21.BÖLÜM ~GERÇEK~
"İnsanı yoran şey neydi ? Ya da çaresiz bırakan ? Şu yalan dünya da o kadar çok yorulduğumu hissediyorum ki... Bazen nefes alamaz hale geliyorum. Birilerinin benim çırpınışlarımı görmesini isterken , onların çığlıklarını duyuyorum. Artık gerçek ne yalan ne ayırt edemez oldum. İnsanlar rollerini öyle güzel oynuyorlar ki geriye sadece alkışlamak kalıyor. Yalansız , gerçek sevgiyi arıyorum. Peki bu çok mu zor ?"
Multimedia : Kahraman Deniz - Böyle Sever
~~~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimde sanki ağırlık vardı. Açmaya çalışıyordum fakat açamıyordum. Sanki ölmüştüm ama öldüğümü bilen yoktu. Dudaklarımın kuruduğunu hissediyorum. Fazlaca susamıştım. Susuzluk kendini o kadar bastırıyordu ki zoraki şekilde gözlerimi aralamaya başladım. Bir yandan da "su" diye söyleniyordum.
"Tabi kızım sen yeter ki iste hemen getiriyorum."dedi biri annemin sesine çok benziyordu. Bir el ensemden tutup başımı kaldırmaya çalışıyordu. Ben de ona yardım ettim. Bardağı dudaklarıma değdirdiğinde yavaş yudumlarla suyu içmiştim.
Biraz kendime gelmiştim. Gözlerimi araladığımda odamdaydım. Annem başımda bekliyordu. Ayaz yorgun bir şekilde odamda ki pufun üstünde uyukluyordu. Yorgunluğu yüzündeki halsizliğinden belliydi. Annemin göz altları morarmıştı. Yaşını göstermeyen kadın resmen çökmüştü.
"Anne!" dedim kısık sesimle. Annem hemen yanıma doğru iyice yaklaştı. "Efendim güzel kızım."dedi kırık bir tebessümle. Annem fazlasıyla yorgundu. Bana neler olmuştu bilmek istiyordum. Neden sanki günlerce uyumuş gibiyim. Çok halsizim , çok yorgunum. Sonra sonra Tamay. Gerçekten bitmiş miydi? Neden yanımda değildi? Ben yalan olmasını çok istiyordum.
"Anne , neler oldu ? Neden bu kadar yorgun hissediyorum? Tamay nerde ? En son neler oldu. Bölük pörçük hatırlıyorum her şeyi."dedim aynı kısık sesimle. Annem elini yanağımın üstüne koydu. Hafif hafif okşuyordu. Gözlerinde hüzün vardı. Sonra yandan kırık bir tebessümle dudaklarını araladı.
"Güzelim. Biray'ım. 3 gündür uyuyorsun. Bizim evde kahvaltıdan çıktıktan sonra biraz tartışmışsınız galiba sonra bünyen zayıf düştüğü için orada bayılmışsın. Seni hastaneye getirdiklerinde çok korktum. Fakat testler yaptırdım. Vitamin eksikliğin ve kansızlığın olduğu için bayılmışsın kızım. Dinlenmen için de sakinleştirici yaptım sana. Onun için bu kadar uyudun."dedi annem şefkat dolu bir sesle.
Fakat bu cümlelerin hiç birinde Tamay yoktu. O neredeydi peki ? Beni bırakıp gitti mi ? İnanmıyorum 6 yıl onca zaman bekleyip sonra da çekip gitti. Ağlamaya başladım. O sırada Ayaz da uyanmıştı sesime.
Ayaz yanıma doğru geldi. "Neden ağlıyorsun? Ağlama. Uyuz bak ağlayınca çok çirkin oluyorsun."dedi anlık bir tebessüm ettim. Ayaz da tebessüm etmişti. Gözlerimi annemin gözlerine sabitlemiştim.
"Anne Tamay nerde ?"dedim hüzün dolu bir sesle. Annem baş parmağıyla gözyaşlarımı sildi. Ondan sonra yatağımın yanında ki komodinin ilk çekmecesini açtı. Ordan bir mektup çıkardı. Şaşırmıştım. Ne mektubu ? Tamay yoksa bana mektup mu yazdı ? Neden ? Yüzüme söyleyemeyeceği ne olabilir ki ? Ben kafamda düşüncelerle cebelleşirken annem söze girdi.
