36. BÖLÜM

Bahar ve Barış bebeklerinin cinsiyetini öğrendikten sonra beş gün geçmişti. Hafta sonu olduğu için Deniz evdeydi. Mutfakta oğluna meyve tabağı hazırladı ve masada oyun oynayan Deniz'e götürdü.

"Ne yapıyorsun bakalım Deniz." dedi Bahar gülümseyerek

"Salı günü Gözde'nin doğum günü anne dayımla aldığım boncukla bileklik yapıyorum." dedi Deniz

"Annecim hediye alırdık biz." dedi Bahar

"Olmaz anne Görkem ağabey dedi ki kızlar manevi hediyeleri çok seviyormuş." dedi Deniz

"Sen manevi ne olduğunu biliyor musun ki?" dedi Bahar gülerek

"Öğrendim anne kendi yaptığımız hediyeye manevi hediye diyoruz." dedi Deniz

"Kolay gelsin o zaman sana ben biraz uzanacağım." dedi Bahar

"Tamam annecim." dedi Deniz gülümseyerek

Bahar battaniye alıp uyudu. Deniz meyvesini yiyip bilekliği yapmaya çalıştı. Venüs, Deniz'in yanına doğru geldi.

"Sende mi yiyeceksin Venüs. Tamam hadi al." diyerek muzu verdi

Bahçe kapısından dayısının geldiğini gördü ve koşarak gitti Deniz.

"Dayıcım." dedi Deniz yeğenine sarılarak

"Sessiz ol dayı annem uyuyor." dedi Deniz

"Pardon." dedi Deniz

"Hediye paketlerini getirdin mi dayı?" diye sordu Deniz

"Getirdim ama önce bir ellerimi yıkayıp üstümü değiştirim." dedi Deniz

"Tamam." dedi Deniz

Deniz ellerini yıkadıktan sonra odasına gidip üstünü değiştirdi ve geldi içeri.

"Bakayım nasıl yapmışsın." dedi Deniz

"Gözde turuncu rengi sevdiği için böyle yaptım. Ama bağlamayı yapamadım." dedi Deniz burukça

"Ben yaparım o zaman." dedi Deniz

"Duru'ya da yaptım büyünce takar." dedi Deniz

"Aferin sana." dedi Deniz

Bahar yavaş yavaş gözlerini açtı. Kardeşini gördü.

"Ablacım sen mi geldin." dedi Bahar

"Ses mi yaptık abla uyandın." dedi Deniz

"Zaten uyanmak zorunda kaldım canım çok pis pasta çekti." dedi Bahar yüzünü ekşiterek

"Babama söyleyelim getirsin anne." dedi Deniz

"Yok annecim onlar şimdi Burcu halamda kardeş gecesi yapıyorlar rahatsız etmeyelim." dedi Bahar gülümseyerek

"Ama kardeşim istiyor." dedi Deniz dudağını büzerek

"Abla ben gidip alayım mı sana." dedi Deniz

Bahar tam cevap verecekken telefonu çaldı. Deniz koşarak aldı ve arayana baktı.

"Babam arıyor." diyerek telefonu açtı Deniz

"Alo Bahar." dedi Barış

"Baba benim Deniz." dedi Deniz

"Oğlum sen niye açıyorsun annenin telefonunu." dedi Barış

"Önümdeydi açtım baba." dedi Deniz

"Neyse yarın için sürprizimiz var. Markette gidiyorum istediğiniz bir şey var mı?" diye sordu Barış

"Benim yok ama annemin var." dedi Deniz

"Ne istiyor annen." dedi Barış

"Annemin değil kardeşimin canı pasta istiyor." dedi Deniz

"Tamam şimdi ver bakayım sen annene." dedi Barış

Deniz hemen telefonu Bahar'a doğru verdi.

