51•BB➺「Küçük Enişte」

Multi: Yeni kapağımız sizce nasıl?

Keyifli okumalar🌸

"Anı defteri oluştur bence" diye fikir önerisinde bulunan Hande'ye, başımı olumsuzca salladım. "Aras romantikliğe gelemez"

"Amma uzattınız sizde. Tut kolundan götür burger kinge, iki tane de menü söyle işte. Var mı bundan daha iyi doğum günü süprizi?"  Dediğinde Efe, Peri'nin ters bakışlarına maruz kaldı.

"Oldu canım hediye olarak da yanında diyet kola söylesin kız" Peri'yi bakışlarımla onayladım. Bu fikir benim için oldukça mantıklıydı ama birbirimizle ilk defa bir doğum günü geçirecektik. Bu yüzden daha özel olmasını istiyordum.

"Özel bir yerde yemek dizayn edebiliriz" diye konuşan Eymen'e baktım. Bu bir ihtimal olabilirdi.

"Bu da romantikliğe girer" dedi Hande. Efe bir anda yükselerek "O romantik bu romantik, koyucam şimdi bu işin içine!" Diye bağırdı.

"Sessiz olsana salak!" Diyerek yanındaki yastığı Efe'nin kafasına fırlattı Peri. "Bu acıttı" Efe kafasını ovuşturarak ayağa kalktı. "Mutfaktayım ben kankileytolar, acıktı bu göbüş"

Yaklaşık on dakika kadar odada ki herkes birbiri ile bakıştı. Hande sessizliği bozarak konuştu. "İzmit'te bizim bir yazlığımız var acaba orada mı birşeyler yapsak?" Eymen ve Peri olumlu mırıltılar çıkarırken bana da oldukça mantıklı gelmişti hem Aras'ın doğum günü de cumartesi gününe denk geldiği için okul açısından da bir sıkıntısı olmayacaktı.

"Aynen, güzel olur" dedim en sonunda. "Biz önceden gider yazlığı süsleriz, sende Aras'ı getirirsin" diyen Hande'yi onayladım.

"Başımı kim sikti ya" diyerek eli başında bir şekilde koltukta doğrulan Aras'a baktık. Gülümseyerek "Günaydın" dedim.

Muhteşem ibne gülüşüm yüzümdeyken tekrar konuştum. "Dün gece hiç uyumadın herhalde, yemekten sonra uyuya kalmışsın"

"Uykumda yoktu halbuki, ben bir ilaç alayım" dediği esnada Efe girdi salona.

"Sen dur ben sana getiririm şimdi ilacı" deyince Efe gözlerini kocaman açarak bana baktı. Tam koltuktan doğrulmuşken "Aman sen getirme kanka, ben şimdi getiririm ilacı" diyerek tekrar mutfağa yöneldi Efe.

Herkes gülmemek için kendini zor tutarken Aras hiçbirşey anlamayarak çevreye bakıyordu.

Garibim ne olduğunu bilmiyordu tabi!

Efe ilacı ve yanında getirmiş olduğu suyu Aras'a verdi. Aras ilacı içtikten sonra hepimize tek tek baktı. "Ee siz niye hâlâ burdasınız?"

"Aras!" Diye uyardım. Beni pek umursamayıp bakışlarını Efe'nin üzerinde sabit tuttu. "Mutfağı yememişsindir umarım"

"Yok kanka daha oraya sıra gelmedi" dedi Efe hiç bozulmayarak. "İyi bari tam zamanında uyanmışım desene"

Yaklaşık yarım saat sonra herkes gittiğinde evde tek Aras ve ben kalmıştım. Saate gözlerim kaydığında 19:12 olduğunu gördüm.

"Hadi beni eve bırak" dedim ayağa kalkarken. Oda oturduğu koltuktan ayaklanarak masaya bıraktığı anahtarını alıp kapıya doğru ilerledi. Peşinden ilerlerken kapının yanındaki çantamı alacağım sıra aklıma Aras'ın odasına bıraktığım formam geldi. Bir koşu formamı alıp çantama tıkıştırdım. Üzerimdeki lacivert tişörte mutlulukla baktım. Sonuç olarak bir tane daha tişört kazandırmıştım dolabıma.

Evden hızla çıkarak kapıyı örttüm. Karşıda arabasına binmiş olan Aras sabırsızca beni beklerken hızla yanına yerleşip, emniyet kemerimi taktım.

Yarım saat sonra evimin önüne geldiğimizde arka koltuğa bıraktığım çantamı aldım ve Aras'ın yanağını öptüm.

"Kaptın yine tişörtümü" şirince gülümseyerek arabadan indim. Hızla eve çıkıp gelişimi anneme belli etmeden odama girip üzerimi değiştirdim. Kirpiklerimdeki rimeli temizleyip saçlarımı gelişi güzel topladım.

