53•BB➺「Sınav」
Yanımda olan 60K'lık Başa Bela ailesi, hepinizi çok çok öpüyorum, seviliyorsunuz. 💕😘💋
Okumaya başladığınız saat?
Keyifli okumalar⚡
Ne hissedeceğimi bilmiyordum. Şaşkınlık, üzüntü, hayal kırıklığı tek tek bünyemde toplanmış beni boğmaya çalışıyordu. Yine de piknik bitene kadar ne ağzımı açıp tek kelime ettim ne de duygularımı karşıya yansıttım.
Sevdiğim adamın 3 ay sonra gideceğini öğrenmiştim. Hemde bunu kendisinden değil, annesinden duymuştum. Ne hissedebilirdim ki bu durumda?
Her ne kadar yüzümü sabit tutmaya çalışsamda annemgil çoktan olayı anlamıştı. Sanırım beni daha fazla bu ortamda tutmak istemediğinden "Biz artık kalkalım" diyip, ayaklanmıştı.
Annemgil ile bende ayağa kalkıp arabaya doğru ilerledim. Aras'tan gelebilecek tek bir çift söz bekliyordum hâlâ.
Çok mu acizdim? Bana haber vermeyi bile layık görmeyen bir adamın ağzından çıkabilecek tek bir kelimeye muhtaçtım şuan.
Dolan gözlerimi, gökyüzüne doğru çevirdim. Eve gidene kadar sakin kalmalıydım.
Arabaya yerleşip, babamın gelmesini bekledim. Nihayetinde babam araca yerleştiğinde, aynadan bana bir bakış atmış daha sonra önüne dönmüştü. Gülümsedim. Beni üzgün görmesini istemiyordum.
Yarım saatin sonunda eve geldiğimizde arabadan inip, apartmana girdim. Cebimdeki anahtar ile dairenin kapısını açıp içeri ilerledim. Arkamdan gelen anneme "Ben bir duş alayım, hep mangal koktum" diyerek odama ilerledim.
En sonunda yalnız kalabildiğimde derin bir nefes çektim içime. Dolabıma ilerleyip duş sonrası giyebileceğim kıyafetleri ayarlayıp yatağımın üzerine koydum. Cebimden çıkarttığım telefonu açıp, gelen cevapsız arama bildirimlerine hiç bakmayarak sildim.
Kimin aradığını biliyorduk sonuçta.
Telefonumu kapatıp, kimsenin bana ulaşmamasını sağladım. Daha sonra banyoya ilerleyerek, kıyafetlerimi çıkarttım ve duşa kabinin içerisine girdim. Suyun sıcaklığını ayarlayıp, yere diz çöktüm.
Burada ağlasam kimse duymazdı değil mi?
Çoktan dolmaya başlayan gözlerimi serbest bıraktım. Göz yaşlarım teker teker yanaklarımdan süzülürken boğazımdan bir hıçkırık koptu. Ellerimi ağzıma bastırarak sesimin dışarıya gitmesini engelledim.
Yarım saatin sonunda titrek bir nefes alıp ayağa kalktım. Saçlarımı yıkayıp, suyu kapattım. Bornozumu üzerime geçirerek odama ilerledim.
Odama geldiğimde bir hışım yatağa bıraktığım kıyafetlerimi giyerek yatağa uzandım. Karşıdaki duvar saatine göre saat öğleden sonra 5 gibiydi ama halsizlikten midir yorgunluktan mıdır bilinmez aşırı derecede uykum vardı.
Yatağın içerisine girerek gözlerimi kapattım. Birkaç saatte olsa artık birşeyleri düşünmek istemiyordum. Tek düşünmek istediğim 2 hafta sonra gerçekleşecek sınavımdı ama şu sıralar yaşadığım o kadar olaylardan sonra, sınav aklımın ucundan dahi geçmiyordu.
