37. BÖLÜM
Alp, Burcu'yu öyle görünce korkudan ne yapacağını şaşırdı. Selim imdadına yetişti.
"Şimdi böyle durma zamanı değil Alp. Hadi kendine gel ve hastaneye gidiyoruz." dedi Selim
Bahar çocuklara bakarak konuştu.
"Yade sen çocukları bizim eve götür." dedi Bahar
"Korkuyorum." dedi Sude ağlayarak
"Hadi gel sen Sude." diyerek götürdü Yade
Burcu acıyla Barış'a doğru bakarak konuştu.
"Ağabey biliyorum kötü bir şey olacak lütfen ablamı ara." dedi Burcu gözyaşları içinde
"Tamam ağlama güzelim sen korkma." dedi Barış
"Barış hadi kendine gel bizim arabayla takip edelim." dedi Bahar
Alp hızlıca Burcu'yu kucağına alıp arabanın arkasına yatırdı. Kendisi de dizini Burcu'nun kafasına koydu.
"Doktorunuz kimdi?" diye sordu Selim arabayı kullanırken
"Sevim hanım." dedi Alp
"Tamam ben şimdi Sevim'i arıyorum. O bugün hastanede olacaktı." dedi Selim
Selim telefonda konuşurken Burcu ağlayarak sayıklıyordu.
"Ben bir daha bebek kaybetmek istemiyorum, istemiyorum." diyerek ağlıyordu
Alp dizinde yatan Burcu'nun saçlarını okşayarak konuştu.
"Olmayacak merak etme." dedi Alp ağlayarak
Kısa sürede hastaneye geldiler. Alp, Burcu'yu kucağına alıp Sedyeye yatırdı. Doktor Sevim de yanlarına geldi.
"Selim ne zamandan beri kanaması var." diye sordu Sevim
"Yarım saat önce oldu." dedi Selim
"Tamam önce odaya gidip üstünü değiştirip önlük giydirelim." dedi Sevim
"Bebeklerime bir şey olmasın ne olur." dedi Burcu
"Tamam Burcu sakin ol sen." dedi Sevim
Burcu'yu odaya doğru götürdüler. Hemşire Burcu'nun üstünü değiştirirken Bahar ve Barış da geldi.
"Burcu nasıl." dedi Barış sakin kalmaya çalışarak
"Bilmiyorum." dedi Alp eliyle gözyaşını silerek
"Tamam sen otur biraz." dedi Bahar
"Ben annemi aramayı unuttum Sude'yi alsın." diyerek gitti Alp
"Barış sen anne haber verdin mi?" diye sordu Bahar
"Aradım ben birazdan burada olur." dedi Barış
Alp telefonda konuştuktan sonra Burcu'nun yanına girdi. On dakika sonrada Aysun hanım koşarak geldi.
"Barış kardeşin nerede." dedi Aysun hanım telaşla
"Odaya soktu doktor anne." dedi Barış
Biraz sonra doktor odadan çıktı ve konuştu.
"Şimdilik içeri girebilirsiniz. Birazdan NST'ye sokacağız Burcu'yu." dedi doktor Sevim
Herkes odaya doğru girdi. Aysun hanım hemen kızının yanına doğru geldi.
"Ben sizi yalnız bırakayım." diyerek gitti Alp
"Burcu kızım." dedi Aysun hanım saçlarından okşayarak
Burcu yatakta yatmış ve koluna serum takılmıştı.
"Anne ben çok korkuyorum." dedi Burcu ağlayarak
"Korkma ağabeyciğim buradayız biz." dedi Barış
"Ağabey ablamı aradın mı?" dedi Burcu
"Kızım ablanı oradan getirmeyelim şimdi." dedi Aysun hanım
"Ağabey lütfen." dedi Burcu yalvararak
"Yoldayken aradık Burcu." dedi Bahar
"Geliyor mu?" diye sordu Burcu
"Söyledim gelmene gerek yok diye ama dinlemedi beni ilk uçakla gelecekmiş." dedi Barış
"Teşekkür ederim." dedi Burcu
Kapının açılmasıyla Pamir içeri doğru geldi.
