Sonunda varmıştık. Nico'ya sürekli beni takip etmesini söylüyordum. Depodan içeri girdik ve hıçkırma sesi duyduk. Bir kız ağlıyordu. Cassandra Clarke. Nyx'in kızı.

Çikolata rengindeki saçları yüzüne yapışmıştı. Benim gibi burnunun üzerinde yoğunlaşan çilleri vardı.

"Lütfen, gidin..." kızın konuşacak gücü kalmamıştı. Nico bana baktıktan sonra Cassandra'nın yanına oturdu:" Cassandra...? Şey, bunu sana hop diye söylemek biraz tuhaf ama, hani Yunan tanrıları var ya, onlar gerçek ve hala hayattalar. Sen de... şey, Nxy'in kı-" Cassandra sözümü kesti:" Lütfen, dur. Az önce beynim benimle oyun oynadı ve bir kadın adının Nyx oldugunu söyledi. Kendisinin bir tanrıça olduğunu iddia etti..."

Nico bana endişeyle baktı. Sıra bendeydi.

"Cassandra, lütfen elimi bir tut." Cassandra dediğimi yaptı ve bir süre konuşmadı. Ona bir görüntü göstermiştim.

Cassandra en sonunda bizimle gelmeyi kabul etti ve Türkiye'ye doğru yol aldık.