9•BB➺「 Eroin 」
Multi⤴Batu
Bölüm siyahgokyuzu21'e ithaf edilmiştir
Keyifli okumalar 😊
Hani filmlerde olur ya, baş roldeki kız uykusundan alarm çalmadan uyanmıştır. Saçları dün gece nasıl yaptıysa aynen öyle kalmıştır. Yüzünde büyük bir gülümseme ile yatakta doğrulur, daha sonra penceresinin önüne geçip perdeleri aralar. Sonra camda ki yansımasına bakıp, bugün çok güzel bir gün der ve sabah sporu için eşofmanlarını giyer.
Benim ki mi? Benim ki tam bir facia. İlk başta saçlarım asla düzenli olmaz. Şuan bile değil. Kuş yuvasına dönen topuzumdan dökülen bir kaç saç tutamını kulağımın arkasına ittim. Başımda vır vır öten alarmı aldırmayıp, yatağımda biraz daha yayıldım. Üstümden yorganımı çekmeye çalışan anneme tehlikeli bakışlarımı gönderip, yastığıma biraz daha sıkı sarıldım.
"Kalk kız artık. Yemin ederim her gün seni böyle uyandırmaktan bıktım! Hem sana bir sürprizim var" dediği gibi yataktan kalktım. "Hani. Hani nerede sürpriz. Anne nerede!" yataktan kalkıp etrafa bakındım.
"Çemkirme kız bana. Üstünü başını giy, sonra gel kahvaltını yap. Ondan sonra gösteririm." Her ne kadar kalkmak istemesem bile el mecbur odamdan çıkıp koridordaki banyoya girdim. Temel işlerimi halledip, üzerimi değiştirdim. Saçlarımı tekrar düzleştirip, bol bol rimel ve şeftalili dudak balımı sürdüm. Çantama da bir kaç kitap ve defter koyup aşağı indim. Seri adımlarla mutfağa yol alıp, annemin hazırladığı kahvaltının başına geçtim. Babamın yanaklarına sulu öpücüklerimden bırakıp "Afiyet olsun" dedim ve kahvaltıya gömüldüm.
Bir kaç dakika içerisinde kahvaltımı yapmış salonda gözlerim kapalı şeklinde annemi bekliyordum. Heyecandan terleyen ellerimi okul eteğime silip, dişlerimi biraz daha sıktım. Nerede kalmıştı ki bu karı?
Tam o anda "Geldiiim" diyen annemin sesi doldurdu kulaklarımı. "Sakın açma gözlerini. Ben sana aç diyeceğim" dediğinde başımla onayladım.
"1...2...3!" dediği gibi gözlerimi açtım. Göz hararelerim ilk başta ne olduğunu anlamamışçasına hâlâ masanın üstündeki şeye baktı. Gözlerimi birkaç kez daha kırpıştırdım sanki bunun bir hayal olduğunu düşünerek. Ellerim istemsizce kutusuna gitti. Anneme baktım bunun bir rüya olmasını dileyerek. Gözlerinde ki sevinç ve mutluluk parıltıları beni bir kez daha ağda makinesine bakmaya zorladı.
Sessu ağda?
"Anne bu ne?" dedim kendini yanımdaki koltuğa atarken, bana doğru döndü. "Beğendin mi kızım? Bunu sana aldım. Artık her şey daha kolay. İki cart cart yapıyorsun. Hop mis gibi çıkıyon!" Yaşadığım hayal kırıklığını aldırmayıp salondan çıktım.
"Anne saolasın. Odama bırakırsın." Dedim arkama doğru. Mutfağın girişine bıraktığım çantayı alıp, vestiyerde ki siyah montumuda üzerime geçirdim. Havalar gerçekten çok soğuktu bu sıralar, gerçi kış ayına da girmemizdendi bu soğuklar ama neden sizce kış mevsimini sevmiyordum.
Evden çıkıp kışlık botlarımıda ayağıma geçirip sitenin sokağında Peri'yi beklemeye başladım. Zaten bir kaç dakika sonra oda gelmişti. Önümüzde duran servise binip okula geçtik. Bahçeye adım atar atmaz Peri konuşmaya başladı.
"Ne oldu bugün bir üzgün görünüyorsun?" aklıma olanlar geldikçe gülesim geliyordu. "Annem ağda almış." Dediğim de bir kahkaha tufanı koptu dudaklarının arasından.
