22.BÖLÜM

Bahar, uyanır uyanmaz. Başucunda duran saate baktı. Onu gösteriyordu saat. Dün çok yoruldukları için bugün miskinler gibi uyumuşlardı. Barış'a kıyamayıp üstüne rahat bir şeyler giyindi ve mutfağa doğru gitti. Venüs masum bakışlarını Bahar'a doğru yolladı.

"Çok uyuduk sende aç kaldın dimi." dedi Bahar gülümseyerek

Venüs havlayınca Bahar sessiz olması için uyardı.

"Tamam tamam veriyorum sana yemeğini Venüs." dedi Bahar

Venüs mutluktan kuyruğunu sallamaya başladı. Bahar dolaptan Venüs'ün mamasını alıp kapa koydu suyunu da koyduktan sonra kahvaltılıkları hazırlamaya başladı. Kardeşinin odasından çıktığını gördü.

"Günaydın abla." dedi Deniz

"Günaydın ablacım dün akşam geldiğimde göremedim sizi." dedi Bahar

"Piraye gittiğinde çocuklar uyumuştu. Benim de başım ağrıyınca ilacımı içip erkenden uyudum." dedi Deniz yorgun bir şekilde

Bahar korkarak kardeşinin yanına geldi.

"Yine mi epilepsi krizi geçiriyordun Deniz." dedi Bahar korkarak

Deniz ablasının korktuğunu anladı ve sakinleştirmek için konuştu.

"Yok abla sadece başım ağrıyordu. Uyudum ve geçti merak etmene hiç gerek yok." dedi Deniz

"Gözlerin hiç öyle demiyor ama uyuyamamışsın ağrıdan sanki." dedi Bahar

Deniz şaşkınlıkla ablasına baktı. Hemen de anlamıştı.

"Ben iyiyim ablacım." dedi Deniz gülümseyerek

"Piraye'nin de erken gitmesi tutmuş." dedi Bahar söylenerek

"Abla sen bu kızdan ne istiyorsun ya." dedi Deniz sıkılarak

Bahar tam cevap verecekken Barış geldi ve Bahar'a söylendi.

"Artık kızı nasıl korkuttuysa hemen gitti Piraye." dedi Barış sinir ederek

"Aynen öyle enişte." dedi Deniz

Bahar kahvaltı masanı hazırlaması bitince ikisine bakıp konuştu.

"Ben çocukları uyandırmaya gidiyorum." dedi Bahar

Bahar oğlunun odasına gidip Deniz ve Ela'nın saçlarından okşayarak uyandırmaya çalıştı.

"Hadi bakalım uyanın uykucular." dedi Bahar

Deniz ve Ela zorla gözlerini açıp kahvaltıya doğru gitti. İkisi de masada uyuklamaya çalışıyordu.

"Bu ikisini de herhâlde uyku tutmamış." dedi Barış

"Öyle görünüyor." dedi Bahar

"Bizim önemli bir görevimiz vardı bir kere." dedi Deniz

"Hani gizliydi Deniz ya." dedi Ela

Deniz yanlış bir şey söylediğini hatırlayınca dudağını ısırarak konuştu.

"Unuttum." dedi Deniz üzülerek

"Oğlum ben sana ödevlerini yapmanı söylediğimi hatırlıyorum." dedi Bahar

"Anne zaten ödevlerimi bitirdikten sonra gizli görevi yaptık." dedi Deniz masumca

"Ne gizli görevi bu?" diye sordu Barış merakla

Deniz, Ela'ya baktı söylesem mi söylemesem mi diye.

"Söyle Deniz söyle zaten her şeyi anlattın." dedi Ela

"Amcam dün beni okuldan aldığında Sumru ablayla birbirlerini tanıdılar. Bizde nerden tanıdığını öğrendik." dedi Deniz

"Sumru kim oğlum." dedi Bahar

"Gözde'nin halası." dedi Ela

"Sonuç ne peki." dedi Barış merakla

"Dayımın telefonunu alıp Gözdeyi aradık öğrendik." dedi Deniz

"Bu telefon alınırken sen neredeydin kardeşim." dedi Bahar sakin kalmaya çalışarak

"Biz içerdeydik ödev için istedi bende tamam dedim abla yani." dedi Deniz

"İlk ödevi bitirdik ama yenge." dedi Ela

"Aferin size." dedi Bahar

Deniz konuşmaya devam etti.

