıyorum.''
''Yürüyüş yapmayı seviyor olmalısın. Bu arada ben 'Kim Taehyung' ilerideki üniversitede 1. sınıf öğrencisiyim. Tanıştığımıza memnun oldum.'' Dedi elini havaya kaldırarak.
''Ben de Jeon Jungkook, lise son sınıf öğrencisiyim. Tanıştığıma memnun oldum'' elini tuttum ve tokalaştık. Titrediğimi farketmemeliydi bu yüzden hızlıca bitirmeye çalıştım.
Utancım sürekli benimle mücadele ediyordu. Bense her seferinde utancıma yenik düşüyordum. Ve yine yenik düşecektim belki onunla başka bir konuşma fırsatım bile olmayacaktı.
''Buraya yeni taşındım da, yürüyüşü ve sporu seven biri gibi duruyorsun. Bana yürüyüş yapılabilecek güzel bir yer önerir misin Jungkook?''
İşte büyük bir fırsat bulmuştum, utancımı geride bırakıp bu fırsatı değerlendirmeliydim.
''Aslında bir park biliyorum, eğer senin için de sorun olmazsa orada beraber yürüyüş yapabiliriz.''
''Gerçekten mi? Benim için de çok iyi olur yalnız takılmayı sevmem zaten. Ama Part- Time bir işe başladığım için ancak akşamları boş vaktim olabiliyor. Senin için sorun olur mu saati?''
''Gerçekten mi, ben de zaten o sıralar çıkıyorum dışarı.''
''Anlaştık o zaman.''
''Bu arada telefon numaramı versem bana parkın konumunu atabilir misin? Buraları hala bilmiyorum da...''
Bu sefer tahtalı köyü boylayacağım gibi hissediyordum. O ciddi miydi? Şuan onun telefon numarasını alıyordum ve ay ışığında yürüyüş yapacaktım hem de onunla...
-Lahmacun Severim
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top