49. BÖLÜM

Bahar, hemen elini oğlunun başının üstüne koydu ve baktı. Deniz'in ateşi vardı. Oğlunu uyandırmaya çalıştı.

"Deniz hadi annecim kalk üstünü değiştirmemiz gerekiyor." dedi Bahar

"Üşüyorum." dedi Deniz öksürerek

Barış, yüzüne gelen salyalarla uyandı. Karşısın da Venüs'ü gördü.

"Buyur Venüs hanım sabah sabah ne istiyorsun?" dedi Barış

Venüs, havlamaya başlayınca Barış, beşikte uyuyan kızına baktı. Duru kıpırdanmaya başlamıştı.

"Bağırma ama Venüs, Duru uyanacak şimdi." dedi Barış

Venüs, yatağın üzerinden inip Barış'ın kendisini takip etmesini istiyordu.

"Nereye?" dedi Barış

Venüs, kuyruğunu sallayarak Barış'ın takip etmesini istedi. Barış da takip etti. Deniz'in odasına doğru gitti. Bahar, Barış'ı görünce hemen konuştu.

"Barış dereceyi getirir misin?" dedi Bahar

Bahar, bir yandan da Deniz'in terleyen üstünü değiştiriyordu. Barış, hemen dereceyi getirip Bahar'a verdi.

"Al." dedi Barış dereceyi vererek

Bahar, hemen dereceyle oğlunun ateşini ölçtü.

"Deniz banyoya gidiyoruz. Ateşin 39 olmuş." dedi Bahar

Deniz, gözlerini açmadan titremeye başlıyordu.

"Bahar sen ver bana Deniz'i banyoyu hazırla." dedi Barış

"Tamam." diyerek gitti Bahar

Bahar, hemen banyoya gidip soğuk suyu açtı. Barış da oğlunu soyup Bahar'a doğru uzattı.

"Üşüyorum ben." dedi Deniz zor konuşarak

"Geçecek şimdi oğlum. Barış ben gerisini hallederiz sen kahvaltıyı hazırla." dedi Bahar

"Tamam." diyerek gitti Barış

Bahar, oğlunu küvetin içine koyup duş fıskiyesinin soğuk tarafını açtı. Deniz'in kafasına doğru döktü.

"Çok soğuk." dedi Deniz titreyerek

Bahar, biraz su döktükten sonra Deniz'in bornozunu giydirip banyodan çıkardı ve odasına götürdü ince eşortmanlarını alıp giydirdi.

"Şimdi bakalım ateşimiz düşmüş mü?" diyerek derece aldı ve baktı Bahar

Barış, odaya doğru gelip konuşmaya başladı.

"Bahar galiba bir sorunumuz daha var." dedi Barış

Bahar, dereceyle oğlunun ateşini ölçtükten sonra Barış'a bakarak konuştu.

"Ateşin düşmüş biraz. Barış sorun ne?" dedi Bahar

"Kardeşin olan Deniz'in de biraz ateşi var gibi." dedi Barış

"Of tamam sen Deniz'i al biraz bir şeyler yedirmeye çalış. Ben diğer ateşliye bakıyorum." dedi Bahar

"Hadi bakalım küçük adam aşağı inelim." diyerek oğlunu kucağına alıp aşağı götürdü Barış

Bahar, kardeşinin odasına doğru gidip kapıyı çaldı.

"Girebilir miyim?" diye sordu Bahar

"Gel abla." dedi Deniz öksürerek

Denizin terden yüzü kıpkırmızıydı Bahar, hemen elini kardeşinin alnına koydu.

"Senin ateşin biraz var. Duş al aşağı in hadi." dedi Bahar gülümseyerek

Bahar, odadan çıkınca kızının ağlama sesi geldi. Hemen kendi odasına gitti. Venüs patisiyle Duru'nun beşiğini sallıyordu.

"Teşekkür ederim Venüs'üm ama Duru acıkmış sen aşağı inebilirsin" dedi Bahar gülümseyerek

Venüs, aşağı doğru gitti. Bahar da kızını emzirip kendisinin ve Duru'nun üstünü değiştirdi. Duru'yu da kucağına alıp aşağı indi.

"Bahar oğlun kahvaltısını yapmıyor." dedi Barış

"Boğazım ağrıyor anne." dedi Deniz öksürerek

Bahar, kızını ana kucağına yerleştirip konuştu.