Birkaç dakika sonra uykumun iyice bastırması ile kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Gözlerimi açtığımda saat akşama doğru 7'ye geliyordu. 2 saatlik uyku sanki bana 20 saatlik uyku gibi gelirken yatakta esneyip, gerildim.
Bugün yaşanılan olaylar tek tek zihnime çöktüğünde derin bir nefes almaya çalışsam da beceremedim. Odamın duvarları üzerime üzerime gelirken kenarda hâlâ açılmamış olan telefonumu alıp aşağı indim. Salonda dalgın bir şekilde TV izleyen aileme baktım.
Onları üzmeye hakkım yoktu.
"Nabersiniz Adal ailesi" dediğimde babamın güler yüzü bana çevrildi. "İyiyiz kızım, sen nasılsın?" Gülerek yanına oturdum. "Bomba gibiyim" yanağına bir öpücük kondurup geri çekildim. Annemin ters bakışları üzerimdeyken kalkıp onu da öptüm. "Kız Semiha Sultan, kıskandın mı bizi?" Kınayan bakışlarını gönderip "Neyinizi kıskanayım ben sizin" dedi.
Birkaç dakika sonra telefonumda sanki biri ile mesajlaşmış gibi yapıp ayağa kalktım. "Peri yanına çağırıyor 1 saat oturup gelirim. Olur mu baba?" Dediğimde babam başı ile onaylayıp, gülümsedi. Odama çıkıp hırkamı alarak üzerime geçirdim. Birkaç dakika telefonumu açmak ile uğraşıp, açıldığında ise Peri'ye mesaj atmıştım.
Gönderilen: Boş Ama Hoş ♡
Annemgile sizdeyim dedim çaktırma.
Apartmandan çıkıp evin biraz uzağındaki sahile doğru ilerlemeye başladım. Neredeyse bomboş olan sahile bakıp, boş olan bankların birine yerleştim. Denizin kokusunu içime çektiğimde gözlerimi kapattım.
Orada ne kadar öyle durdum bilmiyorum. Üzerime bırakılan ceket ile kendime gelip sağa doğru döndüm. Karşımda gördüğüm Aras ile tekrar önüme dönüp denizi seyretmeye devam ettim.
Neden gelmişti ki?
"Üşüyorsun" Aras ceketi bırakıp yanıma oturdu. Konuşmasını duymazdan gelerek denizi izlemeye devam ettim. Ne konuşmaya ne de kendimi ifade etmeye mecalim vardı.
"Konuşmayacak mısın benimle?" Titrek bir nefes alarak bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. "Sen hiç benimle konuştun mu ki?"
Birkaç dakika sonra burnuma dolan sigara kokusu ile ona döndüm. Burnundan aldığı derin nefesi, ağızındaki dumanlar ile dışarı çıkarttığında bakışları denizdeydi.
"Bu sabah öğrendim bende. Annemgil yurt dışına göndereceğiz falan deyince pek takmadım kafaya. Nasıl olsa bir şekilde ikna edip, burada kalırdım. Önemsiz bir şey olduğu için canını sıkmak istemedim ama bugün nişan olayını falan konuşunca beni göndermelerinde ısrarcı olduklarını fark ettim. Senin olduğun şehirden ben gitmem Rüya, gitsem bile.." diyip, sağ avucumu göğsüne yasladı. "Burada sen varsın ve hep burada olmaya devam edeceksin"
Dolan gözlerimi yüzüne çıkarttım. Gözyaşlarım yanağımdan süzülmeye başladığında kollarımı Aras'ın boynuna dolayarak sıkıca sarıldım. Elleri bir saniye bile beklemeden belime yerleşti. Dudakları saçlarıma ufak öpücükler bırakırken, başımı daha fazla gömdüm omzuna.
