4•BB➺「 Akşam Yemeği 」
Multi⤴Aras
Bölüm Hissizbirokuyucu'ya ithaf edilmiştir
Keyifli okumalar 😊
"Şşt sakin ol"
Dirseğimi arkamda ki kişinin karnına geçirdiğimde bir adet iki büklüm kalmış Batu görmeyi beklemiyordum. " Geri zekalı ne bok yemeye ağzımı kapatıyorsun!" Sinirden elim ayağım titriyordu.
"Ah! Kızım ya. Elin de ne sertmiş. Alt tarafı bir şaka yapacaktık. Bilseydim senin böyle tepki vereceğini yapar mıydım hiç?" Siniri mi alamayıp bir tane de gözüne patlattım yumruğu. Bir kaç adım geriye sendeleyince ellerini teslim olmuş gibi yukarıya doğru kaldırdı. "Tamam. Hak ettim. Kabul"
Tuvaletlerin oradan çıkıp Batu'dan biraz uzaklaştım. "Niye geldin yanıma?"
"Sen hep böyle sert misin?" Omuzlarını silktim. "Yaptığın şaka(!) sonucunda benden nasıl bir tepki bekliyordun? Şimdi asıl konuya gelelim. Niye geldin yanıma?" Sıkıntıyla ensesini kaşıyıp kafasını biraz eğdi . Tamam kızlar sakin erimedim. Tekrar başını kaldırınca göz harareleri beni buldu.
"Bu akşam birlikte akşam yemeği yiyelim mi?" Yanıma biraz daha yaklaştı öyleki aramızda sadece birkaç nefeslik yer vardı. Tam 'Hayır' deyip onu itecekken Batu gözümün önünde uçtu. Noluyoruz anasını satayım?
Yerde yatan bir adet Batu ve onu yumruklayan Aras mı? Jeton sonradan düşünce Aras'ı Batu'dan ayırmaya çalıştım. "Lan Aras ayısı kalksana be! Ne yedinde bu kadar ağır oldun anlamıyorum ki!" Son bir güçle Aras'ı çektiğimde nihayet istediğim sonuca kavuşmuştum.
"Ne dedi sana bu piç? Canını mı sıktı? Ulan pezevenk!" Deyip Batu'ya bir tekme daha bahşettiğinde zar zor geri çektim. "Lan sen niye karışıyorsun? Bir sorun olsa ben halledemez miyim sanki?" Sinirle gülüp tekrar yüzüme kükremeye devam etti. "Nerede halledecektin lan? Bu siktiğimin piçi az daha seni öpecekti! Ne halletmesinden bahsediyorsun? Tepki vermediğine göre alışıksın her halde böyle durumlara!" Elim yüzünü sağ tarafa çevirirken koridorda tiz bir ses yankılandı. Oha ben resmen Aras'a tokat atmıştım. Ama hak etmişti. Gözleri beni bulduğunda tam ağzını açacakken yanımıza gelen kızla sustu.
"Ayas bebeyim nayılyın? Göyüşmeyeli uzun zayan oydu hayatım" Beynim kırmızı x ışıkları ile kızı süzdüğünde çoktan 404 not for EROR işaretlerini vermişti. Beyaz teniyle uyumlu sarı saçları sürdüğü kırmızı rujla ve yaptığı sade makyajla gerçekten güzel bir kızdı. Yaşları bizimle oranda olması gerekirken ayağına geçirdiği elli metre topukluyla ve hemen kalçasının altında biten mini elbisesiyle dışarıya oldukça olgun bir görünüm veriyordu. Ama konuşması sanırsın 3 yaşındaki bebekten farksızdı.
"Hülya senin burada ne işin var?" Aras'ın kaşları çatıldıkça çatılıyordu. Onları aldırmayıp Batu'dan yanına çöktüm."Seyi özyedim beybeyim"
Ellerim Batu'nun kaşında gezerken dudaklarından büyük bir inleme döküldü. Şerefsiz nasıl vurduysa kanlar musluktan akar gibi akıyordu.
"Hâlâ teklifime bir cevap alamadım." Alayla kaşlarımı çatarken konuşmaya başladım. " Şu haldesin ve tek düşündüğün benim cevabım mı?" Batu'ya kızgındım bana o kadar yaklaştığı için ancak şuan hiç normal bir ortamda değildik.