Mutfakta olduğunu anladığım anneme bakıp, yemek yapmasına yardımcı oldum daha sonra salona ilerleyerek yerde yuvarlanan Dobby ile biraz oyun oynadım. Telefonumun kamerasını açarak resmini çektim.

Elime iyice yaslanan Dobby ile instagrama girip resmini story olarak paylaştım.

10 GÜN SONRA:

"Herşey hazır mı?" Diye sordum hattın diğer ucundaki Hande'ye.

"Evet, evet. Tamamladık herşeyi, sadece sizin gelmeniz kaldı" stresten tırnaklarımı kemirirken "Tamam bizde geliriz 1 buçuk saate kadar" diyip telefonu kapattım.

O büyük gün gelmiş, çatmıştı! Evet dostlarım bugün bizim öküzün doğduğu lanet gündü. Acımız büyüktü arkadaşlar.

Odamda ki masanın üzerine bıraktığım orta boyuttaki kutuyu aldım ve sırt çantama koydum. Maksat Aras görmesindi!

Aras'ın hediyesi için paralar baydığım ve oldukça lüks duran bir kol saati almıştım. Baktım tabi bu saat işi çok sıradan duruyor özel baskı tişört yapmıştım birde!

Üzerinde sarmaş dolaş bir şekilde Aras ile resmim vardı. Üzerine de gururla SAHİBİM VAR! yazısı yazdırmıştım. Tişörtlerimi alıp duruyorsun diyordu bu tişörtü artık giysin dursun yani ne yapayım?

Çantamı da alıp evden çıktım. Annemin gelişen olaylardan haberi vardı zaten. Bu yüzden rahatlıkla apartmandan çıkıp karşıda beni bekleyen Aras'ın yanına gittim.

Doğum gününü bildiğimi bile bilmiyordu zavallı.

"Günaydııın" dedim arabaya binerken. Beyefendinin kendi arabası tamirden çıktığı için oldukça mutluydu tabi!

"Günaydın"

"Ee nereye gidiyoruz" içimdeki gereksiz mutluluğu bitiremiyordum. Aras bana tip tip bakıp "Kahvaltıya gidelim istersen" dedi. Saat daha sabahın 10'u olduğu için sıkıntı yoktu.

Aras gaza basıp otobanda hızla ilerlerken, Hande'nin araması ile oyunculuğumu başlattım.

"Efendim Hande" diye yanıtladım telefonu.

"Nerdesiniz?"

"Ne! Eymen kaza mı yapmış?" Sanki çok şaşırmış ve endişeli bir hâle bürünürken Aras arabayı sağa çekmişti.

"Yalanına tükürüyüm" diyen Hande'ye bir an gülmek istesem de Aras'ın bakışları bendeyken gülemedim.

"Durumu nasılmış? Kötü birşeyi yok demi?"

"Hee çok kötü. Şimdi Peri ile salonda cilveleşiyorlar"

"Tamam biz hemen geliyoruz" dedim tüm oyunculuğumu kullanarak.

Aras bana merakla baktığında "Eymen İzmit yolunda kaza yapmış durumu çok kötü değilmiş şimdi Handegilin orada bir yazlığı mı ne varmış oraya götürmüşler" dedim yalanları tek tek sıralayarak.

Yalandan kim ölmüş?

Telefonumun titremesi ile Handenin gönderdiği konumu açıp, telefonu Aras'a uzattım.

Garibanım endişe ile 1 buçuk saatlik yolu 1 saatte gelmişti.

Yazlığa geldiğimizde Aras önden ilerleyip, koşarak açık kapıdan içeriye girdi. Tam o sırada Efe'nin ve Hande'nin patlattığı konfetiler başından aşağı düşerken, yan tarafımdan Eymen gelmiş doğum günü pastasını elime vermişti.

Gülümseyerek aynı anda "İyi ki doğduun!" Diye bağırdık.

Aras şokla arkasına döndüğünde elimde tuttuğum pastaya baktı.

"Hadi dilek tut ve mumları üfle!" Dedim hâlâ kendine gelemeyen Aras'a. Gözlerimin içine bakıp mumları üfledi.

Biz tam romantik bir bakışma yaşarken, Efe yanıma kadar gelip elimdeki pastayı aldı. "Mumları üflediğine göre ben ve bu harika şey mutfağa kaçıyoruz "

Eymen Efe'nin bu hâline gülüp "Allah'tan ikinci pastayı almıştık" dedi. Gülüştük.

Hande ve Peri pastayı ikram ederken salonda oturmuş sohbet ediyorduk. İçeceğimden bir yudum alıp ayağa kalktım. "Sıra geldi hediyeye!"