Yüzümdeki ifadeyi silip, içim kan ağlaya ağlaya gülümsedim. Aras'tan geri çekilip, ellerim ile gözlerimi sildim. "Biliyorsun.." dedim hâlâ gülümsemeye devam ederek. "Ben her zaman yanındayım. Eğitim bu, sırf benim için aileni üzme" sağ avucunu yanağıma yerleştirdi. "Sırf senin için bu dünyayı yakarım"
Başımı sağa çevirip, yanağımda duran avuç içini öptüm. " İyi yönünden bakalım, oraya sevgilim olarak değil de nişanlım olarak gideceksin"
Benim gülümsemem ile Aras'ın yüzünde de küçük bir tebessüm oluştu. "Bir an önce gidip geleyim de, nikahıma da alayım seni o zaman"
"Al bari"
Yaklaşık yarım saat kadar daha oturduktan sonra, Aras'a beni eve bırakmasını söyledim. Arabasına yerleştikten birkaç dakika sonra apartmanın önüne geldiğimizde emniyet kemerimi çıkartıp Aras'a döndüm. Aynı anda o da bana dönüp, yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. "Güzelim.." ellerimi ellerinin arasına alıp, baş parmağı ile okşadı. "Gitme dersen, yanından bir adım bile ayrılmam. Bunu biliyorsun değil mi?" Başımla onaylayarak "Biliyorum" dedim.
Biliyordum. Benimle ilgili bir şüphesi olsa gitmeyi aklından bile geçirmezdi ama onun hayatında engel olarak kalmayı istemiyordum.
Derin bir nefes alarak ellerimi çektim, ellerinden. "İyi geceler" diyip üzerimde hâlâ duran ceketi çıkartarak arabadan indim.
Hızla apartmana girerek, evin kapısını anahtarımla açarak "Ben geldiim" diye seslendim ev halkına.
"Hoş geldin kızım" diye seslenen babamın yanına ilerleyip koltukta yanına oturdum. "Bir kahve yapta, içelim güzel kızım" gülümseyerek başımla onaylayıp ayağa kalktım. Salonda oturmak beni zaten boğmaya başladığı için koşar adım mutfağa gittim. Dolaptan aldığım kahveyi ve cezveyi çıkartarak kahveyi yapmaya koyuldum. Fincanlardıa tepsiye koyarak, bir süre sonra pişen kahveyi teker teker pay ettim fincanlara. Suları da yerleştirerek içeriye gittim. Annem ve babama kahvelerini uzatarak tepsiyi ortadaki masaya bıraktım. Kendi kahvemi de alıp tekli koltukların birine oturdum.
Dalgın bir şekilde kahvemi içerken cebimdeki telefonum titredi. Peri'den gelen önemsiz mesajı görüp, bildirimi sildim daha sonra annemgilin içtikleri kahve fincanlarını tekrar tepsiye koyup mutfağa götürdüm. İçerisindeki telveleri temizleyip makineye dizdim. Doğrulup makineyi kapattım ve ellerimi yıkayarak, mutfaktan çıktım. Salondakilere iyi geceler dileyerek odama doğru ilerledim. Üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim. Uykusuna düşkün olan Dobby çoktan sepetine yerleşerek uyumuştu. Odamın ışığını kapatıp yatağıma girdim. Yatakta bulunan Frank'e kolumu dolayıp sarıldım. Islanmaya meyilli gözlerim hemen dolmaya başladığında kendimi kasmayı artık bırakarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Gitmesini istemiyordum; kokusuna, sarılışına, sahiplenişine ve daha birçok şeyine o kadar alışmıştım ki, bundan sonra onsuz yapabileceğimi sanmıyordum. Ağzımdan kaçmaya hazır bekleyen hıçkırıklarımı teker teker yutup başımı Frank'e gömdüm. Yapamazdım ben Aras'sız. Kalbime saplanan acı ile derin bir nefes almaya çalıştım. Nefes alamadığımı fark edip yatakta doğrularak pencereyi açtım. Başımı dışarı çıkartarak derin bir nefes çektim içime.
Dayanamıyordum.
Pencere kenarında öylece durarak ne kadar ağladığımı hatırlamıyordum. En sonunda pencereyi kapatarak yatağıma uzandım. Dayanmam lazımdı. Güçlü olmak zorundaydım.
