-6- "Eva Kime Ait?"
Kulaklarım uğulduyordu. Tüm sesler birbirine karışıyordu. O sesleri ayırt edemiyordum. Sanki tüm duyularım aynı anda yok olmuştu. Olmuyordu. Ne doğru düzgün duyabiliyordum ne hissedebiliyordum ne de görebiliyordum. Ama bir ses vardı. Onun sesi vardı. Zihnimin içinde ve sürekli aynı şeyi söylüyordum
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
Aynı sesi duymak dişlerimi sıkmama neden oldu. Hayır, hayır. Bu doğru olamaz. Doktorun masasına yöneldim ve masanın üstünden kağıtları aldım. İki kağıdında sonundaki küçük yazılara baktım. Hamile olduğum yazıyordu. Başımı sağa sola salladım. Ve yine onun sesi zihinlimde yankılandı.
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
Baba oluyorum.
"Bu doğru olamaz," diye mırıldandığımda bana doğru bir adım attı. Ama Albert bir anda önüme geçti. Başımı kaldırıp ona baktım. Vampir Lordu ile benim arada kocaman bir duvar gibiydi. Bu iyiydi, güvenliydi.
"Ona yaklaşmayın," dedi Albert kibar ama sert bir ses ile.
"Neden?" dedi Vampir Lordu.
"Annenin isteği dışında ona dokunmak suçtur," dedi Albert. Albert'in omzunun üstünden ona baktım. Yüzündeki kızarıklıklar gitmişti. Başını bir anda bana çevirdi. Dişlerimi birbirine bastırdım.
"O benim çocuğumu taşıyor."
"Sizin çocuğunuz olduğunu bilmiyoruz."
"Ne?" dedi birden. Bir anda kaşlarını çattı ve bana baktı. Saçlarını geriye yatırdığı için gözlerini görebiliyordum. Ama görmek istemiyordum.
"Doğru duydun. Sizden önce biriyle birlikte olmuş olabilir," dedi Albert. Ardından ekledi: "Sizin gibi bir erkekle." Başını sağa sola salladı.
"Onun anılarına baktım!"
"Görmek istediğiniz anılara baktınız. Tüm geceyi kontrol ettiniz mi?" dedi Albert keyifli bir ses ile. Sertçe yutkundum. Hayır, eminim başka hiçbir erkekle birlikte olmamıştım. Ama bunu onun bilmesine hiç gerek yoktu.
"Yeniden kontrol ederim."
"Üzgünüm, anne istemediği sürece bunu yapamazsınız. Şu anda Bay Quade dünyadaki herkesten daha üstün bir konumda. Onun karşısında Lord olmanızın bir önemi yok."
"Yaşlı Kurt," dedi sertçe. "Oğlunu ayağımın altından çek." Başımı Yaşlı Kurda çevirdim. Yaşlı Kurt gülümsedi.
"Neden?"
"Öldürmemem için."
"Üzgünüm Otis," dedi Yaşlı Kurt. "Ama oğlum gelecekteki eşini koruyor." Vampir Lordu bir anda bakışlarını bana çevirdi. Gözlerine bakmaya devam ettim. Beni bir kurdum. Bir vampirin karşısında korkup başımı eğecek değilim.
"Bununla mı evleneceksin?" dedi eliyle Albert'i göstererek. Başını sağa sola salladı. "Onunla evlenmek sana sadece düşman kazandırır. Başta da Wrightların düşmanlığını." Gözleri doktorun arkasında duran adama kaydı. Ardından yeniden bana baktı.
"Sen annesin ve anne asırlar sonra vampirlerin elinde."
"Ben kimsenin elinde değilim!" dedim sertçe. Kaşlarını alayla kaldırdı. "Hırçın bir eşim olacak," dedi. Sonra bakışlarını doktora çevirdi. "Doktor sen evli misin?"
"E-evet," dedi kadın korkuyla.
"Eşin kızdığında onu nasıl sakinleştirirsin?"
"Sakin o-olmasını söyle-söylerim." Başını bana çevirdi ve dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi. Köpek dişlerini görünce kaşlarımı çattım.
"Sakin olur musun? Bunu kendi aramızda halledebiliriz. Aile dramımıza onların dahil olmasına gerek yok." Elini uzattı. "Hadi evimize gidelim."
"Siktir," dedim sertçe. Yaşlı Kurdun varlığını unutup küfür etmiştim. Başımı hemen Yaşlı Kurda çevirdim. Ama bana bakmıyordu. Başımı yeniden ona çevirdim. "Git buradan. Bir vampir ile evlenecek değilim."
"Ama zorundasın. Benim çocuğumu taşıyorsun."