"Kızım bunu o gün hastane de Tamay bana verdi. Sadece senin okuman gerekiyormuş. Biz hiç açıp bakmadık. Ayaz ne kadar çok okumak istese de. Tamay senin iyi olduğunu öğrenince çekip gitti. O günden sonra ondan ne haber duyduk ne de bir şey."dedi annem ciddi bir ses tonuyla. Annem mektubu elime verdi. Arkasında sadece "Biray'a" yazıyordu.
Anneme ve Ayaz'a bakış attıktan sonra. "Anne ben biraz yalnız kalabilir miyim ?"dedim anlayış beklercesine. Annem tebessüm etti. Ayaz'a doğru döndü. "Hadi oğlum biz gidelim artık."dedi. Ayaz her zaman ki gibi "Mektupta ne yazıyor bilmiyoruz. Anne sen git ben burda kalsam ya."dedi gıcıklığı üstündeydi. "Ayaz! Bak şimdi geliyor anne terliği."dedi ciddi ses tonuyla. Annemin bu söyleyişinden sonra Ayaz korkmuş olacak ki annemden önce odadan çıktı.
Annem de odadan çıktıktan sonra yatakta hafif doğruldum. Sırtımı yatak başlığına dayadım. Mektubu zarfından çıkardım. Mektubu açmadan önce derin bir nefes alıp verdim.
"Biray , Güzelim ;
Sana bu satırları yazarken emin ol hiç mutlu değilim. Nasıl başlayacağım inan bende bilmiyorum. Sana her şeyi o gün seni götürdüğüm ormanlık alanda bana sorduğunda söylemeliydim. Ama yapamadım özür dilerim. Gerçi sana bunları söylemeye yüzüm olmadığı için mektup yazıyorum. Benim böyle bir kötü adam oluşumu görmeni istemedim. Daha doğrusu ben senin gözünde kötü oluşumu görmek istemedim.
Bundan 15 yıl önce ben daha 13 yaşındaydım. Baban beni bulduğu zaman. Sokaklarda selpak mendil satıyordum. Babam 12 yaşımdayken ağır bir kaza sonucu felç kalmıştı. Annem zaten beni doğururken ölmüş. Babam beni annemi sever gibi sevdi , büyüttü. Fakat talihsiz kaza onu felç bıraktı. Babam çalışamayacağı için aileyi biri geçindirmek zorundaydı. Geçindirecek taraf da ben oldum. Çünkü ne bir kardeşim ne bir annem vardı.
Babanla 13 yaşımdayken tanıştım. Bir gün trafik ışıklarında arabalar dururken tesadüfi şekilde siyah son model bir arabaya mendil alır mısınız demiştim. Aslında tesadüf değilmiş. Babanın korumaları ilk önce beni istemedi. Kovmaya çalıştılar. Baban arabanın camını açtı. 'Ver bakalım hepsini.'dedi . İlk önce şaşırdım. Sonra hepsini verdim. Arabaya davet etmişti beni. Kendi çocuk aklımla düşündüm. Bu zengin adam beni neden istesin ki... Meğersem belliymiş sadece ben çok geç farketmişim. 18 yaşıma kadar sadece bana iyi davrandı. Benden hiç bir şey istemedi. Okula gönderdi. Ders çalıştırdı. Babama yardım etti. İlaçlarını aldı. Bir baba gibi davramıştı. Ta ki 18 yaşıma girdiğimde benden seni takip etmemi istedi. Daha 13 yaşındaydın. Senin ortaokula gittiğin zamanı , liseye gidişini her şeyi bir bir takip ettirdi. Yapmak istemediğim karşı çıktığım zaman ise babamı öldüreceğini söylemişti. Ben de çaresiz kabul ettim. Lise son sınıftın 18 yaşındaydın. Baban karşıma çıktı. 'Onu kendine aşık edeceksin!'dedi. 'Yakınlaşacaksın! Ta ki sen onu sevmeye başladığında hayatından çekip gideceksin. Ardına bile dönüp bakmayacaksın!' dedi. Ve farkında olmadan ben sana çoktan aşık olmaya başlamıştım.