Hiç istemeyerek artık ağlamaktan acıyan gözlerimi kapattım. Uzun bir süre sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım.
•
2 Hafta Sonra:
"Kızım her şeyin tam değil mi?" Diye seslenen annemi onayladım. Kimliğimi ve sınav belgemi alıp odamdan çıktım.
Büyük gün gelmiş, lanet olası sınav gelmiş çatmıştı. Az da olsa kendim için bir şansım var gibiydi. Umarım çalıştıklarım boşa gitmezdi.
Sınav için annemgilin gelmemesini istemiştim. Zaten Aras ve Efe sınava girmeyecekti, ikiside özel üniversite okuyacağı için. Eymen'de üniversite 2. Sınıfa geçtiği için geriye Hande, Peri ve ben kalıyordum. Hayattaki tüm şansımı bu sınavda kullanmış, Peri ile aynı okulda sınava girecektim. Hande ise bize en yakın olan bir okulda sınava girecekti.
Evin kapısının önünde annem kollarımdan tutarak karşısına çekti beni. Sesli bir şekilde dua okuyup yüzüme tükürdü. "Çok şükür" diyerek yüzümü sıvazladım.
Elime birkaç tane şeker tutuşturdu. "Al kızım bunlar okunmuş şeker, gidene kadar yersin. Hadi allah zihin açıklığı versin" diyerek geri çekildi. "Amin" diyerek evden çıktım.
Aras arabası ile aşağıda bekliyordu beni. Peri ise Eymen ile birlikte gelecekti okula. Aras demişken.. gitmesine nereden baksak 2 ay kalmıştı. Bu 2 ay da neler yapacağımızı yada o gittikten sonra benim ne yapacağımı düşünmekten başım ağrıyordu artık.
Apartmandan çıkıp karşıda duran arabaya bindim. "Günaydın" diyerek yanağını öptüm ve kemerimi bağladım. "Günaydın"
Avucumdaki şekerleri Aras'a uzattım. "Ne bunlar?"
"Okunmuş şekermiş, annem verdi" elimden bir şeker alıp paketini açtığı gibi ağzına attı. Paketi de camdan dışarı fırlattı.
"Kızım okunmuş şeker değil sen okunmuş su ile abdest alsan yine bu sınavı kazanamazsın" dediklerine gülüp "Çaktırma" dedim.
Benim bile kendimden umudum yoktu zaten.
Sınav yerine gelip köşedeki bankların birinde oturmaya başladık. Sınavın başlamasına yarım saat vardı. Yanımıza gelen Peri ve Eymen ile biraz sohbet etmiş daha sonra Aras'ı öperek ayağa kalkmıştım.
Çoğu öğrenci içeriye girmeye başlayınca Peri ile bende ilerledim. Telefonumu Aras'a bırakmıştım. Gerekli işlemlerden geçip kendi gireceğim salon ve sıra numarasına bakarak ilerledim. Yanımda duran Peri ile birbirimize bakıp, sarıldık. "Benden yüksek alırsan ağzına ederim" dedim gülerek. Oda gülüp yanımdan ayrılmıştı.
İçimdeki heyecanı yenmeye çalışarak salonumu ve sıra numaramı bularak yerime oturdum. Güzel bir sınav geçirmemi umarak sınavıma odaklandım.
•
Sevinçle çığlık atarak karşımda bana merakla bakan Aras'ın kucağına zıpladım. Beni kucaklayıp, sarıldı. "Nasıl geçti?"
"Harikaydı!" Dedim bağırarak. "İşte benim kızım" diyerek yanağımı öptü. Kucağından inerek banka oturduk. "AYT'yi de hallettim mi gerisi kolay" dedim gülümseyerek. Bu kadar iyi yapabileceğimi hiç düşünmemiştim.
Karşıdan gelen Peri ile de konuşup onun da sınavının güzel geçtiğini anladım.