"Ne belli?" Kaşlarını çattı yeniden.
"Eğer öyle olmasaydı benim kokuma karşı kendi kokunu daha fazla yaymazdın. Bedenin bana tepki gösterdi. Çünkü benden bir parça taşıyorsun."
"Hah, söker atarım!" dedim sertçe.
"Bu sadece idamına neden olur. Anne için birkaç asır daha bekler kurtçuklar."
"Umurumda mı? Sen sanıyorsun ki ben anne olmayı herkesten çok seviyorum. Ama yanılıyorsun. Anne olmamak için her şeyi yaparım."
"Ama 'annemiz' sensin." Başını Yaşlı Kurda çevirdi. "Konseyden çıkan emri öğrendim. Eğer hamileyse benimle evlenecek. Bu ne zaman olur?"
"Mavi Ayda."
"Mavi Ay mı?" dedi doktorun arkasında duran adam. "Olmaz! Mavi Ay vampirlerin yas günüdür. Yas Günü'nü böyle bir şeyle mahvedemezsiniz."
"Vampir ve Kurtların tek ortak yöne Mavi Ay," dedi Albert. Başını o adama çevirmedi. "Sizin Yas Günü'nüz, Kurtlar için Annenin Geliş Günü'dür Bay Clifford." Adamın çenesi kasıldı.
"Mavi Ayda olması iyi," dedi Vampir Lordu. "Asma yüzünü amca. Yas Günü'nü, Annenin Dönüş Günü olarak kutlayacağız. Mavi Ay ne zaman?"
"Bir ay sonra," dedi doktor kadın korkuyla. Vampir Lordu başını salladı. "Wulf, hazırlıklara başlayın." Doktorun başında dikilen takım elbiseli adam başını salladı ve cebinden telefonunu çıkardı. Dişlerimi birbirine bastırdım.
"Neden kimse bana fikrimi sormuyor?" dedim sertçe. Yaşlı Kurt ve Albert başını bana çevirdi. "Ben evlenmek istemiyorum."
"Üzgünüm," dedi Albert. "Onunla evlenmeni ben de istemezdim ama Konseyden çıkan emir bu yönde. Ve onunla evlenmemeni söyleyerek suç işlemiş oluruz Tylor." Başını sağa sola salladı. "Bir savaş başlar ve bu savaşta haksız olan biz oluruz."
Derin bir nefes aldım. "Lavaboya gitmeliyim," dedim. Ablam öne doğru bir adım attı. "Tek başıma." Başını salladı. Odanın kapısına doğru ilerledim. Kapının tokmağını kavradım ve çevirdim. Kapıyı açıp odadan çıktım ve kapıyı arkamdan kapattım. Birkaç saniye orada durduktan sonra koridorun başına ilerledim. Asansörlerin hemen karşısındaki koridorda lavabo olduğunu görmüştüm. Lavaboya ilerledim. Bugün bu kata ya da koridora benden başka kimse ayak basmayacaktı değil mi?
Lavaboya girdim ve kapıyı arkamdan kapattım. Kendi yansımama baktık. Başımı hafifçe omzuma yatırdım. Gerçekten kötü durumdaydım ve kendim gibi düşünemiyordum. Yaşlı Kurt, Albert, ablam ve Vampir Lordu. Kahretsin! Mantıklı olmalıydım ama şu anda mantık yanımdan bile geçmiyordu.
Aynadaki yansımamın gözlerine baktım. Kahverengi gözlerimin etrafındaki kırmızı kılcal damarlar çok fazla belliydi. Uykusuzluk beni bu hale getirmişti. Başımı sağa sola salladım. Uyuyamıyordum. Anne olmak uyumamı imkânsız hale getiriyordu. Onların içinde olmak, bedenimde başka bir canın var olduğunu bilmek, Yaşlı Kurdu sözleri, Konseyin emirleri ve Vampir Lordunun... Hayır! Sakin olmalıydım. Sakin olmazsam kendimi öldürmeyi bile düşünürdüm. Ben yaşayacağım.
Ama anne olacağım.
Anne olmak istemiyorum
Lavabonun kapısı açıldığında aynadan kimin geldiğine baktım. Vampir Lordu lavaboya girdi ve kapıyı arkasından kapattı. Kaşlarımı çattım. Aldığı nefesi verdi. "Onları atlatacağım diye canım çıktı," dedi. Sonra gözleri beni buldu. "Merhaba."
"Ne istiyorsun?"
"Hım bir düşünelim... Albert ile evlenmemeni."
"Evlenmeyeceğim zaten," dedim sertçe.
"Benimle evlenmeni," dediğinde başımı sağa sola salladım. "Beni istemediğim bir şeye zorlayabilecek biri değilsin." Omuz silkti.