"Burcu iyi misin?" diye sordu Pamir
"Bilmiyorum." dedi Burcu
"Bana niye söylemiyorsunuz." dedi Pamir sitem ederek
"Oğlum telaştan unuttuk seni hem senin nereden haberin oldu." dedi Barış
"Aysun abla söyledi." dedi Pamir
Bahar yorulduğu için elini sırtına koyarak karnını tutmaya başladı.
"Yoruldun mu?" diye sordu Barış
"İyim ben." dedi Bahar gülümseyerek
"Kızım sen hamilesin eve git hadi biz bir şey olursa haber veririz sana." dedi Aysun hanım
"Olmaz." dedi Bahar ısrar ederek
"Kızın için git Bahar abla." dedi Burcu
"Seni götürüp geri gelirim ben." dedi Barış
"Yok sen burada kal ben taksiyle giderim." dedi Bahar
"Peki." diyerek Bahar'ı yolcu etmek için dışarı çıktı Barış
Kapının açılmasıyla doktor ve Alp geldi.
"Burası kalabalık oldu sadece babamız kalsın." dedi doktor Sevim
Aysun hanım ve Pamir odadan çıktı.
"Sevim neden böyle oldu." dedi Alp
"Muhtemelen bugün çok fazla yorulup ayakta kalmış Burcu. İkiz gebeliklerde son aylara doğru böyle durumlarda karşılaşırız." dedi Sevim
"Yaşayacak dimi bebeklerim." dedi Burcu
"Önce bir ultrasona bakıp hareketlerini ve kalp atışını dinleyelim." dedi Sevim
Soğuk jeli Burcu'nun karnına sürdü ve bebeklere doğru baktılar.
"Bak şu aşağıda duran kızınız hareketleri de iyi kalp atışları da normal oğlunuza bakalım şimdi." dedi Sevim
Alp ve Burcu gülümseyerek baktı Sevim sonra diğer bebeğe baktı ama yüzünü buruşturdu.
"Bir sorun mu var." dedi Alp
"Öncelikle sakin olun oğlunuzun hareketleri yavaş ve kalp atışları yavaş atıyor." dedi Sevim
"Bir şey olmasın ne olur bebeklere Sevim." dedi Burcu
"Burcu sakin olman gerekiyor önce iki seçenekten birini yapmanız gerekiyor. Ya oğlunuzu anne karnından alıp küvöze koyacağız. Yada iki saat sonra tekrar bakacağız oğlunuza. Uyku halinde olabilir." dedi Sevim
"Alp ben bir daha bebek kaybedemem bekleyelim lütfen." dedi Burcu
"Tamam bekleyelim canım." dedi Alp elinden tutarak
"Tamam iki saat sonra görüşürüz. Şimdi yemek getireceğiz onları ye bebeklerin hareket etmesi için." diyerek gitti Sevim
Alp, Burcu'ya doğru bakarak konuştu.
"Burcu sen ne demek istedin bir daha bebek kaybetmek istemiyorum diye." dedi Alp
"Alp konuşmak istemiyorum lütfen." dedi Burcu ağlayarak
Kapı açılınca Aysun hanım, Barış ve Pamir geldi.
"Ne dedi doktor." diye sordu Barış
"Oğlanın hareketleri yavaş ve kalp atışında sorun var. İki saat sonra tekrar bakılacak." dedi Alp üzülerek
Aysun hanım hemen kızının yanına gelip saçlarından okşayıp konuştu.
"Üzülme annem bebeklerine hiçbir şey olmayacak." dedi Aysun hanım
"Burcu sen üzülürsen bebekte üzülür yapma." dedi Pamir
"Güzelim benim yapma böyle hadi ama." dedi Barış
Burcu arkasına yaslanıp sesiz bir şekilde yatıyor konuşmuyordu. Hemşire yemek getirdiğinde yemiyordu.
"Hadi kızım biraz ye ama." dedi Aysun hanım
"Alp hadi biz çıkalım." dedi Barış
Alp kafasını sallayarak Pamir ve Barışla birlikte odadan çıktı. Aysun hanım kızıyla birlikte yalnız kaldı.
