54•BB➺「Hayırlı Bir İş」
Aras'tan geri çekilip göz yaşlarımdan ıslanan yanaklarımı sildim. Aras'ta bana belli etmemeye çalışarak gözlerini sildiğinde, el ele tutuşarak bizimkilerin yanına döndük tekrar. Bizim keyifsizliğimiz diğerlerini de etkisi altına aldığı için bir süre sonra toparlanarak kalkmıştık.
Arabaya yerleşip, başımı cama yasladım. Bir süre sonra yan koltuğa oturan Aras, arabayı çalıştırarak eve doğru sürmeye başladı. Arabadaki sessizlik rahatsız etmeye başladığında uzanıp radyoyu açtım.
Madem ki istiyorsun, öyleyse durma git
Beni düşünme, rahat ol yalnız, kalabilirim
Sezen Aksu'nun Git şarkısı çalmaya başladığında müziği kapatmak için elim radyoya gitti. Aras radyoda ki elimi tutarak parmaklarını geçirdi parmaklarımın arasına. Bir nevi kapatma demek istiyordu sanırım.
Git, git, gitme dur, ne olursun
Gitme kal, yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa, daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak, yarım kalan bi şeyler var
Gitme dur daha şimdiden, deliler gibi özledim
Şarkının çoğu nakaratı bizi anlatması ile kuruyan gözlerim tekrar ıslanmaya başladı. Camda olan başımı çekip, camı açtım. Arabaya giren soğuk rüzgar beni biraz daha rahatlattığında başımı camdan dışarı çıkartarak derin bir nefes aldım.
"İçeri gir, birşey olacak şimdi" Aras'ı dinlemeyerek rüzgarda uçuşan saçlarımla gülümsedim.
Bana bir şey olsaydı gidemezdi değil mi? Düşüncelerimden dolayı kendime kızdım bir an. Nasıl böyle bir düşüncesizlik yapabilirdim ki? Sonuçta ayrılmayacaktık, her fırsat olduğunda birbirimizin yanında olacaktık.
Apartmanın önüne geldiğimizde, Aras'a döndüm. Zaten bakışları bende olan Aras gülümsediğinde bende gülümsemeye çalıştım. "Sabah erken uyanda kahvaltıya gidelim" dediğinde başımla onayladım. "Bir ihtimal uyanabilirsem gideriz" dedim. Gülüp, yanağıma bir öpücük kondurdu. "İyi geceler güzelim" bende yanağını öpüp "İyi geceler" diledim. Arabadan inip eve doğru adımlamaya başladım.
Sessizce evin kapısını açıp uyuduğuna emin olduğum bizimkileri uyandırmamak için parmak uçlarımda odama kadar ilerledim. Odama geldiğimde ışığı açıp üzerimi değiştirdim. Beyaz şortu pijama takımımı üzerime geçirdiğimde makyaj temizleme suyumu ve makyaj pedimi alarak yüzümdeki makyajı temizledim. Yüzümü iyice temizlediğimden emin olup, kirlenen pedleri odamdaki küçük çöp sepetine attım.
Odanın ışığını kapatarak elimdeki telefon ile yatağıma girdim. Kafamı dağıtmak için biraz sosyal medyada gezinsemde pek işe yaramamıştı. WhatsApp'a girerek Peri'ye mesaj attım.
Boş Ama Hoş♥️:
Uyudun mu lan?
Uyku tutmuyor baboş. Zabaa gadar burdayım.
Sabaha kadar burada ne bok arayacan salak.
Çaktırma reis.
Asıl sen çaktırma :D
Ne diyon tirrek. Bir acun atasözü der ki 'Sikerim belanı ha yavşak'
Abi büyüksün. Saygılar.🕴
Eyw yiğenim.
Ee Aras eniştem ile ne konuştunuz cafeden çıkınca. Geldiğinizde ikinizinde yüzünden düşen bin parçaydı.
Bir şey konuşmadık öyle sıradan şeyler.
At yalanı Namık Kemal.