Aradan geçen bir gün ile AYT sınavından da çıktığımızda oldukça rahattım artık. Bir yanım mutluluktan uçarken diğer yanım Aras gideceği için buruktu.
En azından şu 2 ayı çok iyi değerlendirmeliyim diye düşünerek kendime teselli verdim.
Bu akşam bizimkilerle hep beraber sahil kenarında bir cafede oturmak için sözleşmiştik. Evden üzerimde yazlık bir tulum giyerek çıktım. Annem ve babamın haberi vardı. Bu yüzden çıkmadan önce gittiğime dair haber vermem yeterli olmuştu.
Her zaman olduğu gibi Aras beni evden almış, cafeye birlikte gelmiştik. Cafeye girdiğimizde karşıda oturan bizimkileri görünce oraya doğru ilerledik. Bir kaç saat sonra şen kahkahalar masayı doldururken, Eymen'in mimarlık okuduğunu, Efe'nin "Kendim yaparım kendim yerim" mantığı ile aşçı olmak istediğini ve Hande'nin de polislik istediğini öğrenmiştim.
Peri'nin hemşirelik, Aras'ın da Otomotiv mühendisliği istediğini zaten biliyordum. Ben ise daha ne mesleği yapmak istediğime karar verememiştim.
Aras elimi tutarak beni ayağa kaldırdı. "Yarım saate geliriz biz" diyerek çıkışa doğru ilerledi.
"Fan fini fin fon yapacaksanız uzakta yapın, ha birde korunun bu gencecik yaşımda AmDa olmak istemiyorum" dediğinde Aras Efe'ye öyle bir bakış atmıştı ki Efe ağzına fermuar çekmiş gibi hareket yapıp önüne döndü.
"Aras nereye gidiyoruz?"
Sorumu duymazlıktan gelerek beni cafenin çıkışına yöneltti. Karşıdaki sahil yoluna kadar ilerleyip, ayakkabılarımızı çıkarttık. Bir elimle ayakkabımı tutarken diğer elim ile Aras'ın elini tutuyordum.
"Seninle bir şey konuşmam lazım" diyen Aras'a döndüm adımlarımı durdurarak. "He gülüm" sıkıntıyla derin bir nefes alıp gökyüzüne baktı. Bakışlarını tekrar bana çevirerek "Ben haftaya gidiyorum" dedi.
Hiç birşey anlamayarak yüzüne baktım. "Nereye?" Sıkıntıyla iç çektiğinde karşısına geçtim elini bırakarak. "Amerika'ya"
Yer sanki ayaklarımın altından kayar gibi olduğunda Aras hemen belimi tuttu. "A-ama ç-çok erken d-değil mi?" Diye sordum zorlukla. Bedenim hiçbir şeyi algılayamıyordu şuan.
Aras'ın da gözleri dolduğunda burnunu çekerek sahile baktı. "Oradaki üniversitenin düzeni buradaki gibi değilmiş"
Dolan gözlerim yanaklarımdan teker teker süzülürken bakışlarımı Aras'ın gözlerinden çekmedim. "Çok özleyeceğim seni" diye ağlayarak konuştuğum da çevrede olan bakışları bana döndü. "Benim kadar değil" Kızaran gözleri beni daha çok ağlatırken ayaklarım üzerinde yükselip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. İkimizinde gözyaşı dudaklarımız arasında kaybolduğunda sıkıca sarıldı bana.
Seni çok özleyeceğim koca öküzüm.
•
Duygulandım Aq.
Umarım beddua falan etmezsiniz bana lflsşsşdsis
Bu arada ben uzun bölüm pek yazamıyorum ya. Beceremiyorum çok fazla.
Bölüm yorumları?
Okumayı bitirdiğiniz saat?
En duygulandığınız sahne?
Efe aşkımı pek katmamışsın bu bölüme diyenler nerede lclfdö
Böööylee güzel bir bölüme de güzel bir vote gelir ama dimiiii
SINIR: 75 VOTE 80 YORUM
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top