40. BÖLÜM

         3  AY  SONRA

Bu üç ay içerisinde Deniz'in okullu on beş tatille girmişti. Bahar'ın doğumuna da bir ay kalmıştı. Burcu'nun ise nerdeyse bir hafta kalmıştı. Alp de sonunda hayalini kurduğu resim sergisini dün açmıştı. Bahar şuan Barış ve Venüs ile birlikte sahilde yürüyüş yapıyordu.

"Oğlumu özledim ben Barış." dedi Bahar dudağını büzerek

"Ben hiç özlemedim Bahar kendisi dün Derya teyzesinde kalmak istediği için bizi sattı." dedi Barış

"Ne zamandır görüşmüyorlardı ama." dedi Bahar

"Teyzesinden çok Görkem ağabeysiyle eğlendiği için oraya gidiyor." dedi Barış

"Yorulduk biz Barış." dedi Bahar gülümseyerek

"Gel oturalım şuraya." dedi Barış bankı göstererek

Barış, Bahar'ın elinden tutup banka oturttu. Venüs de peşlerinden geldi. Bahar tam konuşacakken telefonu çaldı. Derya görüntülü bir şekilde arıyordu.

"Derya arıyor görüntülü ama kesin Deniz aratmıştır." dedi Bahar

"Aç bakalım ne isteyecek Deniz bey." dedi Barış

Bahar gülümseyerek telefonunu cebinden çıkartıp açtı. Oğlunun neşeli sessi kulağına geldi.

"Efendim Derya." dedi Bahar

"Anne teyzem değil oğlun Deniz unutmadın dimi beni." dedi Deniz

"Deniz kimdi Barış sen hatırlıyor musun?" dedi Bahar şaka yaparak

"Hatırlamıyorum bizim bir oğlumuz mu vardı." dedi Barış

"Teyze beni unutmuşlar." dedi Deniz, Derya'ya bakarak

"Bahar çocuğun yüreğine indireceksiniz şimdi." dedi Derya gülerek

"Anneciğim biz seni niye unutalım." Bahar gülümseyerek

"İlk defa sizden ayrı uyuduğum için anne." dedi Deniz dudağını büzerek

"Teyzeni üzmedin dimi sen oğlum." dedi Bahar

"Üzmedi merak etme Bahar ama Deniz'in sana söylemek istediği bir şey varmış." dedi Derya gülümseyerek

"Ne söyleyeceksin annecim." dedi Bahar merakla

"Kek yapıyorum ben size yemek için gelir misiniz?" diye sordu Deniz

"Bilmem gidelim mi sence Barış." dedi Bahar

"Gidelim bence hayatım hem Deniz bey dün teyzesiyle yaşadığı maceraları anlatır belki bize." dedi Barış gülümseyerek

"Yaşasın." dedi Deniz sevinçle

"Bekliyorum o zaman ben sizi." dedi Derya

Bahar telefonu kapatıp Barış'a doğru bakarak konuştu.

"Önce Venüs'ü bir eve bırakalım hayatım." dedi Bahar

"Tamam canım hem uzak olduğu için arabayı alırız evden." dedi Barış

Barış, Venüs'ün tasmasından tutup on beş dakika içinde eve geldiler. Kapıyı Deniz açtı.

"Yürüyüşünüz nasıl geçti abla." dedi Deniz

"Çok iyi geçti ablacım şimdi Venüs'ü buraya bırakıp. Deniz teyzesiyle birlikte kek yapmış bizi çağırıyor oraya gideceğiz. Sonrada Deniz'i alıp geliriz." dedi Bahar gülümseyerek

"Deniz'i özledim bende o yokken ev çok sessiz." dedi Deniz

"Aynen öyle ablacım." dedi Bahar gülümseyerek

Bahar odasına gidip üstünü değiştirdi Barış da arabanın anahtarını aldıktan sonra arabaya binip yarım saatlik yolculukla Derya'nın evinin oraya doğru geldiler. Kapıyı çaldılar ve Deniz'in açtığını gördüler.

"Annem geldi." dedi ve koşarak Bahar'a sarıldı

"Yavaş oğlum yavaş." dedi Barış

"Kardeşimi mi ezdim baba." dedi Deniz burukça

"Yok annecim." dedi Bahar

"Hadi içeri girin." dedi Derya

Bahar ve Barış içeri koltuğa oturdular. Deniz de ortalarına oturup Bahar'a sarıldı.