"Acaba ikiniz birden nasıl hasta olmayı başardınız." dedi Bahar

"Beni babam hasta etti anne." dedi Deniz

"Ben ne yaptın be." dedi Barış

"Su istedim senden masanın üstünde var onu iç dedin. O su da soğuktu anne." dedi Deniz

"Barış sana çocuk emanet edilmez ya." dedi Bahar sinirle

"Bende galiba dün yağmurda Piraye ile ıslandım." dedi Deniz

"Seni de Piraye hasta etti demek ki." dedi Bahar

"Ben kendimi hasta etmiş olabilirim abla Piraye üşümesin derken montumu verdim. Sonuç ben hasta oldum." dedi Deniz gülerek

Bahar, oğluna doğru baktığında Deniz'in tabağıyla oynadığını gördü.

"Kahvaltını yapmıyorsan bari sütünü iç. Öğlen size çorba yapıp vereceğim." dedi Bahar

Barış, çatala peynir koyup Deniz'in ağızına doğru verdi ve konuştu.

"Birkaç lokma yemen gerekiyor ki ilaç iç. Bak dayında hasta ama o kahvaltısını yapıyor." dedi Barış

"Of tamam ya." dedi Deniz huysuzlanarak

"Ihlamur yapıp vereceğim öğlen size." dedi Bahar

"Ben tadını sevmiyorum anne." dedi Deniz

"Bende sevmiyorum abla ya." dedi Deniz

Barış, ayağa kalkıp okula gitmek için hazırlandı.

"Hadi ben gidiyorum. Sende iyi ol yarın okula gel oğlum." dedi Barış

Barış, kızının yanına giderek kucağına aldı ve öptü.

"Görüşürüz prensesim akşama kadar anneyi üzmek yok." diyerek gitti Barış

Barış, gidince Bahar oğluna şurup verdi. Sonrada kardeşine baktı.

"Sana bir şey veremiyoruz dimi?" diye sordu Bahar

"Yok başka ilaç içersem epilepsim tetikleniyor." dedi Deniz

"Tamam ablacım kendi ilaçlarını iç o zaman." dedi Bahar

Deniz, ilaç içtikten sonra battaniye alıp koltuğa oturdu. Bahar tam mutfağı toplayacakken kapı çaldı.

"Ben bakarım abla." dedi Deniz

"Yok sen ilacını iç. Ben bakarım kapıya." dedi Bahar

Bahar, kapıya doğru baktı gelen Burcuydu ikizleri bebek arabasına koymuş. Kaju'nun da tasmasından tutuyordu.

"Kısa keseceğim çocuklar uyuyor. Kaju'ya bakabilir misin ?" dedi Burcu hızlıca konuştu

"Nereye gidiyorsun ki?" diye sordu Bahar

"İşe başladım tekrar." dedi Burcu

"Kız erken değil mi daha." dedi Bahar

"Sende annemler ve Alp gibi deme ya ikizler nerdeyse iki buçuk aylık oldu başlıcam artık." dedi Burcu sinirle

"Tamam bir şey demedim sana Burcu. Geç bakalım sende Kaju." diyerek içeri soktu Kaju'yu, Bahar

"Görüşürüz o zaman." diyerek gitti Burcu

Bahar, Venüs'e doğru baktı. Venüs koltuğa çıkmış. Duru'ya doğru bakıyordu.

"Arkadaşın geldi Venüs hadi biraz eğlen." dedi Bahar gülümseyerek

Venüs, hemen kalkıp Kaju'nun peşinden gitti. Bahar da mutfağı toplamaya başladı. İşi bitince de hemen bir sebze çorbası yapmaya koyuldu. Çorba ısınana kadar içeri kardeşi ve oğlunun yanına gidecekti ki ikisinin birbirlerine sarılıp uyuduğunu gördü. Gülümseyerek onlara baktı ve gözleri açık bir şekilde etrafına Duruyu gördü.

"Acıktın mı kızım." dedi Bahar gülümseyerek

Duru, kendince mırıldanmaya başladı. Bahar da kızını kucağına alıp altını kokladı. Duru altına yapmıştı.

"Anlaşıldı küçük hanım altına yapmışsın." dedi Bahar

Bahar, kızını alıp odasına götürdü altını değiştirip yeni kıyafet giydirdi sonrada emzirmeye başladı. Sonrada gazını çıkardı. Durunun gözleri yarım saat sonra yavaş yavaş kapanınca Bahar, kızını beşiğine koydu ve bebek telsizini alıp aşağı indi. Kardeşi ve oğlu uyanmıştı.

