9.BÖLÜM

Duygu oğlunu kucağına alıp sakinleştirmeye çalıştı kısa sürede Eren sakinleşti. Barış sinirlenerek konuşacakken Bahar hemen anlayarak araya girdi ve kardeşine bakarak konuştu.

"Deniz sen çocukları alıp içeri doğru gitsene ablacım." dedi kaş göz işareti yaparak Barış'ı gösterdi Bahar

Deniz anlayarak  gülümsedi ve  çocukların yanına doğru gitti.

"Hadi bakalım çocuklar." dedi Deniz çocukların ellerinden tutup

Deniz tam gidecekken Duygu'nun sesi geldi arkasından.

"Eren'i de götürür müsün? zor sustu zaten." dedi Duygu sinirlenerek

Deniz kafasını sallayarak Duygu'nun kucağından Eren'i aldı ve çocuklarla birlikte gitti. Venüs de arkalarından gitmeye başladı.

"Ben sana ablamı emanet ettim lan." diye bağırdı Barış sinirli bir şekilde

"Bağırmadan konuş, çocuklar içerde." diye uyardı Bahar

"Ben iyiyim Barış, hatırlarsan  benim kocamın İşi bu davayı almasını da ben istedim yeter artık bağırmadan konuş." dedi Duygu sakin kalmaya çalışarak

"Başlarım onun işine sizin başınıza bir bela gelebilirdi." dedi üzülerek Barış

Bahar, göz devirerek Barış'ın bu korumacı haline baktı, babasının yapması gereken her şeyi omuzlarına yüklüyordu Barış, hem bu halini seviyor ama bazen de insanları boğuyordu bu davranışıyla. Mert konuşmaya başladı.

"Asıl bu davayı almazsam başlarına bir şey gelebilirdi anlamazsın sen kafanın dikine gidersin." diye bağırdı Mert

"Senin karın ve çocuklarından önemli ne olabilir bu kadar?" dedi Barış sinirlenerek

"Sakin bir şekilde oturursan anlatırız tabi becerebileceksen." diye çıkıştı Duygu

Bahar Barış'ın daha sakin olduğunu anladığında yerdeki meyveleri toplamaya başladı.

"Sen ne yapıyorsun?" diyerek Bahar'a baktı Barış

"Senin dağıtığını topluyorum sus." dedi Bahar sinirlenerek

Bahar kısa sürede toplamayı bitirdi ve sandalye çekerek Barış'ın yanına doğru oturdu.

"Anlat." dedi masaya vurarak Barış

Mert sabır çekerek sakin bir şekilde anlatmaya başladı.

"16 yaşındaki Özgür'ü üvey babası taciz ediyordu annesi bile  inanmıyor kıza başta bu dava için çok zorlandım, kızın yanında sadece arkadaşlarından başka kimsesi yok. Senin ablanın sayesinde davanın her şeyini ben karşılıyorum sonunda adamın tutuklama kararı verildi ama bu seferde üvey ağabeysi kıza musallat oldu. Özgür'ü Devlet Korumasına aldık da bu seferde bizim başımıza bela oldu." dedi Mert

"Nasıl yani?" diye sordu Barış

Mert elini ensesine koyup derin bir nefes alarak konuştu.

"Ela'nın okuluna kadar geldi üvey ağabeysi işte. Şimdi arayıp tutuklandıklarının söylediler." dedi Mert

"Şükür." dedi Bahar gülümseyerek

"Bağırmana değdi mi?" dedi Mert sinirlenerek

"İkinizde susun artık, kalk Mert gidiyoruz." diyerek ayağa kalktı Duygu

"Nereye gidiyorsunuz ya?" diyerek durdurmaya çalıştı Bahar

"Abla nereye?" diye sordu Barış ablasının yanına gelerek

"Bak kızmadım sana, sadece sen babam değilsin onu anla ablacım babamın bana yapması gereken şeyleri yapma bana lütfen artık." dedi Duygu ellerini Barış'ın yüzüne değdirerek

"Özür dilerim, peki nereye gidiyorsun?" diye sordu Barış

"Of Barış hani benim bir tane daha kardeşim var ya ona." dedi Duygu sabır çekerek

"O şimdi sevgilisiyle geziyordur hiç gitme." dedi Barış

"Bahar lütfen al şunu başımdan yeter." dedi Duygu

Bahar hemen Barış'ın yanına geldi ve göz devirerek konuştu.