"Çok özlemiş seni." dedi Barış

"Yormadı seni dimi Derya." dedi Bahar

"Yok Bahar çok eğlendik biz Denizle dimi." dedi Derya gülümseyerek

"Evet anne." dedi Deniz gülümseyerek

"Denizcim ben yaptığımız keki getirirken sende annene anlatırsın neler yaptığımızı." dedi Derya

Tam o sırada odadan Görkem'in geldiğini gördüler.

"Hoş geldiniz kusura bakmayın Güneş'i uyutmaya götürmüştüm. Kapıyı duymadım." dedi Görkem

"Önemli değil canım." dedi Bahar

"Anne biz teyzemle çok eğlendik Güneş'e ve bana elma fidanı aldı burada da saksı vardı ektik eve götüreceğim." dedi Deniz

Derya kekleri getirince Bahar ve Barış yemeye başladı.

"Teşekkür ettin mi teyzene annecim." dedi Bahar

"Ettim tabi anne sonrada teyzem Güneş'i okula götürürken. Bizde Görkem ağabey ve Irmak ablayla oyun salonuna gittik. Görkem ağabey bana Irmak ablaya oyun salonundan  oyuncak kazandı Görkem ağabey nasıl yaptığını anlamadığını halen anlamadım çok zor." dedi Deniz yüzünü buruşturarak

"Ben sana anlattım ya kolay  noktasını." dedi Görkem gülerek

"Ama ben anlamadım Görkem ağabey." dedi Deniz

"Bakıyorum on beş tatillin çok güzel geçmiş burada." dedi Barış

"Birde dondurma yedik merak ama su içtim üzerine." dedi Deniz

"Kışın ortasında dondurma yediklerinden şimdi haberim oluyor benim." dedi Derya kızarak

"Yaktın bizi Deniz." dedi Görkem

"Teyze Görkem ağabeye kızma ben istedim." dedi Deniz

"Tamam bir şey demiyorum ama bir daha olmasın lütfen." dedi Derya gülümseyerek

"Kek için teşekkür ederiz." dedi Bahar

"Hadi oğlum sende eşyalarını topla gidelim." dedi Barış

"Tamam." dedi Deniz

"Ben sana yardım edeyim Deniz." dedi Görkem

Görkem ve Deniz odaya doğru gitti. Derya da ayağa kalkıp konuştu.

"Bir dakika bekler misiniz?" dedi Derya

Derya odasına gidip elinde poşetle geldi.

"Bunu da Duru'ya aldım." dedi Derya gülümseyerek

Bahar poşetteki hediye paketini açtığında kırmızı beyaz kareli yaka kısmında kiraz resimli elbise çıktı.

"Çok güzel bu Derya teşekkür ederim. Büyünce kızıma mutlaka giydireceğim" dedi Bahar gülümseyerek

"Sağlıkla gelsin Duru bebek." dedi Derya

"Sağ ol." dedi Barış

Deniz, Görkemle birlikte içeri doğru geldi.

"Anne kardeşime mi almış teyzem." dedi Deniz

"Evet annecim." dedi Bahar

Deniz teyzesi ve Görkem ağabeysiyle vedalaştıktan sonra elma fidanını da alıp arabaya doğru bindi. Kısa sürede eve doğru geldiler.

"Hadi oğlum gir bakalım eve." dedi Barış

"Bir Burcu'ya uğrayalım mı Barış." dedi Bahar

"Ben eve gitmek istiyorum anne." dedi Deniz

"Tamam annecim dayın evde. Sen eve git o zaman." dedi Bahar

"Tamam Bahar tamam gidelim." dedi Barış bıkınca

Deniz eve doğru girdi Bahar ve Barış da Burcu'ya doğru gitti. Kapıyı Alp açtı.

"Hoş geldiniz." dedi Alp

"Hoş bulduk Alp hoş bulduk." dedi Barış

Bahar hemen kendini koltuğa attı ve oturdu. Burcu yerde oturup  bağdaş kurmuş bir şekildeydi Barış'ı görünce konuştu.