"Amcamın annesi Hülya teyzeymiş baba. Dedem Hülya teyzeyle de mi evlendi?" dedi Deniz

Barış işin içinden nasıl çıkacağım diye Bahar'a baktı. Bahar hemen cevap verdi.

"Yok annecim orası biraz karışık." dedi Bahar

"Aynen oğlum sen hiç karıştırma oraları uzun hikaye." dedi Barış

Deniz hızlı bir şekilde anlatmaya devam etti.

"Hülya teyze orda çalışıyormuş. Amcam annesi almak için geliyormuş. Sumru ablayla amcam hem birbirlerine kızıyorlarmış. Hem de birbirlerini seviyorlar." dedi Deniz

"Onu nerden çıkardın sen oğlum." dedi Bahar

"Gözde dedi anne birde Sumru ablayla amcam ağızından öpüşürken Kerem ağabey nerdeyse görecekmiş." dedi Deniz

Barış oğlunun dediklerini şaşkınlıkla dinledi. Bahar hemen uyarmaya geçti.

"Bir daha böyle dedikodu yapmanızı istemiyorum lütfen çocuklar." dedi Bahar kızarak

"Burcu halamda annemle birlikte dayımın dedikodusunu yapıyor ama." dedi Ela

Barış sinirlenerek konuştu.

"Ben o Burcu'yu var ya." dedi Barış

"Barış." diye uyardı Bahar

"Anne sende hep babamı şikayet ediyorsun Burcu halama." dedi Deniz

"Bahar ne diyor bu çocuk." dedi Barış

Bahar oğluna işaret yaptı susması için. Deniz ablasının köşeye sıkıştığını anladı ve konuştu.

"Siz bahçeye mi çıksanız acaba yoksa bir aile faciasına yol açacaksınız." dedi Deniz

Ela ve Deniz gülerek bahçeye çıktı. Arkasından Venüs de geldi. Bahar telefonu çalınca hemen kaçtı.

"Kaç bakalım ama konuşacağız seninle sonra." dedi Barış

Deniz ikisine bakarak güldü. Barış'ın da telefonu çaldı ve bahçeye gidip konuştu. Bahar konuşması bitince geldi.

"Pastane de bir sorun çıkmış. Barış nerde?" dedi Bahar

"Bahçe de telefonda konuşuyor." dedi Deniz

Bahar tam bir şey diyecekken Barış geldi.

"Ablam aradı kızını özlemiş. Getirmemi istiyor." dedi Barış

"Benim de pastaneye gitmem gerekiyor bir sorun çıkmış." dedi Bahar

"O zaman ben çocukları alıp gidiyorum. Venüs'ü de alıyorum çünkü Eren paşa istiyormuş." dedi Barış gülerek

Bahar başını sallayarak kardeşine baktı.

"Sende benimle geliyorsun Deniz." dedi Bahar

"Beni bir salsan mı abla." dedi Deniz

Bahar masadan kalkarak Deniz'in yanına geldi ve konuştu.

"Seni salamam canım kardeşim." dedi Bahar gülümseyerek

"Of abla ya." dedi Deniz

Ela ve Deniz dışarıdan içeri doğru geldi.

"Gidiyor muyuz artık." dedi Ela

"Ben hazırlanmaya gidiyorum. Barış buraya toplarsın." dedi Bahar

"Benim kurtuluşum yok bende üstümü değiştirip geliyorum." dedi Deniz

"Duydunuz herkes gittiğine göre bana yardım edin de hızlıca gidelim." dedi Barış

"Tamam." dedi Ela ve Deniz

Bahar kardeşiyle birlikte arabayla pastaneye gitti. Barış da çocuklarla birlikte mutfağı topladıktan sonra Venüs'ü de alıp arabaya doğru gitti.

