45. BÖLÜM
Bahar'ın bağırmasıyla Barış telaşla ayağa kalktı ve konuştu.
"Emin misin geldiğine Bahar?" dedi Barış ne yapacağını bilemeden
"Barış sinirlendirme beni emin tabi geliyor kızımız." dedi Bahar sinirle bağırarak
"Yaşasın Duru geliyor." dedi Deniz neşeyle koltukta zıplayarak
"Ya bir hastaneye mi gitseniz acaba." dedi Deniz ablasına bakarak
"Deniz doğru söylüyor Barış. Ben evde doğurmak istemiyorum kızımı ya." dedi Bahar, Barış'a vurarak
"Bende gelmek istiyorum kardeşimi görmek için." dedi Deniz
"Sen lütfen bir dur oğlum." dedi Barış sakin kalmaya çalışarak
Onlar tartışırken Venüs patileriyle sürükleyerek hastane çantasını getirmeye çalışıyordu.
"Bir Venüs olamadın Barış. Ben sana yüz kez dedim Barış şu hastane çantasını arabanın bagajına koy." sinirle dedi Bahar
"Tamam bütün nefesini şimdi harcama önce bir hastaneye gidelim." dedi Barış
Bahar oğluna baktı gelmek istiyordu ama çocuklar için uygun bir yer olmadığı için eliyle karnını tutarak zor bir şekilde konuştu oğluyla.
"Annecim sen şimdi dayınla evde kalıyorsun. Kardeşin gelince ilk sana haber vereceğim söz. Sonra sende dayınla gelirsin hastaneye." dedi Bahar zor konuşarak
Deniz annesinin acı çektiğini anladı ve fazla uzatmadan konuştu.
"Tamam." dedi Deniz burukça
Barış, Bahar'ın kolundan tutup arabaya götürdü. Deniz de hastane çantası ve bebek pusetini alıp arabaya götürdü.
"Deniz'e iyi bak ablacım korkmasın." dedi Bahar karnına giren sancıyla bağırarak
"Tamam abla sen merak etme." dedi Deniz gülümseyerek
"Hadi ama Bahar gel artık. Kızımız arabada doğuracak sayende." dedi Barış söylenerek
"Of tamam." dedi Bahar
Barış arabayı hastaneye doğru sürdü bir yandan da doktor Sevimle konuşuyordu. Kısa sürede hastaneye geldiler. Kapının önünde Sevim karşıladı.
"Bahar doğruyor Sevim çabuk." dedi Barış telaşla
"Barış daha doğurmuyorum." dedi Bahar gülerek
"Tamam tartışacağınıza gerek yok. Bahar önce seni odaya alıp giydirelim sonrada Duru hanımın gelmesine ne kadar var diye bakmak için NST'ye alalım." dedi Sevim gülümseyerek
Bahar'ı tekerlekli sandalyeyle odaya götürdüler. Barış da Bahar'ın giyinmesi için yardım etti.
"Babalar gününde gelecek kızımız." dedi Barış gülümseyerek
"Bence öyle olmayacak hayatım. Sancım geldi ama şuan durdu Duru hanım gelmek için hiç acale etmiyor." dedi Bahar yutkunarak
"Anası kılıklı işte sende beni az peşinde koşturmadın." dedi Barış
"Hakkettin sen ama." dedi Bahar zor konuşarak
Barış tam konuşacakken doktor Sevim odaya girdi.
"Evet önce Duru hanımının kalp atışlarına bakalım sonrada seni NST'ye alalım Baharcım." dedi Sevim
"Tamam." diyerek karnını açtı Bahar
Doktor Sevim soğuk jeli Bahar'ın karnına sürdü ve bebeğe baktı.
"Evet, kızınız daha doğum pozisyonuna girmemiş. Şimdi sana yiyecek bir şeyler getireceğiz sen yedikten sonra NST'ye alalım." dedi Sevim
"Peki." dedi Bahar
Doktor Sevim odadan çıkınca Barış, Bahar'ın yanına gelip konuştu.
"Kimseye de haber vermedik." dedi Barış
"Bizim haber vermemize gerek yok bence Deniz heyecandan herkesi aramıştır." dedi Bahar
Hemşire yemek getirince Bahar yemek yemeye başladı. Kapı çalınca Barış açtı gelene baktı. Burcu ve Alp ikizlerle birlikte gelmişti.
"Hayırdır nereden haberiniz oldu sizin." dedi Barış şaşırarak
"Doruk ve Derin'in ateşi çıkınca doktora geldik. Sevimden de sizin burada olduğunu öğrendik." dedi Alp
"Yaşasın ikinci kez hala oluyorum." dedi Burcu neşeyle
Bebek arabasından kıpırdanma sessi geldi. Alp hemen baktı.