"Ağabey hoş geldin sende Bahar abla." dedi Burcu

"Ne yapıyorsun kız sen orda." dedi Barış gülerek

"Egzersiz yapıyorum ağabey benimkiler haftaya gelecek ya doğuma hazırlanıyorum. Bahar abla  bence sende yapmalısın. Çok iyi geliyor." dedi Burcu

"Bu gidişle ters bir hareket yapıp erken doğuracaksın Burcu." dedi Alp

"Of ya bir egzersiz yaptırmadın zaten. Kaldır beni." diyerek elini uzattı Burcu

Alp, Burcu'nun kalkmasına yardım etti. Barış kızdırarak konuştu.

"Daha kalkamıyor birde egzersiz yapıyor." dedi Barış

"Ağabey beni sinir etme." dedi Burcu kızarak

"Barış var ya bana da böyle yaparsan seni eve almam." dedi Bahar

"Ben zaten alışkınım beni eve almamana Bahar." dedi Barış

Burcu kalkıp Bahar'ın yanına doğru geldi ve oturdu.

"Kadın dayanışması yapıyoruz biz ağabeyciğim." dedi Bahar

"Yapın bakalım yapın." dedi Barış

"Alp biz çantayı ve pusetleri bagaja koyduk dimi." dedi Burcu

"Ne çantası ne pusetlerinden bahsediyorsunuz." dedi Bahar

"Burcu hanım çok yediği için iki gün önce gaz sıkışması yaşayıp doktora gittik. Erken doğum riski olduğu içinde annem sabah geldi. Doğum çantasını hazırladık ve pusetleri arabanın bagajına koyduk. Ne zaman geleceği belli değil bizim ikizlerin." dedi Alp

"Bize niye söylemiyorsun Burcu." dedi Barış kızarak

"Telaş etmeyin diye olabilir mi ağabey." dedi Burcu göz devirerek

Barış tam konuşacakken Burcu'nun telefonu çaldı. Alp alıp Burcu'ya doğru verdi.

"Annen arıyor." dedi Burcu

Burcu telefonu alıp konuşmaya başladı.

"Efendim annecim." dedi Burcu

"Burcu ne yapıyorsun kızım. Yormuyorsun dimi kendini." dedi Aysun hanım

"Ağabeyler burada hiç hareket etmiyorum. Öylece yerimde duruyorum." dedi bıkınca

"İyi tamam akşam ablanlar gelecek senin doğumuna kadar kalacaklarmış." dedi Aysun hanım

"Gerçekten mi?" dedi Burcu mutlukla

"Evet kızım yarın sabah kahvaltıya gelebilir misin?" dedi Aysun hanım

"Gelebilirim annecim hasta değilim sadece hamileyim ya." dedi Burcu sinirlenerek

"Ağabeyin ordaysa onlara da söylesene Bahar'ı da arayacaktım zaten." dedi Aysun hanım

Burcu, Barış ve Bahar'a bakarak söyledi. Bahar da tamam dedi ve telefonu kapattı.

"Senin için sorun yok dimi Alp." dedi Burcu

"Yok canım." dedi Alp

Kaju mama tasındaki kuru mamalarını döke döke geliyordu.

"Kaju ne yapıyorsun ya." dedi Burcu kızarak

Kaju umursamadan yaptığı işe devam ediyordu.

"Ben hallederim şimdi Burcu sinirlenme." dedi Alp

"Barış hadi bizde gidelim." dedi Bahar

"Tamam canım." dedi Barış

Bahar ve Barış eve doğru gitti. Kapıyı elli, yüzü unlu bir şekilde Deniz açtı.

"Annecim bu halin ne senin." dedi Bahar gülerek

"Kurabiye yapıyoruz dayımla anne." dedi Deniz gülümseyerek

"Sen aşçılığa mı merak saldın oğlum önce teyzenle kek yapmışsın şimdide kurabiye yapıyorsun." dedi Barış

"Duru'ya yapıyorum ben baba." dedi Deniz

"Abla tutturdu ben kardeşime kurabiye yapacağım diye bende yapması için izin verdim." diye bağırdı Deniz

"Tamam ablacım sorun değil Deniz bey beni yüz kilo yapmak istiyor." dedi Bahar burukça

"Sen her halinle güzelsin annecim." diyerek dayısının yanına gitti Deniz

"Barış keşke biraz senden duysam bu lafları." dedi Bahar gülerek

"Kötü bir şey yapmazsa böyle şeyler demez Bahar." dedi Barış

"Suç atma oğluma." dedi Bahar kızarak

Bahar yorgunluktan koltuğa oturdu. Barış da yanına geldi ve Bahar'ın karnını açtı.