"Kaju ve Venüs çok ses çıkardı anne uyandım." dedi Deniz gözlerini zor açarak

Bahar, yan tarafta duran Kaju ve Venüs'e doğru baktı. Kaju, Venüs'ün üstüne çıkmış oynuyordu.

"Onlar da ses çıkartarak anlaşıyorlar oğlum." dedi Bahar

"Çorba vereceğim şimdi size." dedi Bahar

"Tamam abla gel dayıcım bizde çizgi film izleyelim." dedi Deniz

"Tom ve Jerry izleyelim ama dayı." dedi Deniz

"Tamam öyle olsun." dedi Deniz gülümseyerek

Bahar, tam mutfağa gidip çorbayı kaseye koyacaktı ki kapı çaldı ve açmaya gitti.

"Bu sefer kim acaba." diyerek kapıyı açtı Bahar

Bahar, kapıyı açtığında karşısında Piraye'yi gördü.

"Niye telefonuna bakmıyorsun acaba sen." dedi Piraye sinirle

"Hayırdır Pirayyecim ne oluyor." dedi Bahar sakin kalmaya çalışarak

"Ooo senin hiçbir şeyden haberin yok. Pastanede olay çıkmış. Ablamlar şuan karakola gidiyor." dedi Piraye

"Ne olayı ya." dedi Bahar şaşırarak

"Gidersen öğrenirsin." dedi Piraye

"Duru'nun sütünü saldım dolapta biberona koyup verirsin. Denizler de hasta onların çorbasını kaseye koy ver." dedi Bahar

"Tamamdır da nesi var bunların." dedi Piraye merakla

"Şimdi sana laf anlatamam Piraye. Benim hemen hazırlanıp çıkmam gerekiyor." dedi Bahar telaşla

Bahar, hemen odasına gidip üstünü değiştirdi. Piraye ise içeri girip ellerini yıkadı mutfakta soğuyan çorbayı tekrar ısıttı.

"Yeni bakıcımız sen misin" dedi Deniz gülümseyerek

"Benim değil bence senin bakıcın dayı." dedi Deniz gülerek

Bahar, hemen aşağı inerek kardeşi ve oğluna bakarak konuştu.

"Ben gidiyorum. En kısa sürede gelmeye çalışırım." dedi Bahar

"Tamam abla sorun yok." dedi Deniz

Bahar, başını salladı ve evden çıkıp gitti. Piraye de ısınan çorbayı kaseye koyup getirdi.

"Çorbaları bitiriyorsunuz." dedi Piraye gülümseyerek

Deniz, çorbayı alıp içecekken eli yandı ve geri koydu masaya.

"Çok sıcak bu." dedi Deniz

"Tamam sonra içersin çorbanı dayıcım." dedi Deniz

Piraye, tam konuşacakken bebek telsizinden Duru'nun ağlama sesi geldi.

"Duru'ya bakıp geliyorum hemen." dedi Piraye

Piraye, yukarı çıkıp Bahar'ın odasına doğru gitti. Yatakta uyanmış ağlayan Duru'yu gördü. Hemen kucağına aldı ve Duru'yu susturmaya çalıştı.

"Acıktın galiba ağlamazsan sana sütünü vereceğim Duru." dedi Piraye

Duru, dudağını büzüp daha çok ağlamaya başladı. Piraye de sırtını sıvazlayıp aşağı doğru indirdi Duruyu.

"Kardeşimi niye ağlattın." dedi Deniz somurtarak

Piraye, gözlerini büyüterek Deniz'e doğru bakarak konuştu.

"Ben ağlatmadım kardeşini Deniz kendisi ağladı." dedi Piraye sakin kalmaya çalışarak

"Ana kucağına koy sütünü ısıt Piraye acıkmıştır o şimdi." dedi Deniz gülümseyerek

Piraye, Duru'yu sallanan ana kucağına koydu ve mutfağa giderek dolaptan Baharın sütünü ve ısıtıp biberonun içine koydu.

"Gel bakalım küçük hanım." diyerek Durunun sütünü içirdi

Duru, yavaş yavaş sütü içtikten sonra doyunca biberonu ağızından geri çekti. Piraye biberonu masaya koyup Durunun gazını çıkarmaya çalıştı.

"Eline de yakıştı." dedi Deniz gülümseyerek

Duru'nun gazı çıktıktan sonra altından koku geldi. Piraye yüzünü buruşturarak Deniz'e bakıp konuştu.