"Anne babam seni istiyor." dedi Deniz

"Geç oldu ama verdiğin için teşekkür ederim oğlum." dedi Bahar gülümseyerek

"Bahar niye pasta istediğini söylemiyorsun." dedi Barış kızarak

"Kardeş Gecenizi bölmek istemedim Barış." dedi Bahar sinirlenerek

"Tamam hemen trip atma pastan geliyor. Gelince sürprizimi söylerim size." dedi Barış

"Ne sürprizi Barış." dedi Bahar merakla

"Gelince öğrenirsin. Hadi kapattım." diyerek kapattı Barış

"Baban yine bir şeyler karıştırıyor oğlum." dedi Bahar

"Babam çok güzel sürprizler yapıyor anne." dedi Deniz gülümseyerek

"Evet oğlum." dedi Bahar gülümseyerek

"Bitti mi dayıcım işin?" diye sordu Deniz

"Evet bitti dayı. Anne bak bunu da Duruya yaptım." diyerek gösterdi Deniz

"Kardeşin çok beğenecek annecim." dedi Bahar

"Ama takması için büyümesi lazım dimi anne." dedi Deniz

"Evet hadi şimdi sofrayı kuralım baban gelecek." dedi Bahar

Bahar, oğlu ve kardeşiyle birlikte sofrayı kurdu beş dakika sonra kapı çaldı ve ellerinde poşetlerle Barış geldi.

"Baba bunlar ne?" diye sordu Deniz

"Bunlar yarın için oğlum." dedi Barış

"Yarın ne oluyor acaba Barış." dedi Bahar sakin kalarak

"Onu yemekten sonra." dedi Barış

Herkes sofraya oturdu yemek yemeye başladılar. Yemek işi bitince toplayıp içeri oturdular.

"Yarın ne var baba." diye sordu Deniz

"Piknik yapıyoruz. Burcu halanda gelecek." dedi Barış

"Benim yarın Yade'ye sözüm vardı." dedi Bahar

"Bende Pirayele birlikte olacaktım." dedi Deniz

"Amcam geliyor mu?" dedi Deniz

"Beni Burcuyla papaz etmeyin. Sen istiyorsan Pirayele ol Deniz. Bahar sende Yade hanımı çağırırsın o da gelir. Hadi onun doktor Selim de gelsin. Oğlum sana gelirsek amcan gelemiyor. Çünkü Kerem ağabeyin ve Nazlı ablan evlendikleri için balayına gittiler onlarda çocuklara bakacaklarmış." dedi Barış

"Gözde ve Ömer de gelsin baba." dedi Deniz

"Bunu diyeceğini düşündüm için söyledim ama başka bir plan yapmışlar." dedi Barış

"Of ya." dedi Deniz dudağını büzerek

"Israr etmek yok oğlum." dedi Bahar uyararak

"Of ya tamam!" dedi Deniz

"Ben o zaman bir Yade'ye mesaj atıyorum. Sonra da mutfağa giriyorum." dedi Bahar

"Bahar yorma kendini canım." dedi Barış

"Bana bak Barış bu planı kurmadan önce düşünecektim hamile bir karının olduğunu." dedi Bahar sinirlenerek

"Bana niye kızıyorsun. Burcu istedi." dedi Barış

Bahar sinirli bir şekilde Barış'a baktı ve telefonu alıp bahçeye çıktı. Barış da mutfağa doğru gitti.

"Baba ne yapıyorsun?" diye sordu Deniz

"Sen demedin mi oğlum kardeşimin canı pasta istedi bende onu hazırlıyorum." dedi Barış

"Annemi kızdırdın ama." dedi Deniz

"Biliyorum o yüzden pastanın üstüne mum koyacağız. Mutlu olacak." dedi Barış

"İşini biliyorsun enişte." dedi Deniz gülerek

"Çözdüm artık ablanı desek daha iyi olur." dedi Barış

Kısa bir süre sonra Bahar telefon konuşması bitince geldi.

"Bu ne Barış." dedi Bahar şaşırarak

"Duru hanımın canı pasta çekmişti bana kızmaktan unuttun." dedi Barış

"Peki niye iki tane aldın. Birde üstüne mum koymuş ya." dedi Bahar gülümseyerek

"Anne hadi üfle ya." dedi Deniz somurtarak

"Abla önce bir fotoğrafını çekelim." dedi Deniz

Bahar göz devirerek kardeşine baktı. Sandalye çekerek masaya oturdu. Deniz de fotoğrafını çekti.