"Benim kızım ne yapıyor bakalım içeride." dedi Barış gülümseyerek

"Horon tepiyor senin kızın annesinin karnında hayatım." dedi Bahar

Barış elini Bahar'ın karnına koydu kızının tekmesiyle sıçradı.

"Çok kötü vurdu Bahar." dedi Barış gözlerini büyüterek

"Hissediyorum hayatım." dedi Bahar

Deniz elini yıkayıp dayısıyla birlikte Barış ve Bahar'ın yanına geldi.

"Off ya!" dedi Deniz sıkıntıyla

"Ne oldu oğlum." dedi Barış gülerek

Deniz koltuğa çıktı ve bağdaş kurup ellerini yüzüne koyarak konuştu.

"Dertliyim baba." dedi Deniz burukça

"Ne derdin varmış senim oğlum." dedi Bahar gülerek

"Ben biliyorum onun derdini." dedi Deniz ablasına bakarak

"Kardeşimin gelmesine daha bir ay var. O zaman okullar açılacak ben bakamayacağım kardeşime." dedi Deniz üzgünce

"Eee kimse bir Alp ağabeyin değil oğlum." dedi Barış

"Alp ne alaka Barış." dedi Bahar, Barış'a bakarak

"Ondan şanslısı yok Bahar hem ikiz çocukları olacak hem Burcu'nun doğumuna bir hafta kaldı okullar açılmadan ikizlerle vakit geçirmeye zamanı olacak." dedi Barış

"Ama bebekler doğduklarında bakımları zor olacak ağlaması, altına yapması huysuzlukları. Birde kızda iki tane var ya." dedi Bahar

"Doğru bizim bu Denizden biliyoruz." dedi Barış

"Ben yaramaz mıydım anne." dedi Deniz dudağını büzerek

"Yok annecim baban abartıyor." dedi Bahar

"Hiç değildin oğlum annenle beni bir türlü yalnız bırakmıyordun." dedi Barış

"Neyse Barış şimdi eski konuları açma. Annecim sana güzel bir haberimiz var." dedi Bahar

"Ney anne?" diye sordu Deniz merakla

"Duygu halanlar geliyor akşam babaannenlere yarın sabah da kahvaltıya gidiyoruz." dedi Bahar gülümseyerek

"Yaşasın." dedi Deniz sevinçle

"Abla ben yarın gelemeyeceğim işim var." dedi Deniz

"Dayı senin işin niye on beş tatille girmiyor." dedi Deniz

"Oğlum çalışana tatil olmaz." dedi Barış gülerek

"Aynen baban haklı dayıcım hem benim çekmem gereken bir sürü fotoğraf var." dedi Deniz

"Venüs gelecek mi peki." diye sordu Deniz

Venüs ismini duymasıyla yanlarına doğru geldi.

"Oldu oğlum Burcu halanda Kaju'yu getirirse babaannen iyice çıldırır." dedi Barış

"Ama baba Fındık'ın sahibini buldular. Eren, Venüs'ü ister." dedi Deniz

"Tamam oğlum Venüs de gelsin." dedi Bahar

"Dayı kurabiye yanacak kokuyor." dedi Deniz gülümseyerek

"Koş dayıcım." dedi Deniz

Deniz yeğeniyle birlikte fırının yanına gitti. Bezle sıcak tepsiyi alıp mermere koydu.

"Soğusun burada dayı." dedi Deniz

"Tamam gel bakalım küçük aşçı." diyerek kucağına aldı Deniz'i

"Acıktınız mı?" diye sordu Bahar

"Ne var ki yemekte." dedi Barış

"Pizza söyleyelim anne lütfen." dedi Deniz ısrar ederek

"Deniz iyi alıştın sen dışarıdan yemek söylemeye dolapta ne güzel yemek var." dedi Bahar kızarak

"Yok aslında abla." dedi Deniz başını kaşıyarak

"Ne demek bu ablacım." dedi Bahar gözlerini devirerek

"Öğlen ben acıkmıştım da yedim bütün yemekleri." dedi Deniz

"Hepsini mi?" dedi Bahar kardeşine bakarak

"Evet." dedi Deniz gülümseyerek

"O zaman pizza söylüyoruz." dedi Barış

"Tamam peki öyle olsun ama bu son artık." dedi Bahar

"Yaşasın." dedi Deniz sevinçle

Barış telefonunu alıp pizzacıyı aradı yarım saat sonra pizzalar geldi ve sofrayı kurup yemeye başladılar. Yemek işi bitince mutfağı topladılar. Deniz maket oyuncağını getirip masaya koydu.