"Çok yakıştı gerçekten Deniz kokuyor bu çocuk." dedi Piraye somurtarak

"Altına yaptı çünkü Piraye abla." Deniz gülerek

"Gülmesene ya ben nasıl değiştireceğim altını." dedi Piraye somurtarak

"Tamam bakma öyle önce Duru'yu ana kucağına sonra yukarıdan bebek bezi, ıslak mendil, alt değiştirme örtüsü, odasında kremi olacaktı birde yeni kıyafet getir. Ben sana anlatacağım nasıl yapıldığını." dedi Deniz

Piraye, hemen odaya gidip hemen Deniz'in dediklerini aldı ve geldi.

"Önce alt değiştirme örtüsü gerisini sen anlat." dedi Piraye

"Duru'yu koymayı unutun Piraye abla." dedi Deniz

Piraye hemen Duruyu alıp koydu.

"Sonra altını açıyorsun Duru'nun ıslak mendille yavaş bir şekilde sil. Kremini sür ve ayaklarını havaya kaldırıp yeni bezini tak." dedi Deniz

Piraye, Deniz'in dediklerini yaptı ve Duruya kıyafet giydirdi.

"Çok kolaymış bu." dedi Piraye

"Zor demedim ki zaten hem sana da staj oldu. İlerde çocuğumuzun altını değiştirirsin işte." dedi Deniz

"Sen daha iyi biliyorsun sen değiştirsin." dedi Piraye gülerek

"Ben olmasam ne yapacaksın Piraye." dedi Deniz gülerek

Deniz'in bağırmasıyla kendilerine geldiler.

"Duru uyudu." dedi Deniz

"Tamam odasına götürüyorum. Deniz sende çok terlemişsin senin içinde bir üst getiriyorum." dedi Piraye

"Hangimize." diye bağırdı ikisi birden

"Küçük olan Denize." dedi Piraye gülümseyerek

"Odam da masamın üstünde kitabım var onu da getirir misin Piraye abla." dedi Deniz

"Tamam Deniz." dedi Piraye

Piraye, Duruyu alarak odasında ki beşiğe koydu. Deniz'in odasına da gidip bir tşört ve Deniz'in kitabını da alıp geldi.

"Gel bakalım giydireyim seni." dedi Deniz

"Ben kendim giyerim sen arkanı dön." dedi Deniz

"Utanıyor musun benden." dedi Piraye gülümseyerek

"Bakmanı istemiyorum." dedi Deniz

"Tamam o zaman ben bunları alıp Duru'nun odasına götürene kadar giyin." dedi Piraye

Piraye, yerdeki eşyaları alıp Duru'nun odasına götürdü sonrada bitirmiş oldukları çorba kaselerini aldı ve makineye yerleştirdi. Yarım saat sonra kapı çaldı ve gelen Barıştı. Hemen kapıyı açmaya gitti Piraye.

"Hoş geldin Barış ağabey." dedi Piraye gülümseyerek

"Senin ne işin var burada." diye sordu Barış

"Pastane de bir olay çıkmış karakolluk oldular. Bahar ablada gidince bende hastalara baktım. Şimdi ikisi de uyuyor. Duru da yarım saat önce uyudu." dedi Piraye hızlı bir şekilde konuşarak

"Tamam sen gidebilirsin ben buradayım." dedi Barış

Barış, içeri girdi. Piraye de hazırlanıp kapıdan çıkıyordu ki Burcu, kapının önünde gözüktü ikizlerin bebek arabası ile birlikte.

"İçeri de birisi var mı" diye sordu Burcu

"Ağabeyin içerde." dedi Piraye

Barış, sesleri duyup kapının önüne doğru geldi. Piraye de gitti.

"Söyle bakalım Burcu hanım." dedi Barış

"Kaju'yu alacaktım ben." dedi Burcu

"Dinlemedin bizi gittin dimi sonunda." dedi Barış

"Evet ağabey sizi dinlemedim. İstediğimi yaptım." dedi Burcu gülümseyerek

"Doruk ve Derin'i de sürükledin peşinden." dedi Barış ters bir şekilde bakarak

"Ben çocuklarımı düşünüyorum sen kafanı yorma ağabey." dedi Burcu sinirle

Kaju, sesleri duyup kapının önüne doğru geldi. Venüs de arkasından geldi.