"Burcu biraz daha az bağır bir dahakine Derin uyandı." dedi Alp
Burcu hemen bebek arabasındaki kızına baktı. Derin uyanmış kardeşine doğru bakıyordu.
"Uykusu geliyor zaten birazdan gözleri kapanır. Bütün gece uyumadaki küçük hanım." dedi Burcu sitem ederek
"Bugün mü geliyor dimi sizin kız." dedi Alp merakla
"İnşallah ama sabaha gelecekmiş." dedi Barış
"Kızında senin gibi dengesiz ağabey ya cinsiyetini de geç göstermişti bu." dedi Burcu
"Burcu zaten doğuma iki gün vardı. Fazla erken gelmedi yani." dedi Bahar önündeki yemeğinden yiyerek
İkizler ağlayınca Burcu bebek arabasının yanına gitti.
"Gezme saatimiz geldi Alp birazdan burayı büyük bir ağlama kriziyle inletirler." dedi Burcu
"Arabada anca susuyorlar." diyerek gitti Burcu ve Alp
"Barış içimde kötü his var." dedi Bahar burukça
"Kötüyü çağırma lütfen Bahar." dedi Barış ters bakarak
"Bilmiyorum sanki bir şey olacak gibi geliyor." dedi Bahar
"Bahar hayatımın anlamı senin hormonlar yine tavan yapmaya başlıyor. Ben kafeye gidip su alana kadar bir toparlan." diyerek gitti Barış
Barış gidince Bahar elini karnına koyup kızıyla konuştu.
"Kızım bakma sen babana bilmiyor o senin dünyaya gelişinin riskli olduğunu ama annen asla senden vazgeçmeyecek güzelim." dedi Bahar buyruk bir tebessümle
Kapının açılmasıyla doktor Sevim içeri girdi.
"Bahar nasılsın bakalım." dedi Sevim
"Korkuyorum ama kızım için her şeyi yaparım." dedi Bahar
"Sana telefonda söylemiştim Bahar bir önceki hamileliğinde dış gebelik geçirdiğin için. Doğumda komplikasyon gelişebilir. Israrla Barış'a söylememek istiyorsun anlamıyorum." dedi Sevim kızarak
"Hayır sende söylemeyeceksin Sevim. Ben bir bebeğimi dış gebelik yüzünden kaybettim zaten. Bir karar verme şansı olsa Barış kızımızdan vazgeçer." dedi Bahar ağlayarak
"Of Bahar ama senin bu inadını ne yapacağım ben." dedi Sevim
Kapının açılmasıyla o tarafa doğru baktılar. Gelen Yadeydi.
"Doğru mu bu Bahar?" diye bağırdı Yade
"Bağırmadan kapıyı kapat Yade." dedi Bahar karnını tutarak
"Her şey doğru Yade senin bu inatçı arkadaşınla baş edemedim. Sen belki birşey dersin ben çıkıyorum." diyerek odadan çıktı Sevim sinirle
"Bakma bana öyle Yade bir şey olacaksa bana olsun. Yeter ki kızım yaşasın." dedi Bahar burukça
"Peki biz ne olacağız Bahar onu düşündün mü hiç doğumda sana bir şey olursa Barış'ı nasıl toplayacağız. Hadi onu geçtim kardeşin ablasını yeni bulmuş. Deniz ne olacak o çocuk annem nerede diye sorunca biz ne söyleyeceğiz Deniz'e ya." dedi Yade ağlayarak
"Sen varsın Yade sen onların yanında olup onları hayata tekrar toplayacaksın." dedi Bahar
"Sen gidince beni kim toplayacak bunu düşündün mü peki." dedi Yade sinirle ağlayarak
"Yapma lütfen Yade ben inanıyorum. Kızımda bende sağlıklı bir şekilde çıkacağız." dedi Bahar burukça
Yade tam konuşacakken kapı açıldı gelen Barıştı.
"Bir sen eksiktin." dedi Barış
"Barış." diyerek uyardı Bahar
"Hey sen niye ağladın bakayım." dedi Barış şaşkınca
"Senin gibi duygusuz değil Barış benim arkadaşım." dedi Bahar zor gülümseyerek
"Doğru söylüyor. Neyse ben bir Selim'in yanına gidiyorum." dedi Yade burukça
"Git hadi git." dedi Barış
"Deniz nasıl?" diye sordu Bahar
"Kafedeyken konuştum heyecanlı bir şekilde kardeşini bekliyor. Annemlerde yolda geliyor. Ablamda çocukları evde babasına bırakıp gelecek." dedi Barış
Bahar kasıklarına giren ağrı ile bağırdı.