Masanın üzerine baktığım çantamdan kutuyu alıp Aras'ın yanına oturdum tekrar. Gülümseyerek kutuyu uzatıp açmasını bekledim.

Yüzüme sinirle bakıp "Gerek yoktu" dedi. Gülümsedim sadece. İçimden gelmişti sonuçta.

Kutuyu açıp ilk önce içerisinden saati çıkarıp koluna taktı.

"Oha efsane birşey bu!" Dedi Efe hayranlıkla bakarken. Aras saate bakıp yanağımdan öptü. "Teşekkür ederim."

"Beğendin mi?" Diye sordum merakla.

"Çok fazla"

Kutunun içerisindeki tişörtü de çıkarttığında herkesin bakışı Aras'taydı. Tişörtü elleri ile havaya kaldırıp iyice inceledi. "Güzelim.. Bu ne?"

"Nasıl?" Diye sordum mutlulukla.

"Çok güzel bayıla bayıla giyerim ben bunu" yüzündeki sahte gülümsemesine kahkaha attım.

"Yalnız cidden gerçek anlamda bayılarak giyer" diyen Efe'ye baktım.

Diğerleri de hediyelerini verdiğinde geriye sadece Efe kalmıştı. Hepimiz ona bakarken "İşte bu da benim hediyem" diyerek cebinden çıkarttığı falım sakızı Aras'a uzattı.

"Allah razı olsun" diyip sakızı aldı Aras.

Aradan geçen birkaç saat ile hepimiz oldukça sıkılmıştık. Eymen ayağa kalktığında bizide ayağa kaldırmıştı.

"Hadi clube falan gidelim böyle zaman geçmez evde"

Hep birlikte evden çıkmış Efe ve ben Aras'ın arabasına binmiştik. Hande ve Peri de Eymen'in arabasına yerleşmişti.

Uzun sayılabilecek bir yolculuktan sonra Efe ile güle eğlene arabadan indik. Türlü türlü soğuk espriler ile biz eğlenirken Aras canından bezmişti.

"Rock yapmayan kişiye ne denir kanka?" Diye soran Efe'yi "Ne denir?" diye yanıtladım.

"Yaprock" yüzümü buruşturarak "Bu iğrençti " dedim.

"Bu kaşarın burada ne işi var?" Diye yükselen Peri'ye döndüm. Bakışlarını takip ettiğimde karşıdan gelen Aslı kaşarını gördüm.

"Sevmediğin bok burnunun ucunda olur derlerdi de inanmazdım" dedi Efe gözlerini kısarak Aslı'ya bakarken.

Aslı kaşarı yüzsüz gibi yanımıza kadar geldi. "Rüyacığım nasılsın?"

Sinirlerim hat safadayken kendime sakin olmamı tekrar ediyordum.  "Gurursuzluğa devam mı?" dedikleri ile elektirik çarpmış gibi irkilip "Ne diyorsun lan sen orospu!" Diyip tam üzerine atlarken Aras belimden yakalamaya çalıştı.

Sol elimle Aras'ın kolunu tırnaklayıp sağ elimle havada üzerine  doğru uçarak gelen bana baktığında, kaşarın saçlarını tutup çektiğim gibi karnına tekmeyi bastım.

Aslı daha ne olduğunu anlamadan yere yığılırken, arka taraftan Efe'nin "Tutmayın küçük enişteyi!" sesi geldi.

Arkadaşlar vote vermemenizdeki sebep nedir? Kitabın konusu mu kötü? Bölümler mi iyi değil ya da kurgu istediğiniz gibi mi ilerlemiyor? Ben günümün yarısını acaba bu bölüm ne yazsam diye düşünüp diğer yarısındada bölümü yazıyorum. Gözünüzde hiç mi emek vermemiş gibi duruyorum. Kitabı beğenmezsiniz anlarım. Bölümler kötüdür anlarım ama her bölümü sıklıkla okuyup bir yıldıza basmamanızı ben anlamıyorum. HATTA ÇOĞUNUZ BURAYI OKUMADAN GEÇECEKSİNİZ biliyorum. Sizin sırf iki saniyelik bir işleminiz için diğer kişiler bölüm bekliyor. Hayır sınırı yüksek tutsam anlarım ama okuyucu sayısı sınırın 6 katı. Siz bilirsiniz yine de.

Bölüm nasıldı sizce?

Vallaha çok iyi yaptın Rüya diyenler?

Aras'ın tişörtü hakkında düşünceleriniz?

Efe'nin bölüm içerisindeki diyalogları nasıl sizce?

Kitap için sorularınız varsa buraya bırakabilirsiniz.

⭐SINIR: 65 VOTE 85 YORUM⭐

LÜTFEN EMEĞİMİN KARŞILIĞINI VERİN!

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top