"Ne teklifi?" Diye ortaya atlayan Aras'ta konuya dahil olmuştu. Ona dönüp "Sana ne?" Dedim. Ama benim sözlerimden sonra Batu büyük bir sırıtışla "Bu akşam yemek için teklif etmiştim de bazıları bunu bozdu" Aras Batu'ya hiç aldırmadan bana doğru döndü.
"Gidecek misin?" Daha ben bir şey demeden "Hayır hiç bir yere gitmeyeceksin" diye eklemişti. Allah allah ya bu kimde bana karışma hakkını alabiliyordu. "Sana sorduğumu hatırlamıyorum Aras!"
" Bana sormana gerek bile yok zaten. Gitmeyeceksin o kadar!" Aras'ı aldırmayıp Batu'ya döndüm. "O zaman Batu sen yeri ve saati bana mesaj olarak atarsın. Hadi şimdi seninle bir revire gidelim."
"Ayas noyluyo buyada?" Diye atlamıştı en sonunda maydonoz. Ayağa kalkan Batunun koluna girip Aras'ın yanından geçtim. Gözlerindeki Batu'ya olan has nefret on metre öteden bile anlaşılıyordu. Aldırmayıp merdivenlerden inmeye devam ettim. Sanırım herkes dersteydi. Koridorun boş olması da cabasıydı zaten. Birkaç merdiven daha indikten sonra bir odanın önünde durmuştuk. Seri hareketlerle kapı kulpunu aşağı indirdiğimde yardımcının gözleri bize dönmüştü. Batu'yu sedir gibi olan yerin yanına getirip geri çekildim. Yardımcı Batu ile ilgilenirken ben de bu sırada Peri'ye mesaj atıyordum.
Gönderilen: Kutsal Bakire Vold 2
Derste misin?
Derin bir nefes çektim. Ne salak olmuştum ben böyle. Tabiki de dersteydi! Çok geçmeden odayı telefonumun zil sesi doldurdu.
Gönderen: Kutsal Bakire Vold 2
Sen neredesin lan? Niye gelmedin derse?
Parmaklarım tuşlar arasında gidip gelirken ne yazacağımı düşündüm. Fazla düşünmeden bir kaç cümle doğaçlayarak durumu toparladım.
Gönderilen: Kutsal Bakire Vold 2
Hocaya bir şeyler uydurup en alt kattaki koridora gel! Soru sorma! Hemen!
Telefonu cebime koyduğumda zaten Batu'nun da işi bitmişti. Yanına geldiğim de kaşında ve dudağının kenarında olan bantları fark ettim. Şerefsiz nasıl vurduysa kanlar musluktan akar gibi akıyordu.
"O zaman adresini verde akşam seni alayım" dedi ayağa kalkmaya çalışırken. " Gerek yok sen bana yeri ve saati mesaj olarak atarsın." Tam odadan çıkacakken kulaklarımı Batu'nun sesi doldurdu "Telefon numaran olmadan nasıl mesaj atmamı bekliyorsun güzellik." 180 derece dönüp cebimdeki telefonu ona doğru uzattım. Alıp birkaç tuşa bastığında bana tekrar verdi. Bende onu çaldırdığım da odayı zil sesi doldurdu. Tekrar odadan çıktığımda derin bir nefes aldım. Allah senin belanı vermesin Aras. Hepsi senin yüzünden olmuştu! Alişiksin hir hildi biyli dirimliri! Acaba ben Allah'tan şans için dua ederken tuvalette miydim? Fazla uzatmadan bahçeye doğru yürüdüm. Görüş alanımı Peri doldurunca yanıma geldi. Direk koluma girip bahçeye doğru adımladık.
"Kızım sen nerelerdesin? Bu arada hocaya tuvalete gitmem gerek dedim hemen gönderdi sanırım kolejleri sevmeye başladım." Sözleri ile kıkırdarken bahçede ki banklardan birine geçip oturduk.
"Anlat bakalım" dediğinde tüm başımdan geçen olayları teker teker anlatmaya başladım.
***
Çalan son ders zil sesi ile ayaklanıp çantalarımızı aldığımız gibi çıkmıştık sınıftan. Merdivenleri nasıl indiğimi bilmeden bahçeye attım kendimi. Annem okulun çıkışında arabayla bizi beklerken Peri'nin kolundan tuttuğum gibi arabaya atlamıştım. Bu akşam için daha annemden izin bile alamamıştım. Derin bir nefes alıp konuyu açmaya karar verdim. "Anneciğim nasılsın?" şaşkın bakışları dikiz aynasından beni bulduğunda bende kendime şaşkındım. Sadece annemden bir şey isteyeceğimde yalakalık yapardım ben.