"Hadi bakalım atlayın arabaya." dedi Barış

"Tamam." diyerek arabaya bindiler

"Baba şarkı açar mısın?" dedi Deniz

Barış ön koltuktan arkasına baktı ve konuştu.

"Önce kemerinizi bağlayın." dedi Barış

Ela ve Deniz hızlıca kemerini bağladı.

"Bağladık dayı." dedi Ela

Barış radyodan Nil Karaibrahimgil Kanatlarım Var Ruhumda şarkısını açtı. Çocuklar da bağırarak şarkıyı söyledi. Kısa sürede geldiler ve arabadan indiler.

"Babacım." diyerek Mertte koştu Ela

Mert kızını kucağına alıp etrafın da döndürmeye başladı.

"Çok özledim seni oh." diyerek kızının boynundan öptü Mert

"Şimdiye kadar baba demiyordun Ela." dedi Barış

"Sen bilmezsin Barış bey babalar ve kızlarının arasında özel bir bağ var." dedi Duygu

"Deniz bey sende bana mı gelsen acaba." dedi Burcu

Deniz koşarak Burcu'nun yanına gitti. Sonrada Duyguya doğru koştu.

"Duygu halamı daha çok özledim." dedi Deniz gülerek

Duygu, Deniz'e sarıldı ve öptü. Eren minik adımlarıyla Barış'a doğru gelmeye çalışırken düştü.

"Erencim hiç zahmet etme ben seni alırım kucağıma." diyerek kucağına aldı Barış

Deniz dedesinin yanına doğru gitti.

"Babaannem nerde?" diye sordu Deniz

"Geldi babaannen Denizcim." dedi Pamir

Aysun hanım elinde kurabiye tabağıyla geldi.

"Limonlu kurabiye geldi." dedi Aysun hanım

"En sevdiğim." diye bağırdı Ela

Herkes kurabiyeleri yemeye başladı. Eren'in uykusu gelince Duygu oğlunu alıp uyutmaya götürdü. Venüs kuyruğunu sallayarak Deniz'in yanına doğru geldi.

"Baba Venüs'ün tuvaleti gelmiş." dedi Deniz

"Sakın bahçeme yapmasın." dedi Aysun hanım

"Benim köpeğim değil oğlum senin köpeğin." dedi Barış

"Tamam Burcu halanla beraber biraz gezdirin." dedi Asaf bey

"Bende gidebilir miyim baba lütfen?" dedi Ela yalvararak

"Çabuk olun ama iki saat sonra gideceğiz." dedi Mert

"Ben niye gezdiriyorum ya." dedi Burcu isyan ederek

"Hala hadi ya." diyerek elinden çekiştirmeye başladılar

Burcu sonunda dayanamayarak konuştu.

"Tamam ya hep Burcu yapıyor zaten böyle işleri." dedi Burcu

Burcu çocuklarla birlikte Venüs'ün tasmasını takıp dolaştırmaya götürdü.

"Hala tasmasını bırakırsan Venüs kendisi yapar." dedi Deniz

"Tamam Deniz bey." dedi Burcu

Burcu, Venüs'ün tasmasını çıkardı ve Venüs dolaşmaya başladı. Ela bir ses duydu ve Burcu'yu çağırdı.

"Hala buradan bir ses geliyor." dedi Ela

Burcu hemen Ela'nın dediği yere gitti. Gördükleri şey yavru bir kangal köpeğiydi.

"Çok küçük bu." dedi Burcu köpeği severek

Deniz hemen köpeğin yanına giderek başından okşadı.

"Eve götürelim lütfen." dedi Deniz

"Senin de köpeğin var Deniz." dedi Ela

"Senin de kedin var ama." diyerek tartışmaya başladılar

Burcu araya girerek çocukları susturdu.

"Siz ikiniz susuyorsunuz ve beni dinliyorsunuz. Köpeği bize götürüyoruz ve sahibi bulunana kadar bizde kalıyor." dedi Burcu

Venüs işi bitince Deniz'in yanına doğru geldi.

"Venüs geldi." dedi Deniz

Burcu yerde duran köpeği kucağına aldı.