"Hadi şimdi yiyelim. Sonra işim var." dedi Bahar

Pastayı keserek yemeye başladılar. Bitince tabakları yıkadılar. Bahar mutfağa geçti.

"Ne yapacaksın." diye sordu Barış

"Sandviç hazırlayacağım. Burcu kahvaltılık yapacakmış. Termosa çay hazırlayacağım. Yade de bizi yormamak için hanımefendi fırın işi poğaça, börek yapacak. Bu hayatım Selim de geliyor." dedi Bahar gülümseyerek

"Bak bu iyi oldu. Yade görür yarın gününü." dedi Barış

"Barış sakın bir pislik yapayım deme." dedi Bahar

"Söz veremiyorum." dedi Barış gülerek

"Peki sen bilirsin bunun eve dönüşü de olacak." dedi Bahar

"Ben çantamı hazırlayacağım anne." dedi Deniz

"Abartma sakın oğlum." dedi Bahar

"Bende bir bahçede ki depoya gireceğim. Ne getire biliriz." dedi Barış

"Ben sana yardıma geliyorum enişte." dedi Deniz

Barış ve Deniz bahçeye çıktı. Bahar da mutfağa girip sandviç hazırlamaya başladı. Oğlu kocaman çantayla geldiğinde şaşırarak baktı.

"Deniz sanki biraz abartmışsın." dedi Bahar sakin kalmaya çalışarak

"Hayır anne hepsi gerekli." dedi Deniz zor taşıyarak

"Ne o kadar gerekli olan şeyler." dedi Bahar

"Venüs'ün topu, frizbisi, tasması iki tanede oyuncağı benim uçurtmam, şapkam, dürbünüm, topum, kitaplarım, topum, ayı badem birde dışardaki bisikletim var." dedi Deniz

"Babanda çok eşya getirir. İşim bitince eleme yapacağız." dedi Bahar

"Of ya." dedi Deniz

Barış elindeki eşyalarla içeri doğru geldi. Bahar gözlerini devirerek baktı.

"Bu kadar eşya çok değil mi hayatım." dedi Bahar

"Hepsi gerekli." dedi Barış

"Al işte baba oğul aynısınız." dedi Bahar

"Aynısını bende dedim baba." dedi Deniz

"Sen abartmışsın çünkü oğlum." dedi Barış

"Sen hiç abartmamışsın Barış çünkü." dedi Bahar

"Abla en iyisi ben mutfağı toparlayayım. Sen buraya el at." dedi Deniz

Bahar kardeşine başını sallayarak onay verdi. Hemen oğlunun yanına geldi.

"Önce sana gelelim Deniz. Venüs'ün oyuncaklarını çıkar. Frizbi, topu ve tasması yeter." dedi Bahar

"Çıkardım." dedi Deniz geriye koyarak

Ama Venüs ağızında kemik oyuncağını alarak yanlarına geldi.

"Of Venüs o zaman sadece bu." dedi Bahar çantaya koyarak

"Şapkanı kafana takman gerektiği için çantaya koymuyoruz." dedi Bahar

"Tamam." dedi Deniz

"Bisiklet yada uçurtma karar ver." dedi Bahar

"Bisiklet." dedi Deniz

"İnşallah arabada yer olur. Son olarak kitapların yada badem ayı gitmeyecek." dedi Bahar

"Badem ayım gelsin." dedi Deniz

"Anlaştık o zaman." dedi Bahar

"Bakma bana öyle bunlar lazım." dedi Barış, Bahar'a bakarak

"Olta takımı ne Barış sabahın köründe balık mı tutacaksın." dedi Bahar

"Ne yiyeceğiz akşam." dedi Barış

"Akşama kadar kalmayız hayatım. Ayrıca o ilkyardım çantasına gerek yok. Selim doktor olduğu için onda vardır." dedi Bahar kızarak

"Hamak ve kamp sandalyesi olur ama." dedi Barış gülümseyerek

"Kamp sandalyeleri olur. Hamakı bırakıyorsun onun yerine kalın bir ip alıp minderle birlikte salıncak kurarız." dedi Bahar

"Tamam öyle olsun." dedi Barış

"Hadi o zaman yataklara yarın erken kalkacağız." dedi Bahar

Herkes odasına gidip uyudu sabah erkenden Bahar kalkıp piknik sepetini hazırladı. Barış ve kardeşi içeri doğru geldi.