Gözlerim okul bahçesinde gezdirdiğimde Aras'ta durdu. Her zaman ki 5 kişilik bir arkadaş grubu ile kamelyalarda oturuyordu. Yanında ki çocuk bir şey anlatırken onun gözleri çevredeydi. Öyle ki bakışlarımı hissetmişçesine anında beni buldu gözleri. Yüzünden eksik etmediği sırıtışıyla bana bakıp, göz kırptı. Anında bakışlarımı ondan çekip, Peri ile okula girdik. Koridordaki tüm öğrenciler kendi hallerinden takılırken, sınıfa geçip sıramın üstünde yayıldım. Peri'de yanıma otururken, gözlerimi kapatıp masamın üzerine koydum başımı.
Peri'nin çekiştirmeleriyle gözümü açtım. "Ne oluyor kızım ya?"
"Lan ayı sabahtan belli uyuyorsun. Kalk da kantine inelim." Dediğinde başımla onaylayıp, sıradan kalktım. Hareketsizlikten uyuşan ayaklarım ve kollarımı hareket ettirip biraz olsun rahatlatmaya çalıştım.
"Kaçıncı derse gireceğiz?' diye sordum merdivenlerden inerken. "3" dediğinde başımla onayladım.
En alt kattaki büyük salon gibi odaya girip, Peri'yle masalardan birine oturduk.
"Sen bekleyen dur. Ben iki kahve alıp geliyorum" dediğim gibi masadan kalkıp kantin sırasına girdim. Allah'tan çok uzun bir kuyruk yoktu. Önümdeki iki üç kişide işini bitirince 2 tane kahve isteyip bekledim.
Kahveleri alıp arkama doğru döndüm ve masamıza doğru ilerlemeye başladım. Ta ki birine çarpıp kahvelerin birazını parmaklarıma dökene kadar.
Refleks olarak "Hassiktir" nidası döküldü dudaklarımdan.
"Rüya iyi misin? Kusura bakma bir an seni göremedim. Gel istersen bir revire gidelim. Elin yandı. Krem falan sürerler. Hay eşek kafam ya. Özür dilerim." Bakışlarım yukarı doğru çıkarken Batu'nun siması ile karşılaştım. Her ne kadar içimden sövsemde dışımdan sadece "Önemli değil" demekle yetindim.
"Bu sıralar pek konuşamadık değil mi?" dediğinde başımla onayladım. Geçen hafta Batu'da Aras gibi okula gelmemişti.
"Öyle oldu" diye mırıldandım. "İstersen birlikte oturup, biraz konuşabiliriz" diye de ekledim sözlerime.
"Neden olmasın? deyip birlikte Peri'nin yanına adımladık.
***
"Ondan sonrada sarhoşluğun verdiği uyuşuklukla kendini 2. Kattan attı." Dediğinde kendimi tutamayıp kahkahayı bastım. Batu bize arkadaşlarıyla yaptığı komik olayları anlatıyordu ve benim Peri'yle gülmekten karnımız ağrımıştı. Kahkahamı bölen zil sesi ile ayaklandık.
Merdivenlerden tekrar çıkıp bizim kata geldik. Batu'nun sınıfa ayrı olduğu için o başka bir sınıfa girip bize el sallamıştı. Aynı şekilde bizde karşılık verip koridorda yürümeye devam ettik. Bizim sınıf en sonda idi.
"Ben bir lavaboya gidiyorum" dediğinde Peri, başımla onayladım. Peri gittikten sonra tam bir adım daha atacakken kolumdan boş bir sınıfa çekilmemle, ağzımdan istemsizce bir çığlık çıkmıştı.
"O orosbu çocuğu ile bir daha konuşmayacaksın!" diye kükreyen kişiyi buldu bakışlarım, Aras?
"Hangi orosbu çocuğu?"
"Kaç tane var?"
"Ne bileyim? Bir sürü var" dudaklarından histerik bir gülüş kaçtı.
"Batu denen pezevenkle bir daha konuşmayacaksın! Görüşmeyeceksin! Onun olduğu yerden uzaklaşacaksın!" Hem bağırıyor, hem de kolumdan sıkıca tutup ittiriyordu beni.
"Yapma ya. Buna sen mi karar vereceksin?" dedim bende onun gibi bağırarak.
"Evet! Gerekirse ben karar veririm! Sende onunla bir daha konuşmayacaksın! Ve ben sözümden çıkanlardan hiç hoşlanmam." Deyip kolumu bıraktı. Bir an kolum kopacak sanmıştım.
"Sende ki ne bu kötü çocuk tavırları lan? Karışma benim hayatıma. Çünkü karışacak en son kişi bile değilsin" deyip sınıftan çıktım. Gelen gürültüleri duymazdan gelip kendi sınıfıma geçtim. Her halde bir şeyleri yumrukluyordu.
