5(1 lira kadar bahtım)
Hayallerim buzluktan çıkan dondurma kutusu gibiydi. Dondurma hariç ne ararsan vardı içinde. Rüyalarımda bile bekârdım. Evlenme programlarına en sonunda başvurdum ve tam talibim çıkacakken program yayından kalkmıştı. Alın yazım, Çin malı kalemle yazılmıştı. Kocanın "k"sini yazmayla bitiyordu. Yalnızlık Allah'a mahsus demiş atalarımız. Belki annem ve çevremdeki baskılar olmasa bu kadar kafaya takmayacaktım. Hayatım gayet yerinde iş kadınıyım. Arkadaşlarım var ve bolca travmalarımla mutluyum.
Ev mahşer yeri gibi tıklım tıklım, herkes kendi kafasına göre takılıyordu. Ağzındaki diş sayısı ömründen çok olan moruk yine benim evliliğime getirmişti lafını. Kaçtım odama, nefes alacak ortam bırakmamıştılar mk her yeri üç harfliler götürüyordu. Çamaşır suyu kullana, kullana bağımlılara benziyordum.
Sarpgile gidemiyordum, hamilelik hormonlarıyla s*çıp sıvayan kankim Sude'nin halleri hiç çekilmiyordu. Emrehan'la aramız kötüydü. İç sesim yine devreye girip beni bu curcunadan kurtarmıştı. Kapıdan çıkıyorken en sevdiğim yer aşkıma, dişimi kurban etmiştim. Hay ben tümsek koyanın... Allahtan sadece kanadı, çekiçle çakılan çivi gibi gide gide yerini sağlamlaştırmıştı. Gözlerim elmas bulan zengin kadın gibi parlamıştı. Kimdi bu daş. Adama bakıyorken yine yere çakılacaktım, yere taşı kim koyuyor mk.
Kırık çıkık olmadan durağa gelmiştim çok şükür. Bir lira kadar bahtım vardı. Yakışıklıya sarılmış sarı yılan. Lannn bugün kim bana bir tarafıyla dua etti. Otobüsü kaçırdım. Ağzı bir dolu otobüse en son binen ben oldum Allah günahlarımı affetsin. Kapının açılmasıyla, gelen ses inşallah ağzımdan gelmiştir. Eteğim yırtılmıştı bu nedenle ceketimi belime bağladım. Sonunda iş yerine gelebilmiştim. "kesin kovuldun diyen ", iç sesimin ağzında üç harfli damlıyordu. Hiç bir şey hatırlamıyordum. Bu yüzden çok korkuyordum.
Allah'ım sen bu deli kuluna yardım et. İçeriye sağ ayağımla girdim bismillah nasip oldu da sol ayağı koymak nasip olmadı. Gitti kıymetlimizzzz, mabadım kesin kırılmıştı. "Ne işin var orda" ; sesiyle zaten acımdan ağlıyordum, kovulduğumu sandığım için iki katı fazla ağlamaya başlamıştım. Yanıma gelen çakma patronumun, beni kovmasına intikam olarak ceketine tüm ağlamanın birikimini ödemiştim.
Yine kader bir tarafıyla bana gülmüştü. Kovulma fikri yokken yaptığım hareketle kapının önüne koyuluyordum az kalsın. Tüm gelinlik birikintilerim, kuru temizlemeye gitmişti. Sarhoş marhoş sunumun üstesinden gelmişim. İşi sayemde kapmışız, ehhh ben olmasam iş batardı;" Lannn dünkü bebe sen olmasan dünya barışı olurdu" diyen iç sesimi sittir sene duymasam makbule geçerdi. Nankör hem içimi beleşe işgal etmiş hem de beni gömüyor, öksürük sesiyle yine sesli düşünmüştüm. İş güzel geçtiği için çalışanlar için etkinlik olacaktı. İş yapamadan eve geçtim hazırlanmak için.
*******
Ev kırk haramilerinin mağarası gibiydi. Temizlemem lazımdı ama annem esir almıştı beni. Beni annem masaya oturtmuş makyaj yapıyor. Vücudumu kaşıntı tutmaya başlamıştı bile. Annem sakın vücudun dökmesin, eldivensiz temizletirim dedi. Sanki bedenim seni anlıyor. Kendi temizleyecekmiş, ben kısmetimi balayımda ev çöp ev olsun umurunda olmaz. Bir tarafım üşür benim bu elbiseyle olmaz. Ne dil döktüysem de anneme dinletememiştim. İlerde çocuğum olmazsa sorumlusu sensin. Dememle, sen "evlenene zaten menopoza girersin" dedi. Zalim kadın.
