Bir Akşamüzeri
Sokaktayım, bir akşamüzeri, ellerimde poşetler
Ah o poşetler, dilsiz ve sessizler
Konuşsalar keşke, anlatsalar bir şeyler
Konuşalar da bu ıssız sokakta, bana yoldaşlık etseler
Sokaktayım, bir akşamüzeri, ay dolunay bugün
Ah o ay, o dolunay dilsiz, sessiz
Bir dile gelse, bir konuşsa dünyayı anlatır
Yıllardır bizi gözleyen, eşlik eden o aydır
Kapıdayım, bir akşamüzeri, evimin kapısında
Ah o kapı, dilsiz ve sessiz
Her gün onlarca kişi iter çeker onu, o ses etmez
Oysa belki gıcırdayan menteşeleridir onun da sessiz çığlığı
Kapıdayım, bir akşamüzeri, kenardaki saksıda bir bitki var
Ah o bitki, dilsiz, sessiz
Kışın ölüp baharda yeniden yeşerir, ölümü tatmıştır o
Bir anlatsa bize de, belki korkumuzu dindirir
Merdivenlerdeyim, bir akşamüzeri, ayağımda kunduralar
Ah o kunduralar, dilsiz ve sessiz
Solmuştur renkleri lakin hâlâ ayağımda
Tüm günün yükünü, yorgunluğunu onlar çeker
Merdivenlerdeyim, bir akşamüzeri, burnuma boya kokuyor
Ah o duvarların eski boyası, dilsiz, sessiz
Kaç kavga görmüş bu apartmanda, kaç kavuşma?
Şimdi gelip örtmüşler üstünü, yok etmişler onu da
Eve girdim, bir akşamüzeri, yaktım ışıkların hepsini
Ah o lambalar, sessiz ve dilsiz
Yaktım ki hepsini, yalnızlığımı unuttursunlar bana, her günkü gibi
Cevap vermeyeceklerini bilsem de teşekkür ederim onlara, bir deli gibi
Eve girdim, bir akşamüzeri, poşetleri mutfağa koydum
Ah o mutfak, dilsiz, sessiz
Kim bilir ne çok isterdi bir kadın eli değsin kendine
Ama üzgünüm mutfak, en yakın kadın, karşı komşu Sakine
Yemek yedim, bir akşamüzeri, aynı çatal, aynı kaşıkla
Ah o çatal, o kaşık dilsiz ve sessiz
Yine de ayrılamaz ikisi, ama yazık
Söyleyemezler birbirlerine olan sevgilerini
Yemek yedim, bir akşamüzeri, aynı yemeği
Ah o yemek, dilsiz, sessiz
Ey sen, dünden kalan bir tabak makarna
Tek kelam laf etmeden, nasıl bu denli hüzün verirsin insana?
Yatağa girdim, bir akşamüzeri, çektim yorganı
Ah o yorgan, dilsiz, sessiz
Fakat kalındır, sıcak tutar soğuk gecelerde
Konuşanların veremediği sıcaklığı verir konuşamasa bile
Yatağa girdim, bir akşamüzeri, yastığa koydum kafamı
Ah o yastık, dilsiz, sessiz
En gizli sırlarımı bilir o, geceleri ettiğim duaları duyar
En özel anlarımı görür, çünkü ağlarken bana bakar
Her gün, her gün aynı şeyleri yapar, öyle yaşar giderim
Yaşamaksa tabi eğer bu, bu yalnızlıksa yaşamak
Sesleri bile olmayan, dilsiz eşyalarsa benim yoldaşım
O vakit neden yaşarım?
O vakit, yoldaşım halatı alırım
Yoldaşım tavana bağlarım
Yoldaşım sandalyeye çıkarım
Bundan sonra ise, tabuttur benim yoldaşım
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top