Sınıfa baktığımda daha hoca gelmediğini görünce derin bir nefes verdim. Peri'nin de olmayılından faydalanarak sıramda yayıldım. Çantamı masamın üzerine koyup, başımı da çantaya gömdüm. Bekle beni uykum...
***
"Yemin ediyorum ben seni uyandırmaktan bıktım. Sen uyumaktan bıkmadın be kızım!" Göz kapaklarımı Peri'nin ısrarları sonucunda açtım. Uyumaktan bıkılır mıydı yahu!
"Ne var lan yine?"
"Kalk öğle arasına geçtik. Yemek yiyelim biraz" dediğinde başımla onaylayıp,birlikte sınıftan çıktık. Tam son kattaki merdivenlerden de inecekken aklıma telefonumu sınıfta unuttuğum geldi.
Peri'ye açıklamayı yapıp koşar adım tekrar sınıfa çıktım. Sınıfın kapısına geldiğimde derin bir nefes çekip, sırama doğru ilerledim. Ta ki sınıfta Batu'yu görene kadar. Arkası dönük pencereden dışarıyı seyrediyordu ve beni hâlâ fark etmemişti.
"Batu?" Sesimle birlikte bakışları bana döndü.
"Hih! Batu sana ne oldu böyle? İyi misin sen?" Göz bebeklerinin içi kıpkırmızıydı ve göz altları ise mosmordu.
"Vay vay vay. Bakın burada kimleri görüyoruz? Rüya Hanım ne güzel tesadüf bu!" adımları bana yaklaşırken, geriye doğru adımladım. Bir zaman sonra sırtımda duvar ile buluştu ancak Batu hâlâ üstüme geliyordu.
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Zaman kaybetmeden elleri ise boynumla buluştu. Sıkmıyordu öylece bakıyordu bana. Korkudan gözlerim dolmuş, teker teker yanaklarımdan akıyordu tuzlu sular.
"Uzaklaş benden Batu" ellerimle göğsünden ittirmeye çalışsam da işe yaramıyordu. Onun ise alev haline gelmiş gözleri benim yüzümdeydi.
"Neden bunu yapıyorsun Rüya?" Başımı onaylamazca salladım.
"Ben bir şey y-yapmıyorum Batu" Boğazımdan gelen derin bir hıçkırık döküldü dudaklarımın arasından.
"Yapıyorsun Rüya!" diye kükredi. Acaba çığlık atsam biri duyar mıydı sesimi? Yardım eder miydi ki? Ah! Hayır tabi ki de sesimi duymazlardı. Hepsi yemekhanedeydi şimdi. Peki Peri. Merak etmemiş midir şimdiye kadar beni?
"S-sana ne o-oldu b-böyle B-batu" dedim hıçkırıklarımın arasından.
"Sence ne olmuşa benziyor?"
"Y-yoksa yoksa s-sen e-eroin m-" sözlerim Batu'nun ani bir hareketle boğazımı sıkmasıyla kesildi. Çığlığım tüm sınıfı inletirken ne gelen vardı nede gelen.
"Evet! Evet kahrolası. Evet!" Nefes alamamak ciğerlerini yakmaya başlamıştı artık.
"B-bırak" dedim fısıltıdan farksız olan sesimle.
"Bırak ne o-olur B-batu" Bir eliyle boğazımı kopartırcasına sıkarken diğer eliyle göz yaşlarımı siliyordu. O sildikçe yerine yenileri ekleniyordu.
"B-batu nefe- n-nefes a-alamıyorum." Gözlerim yavaştan bulanık görmeye başlamıştı. Bedenimin titrediğini adım kadar emindim. Ölüm cidden bu kadar mıydı? Bu kadar basit miydi? Çaresizce olacakları beklemeye başladım.
Bedenim kendini taşıyamıyor, ağır bir yük biniyordu sanki omuzlarıma. Gözlerim kapanırken tek duyduğum şey ise kapının kırılırcasına açılıp, kulaklarımı aşina olduğum Aras'ın sesinin doldurmasıydı.
"Ne oluyor lan burada orosbu çocuğu!" Boynumu tutan eller aniden yok olduğunda, bedenimde sonunda yerle buluşmuştu.
1379 Kelime ✔
Arkadaşlar bir şey söylemek istiyorum. Okunma sayısı gerçekten fazla ama vote sayısı nerdeyse çeyreği kadar. Bu yüzden sınır koymayı düşündüm.
SINIR: 40 vote 35 yorum.
Bu arada bölümler için ithaf koymayı planlıyorum. İstediğiniz bir bölümü söyleyin ve o bölümü size ithaf edeyim.
Sizi seviyorum😘 Diğer bölümde görüşmek üzere👋
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top