"Ah." diyerek karnını tuttu
"Bahar iyi misin?" dedi korkuyla
"Merak etme iyiyim biraz yürüyüş yaparsak geçer." dedi Bahar zoraki gülümsemeyle
"Sevim daha gelmedi ki." dedi Barış
"Sen aşağıdayken geldi hayatım." dedi Bahar
Barış, Bahar'ın koluna girip koridorda yürütmeye başladı. Aysun hanım, Asaf bey ve Duygu'nun geldiğini gördüler.
"Kızım nasılsın?" dedi Aysun hanım yanına gelerek
"İyi olmaya çalışıyorum." dedi Bahar burukça
"Deniz söyledi bize." dedi Asaf bey
"Haberimiz var baba biz gider gitmez herkese söylemiş." dedi Barış
"Heyecan var mı Bahar?" diye sordu Duygu
"Var biraz Barış ben odaya gideceğim yoruldum." dedi Bahar karnını tutarak
Bahar duvarlara tutunarak odasına doğru gidecekken kasıklarına giren ağrıyla daha fazla dayanamadı bayıldı. Barış korkuyla yanına geldi.
"Bahar'ım güzelim hadi aç gözlerini." diyerek uyandırmaya çalışıyordu
"Ablacım odaya götür Bahar'ı ben doktoru çağıracağım." dedi Duygu endişeyle
Barış kimseyi duymuyor şoka girip Bahar'ın başında bekliyordu öylece Aysun hanım oğlunun yanına gelip konuştu.
"Kendine gel Barış." diyerek tokat attı
"Bahar anne Bahar'a bir şey oldu." dedi Barış gözyaşları içinde
"Baharda kızında iyi olacak hızlı hareket et." dedi Aysun hanım korku içinde
"Hadi ablan doktoru çağırmaya gitti." dedi Asaf bey
Barış dikkatlice Bahar'ı kucağına aldı ve odaya götürdü. Doktor Sevim gelince konuştu.
"Barış dışarı çıkın şimdi ben Bahar'ı kontrol edeceğim." dedi Sevim
"Ben yanında kalacağım Sevim lütfen." dedi Barış yalvaran gözlerle
"Barış işime engel oluyorsun ama." dedi Sevim
Aysun hanım oğlunun kolundan tutup konuştu.
"Oğlum hadi bırak işini yapsın Sevim." dedi Aysun hanım
"Hadi ablacım hadi." dedi Duygu kardeşine bakarak
Barış zorda olsa da dışarı çıktı. Sevim Bahar'ı kontrol etmeye başlayınca Bahar gözlerini açtı ve karşısında Sevim'i gördü.
"Sana söylemiştim Bahar doğum zor geçecek. Beni dinlemediğin için bayıldın. Seni acil doğuma almamız gerekiyor." dedi Sevim
"Normal doğum istiyorum kızımı son kez olsa bile görmek için." dedi Bahar
"Artık sana bir şey diyemiyorum zaten ama Barışla konuşmak şartıyla." dedi Sevim
"Tamam." diyerek başını salladı Bahar
Doktor Sevim odadan çıkınca Barış ve ailesi içeri girdi. Barış hemen Bahar'ın yanındaki sandalyeye oturdu.
"Kızım iyi misin?" diye sordu Aysun hanım
"Yorma sakın kendini Baharım." dedi Barış üzülerek
"Barış benim size bir şey söylemem gerekiyor. Ben belki bu doğumdan çıkamam. Önceki hamileliğimden dolayı doğum yapmam riskliymiş kardeşimi, oğlumu ve kızımı sana emanet ediyorum. Onlara iyi bak lütfen." dedi Bahar zor konuşarak
"Benim niye şimdi haberim oluyor." dedi Barış sinirle
"Sana haber verseydim çünkü kızımızdan vazgeçerdin." dedi Bahar
"Bir daha çocuğumuz olurdu. Niye bizi sensiz bırakıyorsun." dedi Barış ağlayarak
"Oğlum sakin ol." dedi Asaf bey uyararak
"Karışma baba konuşsun." dedi Duygu sessizce
Asaf bey bir şey demeden üzüntüyle başını sallayarak susmayı tercih etti.
"Olamazdı hamileliğimin üçüncü ayında sen okuldayken kontrolle geldim. Ailemden gelen bir sıkıntı yüzünden bu bebeğimi dünyaya getiremezsem. Bir daha anne olmayacağım ben." dedi Bahar
"Deniz benim oğlum senin değil diye böyle yapıyorsun." dedi Barış sinirle
"Çık git odadan Barış." diye bağırdı Barış
Barış son anda sinirle ne dediğini farkına varınca pişmanlıkla konuştu.
