CASSANDRA
Ben sınıfa yürürken bilin bakalım kiminle karşılaştım: Elizabeth Jones. Benim deyimimle Çakma Sarışın. Pis yaban domuzu... O kalkık burnuyla domuz gibi gülüyor hep...
Çakma Sarışın beni görünce tuhaf tuhaf gülümsedi. Ben de ne kadar da salak diye geçirdim içimden.
Gözüm Elizabeth'in elindeki suya ilişti. Yoksa... Evet. Düşündüğüm şeyi yapacaktı. Bu yüzden sınıfa girmeden önce biraz kağıt peçete almayı da ihmal etmedim. Yine o aptal şakayı yapacaktı. Kendisimi çok komik zannediyordu. Hala çocuk şakaları yapıyordu.
Sınıfa girdim ve ilk iş sandalyemin üstünü temizledim. Tahmimim doğru çıkmıştı. Sandalyemin üstüne su dökmüştü ki ben de üstüne oturayım.
Peçeteyi ne yapacağım diye düşünürken aklıma daha iyi bir fikir geldi: Islak peçeteyi Elizabeth'in çantasına koymak. Ahanda buradan gapah ossun sana pembe bozuntusu!
Zil çaldı ve Elizabeth'in gelmesini bekledim. HAH! İşte gelmişti! Belini kıvırara kıvırara girdi sınıfa. Hoop, elini çantasına attı. Ve: Bingo!
Tiz bir çığlık. Yapmacık ağlamalar. Tam komedi! "Ama bu yapış yapış ve iğrenç! Iyyy!" Diye ağladı Çakma Sarışın. Ben ise yerlerdeydim gülmekten.
Ne yazık ki, koridordaki nöbetçi öğretmene yakalanmıştım. Gerçi bunu hesaba katmıştım ancak umursamamıştım. Ne de olsa hergün başım belaya giriyordu.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top