"Günaydın erkenci karım benim." dedi Barış

"Günaydın, ablacım sen gelmeyeceğine emin misi?" diye sordu Bahar

"Üzgünüm önce Pirayele kahvaltıya gideceğiz sonra da işim var benim." dedi Deniz burukça

"Sen kaçırırsın eğlenceyi." dedi Bahar

"Ben şu Deniz'i uyandırayım." dedi Barış

Bahar, Venüs'ü de alıp eşyaları arabaya yerleştirdi. Barış kucağında oğluyla birlikte geldi.

"Barış uykusu açılmasın şimdi." dedi Bahar

"Tamam canım." dedi Bahar

Deniz'i arabanın arka koltuğuna yatırdılar. Bahar hemen Burcuyla Yadeyi aradı ve konuştu.

"Yade ve Selim yer tutmak için erkenden çıkmışlar." dedi Bahar

Alp arabasını Barış'a doğru yaklaştırarak konuştu.

"Barış biz önden gidiyoruz. Bizi takip edersiniz. Korna çalmayın arabada Sude var uyuyor." dedi Alp

"Aynısı sizin içinde geçerli Deniz de uyuyor." dedi Barış

"Hadi piknikçiler gidelim." dedi neşeyle Burcu

"Sende bağırma Burcu." dedi Alp gülerek

"Pardon." diyerek elini fermuar yaparak

"Hadi o zaman önden gidin." dedi ve gittiler

"Deniz sıkılmaz o zaman." dedi Bahar

"Aynen hayatım." dedi Barış

Piknik yerine yaklaşmaya yakın Deniz uyandı.

"Ben buraya nasıl geldim." dedi Deniz

"Günaydın oğlum uyuyordun uyandırmak istemedik seni." dedi Bahar

"Venüs de burada." dedi Deniz sarılarak

"Evet çok yaklaştık birazdan geliriz." dedi Barış

"Oğlum sana arkadaş geliyor. Sude de orda." dedi Bahar gülümseyerek

"Sude kimdi anne." diye sordu Deniz

"Alp ağabeyinin yeğeni senden iki yaş küçük. Artık ağabeylik yaparsın sana alıştırma olur." dedi Bahar oğluna bakarak

"Tamam." dedi Deniz burukça

"Geldik." dedi Barış

Arabadan Venüs'le birlikte inindiler. Burcu da Sude'nin elini tutarak geldi.

"Sudecim bak bu Deniz ben onun halasıyım." dedi Burcu

"Hatırladım ben Deniz ağabeyi." dedi Sude

"Hadi gidelim." dedi Deniz Sude'nin elinden tutarak

"Fazla uzaklaşmayın Deniz birazdan kahvaltı yapacağız." dedi Bahar

"Tamam." diye bağırdı

Deniz, Sudeyle birlikte gitti Venüs de peşlerinden geldi.

"Ne oynayacağız." dedi Sude

"Bilmem istersen top oynayalım. Yada Venüs'ün topuyla birlikte oynayalım." dedi Deniz

"Benimde köpeğim var adı Susam ama çok küçük." dedi Sude

"Nerede şimdi?" diye sordu Deniz

"Hayvan doktorunda." dedi Sude burukça

"Veteriner o Sude." dedi Deniz gülerek

"Çocuklar hadi kahvaltı hazır." diye bağırdı Burcu

Sude ve Deniz koşarak gelince Sude düştü dizi kanamaya başladı. Deniz hemen elinden tutup kaldırdı.

"Çok acıdı mı?" diye sordu Deniz

"Biraz." dedi Sude gözyaşı gelerek

Deniz, Sude'nin elinden tutarak götürdü.