"Bahar özür dilerim." dedi Barış
"Duygu götür şunu buradan." diyerek ağrıyla karnını tuttu
"Hadi benim salak kardeşim yürü." dedi Duygu kızgınlıkla
Duygu kardeşini odadan çıkartınca Bahar, Aysun hanımın kolundan tutarak konuştu.
"Anne sen burada kalır mısın?" diye sordu Bahar
"Ben sizi yalnız bırakayım." diyerek odadan çıktı Asaf bey
"Kızım ben seni anlıyorum. Bende senin gibi bebeğimden vazgeçmezdim" dedi Aysun hanım
"Barış niye böyle düşünüyor anne ben anlamıyorum. Deniz benim canım. Aylarca ben ağrılarıma rağmen onlara belli etmemek için çabalıyorum. Barış dediğine bak şimdi." dedi Bahar sinirle
"O sinirle böyle tepki verdi. Bakma sen ona kızım." dedi Aysun hanım şefkatle
"Anne bana bir şey olursa Barış'ı toplamak sana kalıyor. Bana nasıl annelik yaptıysan çocuklarıma da öyle yap lütfen. Yade çok üzülecek." dedi Bahar ağlayarak
"Bu ne böyle kız veda eder gibi sen ve torunum doğumdan sapa sağlam çıkacaksınız. Benim güçlü kızım şimdi yenilemez. Kardeşine daha doyamadan." dedi Aysun hanım kendini zor tutarak Bahara sarıldı
Doktor Sevim odaya Barışla birlikte girip konuştu.
"Suratlardan anlaşıldığı gibi konuşulmuş. Neyse şimdi Baharcım senin istediğin gibi normal doğum yapacağız. Suni sancı vererek ameliyathanede. Hazırsan şimdi gidelim." dedi Sevim
"Hazırım." dedi Bahar zor konuşarak
Bahar'ı sedyeyle götürürken Barış yanına gelip elinden tutarak konuştu.
"Özür dilerim öyle demek istemedim. Sinirle ağızımdan çıktı." dedi Barış gözyaşları içinde
"Önemli değil. " dedi Bahar burukça
"Bende girebilir miyim Sevim?" diye sordu Barış
"Tamam hazırlan." dedi Sevim
Barış hazırlanmaya gidince Sevim doğumhane girdi. Kısa sürede Barış da geldi.
"İyisin dimi?" dedi Barış
"Evet." dedi Bahar
"Bahar şimdi sana suni sancı vereceğiz. Duru gelecek." dedi Sevim
Bahar'a iğneyle sancıyı verirler. Barış destekle Bahar'ın elinden tutar. Doğum başlar.
"Geliyor ahhh." diye bağırdı Bahar
"Gelecek kızımız hayatım sende yanımızda olacaksın." dedi Barış
"Hadi Bahar daha hızlı ıkın." dedi Sevim
"Öğrendiğimiz gibi yap Bahar." dedi Barış
"Kolay mı sanıyorsun gel sen yap o zaman." dedi Bahar sinirle
"Bahar bebeğin başı göründü güçlü bir ıkınırsan gelecek Duru." dedi Sevim
"Barış kızımızın adına Nefes de koy. Benim alacağım nefes kızımızda kalsın." dedi Bahar güçlüce bağırarak
"Sen olmazsan yarım oluruz. Sakın öyle deme." dedi Barış ağlayarak
"Ihhhh ıhhhh." diye bağırmasıyla bebek ağlama sessi geldi
"Geldi kızınız maşallah tosun gibi." dedi Sevim bebeği tutarak
"Bizim kızımız canım." dedi Barış ağlayarak
Duru çok ağlayınca Sevim, Bahar'ın koynuna verdi.
"Kızım cennet kokulum." diyerek boynundan öptü
"Senin kokunla sustu." dedi Barış kızının minik parmaklarından tutarak
Bahar'ın nefes alışverişi yavaşlamaya başlayınca gözleri kapandı.
"Bebeği hemen alın. Barış sende dışarı çık." dedi Sevim
"Ne oluyor Sevim." dedi Barış bağırarak
Duru daha çok ağlamaya başladı. Barış mecbur ameliyathaneden çıktı. Aysun hanım oğlunu kötü halde görünce yanına geldi.
"Oğlum ne oldu?" dedi Aysun hanım korkuyla
"Anne Bahar'a bir şey oldu anne." dedi Barış yere çöküp ağlayarak
"Kalk oğlum ayağa senin güçlü olman gerekiyor." diyerek elini uzattı Asaf bey
Duygu tam konuşacakken ameliyathanenin kapısı açıldı gelen Sevimdi. Kafasındaki boneyi stresle çıkardı ve konuştu.