"Venüs'ün tasmasını takında gidelim hadi." dedi Burcu

Deniz hemen Venüs'ün tasmasını taktı.

"Taktım hala." dedi Deniz

Burcu karşısında gördüğü markette durdu ve köpeği Ela'nın kucağına verdi.

"Siz burada durun bakalım ben hemen mama alıp geleceğim." dedi Burcu

"Tamam hala." dedi Ela

Burcu markette doğru girdi.

"İsmi ne olsun acaba." dedi Deniz düşünerek

"Kuki nasıl Deniz." dedi Ela yüzünü yalayan köpeğe bakarak

"O ne demek ki?" diye sordu Deniz

"Kurabiye demek akıllım." dedi Ela

"Kurabiyeye benzemiyor ki fındık kadar köpek bu." dedi Deniz

"Deniz buldum o zaman fındık olsun ismi." dedi Ela gülümseyerek

"Çok güzel Venüs sen beğendin mi Fındık ismini." dedi Deniz, Venüs'e bakarak

Venüs beğendini belli edercesine iki kez havladı.

"Beğendi Venüs de artık senin adın Fındık." dedi Deniz köpeğe bakarak

Burcu marketten çıkıp çocukların yanına doğru geldi.

"Bana bakın köpeğin sahibi bulunana kadar bizde kalmasını istiyorsanız. Annemi ikna etmem için bana yardım edeceksiniz." dedi Burcu göz kırparak

"Tamam hala ananene mi ikna ederiz." dedi Ela mutlulukla

"Evet Fındık kalabilir bizde." dedi Deniz

"Fındık kim?" diye sordu Burcu

"Köpeğin ismi işte hala." dedi Ela

"Bıraksaydınız bende bir şey düşünseydim." dedi Burcu sitem ederek

"Hala zaten köpek sizde kalıyor bırak ta ismini biz koyalım." dedi Deniz

"Öyle olsun bakalım." dedi Burcu gülerek

Burcu çocuklara birlikte eve doğru geldi. Aysun köpeği görünce hemen kızmaya başladı.

"Bu ne Burcu." dedi Aysun hanım sinirlenerek

"Yolda bulduk tek başınaydı alalım dedik." dedi Burcu şirin bir şekilde

"Evet babaanne ağlıyordu." dedi Deniz dudağını büzerek

"Burada kalsa olmaz mı?" dedi Ela destek vererek

Ela kucağındaki köpeği yere bıraktı. Köpek Aysun hanımın ayaklarının altında sürünmeye başladı.

"Aslında tatlı bir köpek bu." dedi Pamir köpeği severek

"Sadece sahibi bulunana kadar." dedi Aysun hanım

"Peki annecim." diyerek Aysun hanımı öptü Burcu

"Yaşasın Fındık burada kalıyor." dedi Deniz sevinçle

"Bizden izin beklemeden isim bile bulmuşlar." dedi Asaf bey

"Senin başının altından çıktı dimi bu." dedi Barış

"Benim Venüs'üm var. Ela ablamın kedisi var. Halamın bir şeyi yok onu düşündüm ben." dedi Deniz

"Tabi canım Deniz beni düşündü." dedi Burcu dalga geçerek

Mert içeriden bavullardı alıp bahçeye getirdi. Duygu da kucağında yeni uyanmış Erenle geldi.

"Gidiyor muyuz?" diye sordu Ela

"Evet babacım." dedi Mert

"Of ya." dedi Ela üzülerek

"Biraz daha kalsaydınız abla." dedi Barış

"Başka zaman geliriz Ela'nın okulu var şimdi." dedi Duygu

Herkes vedalaştıktan sonra gittiler. Deniz babasına bakarak konuştu.