"Bilemezsin Tylor," dedi. "Senden beni dinlemeni istiyorum."
"Neden?"
"Ciddi bir konu konuşacağız."
"Nedir?"
"Eva hakkında." Kaşlarımı çattım. İlk anne mi? Neden ondan bahsedecektik ki? Derin bir nefes aldım. Ona doğru döndüm. Kollarımı göğsümde topladım.
"Dinliyorum."
"Güzel," dedi ve bana doğru bir adım attı. Elimi kaldırdım ve başımı sağa sola salladım. "Orada kal." Ellerini teslim oluyormuş gibi kaldırdı. "Tamam," dedi yavaşça.
"Şimdi anlat."
"Büyük Savaş sırasında Kurtlar, Vampirler tarafından katledildi. Vampirlerin insanları uyuşturmak için kullandığı köpek dişlerinden salgılanan zehir güçlendirildi ve kurtları öldürür hale getirildi. Kurtlara soykırım yapıldı. Ama..." Kaşlarımı çattım.
"Ama ne?"
"Ama o sırada Eva ortaya çıktı. Kurt-adamların ordularından birini yöneten Komutan ile evlendi. Çocukları oldu. Yaşayan tek çocukları Yaşlı Kurt," dedi ve elini gelişi güzel salladı. "Tabi konumuz o değil. Eva yeryüzünde yaşayan her şeyin ve herkesin annesiydi. Vampirler onu geri istedi."
"Geri istedi derken?"
"Evet. Eva, vampirlere ait."
"Hah, hep öyle diyorsunuz. Ama Eva, Kurtları seçti."
"Evet, sizi seçti ama bize aitti. Büyük büyükbabam onu yakından gören kişilerde biriydi. On çocuğun hikayesi siz kurtlar yüzünden yarım kaldı. Eva varlığının on ikinci yılında öldü." Başımı salladım. Neyden bahsettiğini tam anlayamıyordum ama son dediğini biliyordum. Tüm anneler, anneliğin on ikinci yılında ölüyordu. "Sen de öleceksin."
"Diğer tüm anneler gibi," dedim alayla. "Buna ben Eva'nın laneti diyorum." Kan kırmızısı dudakları yavaşça yukarı kıvrıldı. "Hayır," dedi. "Bu Eva'nın laneti değil. Bu Konseyin işi!"
"Hah, abart." Omuz silkti.
"Bunlar sadece şüpheler," dedi ve bana doğru bir adım attı. Omuzlarımı dikleştirdim. "Şüpheler giderilebilir. Sana çocuk doğurman için on iki yıl boyunca baskı yapacaklar. En sonunda da rahmi senden alacaklar." Elini uzattı. "Buna engel olabilirim."
"Vampirler ve Kurtlar her zaman Eva'nın peşindeydi. Sana güveneceğimi mi düşünüyorsun gerçekten? Aptalsın!"
"Öyle mi dersin?" dedi alayla. Sonra da omuz silkti. "Neyse eninde sonunda benimle evleneceksin. Sen benim çocuğuma hamilesin." Dilini dudaklarının üstünde gezdirdi. Bu onun için tik gibiydi. "Sen benim annem olacaksın." Kalp atışları yeniden hızlandığında dişlerimi birbirine bastırdım. Dilini şaklattı.
"Eva hakkında ne biliyorsun?"
"Senin bildiğin ve bilmediğin her şeyi biliyorum," dedi kibirle.
"Bana anlat her birini."
"Tamam," dediğinde tek kaşımı kaldırdım. Bu kadar kolay bir şekilde kabul etmesi tuhaftı. "Ama benimle yaşamaya başlayacaksın." Ve şartını da koştu.
"Bunu yapmam."
"Yapmaz mısın yoksa yapamaz mısın?"
"Yapmam."
"Anlıyorum ama Eva hakkındaki birçok şey bende var. Kimsenin bilmediği birçok şey..." Omuz silkti. "Hem annenin bebek büyürken babanın yanında kalması daha sağlıklıymış biliyor musun?" Başını bir sağa bir de sola yatırdı. "Hamile olma ihtimalin karşısında epey araştırma yaptım." Başını bana doğru eğdi. "Hem hamilelik sırasında annenin hormonları coşuyormuş." Kısık sesle söyledikleri dişlerimi bastırmama neden oldu.
Eva hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Sadece ban anlatıldığı kadarını biliyordum. Eva... Onun nasıl biri olduğunu bilmek istiyordum. Eğer kurtların dediği gibi rahmini bana bağışladıysa onu bilmeliydim. Onu tanımalıydım. Vampir Lordu karar vermemi bekliyordu. Derin bir nefes aldım.