"Duru çok sağlıklı şimdi kontrolü için götürüyoruz biz." dedi ve sustu Sevim
"Bahar nasıl?" dedi Barış sessi titreyerek
"Bahar'ın doğumda kalbi durdu ama geri getirdik. Maalesef şimdi yoğun bakıma alacağız ne zaman uyanır bilmiyorum." dedi Sevim üzüntüyle
Doğumhaneden yüzü solgun bir şekilde Bahar ve arkasından küvözde Duru çıktı.
"Bahar." diyerek yanına gitti Barış
"Ablacım hadi gel." dedi Duygu
"Abla çok soğuk Bahar." dedi Barış ağlayarak
Duygu kardeşinin yanına geldi ve destek vererek sarıldı.
"Bahar senin ve çocukları için uyanacak ablacım." dedi Duygu hüzünle
Aradan dört gün geçmişti. Bahar halen hastanede yoğun bakımda yatıyordu. Duru bebeği de iki gün önce eve götürmüşlerdi. Duygu kızının okullu yüzünden Mert ile birlikte Ela'yı eve yollamıştı. Kendisi şimdi Deniz'in düzeni bozulmasın diye Erenle birlikte Baharların evindeydi. Barış o günden beri hastaneden ayrılmamıştı. Halen yoğun bakımın önünde Bahar'a bakıyordu.
"Söz verdim oğlumuza Bahar annen olmadan eve gelmeyeceğim. Aç artık o güzel gözlerini oğlumuz, kızımız seni bekliyor. Kardeşin Bahar haberi alınca büyük bir epilepsi krizi geçirdi konuşmuyor kimseyle bizim sana ihtiyacımız var." dedi Barış gözyaşları içinde yoğun bakım camından Bahar'ı izleyerek
Yade, Barış'ın eve gelmeyeceğini bildiği için Selim'e arada Barış'a bakması için söylemişti. Selimde hastası gittikten. Barış'ın yanına gelmişti.
"Nasılsın?" dedi Selim omuzuna dokunarak
"Bahar uyanırsa daha iyi olacağım." dedi Barış derin bir nefes alarak
"Kaç gündür buradasın eve gitmen gerekiyor artık." dedi Selim sıkıntıyla
"Yeter artık herkes aynı şeyi söylüyor. Ben çocuklarıma söz verdim. Annenizle çıkacağım bu hastaneden ama kimse beni anlamıyor." dedi Barış bağırarak
Selim, Barış'a üzüntüyle baktı ve yanında kalıp ama üstüne gitmemeye karar verdi.
########################
Aysun hanım ve Duygu artık Barış'ın evinde kalıyordu. Duygu'nun süttü gelmediği için Duru bebeği Burcu emziriyordu. Burcu ikizlerle birlikte Bahar'ın evine gelmişti. Çocuklarını annesine verdi ve konuştu.
"Anne ben bir Duru'yu emzirsem ikizlere bakar mısınız?" diye sordu Burcu
Aysun hanım tam konuşacakken Yade'nin elinde tepsiyle birlikte geldiğini gördüler.
"Yemedi dimi Deniz?" dedi Duygu
"Ablan için biraz ye dedim iki lokma falan yedi sonra ilacını verdim. Piraye yanında ama şimdi halen konuşmuyor." dedi Yade üzüntüyle
"Onun içinde zor kızım tam bir yere ait olduğunu hissetti. Ablası hastanede şimdi." dedi Aysun hanım
"Deniz'in okulla gitmesi gerekiyor . Odasında dimi?" diye sordu Yade
"Yok annesinin odasında Duruyla birlikte." dedi Duygu burukça
"Ben zaten Duru'yu emzirecektim. Yade sende Deniz'i alırsın hadi." dedi Burcu üzülerek
"Tamam." diyerek Yade ile birlikte üst kata çıktılar
Burcu ve Yade, Bahar'ın odasına çıktığında yerde yatmış Venüs ve Deniz annesinin yatağına uzanmış uyuyan Duru'nun minik parmaklarından tutup konuşuyordu.
"Duru sende annemi çok özlüyorsun biliyorum. Annem olmayınca dayım konuşmuyor. Herkes üzgün annem bana dedi kardeşin ve sen benim nefes alma sebebimsiniz. Annem uyumayı sevmez. Uyanacak biliyorum ben. Biz üzülüp ağlarsak annem çok üzülür. Ondan ben kendimi tutuyorum. Babamız bize söz verdi. Annemizi getirecek. Sende ağlama lütfen." dedi Deniz uyanan kardeşine bakarak
Yade ve Burcu gülümsemeye çalışarak içeri girdi. Duru bebekte ağlayarak uyandı. Deniz hemen yatağın üstünde duran Bahar'ın hırkasını Burcu'ya verdi.