"Boğdun kızı boğdun." dedi Bahar

"Ben bavulları getiriyorum sende çocukları hazırla o zaman." dedi Mert

"Tamam canım." diyerek gülümsedi  Duygu

Mert odaya doğru gidip bavulları toplamaya koyuldu. Duygu da çocukların yanına doğru gitti.

"Hadi gidiyoruz." dedi Duygu koltukta uyuyan oğlunu kucağına doğru alarak

"Nereye anne?" dedi Ela üzgünce

"Burcu halana annecim birazda orada kalalım, ben kardeşini alıyorum sende babana yardım et hadi." dedi Duygu

"Anne ya." dedi Ela oflayarak

"Hadi Ela hadi sonrada eve gideceğiz zaten." dedi Duygu

Mert bavulları dışarı doğru çıkardı herkeste vedalaşmak için dışarı doğru geldi.

"İzin ver bari ben götüreyim seni." dedi Barış

"İyi tamam." dedi gülümseyerek Duygu

"Görüşürüz hala." dedi Deniz sarılarak

Mert arabaya bavulları koyduktan herkes vedalaşır. Barış da arabayı çalıştırıp götürmeye başladı.

"Kaldık yine baş başa." dedi

"Anne ben bahçede top oynasam Venüs'le olur mu?" dedi Deniz yalvararak

"Ama annecim bahçeyi sulayıp, akşam yemeğini yapmam gerekiyor." dedi Bahar

"Ben bahçeyi sularım abla." dedi gülümseyerek Deniz

"Bende Venüs'le top oynarım." dedi Deniz zıplayarak

"Bana da yemek yapmak kalıyor o zaman." dedi Bahar gülerek

Bahar mutfağa doğru gidip Güveçte Köfte Patates yapmak için kollarını sıvadı önce ellerini yıkadı. Sonrada önceden dolaptan çıkarıp tabağa koyduğu kıymanın içine yarım çay kaşığı karabiber, kimyon, pul biber koyduktan sonra 1 çay kaşığı tuz, 1 tanede yumurta kırıp yoğurmaya başladı kısa sürede yoğurma işi bitince köfteleri misket şekli vererek yuvarlayıp bir kenara koydu patatesleri soyup küp küp doğradıktan sonra önce patatesleri sonrada köfteleri ayrı bir yağda kızarttı sosunu sonra yapmaya karar verdi çünkü kardeşi için bir doktor bulmuştu onu araması gerekiyordu hemen telefonu aldı ve Nöroloji Doktoru Selim Arslan'ı aradı kısa telefona Asistanı açtı telefonu ve üç gün sonraya randevu verdi.

Yemeğin sosunu hazırlamaya koyulacakken bahçeden arabayla Barış'ın geldiğini gördü gülümseyerek baktı ama oğlunun bir şeyler karıştırdığını gördü hemen yanına gidecekken kardeşi, Barış ve oğlu içeri doğru geldi.