Taksi parasını bile ödeyen annem için Allah'ım bana hayırlı eş nasip et çok âmin. Eve tek parça dönebilirim İnşallah. Sıradan mekân; saray kadar, önünde muhteşem ışıklarla donatılmış, havuz, cennetin güzelliğini gizemleştiren, gecenin karanlığı, normal sıradan yer yani anlatmama gerek yok. Çakma Türk malının gözleri bir tuhaf oldu beni görünce, şimdi bu bana göz masrafını da ödetirse şaşmam. Güzelce yürüyordum, benim suçum yok halının püskülü ayakkabının topuğuna takıldı.
Yere çakılmadım diye üzülen tek insan olarak tarihe geçecektim. Centilmenler, kısmetlerim dururken beni kurtaran Hanım teyze olmuştu. Kadının adı Hanımdı. Musluk ismini duyduğumdan beri isimlere karşı garipsemem kalkmıştı.
Önce dalga gecen iş arkadaşlarım, kıyafetimi güzel buldukları hakkında yorum yapmıştılar. Göğ*e bakan, çekyatta yatan Sinan; bilgisayar işlerini, paraya âşık, Selma ile evli olan Faruk Bey; finans danışmanı, dedikodunun anası, işlerin ustası Songül, ben ortaya karışık kıdemli eleman, Çakma Türk malı ve isimlerini bildiğim ama yüzlerini ilk defa gördüğüm çalışanlar.
Yemekte sohbet etmeyi sevmezdim. Tek susanda bendim zaten. Tepemde kavak kazığı gibi duran, taş olmak isterken kum tanesi olan, tipi kayık lüzümsüzgillerden beyefendi, ağzında okyanus ve canlılarını yaşatan yüce gönüllü insan konuşuyordu. Valla bir bok anladıysam Arap olayım, iç sesim hep haklı mı çıkmak zorunda. Mal mal tepemde konuştu ve gitti. Deli deliyi çekiyor mıknatıs şokta.
Yemekler çok güzeldi, annemsiz boğazımdan gitti ve olmadı mutlaka annemide getirecektim bir gün. Sıkkınlıktan beyin hücrelerimin nereye gittiği hakkında düşünüyordum. Tam yerini bulacakken, tepemde yine gölge belirdi. Nasrettin hocanın ışığı gören geliyor demesi gibi beni gören deliler tepemde beliriyor. Adını bilmiyorum ama tanıdık biriydi. Eve tek gidersem annem .....
Dans ediyorduk. Kibar biriydi. Adını sormaz olaydım. Hanım Teyzenin oğlu "bey". İç sesim bile şoklardaydı yoksa zillinin ağzının suları akmış şekilde laflar ederdi. Şarkı güzel sohbetler güzel derken, yer değiştirdik. Neye uğradığımı Google bile çözemez. Şaşkınlıkla patronumla dans ediyordum." Bey midir nedir bilmem ama hanım evladı gibi yemek sonrası dişlerimi karıştırırım. Boya posa kaslara bak be.."İç sesimi biri sustursun. Ben ne yaptımsa olmadı kumandası bir taraflara girmiş bulamıyorum.
Bende şans yok müzik bitti seviniyorken yine duygusal müzik başladı mk. Bu adamın beni bırakacağı yok ve bende kovulmamak için susuyordum. Bakışlarından anlam çıkaramadım, kullanma kılavuzu olsaydı iyi olurdu, gerçi üşengeçlikten bakmazdım. Şarkının sonlarına doğru "naneun neoleul salanghanda". Lafını duymamla sinirlerim tepeme çıktı. Küfrü yiyorsa Türkçe söyle hödük. Bir kere, on bir kere ayağına bastığım için dedi kesin ne olmuş yani... Ben altta kalır mıyım kalmam.
*********
Beş yüz kere özür diledim ben ne bilebilirim Korece'yi. Hem son kelimesi salağa benziyordu. Güzel olmuşmuş kıyafetim. Sadece Osmanlı tokadı attım. Yanağı kızardı, taş gibi bir şey olmamıştır. Olan benim elime oldu. Elim incindi. Otelin revirinde elimi sardılar ve patronum eve bıraktı beni. İyi olmuştu sap dönseydim. Annem bir tarafıma s**ardı kesin.
Anneme bir kere olanları anlattım ve olaysız karşıladı tuhaf kadındı vesselâm. Bugün günlerden 'ılas '"mıydı mk her şey ters gidiyordu. Okuyup üfledim, esnemekten çenem yarıldı. Lan gözü kalanın gözü bir tarafıyla yer değiştirir İnşallah. Makyajımı temizleyip inek resimli pijamalarımı giyindim. Yorgundum ve bu günü nefes alıyorken bitirmek istedim
BlackkSea_ kankim umarım beğenirsin 😍
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top