Dökül bakalım.
Haftaya gidiyormuş Amerika'ya onu falan söyledi.
Hadi bee. Kaptırdık gül gibi enişteyi yabancı gacılara.
Niye kaptıralım Peri. Aklıma kötü kötü şeyler getirme.
Kızım sen saf mısın, salak mısın?
Bu çocuk oralarda sensiz bir başına ne yapacak? Elbet gözü kayar birilerine.
Ben Aras'a güveniyorum yapmaz o öyle şeyler.
Çık kızım bu 'Aras'ım yapmaz' tavırlarından. Polyanacılığı bir kenara bırak. Hem çocuğa gitme desen, bebe bir adım atmayacak daha ağzını açıp bir şey demiyorsun.
Bir şey demeye hakkım mı var? Annesi babası öyle uygun görmüş gönderiyor işte.
Ortada benim kalacağımı bilerek bu kararı vermişler zaten ben kararlarına nasıl karşı çıkayım?
Sende haklısın ama ne bileyim ayrı kalmanızı istemiyorum be kızım.
Kaderimizde varmış ne yapalım.
Öyle tabi de işte.
Yapmışsın kırk yılın başı bana bir enişte, onu da ellere gönderiyorsun.
Bir tane daha yaparım dert ettiğin şeye bak :D
Adamın dibisin.
Neyse yavru ben kaçar, annem telefonun ışığını görürse 'Sen daha uyumadın mı?' Diyip ağzıma sıçar.
İyi geceleerr.
İyi geceler.
Telefonumu kapatıp yan tarafındaki komodinin üzerine bıraktım. Artık bende uyusam iyi olacaktı sanırım. Yanımda bulunan Frank'e sarılıp, gözlerimi kapattım.
•
"Aç şu ağzını" Aras elindeki reçelli ekmeği ağzıma uzatırken bıkkınlıkla dudaklarımı araladım. Küçük bir lokma alıp zorlukla yutkundum. "Aras vallaha yeter artık" "Bu son, hadi" diyerek elinde kalan reçelli ekmeği tekrar uzattı. Son lokmamı da alıp sandalyede geriye yaslandım ve ellerimi göbeğimin üzerinde birleştirdim.
Bu sabah Aras yüzünden 9'da uyanmış, dün akşam dediği gibi beni kahvaltıya getirmişti. Buraya kadar herşey çok güzeldi ama kahvaltıda iştahım pek olmadığı için bir şey yemediğimi gören Aras, elleri ile beslemişti beni.
Midemdekilerin yatışması için masada bulunan meyve suyumu alıp bir yudum içtim ve tekrar masaya bıraktım. Karşımda oturan Aras'ta çayından içip geriye yaslandı.
"Sence kardeşin erkek mi olur kız mı?" Diye bir soru yönelttim Aras'a. "Ne farkeder?" Deyince omuzlarımı silktim. "Olsun sen yine de söyle"
Düşünüyor gibi yapıp elindeki çay bardağını salladı. "Erkek olabilir" kız demesini beklerken ona baktım. "Neden?"
"Bu yaştan sonra bir kız çocuğu ile daha uğraşamam, aslanlar gibi yetiştirmem lazım kardeşimi" gözlerimi devirdim. "Duyanda sanacak ki 40 yaşına girdin" çayının son yudumunu içerek bardağı masaya bıraktı. Aynı zamanda eli ile garsonu çağırıp hesabı istedi. "Kızım sen farkında değilsin herhalde şu 6 ay da beni 6 yıl yaşlandırdın"
"Hadi ordan! Puşta bak sen" dedim meyve suyumu içerken. 6 yıl yaşlandırmışım, bak sen beyefendiye.
Hesabı ödedikten sonra ayağa kalkıp sırt çantamı omzuma astım. Aras'ta ayağa kalkarak elimi tuttu ve arabasına doğru ilerletmeye başladı. "Seni yaşlandıran kızın elini tutmasana ya" diye seslendim Aras'a.