"Anne bir şey söyleyeceğim." dedi ellerini arkasında saklayarak Deniz

"Dökül bakalım küçük bey." dedi Bahar

"Hani dayım bahçeyi suladı ya Venüs de çamura bastı ve kirlendi bende kurtarırken ellerim kirlendi." diyerek ellerini gösterdi Deniz

"Ben dedim basmayın beni dinlemediler." dedi kardeşi

"Ya dayı yanlışlıkla yaptı Venüs." dedi Deniz köpeğini koruyarak

"Tamam tamam hayatım sana iş çıktı dolaptan havlu al bu küçük beyin köpeğini beraber yıkayıp kurutuyorsunuz hadi canım." dedi Bahar gülerek

"Ben niye yapıyorum ya!" diyerek söylendi Barış

"Bugün ki hatana say yoksa oğlunun odasında uyursun." dedi Bahar tehdit ederek

"Tamam tamam teslim oluyorum." diyerek ellerini havaya kaldırdı

"Hadi baba ya." dedi Deniz sabırsızlanarak

"Tamam çık dışarı geliyorum." dedi Barış

Deniz dışarı doğru gitti. Bahar ve kardeşi Barış'ın söylenerek gitmesine kahkaha attı.

"Yapabileceğim bir şey var mı?" diye sordu Deniz

"Yok yemeğin sosuyla bir çorba yapacağım zaten." dedi Bahar

"Abla ben bir İş buldum." dedi Deniz

"Ne İşi benim yeni mi haberim oluyor aferin sana yani Deniz." dedi Bahar yarı kızarak

"Misafir vardı hem kendi mesleğimi yapacağım." dedi Deniz

"Neymiş bakalım bu?" diye sordu Bahar

Deniz tam cevap verecekken Barış ellinde havluyla geldi.

"Bağırmadan konuş çocukla." dedi Bahar'ı uyararak

"Git Barış ıslatmayın fazla da birbirinizi." dedi Bahar

Barış bir şey demeden gitti. Deniz konuşmaya başladı.

"Bir Organizatörlük Şirketi'nin Fotoğrafçısı olacağım iki gün sonra çağırdılar." dedi Deniz

"İyi o zaman ben seni bırakırım." dedi Bahar yemekle uğraşarak

"O da olmaz Piraye bulduğu için ona götürmesi için söz verdim." dedi Deniz

"İyi iyi benimde sana bir şey söylem gerekiyor." dedi Bahar

"Dinliyorum ablacım." dedi Deniz

"Ben sana bir doktor buldum kontrolün için üç gün sonraya randevu aldım." dedi Bahar kardeşine bakarak

"Gerek yok abla." diyerek kestirip atmaya çalıştı Deniz

"Hiç mızmızlanma ilacım azaldı diyordun belki değişmesi gerekiyordur." dedi Bahar

"Of tamam ya." diyerek kabullendi Deniz

"Ben o Piraye cadısını senin için nasıl kabullendiysem sende benim dediğimi yapacaksın." dedi Bahar gülerek

"Of abla of." dedi Deniz

Bahar tam konuşacakken kapının vurulma sesi geldi ve gidip açtı. Oğlu ve Barış'ı ıslak şekilde gördü.

"Hep ıslattı beni." dedi Barış havluyu Bahar'a vererek

"Sende beni ıslatın baba." dedi Deniz kızarak

"Çabuk banyoya hem kendini yıkıyorsun hem de Deniz'i sende içeri Venüs hanım." dedi Bahar sinirlenerek

Venüs içeri doğru girdi. Barış da Deniz'le birlikte banyoya girdi, Deniz durup konuştu.

"Baba önce sen yap daha çok ıslandın hasta olursun, ben kurudum bile bak." diyerek kendisini gösterdi Deniz

"Emin misin?" diye sordu Barış

"Evet evet." diyerek banyoya doğru çekiştirdi Barış'ı

Barış banyoya girerken Deniz de giyinmesi gereken kıyafetlerini yatağının üzerine koydu ve çantasını açtı ödevi var mı diye kontrol etti olduğunu görünce yemekten sonra yapmaya karar verdi. Barış 15 dakika sonra banyodan çıkıp üstünü giyindi ve Deniz'i çağırdı.

"Deniz hadi gel." diye bağırdı Barış

"Geldim." dedi ve koşarak banyoya geldi Deniz

"Yavaş kayacaksın şimdi." dedi Barış oğlunu tutarak

Deniz gülümseyerek babasına baktı ve soyunmaya başladı. Barış da oğlunu nazikçe yıkamaya başladı kısa sürede Deniz'in banyosu bitti ve oğlunun havlusunu giydirip odasına doğru götürdü.