"Bizde mi gideceğiz şimdi." dedi Deniz

"Hayır oğlum annenin işi uzun sürecekmiş akşam yemeğine buradayız." dedi Barış

"Yemekte de en sevdiğin yemekleri yapacağım sana." dedi Aysun hanım

"Köfte, patates ve pilav mı?" dedi Deniz

"Evet." dedi Aysun hanım gülerek

"Birde puding olsa." dedi Deniz

"Oldu bile." dedi Aysun hanım

"Yaşasın." diyerek Aysun hanıma sarıldı

"Hep torunlarına çalışıyorsun zaten." dedi Burcu kıskanarak

"Bir şeyi de kıskanma be kızım." dedi Asaf bey

Burcu babasına somurtarak baktı. Pamir kolundaki saate baktı. Sumru'yla buluşmasına yarım saat kalmıştı. Hemen odasına gitti. Üstüne siyah kısa kollu bir gömlek altına da bir tane pantolon giydi. Eline de güneş gözlüğü alıp aşağı indi.

"Nereye gidiyorsun sen?" diye sordu Asaf bey

"Ben biliyorum dede Sumru ablanın yanına gidiyor." dedi Deniz

"O kim oğlum." dedi Asaf bey

"Arkadaşım baba." diye açıkladı Pamir

"Canım kardeşim bir parfüm sıksan nasıl olur." dedi Burcu gülerek

"Burcu çocuğun astımı var. Ne parfümünden bahsediyorsun." dedi Barış

"Ben gidebilir miyim artık." dedi Pamir sıkılarak

"Tamam hadi git." dedi Asaf bey gülerek

Barış oğlunun daha fazla konuşmaması için mutfağa yolladı.

"Sende git bakalım babaannene yardım et puding yapmak için." dedi Barış

Deniz hemen gitti. Pamir yürüyerek sahildeki parka doğru gitti ve banklardan birine oturdu.

"Beni çağırıyor daha kendisi gelmemiş." dedi Pamir içinden

On beş dakika sonra Sumru geldi. Pamir, Sumru'yu görünce astımı tuttu ve cebindeki astım spreyini aldı.

"Tamam tamam sakin ol ya beni görünce hep tutuyor zaten bu astım krizin." diyerek yardım etti Sumru

Pamir kendine gelince Sumru'ya bakarak konuştu.

"Ne diyorsun sen ya." dedi Pamir sinirlenerek

Sumru, Pamir'in yanındaki banka oturarak konuştu.

"Boş ver sen neredeydin bunca zaman." diye sitem etti Sumru

"Çok mu umurunda sanki senin benimle işin bitmedi mi?" dedi Pamir

"Ay sen halen Kaan olayında mısın?" dedi Sumru

"Hatırlansan Kaan zibidisini kıskandırmak için oyun oynadık." dedi Pamir

"Of Pamir ya ben onu çoktan postaladım. Sen anlat bakalım benim Hülya teyzem ne yapıyor." dedi Sumru

Pamir annesinin ismini duymasıyla gözleri doldu. Zora ki konuşarak cevap verdi Sumru'ya.

"Annem öldü benim." dedi Pamir

"Nasıl ya." dedi Sumru üzülerek

"Benim yüzünden." dedi Pamir ağlayarak

"Pamir." dedi Sumru

Pamir anlatmaya devam etti.

"Evde yine gitar çalıyordun. O adam yine içmişti ses çıkardığım için gitarla sırtıma vurdu. Var gücüyle benim astım krizim tutunca bir şey yapamadım annem kurtarmaya çalışırken canından oldu." dedi Pamir ağlayarak

Sumru üzülerek hemen Pamir'e sarıldı.

"Sen nerde kalıyorsun şimdi." dedi Sumru kendini toplayarak

"Benim için gözlerini açtı bir kez babamın adresini söyledi." dedi Pamir

"Senin için hem mutlu oldum. Hem de üzüldüm Pamir." dedi Sumru buruk bir bakışla

"Beni boş ver sizin orda durumlar nasıl Gözde kuşum ne yapıyor." dedi Pamir gülerek

"Gözde kuşun Nazlı ablasına alışmaya çalışıyor." dedi

"Nazlı kim Sumru?" dedi Pamir

"Nazlıyla ağabeyimin arasında bir çekim var. Tam olarak bir şey anlamadım ama yakında çözeceğim." dedi Sumru