"Hayırdır kızım ne isteyeceksin yine?" Biraz kem küm ettikten sonra direk soru mu sordum. " Anne ben bu akşam bir arkadaşımla yemek yiyebilir miyim?" İlk önce gözleri şaşkınca açıldı daha sonra sorumu yanlış duymadığını fark edip cevabını verdi. "Hayır!" net ve soğuk cevabı içimi titretirken yardım amaçlı Peri'ye baktım. Olayı anlamış olacak ki konuya o da dahil oldu.
"Semiha Teyzeciğim vallahi sadece bir yemek. Hem bir şey olmayacak ki." Annem biraz düşünürken bizde eve yaklaşıyorduk. "Kimlerdenmiş peki bu kişi. Daha ilk günden tanıdığınız biriyle yemeğe çıkacak kadar güvendiğinize göre iyi biri olmalı."
"Yok anne ilk günden değil yani eski okuldan da tanıyorduk da okuldan gidince bir daha görüşememiştik. Şimdi yeniden karşılaşınca bir yemek yiyelim istedik" diye beyaz bir yalan atmıştım. Eğer yalan söylemeseydim annem kesinlikle izin vermezdi. "İyi bakalım ama saat 10 'dan önce evde olmak şartıyla yoksa babanla sen konuşmak durumunda kalırsın" sevinçle iki yanaklarında sulu bir öpücük bırakıp evin önünde durmuş arabadan indim. Peri ile her zamanki gibi benim odama geçtiğimizde çoktan dolabımın önünde durmuş bu akşam için giyebileceğim elbiselere bakıyorduk.
"Şu kırmızı elbise nasıl ama?" Diye bana dantelli mininin minisi olan bir elbise gösterdiğinde burun kıvırdım. " Bu ne kızım ilk günden beni yatağa at demiş gibi" Peri'de bu sözlerime burun kıvırdığında dolaptan bu sefer lacivert derin göğüs dekolteli bir elbise çıkardı. Allah aşkına böyle kıyafetler benim dolabımda ne arıyordu? Buna da olmaz anlamında kaşlarımı kaldırınca derin bir of çekip bir kıyafet çıkardı. Siyah kollarından dirseklerine kadar dantel işlemeli diz üstü bir elbiseyi arka tarafına baktığımda pek de açık olmayan bir dekoltesi vardı. Tam giyinecekken telefonumdan gelen zil sesi ile mesaj geldiğini anlamıştım. Mesaja baktığımda tanımadığım bir numaradan dı.
Gönderen: Bilinmeyen Numara
Akşam 7 de **** restaurant da olacağım. Umarım beni hayal kırıklığına uğratmazsın güzellik ;D BATU
Saate baktığımda 17:28'idi. Hızlı olursam yetişirdim. Seri hareketlerle Peri'nin elindeki elbiseyi alıp üzerime geçirdim. Geçen 1 saatin ardından saçım da makyajım da olmuştu. Karamel saçlarım bukleler halinde omuzlarımdan dökülürken makyajım ise toprak tonlarında idi. Dudaklarıma da bordo bir ruj sürüp son kez aynada kendimi süzdüm. Gayet güzel bir görünüme sahip olmuştum. Saate baktığımda 18.32 idi. Odamdan çıkıp salona geldiğimde annemin bakışları beni buldu.
"Peri Rüya nerede kızım. Gördün mü onu?" Anneme gülüp sıkıca sarıldım. "Hadi ben gidiyorum sultanım" deyip evden çıktım. Peri kendi evine giderken ben de daha önceden çağırdığım taksiye binip adresi söylemiştim.
Yarım saatlik bir zamandan sonra taksi gayet lüks bir restaurantın önünde durmuştu. Gerekli ücreti ödeyip araçtan indim. Girişin hemem önünde duran Batu'yu gördüğümde gözlerim giydiği takım elbisede asılı kalmıştı. Gerçekten çok yakışıklı olmuştu. Girmem için kolunu uzattığında fazla bekletmeden koluna girdim.
" Gerçekten çok güzel olmuşsun güzellik " Batu'ya gülümsedim. " Sende gerçekten çok hoş olmuşsun" İçeri geçtiğimizde garsonlar masamızı gösterince nezaketen Batu sandalyemi çekmişti. Elbisem dikkat ederek oturduğumda o da karşıma geçip oturdu.