"Hala hırkada annemin kokusu var. Duru ağlayınca yanına koy susuyor." dedi Deniz burukça
"Tamam canım." diyerek gülümsemeye çalıştı Burcu
"Hadi bakalım Deniz amcan seni okulla bırakacak." dedi Yade
Deniz kardeşinin avuç içinden öperek konuştu.
"Tamam şimdi geleceğim Yade." dedi Deniz
Deniz, odasına gidip çantasını aldı ve dayısının odasının kapısını çaldı.
"Kim o?" diye sordu Piraye
"Benim Piraye abla girebilir miyim?" dedi Deniz
"Gel tatlım." dedi Piraye yumuşak bir sesle
Deniz dayısının odasına girdiğinde dayısının Piraye ablasının bacaklarına uzanmış yattığını gördü.
"Ben okulla gidiyorum dayı." diyerek dayısının yanağından öptü
Deniz aşağı inip beslenmesini babaannesinden aldı.
"Güle güle kuzum amcan dışarda." dedi Aysun hanım
"Bay bay." dedi Eren el sallayarak
Venüs kuyruğunu sallayarak Deniz'in arkasından bakıyordu.
"Venüs ben gelene kadar Duru'ya bak tamam mı?" dedi Deniz
Venüs iki kez havlamaya başladı. Duygu oğlunun elinden tutup konuştu.
"Hadi bakalım Deniz ağabeyini yolcu edelim oğlum." dedi Duygu
Eren paytak adımlarla annesinin takip etti. Pamir arabanın içinde bekliyordu.
"Görüşürüz." dedi Duygu
Deniz bir şey demeden arabanın içine girip kemerini bağladı.
"Nasılsın Deniz?" dedi Pamir arabayı sürerek
"İyi." dedi Deniz omuz silkerek
"Sumru ablan söylediğin şeyi hazırladı." dedi Pamir konuşmaya çalışarak
"Annem gelince amca." dedi Deniz mutsuzca
Pamir bir şey demeden on dakika sonra okullun önüne geldi.
"Geldik." diyerek arabadan inecekken Deniz
"Ben kendim giderim." diyerek çantasını sırtına aldı
Deniz sınıfına girince Gözde ve Ömer hemen Deniz'in yanına geldi.
"Deniz annen uyandı mı?" dedi Ömer
"Uyanmadı." dedi Deniz
"Kardeşin nasıl?" diye sordu Gözde
"Ağlıyor hep. Bugün sizinle konuşmasam olur mu?" dedi Deniz
Gözde ve Ömer, Deniz'in birkaç gündür üzgün olduğunu bildiği için gülümseyerek cevap verdi.
"Tamam." diyerek sıralarına geçtiler Gözde ve Ömer
Öğretmen gelince ders başladı. Deniz bütün ders boyunca başını sıraya koyup dersi dinlememeye başladı. Öğretmeni Deniz'in durumunu bildiği için bir şey demedi. Alp teneffüslerde Deniz'e bakmak için geliyordu. Deniz öğle saatinde Bahar'ın oğlu kaybolursa diye kağıtta yazdığı telefon numaralarını alıp. Montunu giyip cebine attı. Gözde ve Ömer Deniz'in montunu giyip gittiğini görünce yanına geldiler.
"Nereye Deniz?" diye sordu Gözde
"Teyzeme gideceğim." dedi Deniz
"Nasıl gideceksin ki?" dedi Ömer
"Telefon numarası var. Karşıdaki bakkaldan arayacağım. Benim gittiğimi anlarlarsa çantamı ve beslenme kutumu verirsiniz." diyerek gitti Deniz
Deniz dışarı çıkınca okulun kapısının önünde kimseyi göremeyince sağına ve soluna bakıp hemen karşıya geçti. Bakkalın içine girdi. Adam Deniz'i görünce konuştu.
"Senin okulda olman gerekmiyor mu küçük?" dedi hafif kilolu adam
Deniz yalan söylemenin kötü olduğunu biliyordu ama canı dersleri dinlemek istemiyordu. Evde kalmak istiyordu.
"Öğretmenim hasta annemle babamda çalışıyor. Telefonunuzla teyzemi araya bilir miyim amca?" dedi Deniz burukça
"Teyzenin numarasını biliyor musun sen?" dedi adam
Deniz cebinden çıkarttığı kağıdı adama uzatıp konuştu.