Bundan sonra tripse tripti arkadaşlar.
"Gel buraya" diyerek kolunun altına aldı beni. Ters bakışlarım yüzünü bulsa da yerimden oldukça rahattım. Omzumdan sarkıttığı eline parmaklarımı kenetledim.
Arabanın yanına geldiğimizde elimi Aras'tan çekip, koltuğa yerleştim. Aras'ta araca bindiğinde emniyet kemerimi bağlamaya başladım. Tam bu sırada telefonuma bildirim geldiğini belirten ses arabanın içerisinde yankılandığında, kemerimi bağlayarak cebimden telefonumu çıkarttım.
Semiha Sultan👑:
Kız nerelerdesin sen?
Aras'la kahvaltıya gidiyorum diye çıktım ya anne evden
Tamam eve gel.
Niye?
Eve gel dedim kız, getirtme beni yanına
Of, tamam geliyorum.
Öflenmez anneye.
Telefondan kafamı kaldırarak, arabayı süren Aras'a baktım. "Beni eve bırakman lazım" yolda olan bakışları birkaç saniye bana dönüp, tekrar yola odaklandı. " Bir şey mi oldu?"
"Bilmiyorum ki" diye mırıldandım. "Annem eve çağırıyor" başını yavaş yavaş olumlu anlamda sağladığında arkama yaslanıp yolu seyretmeye başladım. Yarım saat sonra apartmanın önüne geldiğimizde Aras'ı öperek arabadan indim. Hızla eve girip kapıyı kapattım.
Elindeki toz bezi ile kapıda bekleyen annem beni görünce bezin birisini yüzüme fırlattı. "Hadi temizlik yapacağız" sızlanarak anneme baktım. "Anne sırf temizlik için mi çağırdın ya?"
"Sus kız! Başka ne için çağıracaktım?" Üzüntü ile oflayarak odama giderek üzerimi değiştirdim. Rahat kıyafetlerimi giyerek annemin yanına gittim tekrar. Elime elektrik süpürgesini uzatınca el mecbur tüm evi süpürmeye başladım. Süpürge işi bittiğinde tam yorgunlukla birlikte kendimi kanepeye atacakken annem yanıma gelip kaldırmıştı. Zorla mutfağa sokunca bulaşıkları da yıkayıp, bulaşık makinesini yerleştirdim.
Yaşıtlarım gezip tozarken benim bu halim yürek acısıydı dostlar.
Tam mutfaktan çıkarken annemin beni görmemesi için tüm bildiğim duaları sıralarken banyodan babamın sesi geldi. "Rüya! Kızım 2 dakika gelebilir misin?" Oflayıp "Geliyorum baba" diye seslendim.
Banyoya ilerlediğimde sandalyenin üzerine çıkmış avize ile uğraşan babama baktım. "Ne yapıyorsun baba?"
"Kızım lamba patlamış sanırımda onu değiştireceğim, sen cebimdeki telefonun feneri açıp bana tutsana" dediğinde ilk önce cebinden telefonunu çıkartmış daha sonra da telefonun fenerini açarak babama tutmuştum.
Eski lambayı çıkartarak bana uzattı. Lambayı alarak köşeye koydum. Tam bu sırada babamın telefonu çaldığında "Haluk Abi arıyor baba" diye konuştum. İşine konsantre olmuş babam "Hoparlöre al" diyince aramayı yanıtlayarak hoparlörü açtım.
"Adem nasılsın?" Diye konuşmaya giren Haluk Abiyi dinledim. "İyiyim Haluk, sen nasılsın?" Haluk Abinin şen kahkahası banyoda yankılandı. "Bende iyiyim çok şükür eğer müsaitseniz yarın akşam hayırlı bir iş için geleceğiz size" dediğinde bakışlarım ışık hızında babama döndü. Babamda bana baktığında "Olur, bekliyorum" dedikten bir kaç dakika sonra aramayı sonlandırdım.
•
SINIR: 80 VOTE 90 YORUM
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top