"Kızım sen yemezsen bebekte iyi olmaz bak." dedi Aysun hanım
Burcu sinirle tepsiyi yere doğru fırlatıp bağırdı.
"Çık istemiyorum çık." diye bağırdı Burcu
"Burcu sakin ol." dedi Aysun hanım ağlayarak
"Anne git lütfen." dedi Burcu bağırarak
Aysun hanım üzülerek dışarı çıktı. Barış annesinin üzüldüğünü görünce konuştu.
"Anne ne oldu?" diye sordu Barış
"Yok bir şey oğlum Burcu'nun sinirleri bozuldu sadece." dedi Aysun hanım
"Ben yanına gireyim." dedi Alp
Barış da peşinden gelecekti ki Aysun hanım durdurdu.
"İkinizde durun burada biraz yalnız kalsın." dedi Aysun hanım
Pamir, Aysun hanımın kötü olduğunu görünce elindeki su şişeni uzattı.
"Aysun abla su iç." dedi Pamir
"Teşekkür ederim oğlum." dedi Aysun hanım
Yarım saat sonra koridordan Duygu ve kucağında Erenle birlikte geldiklerini gördüler.
"Abla sen niye geldin." dedi Barış
"Barış beni bırak şimdi Burcu nerede?" dedi Duygu korkuyla
"İçerde kimseyle konuşmuyor." dedi Alp
"Tamam siz Eren'i alın ben içeri giriyorum." dedi Duygu
Duygu kucağında uyumuş oğlunu Pamir'e verip. Burcu'nun odasına girdi. Burcu ablasını görünce konuştu.
"Abla." dedi Burcu ağlayarak
"Ablam tamam yok bir şey ağlama." dedi Duygu teselli ederek
"Abla yine aynı şey olmaz dimi." dedi Burcu
"Burcu konuşma böyle önce şu döktüklerini temizlesinler ve yeni yemek getirirsin." dedi Duygu
"Abla." dedi Burcu dudağını büzerek
Duygu kardeşinin başından öperek dışarı çıktı.
"Alp hemşireye yeni yemek getirilmesini söyler misin." dedi Duygu
"Tamam." diyerek gitti Alp
"Burcu iyi mi?" diye sordu Aysun hanım
"İyi iyi siz Eren'i alıp eve gider misiniz. Dün biraz üşütmüştü hasta olmasın şimdi ben burada kalırım." dedi Duygu
"Seninle iyi olacaksa olur kızım." dedi Aysun hanım
"Barış sende eve git. Senin karında hamile." dedi Duygu
"Ama abla." dedi Barış ısrar ederek
"Hadi ablacım hadi." dedi Duygu
Aysun hanım, Barış ve Pamir eve doğru gitti. Alp de hemşireyle birlikte yemek tepsiyle geldi.
"Annemler kantinde bekliyorlar." dedi Alp
"Burcu'nun şimdi kimseyi görecek hali yok sonra gelseler olur mu Alp." diye sordu Duygu
"Tamam ben konuşurum onlarla." dedi Alp
Alp aşağı kantine doğru gitti. Duygu içeri Burcu'nun yanına girdi.
"Hadi ablacım ye biraz." diyerek Burcu'ya yemek yedirmeye başladı
"Abla arabada sayıkladığım için Alp bana sordu." dedi başını eğerek
"Sakın başını eğilmesin senin utanacak hiçbir şeyin yok senin ablam." dedi Duygu
"Söyleyeyim mi Alp'e." dedi Burcu
"Söyle ablacım Alp seni seviyorsa anlar." dedi Duygu
Alp ailesiyle birlikte içeri doğru girdi. Duygu da dışarı çıktı.
"Kızım iyi misin?" dedi Aylin hanım
"Şimdi daha iyiyim Aylin anne." dedi Burcu gülümseyerek
"Korkuttun bizi gelin hanım." dedi Mustafa bey
"Baba lütfen." dedi Alp uyararak
"Sude nasıl korkmuştur şimdi o." dedi Burcu
"Sen merak etme onu annesi aldı onu bu arada ağabeyinde gelecekti ama son anda bir uçuşu çıktı." dedi Aylin hanım
"Ben onunla sonra konuşurum." dedi Alp
"Hadi biz gidelim sen biraz uyu kızım." dedi Mustafa bey
Alp ailesini yolcu etti. Duygu içeri girdi.