"Annem bana ulaşamazsan diye teyzemin numarasını bıraktı." dedi Deniz
"Çok iyi düşünmüş annen." dedi adam
Adam telefonundan Derya'yı arayıp Deniz'e uzattı.
"Alo kimsiniz?" dedi Derya
"Teyze benim." dedi Deniz
"Deniz neredesin sen bir tanem." dedi Derya korkuyla
"Okulumun karşısındaki bakkaldayım. Beni alır mısın?" dedi Deniz burukça
"Babanın haberi var mı? Senin okulda olman gerekiyor ama." dedi Derya
"Teyze eve gitmek istemiyorum beni al lütfen buradan." dedi Deniz yalvararak
"Tamam canım geliyorum sen yanındaki amcayı ver bakalım." dedi Derya
Deniz telefonu adama uzatarak konuştu.
"Seni istiyor teyzem." dedi Deniz
"Efendim abla." dedi adam
"Ben gelene kadar Deniz'in yanında durabilir misiniz acaba?" diye sordu Derya
"Tabi ki olur." dedi adam
"Teşekkür ederim." diyerek telefonu kapattı Derya
Yarım saat sonra Derya arabasıyla bakkalın önüne geldi. Deniz teyzesini görünce hemen yanına koşup sarıldı.
"Teyze." dedi Deniz mutlukla
"Gel canım babanın haberi var." dedi Derya
"Siz oluyorsunuz dimi teyzesi." dedi adam
"Evet, teşekkürler yanında beklediğiniz için." dedi Derya adama bakarak
"Önemli değil." dedi adam
Deniz teyzesinin arabasına bindi. Derya evdeki olan her şeyi biliyordu. Hemen arabaya binip konuştu Denizle.
"Numaramı nereden buldun kaçak." dedi Derya
"Annem koydu bize ulaşamazsan diye." dedi Deniz burukça
Derya, Deniz'in durgunluğunu görünce daha fazla bir şey demeden arabayı eve doğru sürdü. Kısa sürede eve geldiklerinde Görkem kapıyı açtı.
"Özlettin kendini Deniz." dedi Görkem gülümseyerek
"Okuldan kaçtım teyzem aldı beni." dedi Deniz burukça
Görkem konuyu değiştirmeye çalıştı.
"Aç mısın?" diye sordu Görkem
"Hayır." dedi Deniz koltuğa oturarak
"Olmaz öyle şey Güneş'e çorba yapmıştım şimdi sana da bir tabak vereceğim." dedi Derya gülümseyerek
"Tamam." dedi Deniz mutsuzca
"Hadi o zaman ellerini yıka gel sen." dedi Derya
Deniz ellerini yıkamaya gidince Derya tabağa çorbayı koydu. Deniz gelince yemeye başladı.
"Yemekten sonra maket yapalım mı yine?" dedi Görkem, Deniz'i mutlu etmek için
"Hayır uykum geliyor." dedi Deniz
"Uyumadın mı sen canım." dedi Derya
"Hayır, evde herkes mutsuz. Duru da korkmasın diye bütün gün yanındaydım." dedi Deniz burukça
"Tamam canım Görkem ağabeyinin odasında uyuya bilirsin." dedi Derya şefkatle
Deniz yemeğini bitirince Görkem'in odasına gitti.
"Anne ben Deniz'in halini hiç iyi görmüyorum." dedi Görkem üzgünce
"Bende oğlum bir ağlasa rahatlayacak ama." dedi Derya
Derya bir saat sonra uyuyan kızına bakmak için gidecekken oğlunun odasından Deniz'in ağlama sesinin geldiğini gördü. Hemen yatağının yanına oturdu. Deniz ağlayarak teyzesine sarıldı.
"Teyze ben annemi özledim." dedi Deniz ağlayarak
"Tamam canım ben buradayım." diyerek Deniz'in saçlarından okşadı Derya
"Beni hastaneye götürür müsün lütfen teyze. Çok özledim annemi babamda eve gelmiyor." dedi Deniz hem ağlayıp hem de yalvararak
Derya daha fazla Deniz'in ağlamasına dayanamayıp konuştu.
"Tamam canım sen hazırlan ben seni götüreceğim." dedi Derya
Deniz gözyaşları silerek odadan çıktı Derya peşinden geldi. Görkem annesinin hazırlanıp montunu giyindiğini görünce konuştu.
"Anne nereye gidiyorsunuz?" diye sordu Görkem
"Hastaneye oğlum sen kardeşine bak." dedi Derya üzgünce
Görkem yanında duran Deniz'e baktı. Deniz'in ağladığını görünce başını sallayıp konuştu.