"Bu ne oğlum." dedi Bahar gülümseyerek

"Görkem ağabeyim verdi anne araba maketti." dedi Deniz

"Görkem'in bütün maketlerini alıyorsun bakıyorum oğlum." dedi Barış

"Baba ben istemiyorum kendisi veriyor." dedi Deniz

Deniz, yeğeniyle beraber yaptığı kurabiyeleri tabağa koydu yanına da meyve suyu koyarak getirdi.

"Afiyet olsun." dedi Deniz

"Bakalım nasıl olmuş tadı kurabiyelerin." dedi Bahar ağızına atarak

"Nasıl olmuş anne Duru beğendi mi?" diye sordu Deniz

"Duru çok beğendi annecim ağabeyim hep yapsın diyor." dedi Bahar gülümseyerek

"Hep yapamam Duru annemin karnından çık. Büyüyüp kendin yap." dedi Deniz

"Ay oğlum ya beni güldürme." dedi Bahar kahkaha atarak

"Niye?" diye sordu Deniz merakla

"Çünkü oğlum kardeşin anneni tekmeliyor sonra." dedi Barış

"Yaramaz Duru." dedi Deniz kızarak

Deniz araba maketini yaptıktan sonra odasına götürdü ve içeri gelip Bahar'ın bacağına yattı. Bahar da oğlunun saçlarını okşadı. Deniz'in gözleri kapanmaya başladı.

"Uyuttun çocuğu Bahar." dedi Barış

"Zaten çok yorulmuştu bugün." dedi Bahar

"Odasına götüreyim ben." dedi Deniz

Deniz yeğenini kucağına alıp odasına götürüp yatağına yatırdı. Bahar ve Barış da içeriyi toplayıp odalarına doğru gidip uyudu. Sabah dokuz buçukta Bahar kalkıp rahat bir elbise giyindi. Yatakta yatan Barış'ı uyandırdı.

"Hadi uykucu uyan annene gideceğiz." dedi Bahar

"Of Bahar ya daha çok erken." dedi Barış

"Barış saat dokuz buçuk ben Deniz'i uyandırana kadar sende giyinip aşağı iniyorsun hadi." diyerek gitti Bahar

Bahar oğlunun odasına gitti. Dolaptan oğluna kazak ve kot pantolon çıkardı. Yatağında yatan Deniz'in saçlarından okşayıp uyandırmaya çalıştı.

"Beş dakika daha anne." dedi Deniz arkasına dönerek

"Olmaz annecim babaannenlere geç kalacağız yoksa kıyafetlerini çıkardım ben aşağıda bekliyorum seni." dedi Bahar

"Of ya tamam." diyerek kalktı Deniz

Bahar karnını tutarak aşağı doğru indi. Kardeşi mutfakta kahvaltı yapıyordu.

"Günaydın ablacım." dedi Bahar gülümseyerek

"Günaydın abla siz gideceksiniz diye bende kendime tost yaptım. Venüs'ün mamasını da verdim." dedi Deniz

"Teşekkürler ablacım." dedi Bahar gülümseyerek

Deniz hızlıca merdivenlerden inerken ayağa takılıp düşecekken Barış oğlunu yakalayıp kucağına aldı.

"Yakaladım seni." dedi Barış

"Deniz ben sana kaç defa dedim oğlum merdivenlerden yavaş in." dedi Bahar uyararak

"Özür dilerim anne." dedi Deniz burukça

"Tamam dikkat et bundan sonra ama." dedi Bahar

Deniz babasının kucağından inip annesinin yanına geldi.

"Hadi gidelim anne." diyerek elinden tuttu

"Ablacım biz gidiyoruz dikkat et kendine." dedi Bahar

"Tamam abla." dedi Deniz

Venüs'ü de alıp arabaya bindiler. Kısa sürede geldiler. Burcu dışarda koltukta oturuyordu.