"Yaşlı Kurda bir soru soracağım. Ve cevabına göre karar vereceğim."
"Tabi," dedi ve aramızdaki mesafeyi birkaç adımda kapattı. "Sonuçta eninde sonunda evleneceğiz değil mi annecik?" Kalp atışları kulaklarımı acıtacak kadar yükselmişti. Başını bana doğru eğdi. "Uzar dur!" diye hırladığımda dilini çıkardı ve bir anda alt dudağımı yaladı. Gözlerimi dehşetle büyüttüğümde dilini dudaklarımın arasına soktu. Dili, dilime değdiğinde başımı geriye çektim. Eliyle ensemi kavradı. Dili, dilimin etrafına dolanırken dudaklarını dudaklarıma bastırdı. O dudaklarımı emerken ben geri çekilmeye çalışıyordum. Pençelerimi çıkardım ve kollarına geçirdim tırnaklarımı. Dudaklarıma inledi. Başını hafifçe geriye çekti. "Yine o kokuyu yayıyorsun bebeğim."
"Uzaklaş!"
"Uzaklaşamıyorum. Kokun beni sana çekiyor." Dudaklarımı bir daha yaladı. "Biraz daha o tırnaklarını bana geçirmeye devam edersen burada senin için hiç hoş şeyler olmayacak." Üstü kapalı verdiği mesajın ne olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Ellerimi, kollarından çektim ve onu ittim. Dudaklarımı sildim.
"Yaklaşma. Evcil hayvanlar gibi yalıyorsun," dediğimde dudakları yukarı kıvrıldı. "Yaşlı Kurda sorumu sormalıyım." Lavabonun kapısını açtı. "O zaman gidelim tatlım." Başımı sağa sola salladım ve lavabodan çıktım. O da arkamdan çıktı.
O arkada, ben önde doktorun odasının olduğu koridora girdik. Derin bir nefes aldım. Yaşlı Kurdun vereceği cevap karar vermemi sağlayacaktı. Eva'yı tanımak istiyordum. Odanın kapısını çalmadan açtım. Herkesin bakışları bir anda bana çevirdi. Vampir Lordunun amcası ile göz göze geldim. Nefretle bakıyordu bana. Nefretinin nedenini anlayamıyordum.
"İyi misin?" dedi Albert. Ona baktım ve gülümsedim. Ardından başımı salladım. "Evet," dedi. Ablama baktım. Bakışları arkama kaydığında sertleşti. Hemen arkamda olduğunu biliyordum. Başımı Yaşlı Kurda çevirdim.
"Size bir soru sormak istiyorum Efendim. Ama lütfen, dürüst olun."
"Dinliyorum," dedi Yaşlı Kurt.
"Eva, anne olmadan önce vampirlerin yanında mıydı?" Yaşlı Kurdun kaşları yavaşça çatıldı. Derin bir nefes aldı. Bakışları arkama kaydı. "Otis buradayken bunu öğreneceğini bilmeliydim Tylor." Başını salladı. "Evet, Eva vampirlere aitti."
"Ama onun bir kurt olduğunu söylüyordunuz?" dedi ablam birden.
"Eva'nın türünü kimse bilmiyor. O ne bir insan, ne bir vampir, ne de bir kurt. Yeryüzündeki her şeyin ve herkesin annesi olmak için hiçbir türe ait olmamalıydı. Ama Eva bize gelmeden önce onu vampirler bulmuştu ve vampirler tarafından alınmadan önce bir insandı."
"Anladım." Aslında hiçbir şey anlayamıyordum. "Bunu burada söylemem biraz absürt olacak," dedim ve başımı sağa sola salladım. "Mavi Aya kadar Vampir Lordunun yanında kalacağım."
"Hayır!" dedi ablam sertçe. Ona baktım. Gülümsedim. "Ben anneyim abla. Ve ilk anne olan, Eva'yı tanımak istiyorum. Ve Eva'yı onlar tanıyor." Yaşlı Kurda baktım. "Beni affedin Efendim."
"Sorun değil Tylor. O senin eşin olacak sonuçta. Ama dikkatli ol."
"Tamam Efendim."
Belime dolanan kol ile kaşlarımı çattım. Belime baktım. Beni kendine doğru çektiğinde dişlerimi birbirine bastırdım. Kalp atışlarını duymak yetmiyormuş gibi bir de hissediyordum. Dudaklarını enseme bastırdığında ensemin buz tuttuğunu hissettim. "O zaman gidelim," dedi coşkulu bir ses ile. Ve ardından fısıldadı:
"Bundan sonra bir nefes kadar yakınında olacağım."
---
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top