RUE

" Bizi neden uyarmadın?"

Herkes toplantı masasının etrafında oturmuş,  bana tip tip bakıyordu. Bunun olacağını biliyordum.

" Zamana her zaman müdahale edilmemelidir. Bilin ki, benim her zaman bir planım vardır. Zaten sonucu kötü olacaksa ben bilirim. " dedim. Nico bana tuhaf bir bakış attı:" Yani sence Akiko'nun yaralanması iyi birşey mi?"

Önümdeki ahududulu kekten bir ısırık aldım:" Yakında bunu neden yaptığımı anlayacaksınız. Ben ne yaptığımı biliyorum." Dedim ve ayağa kalkıp kapıdan dışarı çıktım. Sonra da kekimi de almaya karar verip onu almak için geri gittim.

Ne yani? Kekler güzeldir. Hem de lezzetli. İçinde enerji verici öğeler ve tahıl var...

Kekimi yatağımda mideye indirdikten sonra yere oturdum. Gözlerimi kapattım.

Evet, yine o görüntü vardı.

Ne yapalım, kader bu...

***

Akiko'nun yanına gittim. Revirde yatağın üzerinde kanlar içinde yatıyordu. Ona güven vermek için gülümsedim ve yanına oturdum.

" Merak etme, iyileşeceksin. Bunun olmasına izin verdim çünkü bir sebebi var. Yakında öğrenirsin. Sana zarar vermem." Dedim kararlılıkla. Başını yavaşça salladı. O göz yaşını dökmeden bir peçete alıp ona uzattım. Peçeteyi aldı ve gözünü sildi. Ne kadar da masum ve iyi bir kızdı. Ne yazık ki, daha da sert ve kendine güvenen olarak savaşmalıydı. Ne yapalım, kader...

İçeriye Cassandra ve Nico girdi. Cassandra hemen Akiko'nun yanına koştu ve ona sarıldı.

" Akiko! Tanrılarım... İyi misin?" Cassandra Akiko'yu cidden kardeşi olarak görüyordu. Bu da çok güzel bir manzaraydı.

Akiko yavaşça gülümsedi. Gülümseyince çok şirin bir kız oluyordu. Tıpkı küçük bir çocuk gibi.

İçeriye Toprak ile Lucas da geldi. Toprak geçmiş olsun diledi ve odadan birden çıktı.

Bu kız, çok büyük bir bela açacaktı.

ÇOK BÜYÜK...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top