"Ağabeyimler geldi sonunda." dedi Burcu

Eren, Venüs'ü görünce hemen peşinden gitti.

"Geç mi kaldık?" dedi Bahar

"Yok kızım erken daha." dedi Aysun hanım

Deniz, Duygu'yu görünce koşarak sarılmaya gitti.

"Duygu hala seni çok özledim." dedi Deniz

"Bende bir tanem." dedi Duygu sarılarak

"Amcam nerede?" diye sordu Deniz

"Kajuyla ilgileniyor Deniz." dedi Ela gülerek

"Kızım sen otur hamilesin ayakta kaldın." dedi Asaf bey

"Yardım etseydim." dedi Bahar

"Yok biz yaparız Duyguyla." dedi Aysun hanım

Bahar bir şey demeden Burcu'nun yanına oturdu. Eren, Venüs'ün peşinden koşarken Burcu ve Bahar'ın ortasında durdu.

"Gel tavşanım ama artık kucağıma." dedi Burcu dudağını büzerek

Eren bir Bahar'a bir Burcu'ya baktı ve ağlayarak Mert'in bacağına doğru sarıldı.

"Ne oldu ya niye ağladı şimdi." diye sordu Bahar

"Sizin o koca göbeklerinizden korkuyor." dedi Mert oğlunu kucağına alarak

Eren kafasını Mert'in boynuna koydu. Pamir kucağında Kajuyla birlikte geldi.

"Bir daha bana bu köpeğinizi vermeyin yıkamıyacağım." diyerek yere bıraktı Pamir

"Kaju ne yaptı ki." dedi Deniz merakla

"Yağmur yağmıştı çamura bastı her yeri çamur oldu." dedi Ela

"Yaramaz." dedi Deniz gülerek

"Teyze sizin bebeklerin ismi neydi unuttum." dedi Ela

"Derin Yaz ve Doruk Efe canım." dedi Burcu gülümseyerek

"Ama kışın doğacak kış olsaydı keşke ismi." dedi Ela

"Alp senin yüzünden böyle kötü  esprilere maruz kalacak kızımız." dedi Burcu

"Ben ne yaptım ya." dedi Alp

"Hadi kahvaltı hazır." dedi Aysun hanım

Mert kucağında uyuyan oğlunu Duyguya doğru verdi.

"Uyumuş hayatım." dedi Mert

"Tamam ben odaya götürüp geliyorum." diyerek gitti Duygu

Barış, Bahar'ın elinden tutup kaldırdı. Alp de Burcu'nun elinden tutup kaldırdı. Duygu da oğlunu yatırıp geldi ve kahvaltıyı yapmaya başladılar. Kısa sürede kahvaltıyı bitirip topladılar. Alp, Burcu da değişiklik olduğunu anladı ve konuştu.

"İyi misin sen?" dedi yanına gelerek

"Evet." dedi Burcu dişini sıkarak

"Ablacım gel  seni bir banyoya götüreyim." dedi Duygu elinden tutarak

Burcu ablasının elinden tutarak banyoya doğru geldi. Duygu dışarıda beklerken Burcu da banyoda yüzünü yıkadı. Tam çıkarken karnına şiddetli bir sancı girdi. Karnını tutarak konuştu.

"Şimdi gelmeyin sakın lütfen daha çok erken." dedi Burcu zor ayakta durarak

Kapıyı açtığında Duygu korkarak kardeşine baktı.

"Burcu sen iyi değilsin ablacım doktora gitmemiz gerekiyor." dedi Duygu endişeyle

"Hayır abla şimdi geçer." dedi Burcu ablasının koluna girerek

"Çok inatçısın Burcu." dedi Duygu gözlerini devirerek

Duygu kardeşini sıkıca tutarak dışarı götürdü.

"Geldiler sonunda." dedi Barış

Burcu karnına giren şiddetli sancıyla ayakta zor duruyordu.

"Anne." diye bağırdı Ela

"Efendim kızım." dedi Duygu

"Burcu halam altına yapıyor." dedi Ela bağırarak

Ela'nın demesiyle herkes Burcu'ya doğru baktı.

"Galiba ikizler geliyor." dedi Burcu

Burcu şiddetle bağırınca herkes yanına doğru koştu...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top