"Tamam, ağlama bakalım sende Deniz. Senin bu hallerine alışkın değilim ben." dedi Görkem gülümseyerek
Deniz bir şey demeden arabanın içine girdi. Derya da gelince yarım saat sonra hastanenin içine girdiler.
"Denizcim anneni öyle görünce korkmak yok tamam mı canım?" dedi Derya
"Ben annemden korkmam teyze." dedi Deniz burukça
Selim, kafeteryaya inmek için aşağı iniyordu ki Deniz ve yanında tanımadığı kadını gördü. Hemen yolunu değiştirip o tarafa doğru gitti.
"Deniz." dedi Selim çocuğa bakarak
"Selim ağabey." dedi Deniz
"Ben Deniz'in teyzesiyim annesinin yanına gitmek istiyor." dedi Derya
"Beni anneme götür lütfen Selim ağabey." dedi Deniz yalvararak
"Babanın haberi var mı Deniz buraya geldiğinden acaba." dedi Selim
"Babam eve gelmiyor ki Selim ağabey. Anneme götür diyorum götürmüyor." dedi Deniz ağlayarak
"Tamam tamam ağlamak yok. Üçüncü katta baban annenin yanında ben size eşlik edeyim." dedi Selim gülmeye çalışarak
"Teşekkür ederiz." Derya
Selim asansörle Derya ve Deniz'i üst katta çıkardı. Deniz babasını görünce bağırarak yanına gitti.
"Baba." dedi Deniz
Barış oğlunun koşarak gelip kendisine sarıldığında karşılık verdi.
"Senin ne işin var burada oğlum." dedi Barış
"Deniz çok ağladı için getirdim Barış." dedi Derya üzgünce
"Annemi göster bana baba çok özledim annemi." dedi Deniz
"Tamam ağlama gel bakalım." dedi Barış
Barış oğlunu kucağına alıp yoğun bakımda yatan Bahar'ı gösterdi.
Deniz minik elini yoğun bakımın camına koyup konuştu.
"Annecim uyuyan artık. Ben seni çok özledim. Duru da hep seni istiyor. Ben hırkanı veriyorum. Çünkü senin gibi kokuyor. Ama sen gel. Kardeşim ve ben seni çok özledik. Dayımın da sana ihtiyacı var." dedi Deniz gözyaşlarını akıtarak
Bahar'ın Rüyası
Bahar üzerindeki beyaz elbiseyle ormanda nereye gittiğini bilmeden koşuyordu. Karşısına annesi ve babası çıktı.
"Anne baba." dedi Bahar özlemle
"Güzel kızım." dedi babası
Bahar annesine bakarken karşına yedi yaşındaki Bahar kucağında yeni doğmuş kardeşi Deniz çıktı.
"Annecim senin buraya gelmen için daha zaman." dedi annesi
"Ama ben sizi çok özledim anne." dedi Bahar annesinin yanına gelmeye çalışarak
Bahar önüne baktığında Barış, oğlu, kızı ve kardeşini gördü.
"Bahar lütfen yanımızda ol. Ben sensiz eve adım atamıyorum." dedi Barış
"Anne ben seni çok özledim. Duru çok ağlıyor. Dayım hiç konuşmuyor. Sana söz vermiştim. Ağlamayacağım diye ama artık dayanamıyorum." dedi Deniz üzgünce
Bahar kardeşine baktı dilli lal olmuş şekilde kendisine bakıyordu. Annesinin sesiyle arkasına baktı.
"Hadi anneciğim ailenin yanına git. Bırak biz seni ve kardeşini böyle hatırlayalım." dedi annesi
"Kardeşinin sana ihtiyacı var kızım. Annen kardeşini sana emanet etti. Bırakamazsın onları." dedi babası
(Burada Bahar'ın rüyası biter.)
Bahar'ın yoğun bakımın içindeki makineden ses gelince. Barış hemen kucağından oğlunu indirip Derya'ya verir.
"Teyzenin yanına git Deniz." dedi Barış
"Anne anneme ne oluyor baba." dedi Deniz bağırarak
Derya, Deniz'i yanına çekerek zor sakinleştirmeye çalıştırdı. Selim hemen doktor Sevim'e telefondan haber verdi. Sevim ve Selim içeri girdi. On dakika sonra çıktılar içeriden.
"Bir şey söyleyin çabuk Bahar'ım iyi mi?" dedi Barış bağırarak
Sevim ve Selim ne diyeceklerini bilemeden sıkıntılı bir şekilde Barış'a bakıp konuştu...
Hadi bakalım en heyecanlı yerinde bitirdim. Bu uzun bölüm hayrına bol vote ve yorum istiyorum. Benim tatlı okuyucularım.
Medyada: Doktor Sevim
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top