"Anne Sude düştü." dedi Deniz

Alp hemen Sude'nin yanına geldi ve kucağına aldı.

"Bakayım prensesim." dedi Alp

"Amca acıyor." dedi Sude ağlayarak

Selim yanlarına gelerek gülümseyerek konuştu.

"Bu ilkyardım çantasını iyi ki getirmişim." dedi Selim

"Sen doktor musun?" dedi Sude gülümseyerek

"Evet, baka bilir miyim yarana küçük hanım." dedi Selim gülümseyerek

"Olur." dedi Sude utanarak

Selim hemen Sude'nin dizini suyla ıslattı ve yara banttı yapıştırdı.

"Geçti bile." dedi Selim

"Teşekkür ederim." dedi Sude

"Bir şey değil." dedi Selim

"Hadi bakalım şimdi kahvaltı edelim." dedi Alp

Burcu'nun ağladığını görünce Alp hemen Burcu'nun yanına gitti.

"Alp daha Sude'ye bakamadık. Benim iki tane çocuğum var onlara nasıl bakacağım ben." diye ağlamaya başladı

"Ay bunun hormonları coştu." dedi Yade gülerek

"Yade gülmesene ya." dedi Bahar uyararak

"Beraber büyüteceğiz hayatım bu çocukları sen merak etme. Hadi sen poğaçadan ye bakalım." dedi Alp uzatarak

"Baba hormon ne demek?" diye sordu Deniz

"Hadi bakalım çok güzel bir soru açıklar mısın Yade." dedi Barış

"Şimdi Denizcim nasıl diyeceğimi bilemediğim için Selim ağabeyine atıyorum pası hadi söyle bakalım Selim." dedi Yade

"İyi ki doktorum her şeyi bana soruyorsunuz." dedi Selim

"Kötü bir şey mi herkes birbirine soruyor." dedi Deniz dudağını büzerek

"Yok, kısaca anlatmam gerekirse hamile insanlarda duygu değişimi birden ağlarlar birden gülerler onun gibi." dedi Selim başını kaşıyarak

"Anladım." dedi Deniz yemeğini yiyerek

Kahvaltı bitikten sonra sohbet etmeye başladılar. Sude, Denizle oynuyordu. Burcu ve Alp ayağa kalktı.

"Biz biraz yürüyüş yapacağız." dedi Burcu

"Prenses sende gelecek misin?" diye sordu Alp

"Ben Deniz ağabeyle oynuyacağım amca." dedi Sude

"Hadi siz gidin biz bakarız." dedi Bahar

Burcu ve Alp el elle tutuşup yürümeye başladı. Burcu birden karnını tutunca Alp kokarak ona baktı.

"İyi misin?" diye sordu Alp

"Birden bir ağrı girdi." dedi Burcu dişini sıkarak

"İstersen geri gidebiliriz." dedi Alp

"Ya iyim hava almak istiyorum. " dedi Burcu

"Zaten açık alandayız Burcu." dedi Alp

Burcu tam bir şey diyecekken bir ses geldi o tarafa doğru gittiler. Karşılarında yavru bir köpek gördüler.

"Çok küçük." diye ağlamaya başladı Burcu

"Niye ağlıyorsun şimdi." dedi Alp sakin kalmaya çalışarak

"Benim ölen köpeğim Leydiye benziyor." dedi Burcu

"Şimdi sen diyeceksin biz bakalım bu köpeğe kesin." dedi Alp gülerek

"Evet lütfen Kaju'ya biz bakalım lütfen." dedi Burcu büzerek

"Kaju." dedi Alp şaşırarak

Burcu köpeği eline alarak Alp'e doğru tuttu ve konuştu.

"Bu sevimli köpeğin adı Kaju babası." dedi Burcu gülerek

"Of Burcu of. Tamam istediğin olsun." dedi Alp

"Teşekkür ederim." diyerek Alp'ın yanağından öptü

"Sevimliymiş Kaju hanın." dedi Alp

"Dişi mi Kaju." dedi Burcu şaşırarak

"Gözümün içine kadar sokarsan görürüm Burcu." dedi Alp

Burcu tekrar karnını tuttu ve Kaju'yu Alp'e verdi.