"Sen içeri geçiyorsun Venüs." Venüs hırlayıp içeri doğru geçti

Burcu, Kajuyu alıp gitti. Barış, içeride uyuyan oğlu ve Deniz'in battaniye ile üzerini örttü ve odasına çıkıp duş aldı. Üzerini giyip aşağı inecekken kızının ağlama sesi geldi. Hemen Duru'nun odasına gitti.

"Prenses hanım uyandınız mı?." dedi Barış gülerek

Barış, kızını alıp aşağı indi oğlu ve Deniz yeni uyanmıştı.

"Baba sen mi geldin?" dedi Deniz

"Ablam daha gelmedi mi?" diye sordu Deniz

Duru, daha çok ağlamaya başladı. Barış kızına bakıp konuştu.

"Kızım sen niye ağlıyorsun." diyerek ağızına emziğini koydu

Duru, ağızıyla emziğini geri çıkardı ve tekrar ağlamaya başladı. Kapı çalınca Barış hemen kapıya baktı. Gelen Bahardı.

"Duru annem sen niye ağlıyorsun." dedi Bahar

"Yeni uyandı ondan galiba." dedi Barış

"Acıkmıştır şimdi o ellerimi yıkayıp geliyorum." dedi Bahar

"Çabuk ol ama durmuyor bu kız." dedi Barış kucağındaki kızını susturmaya çalışarak

Bahar, hemen ellerini yıkayıp geldi. Kızını aldı ve Barış'a bakarak konuştu.

"Ben gelene kadar dolapta ki yemekleri ısıtsana." dedi Bahar

"Tamam canım." dedi Barış

Barış, dolaptan yemekleri alıp ısıttı. Sonra da sofrayı kurdu. Bahar da on beş dakika içinde geldi. Duruyu ana kucağına koyup kardeşi ve oğlunu çağırıp sofraya oturdular.

"İyi misiniz siz?" diye sordu Bahar

"Boğazım kaşınıyor biraz anne." dedi Deniz dudağını büzerek

"Deniz kadar kötü değildim ben." dedi kardeşi

"Yemekten sonra ıhlamur yaparım size hiçbir şeyiniz kalmaz." dedi Bahar gülümseyerek

"Bahar pastanede ki olay ne." dedi Barış merakla

"Hiç sorma ya Barış." dedi Bahar

"Ama sordum şimdi Bahar." dedi Barış

"Ya pastaneye yeni birisini almış Yade. Adı Ezgiydi galiba servis yaparken laf sokmuşlar kıza. Tuna da uyarmaya gitmiş. Adam anlamadı tabi sonunda Tuna'nın sabrı taşınca adamı yaka paça dışarı atmış. Yarım saat sonra polislerle birlikte şikayetçi olarak geldi adam. Karakolla gidip ifade falan verildi. Anca geldik." dedi Bahar

"İyi yapmış Tuna." dedi Barış

"Çok iyi yaptığı için sonu karakolda bitti." dedi Bahar sinirle

Yirmi dakika sonra yemek bitti. Barış ve Bahar sofrayı topladı. Kardeşi ve Oğlu da içeri doğru geçti. Barış da içeri geçince Bahar, ıhlamur altını açıp kaynattı. On beş dakika sonra ıhlamur olunca bardaklara koyup içeri getirdi ve kardeşiyle oğluna verdi. Barış, kucağında ki eğlendirmeye çalışıyordu.

"Bahar bu çocuk ne zaman konuşmaya başlayacak." dedi Barış

"Barış saçmalama istersen Duru daha bir buçuk aylık." dedi Bahar gözlerini devirerek

"Hiçbir derdini anlamıyorum ben bu çocuğun." dedi Barış

Bahar, ıhlamur içmeyen oğluna baktı ve konuştu.

"Çok kötü kokuyor anne." dedi Deniz yüzünü buruşturarak

"Gözünü kapat iç oğlum." dedi Bahar

Deniz, zorda olsa ıhlamuru içti iki saat sonra herkes uyumaya gitti. Bahar, zorda olsa kızını uyuttu ve kendisi de yatağına yattı. Sabahın erken saatinde Barış'ın telefonu çaldı. Barış gözlerini zor açtı ve konuştu. Konuşması bitince elleri titremeye başladı. Bahar, korkuyla Barış'a bakıp konuştu.

"Barış bana bak iyi misin." dedi Bahar korkuyla

"Pamir'i hastaneye kaldırmışlar durumu kötüymüş. "dedi Barış zor konuşarak

Bahar, Barışı sakinleştirmeye çalıştı ve destek oldu...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top