"Hadi ablacım şimdi konuş kocanla." dedi Duygu
"Tamam." dedi Burcu üzülerek
Alp içeri girince Duygu, Alp'ın yanına gelip konuştu.
"Sizi yalnız bırakayım." diyerek gitti Duygu
"Üzülmüyorsun dimi artık." dedi Alp gülümseyerek
"Sana bir şey anlatsam bana inanır mısın?" dedi Burcu burukça
"Sen ne dersen ben inanırım sana canımın içi." dedi Alp ellerinden öperek
"Sen sordun ya bana bir daha bebek kaybedemem diye sayıkladığım için." dedi Burcu susarak
"Söylemek istemiyorsan zorlama kendini." dedi Alp gülümseyerek
"Hayır, şimdi anlatmazsam bir daha kendimde bu gücü bulamam." dedi Burcu burukça
Burcu yastığını düzelterek arkasına yaslandı ve o kötü günü anlatmaya başladı.
8 Yıl Önce
Burcu dün akşam evde olan gerginlikten kurtulmak için ablasına gelmişti. Ablası eniştesinin işi yüzden Muğla'ya taşınacaklarını daha babasına söylememişlerdi. İki ay önce hayatının kabusunu yaşamıştı. Kimseye de söylemiyordu. Okula da gitmek istemiyordu artık. Duygu bir yaşındaki kızı Ela'yı uyutup battaniyeyi üzerine kadar çekmiş kardeşinin yanına geldi.
"Şimdi sıra sende anlat akşamın köründe evden kaçıp niye geldin buraya." dedi Duygu kardeşine bakarak
"Gelemez miyim ablamın evine." dedi Burcu burukça
"Gelebilirsin tatbiki tatlımda ama bazı kuşlar iki haftadır okula gitmediğini söylüyor." dedi Duygu
"Canım istemedi abla." dedi Burcu
"Burcu bir sorun mu hayatım. Senin hayalin değil miydi okulunu bitirip Üniversitesinde de konservatuar okuyup bale öğretmeni olmak." dedi Duygu
"Öyleydi ama." dedi Burcu dişlerini sıkarak
Burcu kasıklarına giren keskin bir ağrıyla banyoya koştu. Duygu kardeşinin onu dinlemeden gitmesine sinirlenerek koltuktaki battaniyeyi kaldırmaya koltuktaki kanı gördü. Hemen banyoya doğru gitti. Kapıya vurdu.
"Burcu hadi aç kapıyı canım." dedi endişeyle
Burcudan ses gelmeyince Duygu içeri girdi. Burcu'nun bebek düşürdüğünü gördü.
"Ben istemedim abla istemedim." dedi Burcu sayıklayarak
"Tamam ablacım korkma sakın inanmıyorum ben sana. Bir yerin ağrıyor mu?" dedi Duygu
"Karnım çok ağrıyor." dedi ağrıdan dişlerini sıkarak
"Tamam hemen üstünü değiştirip hastaneye gidiyoruz." dedi Duygu
Duygu banyoyu temizleyip Burcu'nun giyinmesine yardım edip. Ela'yı alıp komşuya bıraktılar. Hastaneye gittiklerinde kürtaja gerek kalmadığını ağrısı içinde serum verdiler.
"Annemlere söyleme lütfen." dedi Burcu ağlayarak
"Kim yaptı sana bunu Burcu hemen şikayetçi olacağız." diyerek bağırdı
"Hayır abla hayır lütfen herkes duyar. Annemlerle babamda duyar sonra." dedi Burcu
"Annen bilmiyor mu?" dedi Duygu
"Ağabeyimin yediği haltlar yüzünden beni görmüyorlar ki." dedi Burcu üzülerek
"Ama konuşman gerekiyor ablam." dedi Duygu
"Ya bu aramızda kalır abla yada söylersen öldürürüm kendimi." dedi Burcu
Duygu kardeşinin biliyordu dediğini yapardı. Bu sır sonsuza kadar aralarında kalmasına söz verdiler.