"Gidelim artık yoruldum." dedi Burcu

Burcu ve Alp piknik alanına doğru gitti. Barış ve Selim voleybol oynuyordu.

"Bu ne Burcu." dedi Barış kardeşine bakarak

"Tanıştırayım ağabeyciğim bu yeni kızımız Kaju." dedi Burcu gülümseyerek

"İki tane karnında var." dedi Alp

"Yalnız bu tam dört aylık bir şey." dedi Selim

"Sude nerde?" diye sordu Alp

"Denizle keşif yapmaya çıktılar." dedi Yade

Burcu, Kaju'yu Alp'ın kucağından aldı ve Bahar'ın yanındaki diğer kamp sandalyesine oturdu.

"Biraz da ben yiyebilir miyim?" dedi Burcu

"Al hadi." dedi Bahar kutudaki kekten vererek

Kaju'yu Yade'ye uzatarak kekten yedi Burcu.

"Kaju da ilginç isimmiş." dedi Yade köpeğin başından öperek

      ##################

Deniz ve Sude Venüs'ü de peşlerinden takarak dürbünle etrafına bakıyordu. Sude gördüğü şeyi Deniz'e gösterdi.

"Ne yapıyorlar burada." dedi Sude

"Bakayım. Ağızdan öpüşüyorlar." dedi Deniz

"Annemle babamda yapıyor hep iğrenç." dedi Sude yüzünü buluşturarak

"Ama bu Görkem ağabeyim." dedi Deniz şaşırarak

Venüs koşarak o tarafa doğru gitti. Deniz ve Sude hemen peşinden gitti. Görkem, Deniz'i görünce konuştu.

"Deniz senin ne işin var burada." dedi Görkem

"Ailecek pikniğe geldik biz Görkem ağabey." dedi Deniz

"Ne yaptığınızı gördük biz." dedi Sude

"Sude ayıp söylenmez." dedi Deniz

"Koskoca piknik alanında bizimi buldunuz." dedi Görkem

"Keşif yapıyorduk." dedi Sude burukça

"Çocuklara ne kızıyorsun Görkem." dedi kız

"Bir şey sorabilir miyim?" dedi Deniz gülerek

"Sor Deniz sor." dedi Görkem

"O senin kız arkadaşın mı?" diye sordu Deniz

"Birinci küçük bey benim adım Irmak ikinci sen nerden çıkardın bunu." dedi Irmak

Görkem, Deniz'e bakıp kaş göz işareti yaptı susması ama Deniz konuştu.

"Ben Görkem ağabeyime sordum senin kız arkadaşın var mı. Görkem ağabeyi de dedi ki var gibi." dedi Deniz

"Eee başka ne dedi Görkem ağabeyin sana." dedi Irmak

"Biz sizi bırakalım hadi. Yolu gösterin bize." dedi Görkem ayaklanarak

"Tamam Venüs hadi gel." dedi Deniz

Görkem, Deniz'in ellinden tuttu Irmak da Sude'nin elinden tuttu Venüs de önünden gittiler.

"Saçların çok güzel." dedi Sude, Irmak'a bakarak

"Senin ki daha güzel upuzun." dedi Irmak gülümseyerek

"Geldik." dedi Deniz

"Neredeydiniz oğlum." dedi Bahar telaşla

"Amcam korktuk." dedi Alp

"Anne biz keşif yaparken Görkem ağabey ve kız arkadaşı varmış onu gördük." dedi Deniz

"Bizi böldüğün gibi onları da mı böldün oğlum." dedi Barış

"Barış ne diyorsun ya. Kusura bakmayın çocuklar sizde katılın bize isterseniz." dedi Bahar

Alp tam konuşacakken Burcu'nun bağırmasıyla Burcu'ya baktı.

"Efendim canım." dedi Alp Burcu'ya bakarak

"Kanamam var." dedi Burcu ağlayarak

Alp koşarak Burcu'nun yanına gitti. Burcu ağrıdan dişlerini sıkıyordu...

Medya: Irmak

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top