"Çok güzel koktum dimi." dedi Deniz gülerek

"Bakalım güzel kokmuş musun?" diyerek oğlunu gıdıklayarak odasına doğru götürdü  Barış


"Ya baba ya." diyerek kahkaha attı Deniz

Barış oğlunu yere indirip giyinmesine yardım etti ve kısa sürede Deniz giyinip içeri doğru gittiler. Masa kurulmuş halde Bahar'ı gördüler.

"Hadi bakalım yemek saati." dedi Bahar fırından yemeği çıkartıp kenara koyarak

"Ne çorbası bu canım?" diye sordu Deniz

"Domates çorbası canım." dedi Bahar

"Venüs'ün yemeğini unuttum anne." dedi Deniz

"Dayın verdi Venüs hanımın yemeğini." dedi Bahar

"Teşekkürler dayı." dedi Deniz gülerek

"Bir şey değil dayıcım." dedi Deniz

Yemekler yenildikten sonra içeri doğru geçip oturuldu.

"Sen bu aralar ödev yapmayı unuttun galiba." dedi Bahar yarı kızarak oğluna

"Unutmadım yemekten sonra yapacaktım zaten." dedi Deniz

"Öyle olsun bakalım." dedi Bahar gülerek

Deniz koşarak odasına gidip kitabını kalem kutusunu getirdi masada yapmaya çalıştı.

"Yardıma ihtiyacın var mı?" diye sordu Barış

"Zaten çizgi çiziyorum o kadar." dedi Deniz

"Abla Deniz yaşı 6 olmadı mı? Niye İlkokula başlamıyor?" diye sordu Deniz

"Anlat istersen hayatım." dedi Barış

"Okula alışması için ben Anaokulundan başlatmak istedim." dedi Bahar

"Anne biraz saçma olmamış mı benim babam Beden Eğitimi, halamda Bale Öğretmeni." dedi Deniz

"Haklı çocuk." dedi Barış gülerek

"Benden iyi mi bileceksiniz ama haftaya 1. sınıfa başlatırız seni Denizcim." dedi Bahar

"Babam gibi eşortmanla mı gideceğim ben okula." diye sordu Deniz

"Hayır tabi ki forma alacağız sana oğlum." dedi Bahar

"Of ya." dedi Deniz üzülerek

"Kayıtlar yeni başlıyordu zaten ben yarın konuşurum." dedi Barış

"Çocuğuma iyi bir Öğretmen bul." dedi Bahar

"Hallederim ben merak etme sen." dedi Barış

Biraz zaman geçince Deniz ödevini bitirip yanlarına geldi. Saat geç olunca Venüs yatağına gitti. Diğerleri de uyumaya doğru odalarına gitti.

Sabah alarmın sesiyle uyandı Bahar yüzünü yıkayıp giyinmeye başladı. Barış da uyanıp eşofmanlarını giyinip geldi.

"Günaydın hayatım." diyerek Bahar'ın yanağından öptü

"Günaydın canım." dedi Bahar gülerek

Venüs'ün havlama sesi geldi. Deniz de koşarak anne ve babasının yanına geldi.

"Anne, baba Venüs dayımın odasının kapısında durup havlıyor." dedi Deniz

"Bakalım derdi neymiş Venüs'ün." dedi Barış

Bahar, Barış ve Deniz Venüs'ün yanına doğru gitti.

"Ne oluyor Venüs." dedi Bahar

Venüs Deniz'in odasının kapısına patisiyle tırmalamaya başladı.

"Bahar kapıyı açsan mı? bir şey olmuş olmasın." dedi Barış

Bahar kafasını sallayıp korkuyla kapıyı açtı. Gördüğü şeyle elli ayağı titremeye başladı...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top