"Ne yemek istersin?" Omuzlarımı bilmem anlamında silktim. "Fark etmez. Sen ne yersen bana da ondan söyle." Başıyla onayladığında yanımıza gelen garsona siparişleri vermişti. "Ee nasılsın Rüya?" Tam cevap verecekken yanımdan gelen sesle cümlem bozuldu.
"Valla Rüya'yı bilmem ama ben çok açım." Yanımdaki sandalyeye oturan Aras ile gözlerim kocaman açıldı. Bunun burada ne işi vardı!? Onu geç sabah ki kızın burada ne işi vardı?
Aras garsonu yanına çağırıp kendileri için sipariş verirken ben Batu ile hâlâ şoktan çıkamamıştım. "Senin ne işin var burada Aras?" Kendime sakin olmamla ilgili komutlar yağdırırken bir yandan da Aras'a soru soruyordum. "Yemek yiyecektik Hülya ile sonra bir baktık sizde buradasınız. Biz de hep birlikte yiyelim diye geldik. Nasıl da iyi yapmışız değil mi?" dediğinde 'ya ya' diye mırıldandım.
Batu'nun yanına oturan Hülya'nın üzerindeki derin göğüs dekolteli kırmızı mini elbiseye baka kaldım. Yani sadece baktım.
***
Yemek zamanı nihayet son bulmuştu. Yoksa Arasın Batu'ya laf sokma çabaları beni her an verem yapabilirdi. "E hadi kalkalım geç oldu zaten" diye ayaklandığım da diğerleri de benimle birlikte kalkmıştı. "Ben seni bırakayım o zaman Rüya" diyen Batu gözlerimin içine bakıyordu.
Başımı onaylamazca salladım."Gerek yok-" " Çünkü ben bırakacağım" diye sözümü tamamlayan Aras'a tip tip baktım. Tam 'Hayır' diyecekken beni kolumdan tutup çoktan çıkışa doğru sürüklemişti bile. " Aras bileğimi hemen bırakıyorsun!" dudakları alayla kırılırken başını benden tarafa doğru çevirdi. "Yapma ya bunu bana ne zorlayacak?"
"Aras bileğimi bırak!" Başını yine onaylamazca sağladı. Bileğimi öyle bir sıkıyordu ki. Sabaha moraracağından emindim. Beni bir arabanın önüne getirdiğinde içine fırlatıp kendi koltuğuna geçerken ben arabadan inmeye çalışıyordum ki lanet olası arabanın kapılarını kilitlemişti! "Niye benimle gelmek istemiyorsun?" "Niye gelmek isteyim?" Diye cevabı yapışrtırdığımda sessiz kalmıştı. Daha sonra derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Evinin adresi söyle"
"Beni bırakmanı sana söylediğimi hatırlamıyorum?" Direksiyonu sıkan elleri neredeyse beyaza dönerken yüzü hâlâ sakindi. Ya da dışarıya öyle yansıtıyordu bilemiyorum. Benim sorumu es geçip farklı bir soru sordu. "Küsmüyüz?" Sen gel alışıksın her halde böyle durumlara de sonra bir de küsmüyüz diye sor. Ya sabır! Sorusuna hiç bir yanıt vermedim. Kafamı çevirip cama yasladım ve sadece evin adresini verdim.
Nihayet eve geldiğimiz de tam kapıdan çıkacakken kilitli olduğu aklıma geldi. "Kilidi açsana" Gözlerinin bende gezindiğini anlayabiliyordum ancak ben hâlâ dışarıya bakıyordum. " Bu akşam gerçekten çok güzel olmuşsun" deyip kilidi açtığında arandan seri hareketlerle indim. Arkama çaktırmadan baktığımda hâlâ beklediğini gördüm fazla uzatmadan eve girdiğimde direk odama çıktım. Elbiselerimi bir çırpıda çıkarıp polar pijamalarımla yatağa zıpladım. Allah'tan yarın tatildi. Mutlulukla gülümseyip yatağımın üstündeki koca Frank'e sarılıp gözlerimi kapattım.
"İyi ki varsın be Frank"
1
790 Kelime ✔
Bölümü beğendiyseniz vote vermeyi ve düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın!
Diğer bölümde görüşmek üzere 🖐🏻
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top