Şimdi Ki Zaman
Alp, Burcu'nun dediklerini gözyaşı içinde dinledi. O gün Burcu'nun yanında olup ona destek olmak istedi.
"Neden bana bunu şimdi söylüyorsun. Ben sana dokunmaya kıyamazken o herif sana bunları nasıl yapar Burcu." dedi Alp
"Alp ben bugün tekrar aynı şeyi yaşamasaydım. O günü unutacaktım zaten." dedi Burcu burukça
Alp gelip Burcu'ya sarıldı yarasına merhem olarak. Kapının çalınmasıyla Duygu geldi.
"İyi misiniz?" diye sordu Duygu gülümseyerek
"İyiyiz." dedi Alp ve Burcu
"İyi o zaman Eren durmuyormuş. Ben gitsem olur mu?" dedi Duygu
"Olur abla." dedi Burcu
Duygu gidince yarım saat sonra doktor Sevim geldi.
"Evet, Burcu şimdi bakalım bebeklere." diyerek soğuk jeli Burcu'nun karnına sürdü
Sevim önce kıza baktı, kalp atışları hareketleri normaldi. Oğlana bakınca onunki de hızlı atıyordu.
"Fazla hızlı atmıyor mu Sevim." dedi Alp telaşla
"Sizin oğlunuz normal değil ki ya hiç atmaz. Yada fazla hızlı atar. Korkmayın ama şimdi iyi iki saat önce uyku pozisyonunda olduğu için öyle yavaş atmıştır." dedi Sevim
"İyi şimdi dimi oğlum." dedi Burcu gözyaşları içinde
"İyi iyi Burcu tedbir amaçlı bugün burada kal. Sabah tekrar seni bir kontrol edip taburcu ederiz." dedi Sevim
"Bizimkilere haber verelim." dedi Alp
"Tamam." dedi Burcu burukça
Alp herkesi aradıktan sonra Burcu'nun yanına geldi.
"Uykun geldi mi?" diye sordu Alp
"Geldi yanıma gel beraber yatalım." dedi Burcu gülümseyerek
"Sıkışırız orda hayatım." dedi Alp
"Olmaz bir şey hadi gel." dedi Burcu ısrar ederek
Alp, Burcu'yu kırmamak için yanına geldi ve elini Burcu'nun karnına koydu bebeklerin tekme attığını gördü.
"Tekme mi atıyor bunlar." dedi Alp yüzünü buluşturarak
"Evet, babasını istiyorlar yanında." dedi Burcu
Alp ve Burcu birbirlerine sarılarak uyudu. Sabah erkenden kalktı Alp. Burcu rahat uyusun diye. On dakika sonrada Burcu da kalktı.
"Uyandın mı sen?" dedi Burcu kendine gelerek
"Rahat uyu diye kalktım. Bu arada gece bir ara telefonum çaldı. Bugün taburcu olacağımız için annen kıyafet getirdi." dedi Alp
"Canım benim ya." dedi Burcu
Kapı çalınca hemşire kahvaltı getirdi. Alp ve Burcu da yemeye başladı. Sevim gelip Burcu'yu kontrol etmeye başladı.
"Evet, senin yaramazlar gayet iyi son üç ayın kaldığı için bol su, vitamin ve kısa yürüyüşler yapman gerekiyor." dedi doktor Sevim
"Duydun hayatım." dedi Alp gülümseyerek
"Duydum canım." dedi Burcu
"O zaman görüşürüz size sende dikkat şu küçük yaramazlara Burcucum." dedi Sevim
"Sonunda evimize gidiyoruz. Kaju inşallah alışır bize." dedi Burcu burukça
"Birde bizim Kajumuz vardı dimi." dedi Alp
Burcu kalkıp Alp'ın yardımıyla üstünü değiştirdi ve el elle tutuşup evlerine doğru gittiler...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top