Masumdun. Çok güzeldin. Gözlerin başka kimse de göremediğim kadar güzel bakıyordu. Umut doluydun. Gülünce gözlerinin içi gülüyordu. Hiç bir erkeğe bakmıyordun. İlgini çeken tek şey kitaplardı. Devamlı kitap okuyordun. Suskun ama bir o kadar da gevezeydin. Senin gülüşün benim aşık olmama bir sebepti. Ve ben sana deli gibi aşık oldum. O gün karşılaştığımız da peçete vermen bende bazı geçmiş anıları canlandırmıştı gözümde. O gün aslında ben gerçekten sana anlattığım gibi dövülmemiştim. O sadece bir oyundu. Seninle tanışmam için bir şey yapmam gerekiyordu. Kalbin o kadar güzeldi ki gelip bana yardım ettin. Sonra biz konuşmaya başladık. Beraber zaman geçirmeye başladık. Hani o gün babamın babanı tanıdığı gün var ya bana babanı anlatmıştım. O gün kahroldum. Fakat belli edemezdim. Babam vardı. Hulusi Arıkan aslında benim babamın adı. Ama sen amcam diye biliyorsun. Babamın seni tanıması babanı tanıdığı için değil sevdiği kadına çok benziyordun. Aslında gerçekten bir kaza geçirdim. Fakat seni hatırlamam o kadar geç olmadı. Doktorun dediği gibi 1 hafta sonra her şeyi hatırlamaya başlamıştım. Baban istemedi. Seni uzak tutmamı istedi. İlk başta dediği gibi sana aşık olduğumda seni terkettim. Ve ardıma bile dönüp bakmadım.
Baban aslında seni sev demesinin sebebi babama düşmanlığıymış. Babamın çocukluk aşkı annenmiş. Fakat babası izin vermediği için babamla annen evlenememiş. Annen senin babanla evlenmiş ve aşkından vazgeçmiş. Fakat babanın kini o kadar büyük ki. Kendi kızını harcayacak kadar büyük. Çünkü babam babanın en yakın arkadaşıymış. Fakat baban annenin babamı sevmesini hazmedememiş. Annen babamı çok sevmiş. Babam da anneni fakat yaşamlarına devam etmek zorunda kalmışlar. Baban zengin olduğu için anneni babama vermemiş deden. Zaten nefret edermiş babamdan deden. Baban sırf annene babam aşık olduğu ve annenin babamı sevdiği için kini büyüdü ve beni buldu. Aynı acıyı oğluna yaşatmak için en yakın arkadaşının oğlunu kendi öz kızına aşık ettirdi. Egosu ve kini icin yapamayacağı şey yok. Yazık... Bir baba kendi öz kızına bunu yapmamalıydı. Babamın annene yazdığı onca şiir , mektup var ki bir bilsen. Hala saklıyordu. Ölümüne dek... Tek doğru olan şey ben doktorum babamın isteğiyle ve dedemden kalan mirasla zengin oldum. Ve o büroya gelip seni görmem , kalbimin atışı seni sevdiğim ilk gün ki gibiydi. Bu defa seni bırakmak istemedim. Seni buldum. Yalansız bir hayat istiyorum artık.
Seni çok seviyorum. O kadar çok ki kelimeler kifayetsiz kalıyor. Nefesim kesiliyor seni gördüğümde. Seninle bir çok hayalim var fakat yalan dolu bir sevgiyi haketmiyorsun. Sen her şeyin en güzelini hakediyorsun. Babana çok kızgındım. Ama sonra seni sevmeme sebep olduğu için ona teşekkür ediyorum.
Yalansız bir sevgiye başlamak istersen yeniden , beraber. Akşam seni en sevdiğim yerde galata kulesi önünde seni bekliyor olacağım. Gelmen dileğiyle..."
BERCESTE...
~~~~~~~~~~~~~
Vote ve yorumlarınızı bekliyor olacağım...🌸
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top