LUCAS
Ben kimim? Lucas Smith. Kaç yaşındayım? Onsekiz. Neredeyim? Ne yapıyorum?
İşte bu son iki soru tartışılırdı.
Yerdeydim. Nasıl olmuştu bu? Kafamı onca ağrıya rağmen kaldırdım. Yer altındaydım. En büyük korkum... Beceriksizce ayağa kalktım, sendeledim ve suya düştüm.
Su mu? Abraka dabra.
Ne oluyo? Ben kimim? Neden buradayım? Burası da neresi?
Hafızam silinmişti. Ne?! Hiçbir şey hatırlamıyordum.
Ayağa kalktım. Nehir gibi birşeye düşmüştüm. Ama nehirden süt gibi bembeyaz bir sıvı akıyordu. Öksürdüm.
Yeraltında mıydım? Eh, öyle olmalıydı. Simsiyah kayalar diken gibi zeminden ve tavanlardan fışkırıyor, adeta etrafa korku veriyorlardı. Titredim. Yeraltı bana göre bir yer değildi.
Bir adam önümde belirdi. Simsiyah motorsiklet ceketine ellerini sokmuş, otuz iki dişiyle sırıtıyordu. Adam bana yaklaştı:" Korkuların ne yazik ki bu kadarmış!" Dedi alayla. Sonra da yalancıktan şaşırma taklidi yaptı ve:" Ah, doğru! Sen kim olduğumu bilmiyorsun ki! Zavallıcık, hafızanı yitirdin. Senin için hatırlatayım: Ben korku tanrısı Phobos ve şu an korkudan titriyorsun!" Dedi adam. Pislik.
" Ne yaptın bana?!" Diye tısladım. Adam pes edermişçesine ellerini havaya kaldırdı:" Lethe'ye düşen sensin, dostum. Beni suçlama. Keşke bu yaşadıkların gerçek olsaydı!" Dedi adam.
Keşke gerçek mi olsaydı? Zaten gerçek değil miydi?
Elimin tersiyle kanayan dudağımı sildim. " Nasıl gerçek olsaydı? " Phobos kafasını geriye atıp güldü. "Sen boşver! Anlamazsın!" Dedi eliyle ağzını kapayarak. Sinirlendim. Öfkem, kocaman bur dalga halinde bulunduğumuz alanı sardı.
Tavandaki taşlar yavaş yavaş eksilmeye, gökyüzünü göstermeye başladı. İşte bu. Gök.
Phobos' un gülümsemesi anında silindi. " Ne?!"
İçime tertemiz havayı çektim ve elimde olmadan sırıttım. Artık güç, bendeydi.
Bende.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top