"Gözde'nin annesi buna izin vermez bence." dedi Pamir

"Aralarını zaten o yaptı gibi bir şey." dedi Sumru

"Ben seni hiç anlamıyorum Sumru." dedi Pamir göz devirerek

"Ya of Gözde annesini isteyince ağabeyim de Sinem cadısına götürdü. Bu salak da çocuğu istemedi bağırdı. Gözde'nin psikolojisi bozuldu. Bizim pedagog Nazlıcımız devreye girdi. Önce Gözde canından bezdirdi bir Nazlı hanımı." dedi Sumru gülerek

"Tabi Kerem ağabeydi Nazlı'nın sabrına hayran oldu." dedi Pamir

"Evet, öyle ya Pamir biz ağabeyimin dedikodusunu yapmaya mı geldik buraya." dedi Sumru

"Sen açtın konuyu ben sadece Gözdeyi sordum." dedi Pamir

"Yalnız sana kötü haberim var. Gözde Deniz'e bizim öpüşürken ağabeyime yakalandığımızı söylemiş." dedi Sumru

"Altını çiziyorum Sumrucum sen beni öptün." dedi Pamir gülerek

Sumru, Pamir'in koluna vurarak konuştu.

"Sende geri çekilmedin ama." dedi Sumru sinirlenerek

Pamir hemen konuyu değiştirmeye başladı.

"Gözde konuşurken sen ne yapıyordun acaba Sumrucum." dedi Pamir

"Daha çok şey anlatacaktı senin Gözde kuşun ama son dakika da yetiştim." dedi Sumru

"Ondan ağabeyim bana gülerek bakıyordu. Gözde kuşum ya yaktın beni." dedi Pamir

"Bir buçuk saattir buradayız benim Nazlıdan Gözdeyi almam gerekiyor." dedi telaşla Sumru

"Tamam ya sakin ol. Hadi o zaman gidelim." dedi Pamir

"Pamircim o zaman görüşmeye devam edeceğiz dimi." diye sordu Sumru

"Tabi ki başımın belası hemen bir aramadan Pamir hazretleri gelir yanına." dedi Pamir gülümseyerek

"Sakin olmaya çalışıyorum biliyor musun?" dedi Sumru sabırla

"Tamam bir şey demedim Gözde kuşumu öp benim için." dedi Pamir gülerek

Pamir, Sumru'yla vedalaştıktan sonra yürüyerek eve doğru geldi. Deniz bahçede de köpeklerle birlikte oynuyordu. Pamir'i görünce koşarak yanına gitti.

"Amca yemek için seni bekledik." dedi Deniz

"Geç mi kaldım." dedi Pamir

"Yok oğlum Deniz acıktı da ondan diyor. Sen ellerini yıka gel." dedi Asaf bey

"Oğlum sende köpeklerin suyunu koy hadi." dedi Barış

Deniz koşarak babasının dediğini yaptı. Pamir de yukarı çıkıp ellerini yıkayıp sofraya geçti.

"Bu yemekler senin için biliyor musun? Deniz bey." dedi Burcu

"Biliyorum." diyerek iştahla yemeğini yemeye başladı Deniz

"Burcu sen ne kadar nankörsün kızım ben sana her gün yapıyorum." dedi Aysun hanım kızarak

Barış kardeşini kızdırarak daha çok konuştu.

"Evet anne senin bu kızın çok nankör." dedi Barış gülerek

"Bir şeye de karışmasan mı acaba ağabey." dedi Burcu sinirlenerek

Herkes gülerek yemeğini yemeye başladı. Deniz pudingini de yedikten sonra gitme zamanı geldi. Venüs arabaya bindi ve yola çıktılar.

"Annem eve geldi mi?" diye sordu Deniz

"Gelmiş oğlum dayınla evdeler." dedi Barış

"Baba telefonunu veril misin? Annemle konuşmak istiyorum lütfen." dedi Deniz

Barış oğlunun ısrar etmesine dayanamadı ve araba kullanırken arkasına dönerken telefonu verdi ama önlerine gelen arabayı görmedi ve kaza yaptılar...

Medyada: Sumru

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top