36•BB➺「 Kayıp」

Aloooo 4 saatte sınırı geçmek nedir ya! Elimde tek çift cümle yoktuuu. Tüm bölümü tek oturuşta bitirdim umarım güzel olmuştur .

Keyifli okumalar😘

Bu arada bu bölümü güzel yorumları ile beni gülümseten HaticeYalnkl ithaf ediyorum.

'Diğer bölüm ithafı için buraya yorum bırakabilirsiniz '

Hatırlatma*
Bir anlık gelen cesaret ile sonunda ne olacağını bilmeden; dudaklarımı onun dolgun dudaklarına bastırdım.

Elimin altında bulunan Aras'ın vücudu bunu beklemiyormuş gibi kasıldığında bir an ben de ne yaptığımı sorguladım.

Harbiden arkadaşlar ben ne yaptım öyle ya? Biri bana açıklayabilir mi benim fonksiyonlar pert.

Tam geri çekilecekken Aras büyük elleri ile belimi kavramış, kelimenin tam anlamı ile kendine yapıştırmıştı.

Daha ne olduğunu anlayamadan dudaklarımın üzerinde bulunan dudakları hareketlenmiş, alt dudağımı arasına alıp emmeye başlamıştı.

Ne yapacağımı bilmediğim için omuzlarında bulunan ellerimi ensesine götürüp, oradaki küçük saçları ile oynamaya başladım.

Kilitli kalan dudaklarımı hafifçe açtığımda, Aras yüzünü sağa yatırıp daha yoğun öpmeye başlamıştı.

Ona ayak uydurmaya çalışarak bende üst dudağını, dudaklarımın arasına aldığımda belimdeki elleri sıkılaştı.

Nefesim artık vücuduma yetmediği için kafamı geri çekip, Aras'a baktım.

Gözlerinde ki ışıltı ve şaşkınlıkla baktığında, yüzüme bastıran utanç ile kafamı göğsüne bastırdım.

Lan ben ne yaptım alooo. Biride çıkıp demiyor ki Rüya kızım mal mısın sen ne yaptın diyee!!

Aras'tan gelen gülme sesi ile göğsüde titremişti. Benim de kafam 1.2 derecesinde sallanmıştı haliyle.

"Oo çifte kumrular gecenin bir vaktine işi pişiriyorsunuz yine" başım aniden kapıya doğru dönmüş, kime yakalandığımıza bakmıştım.

"Siz ne fenasınız be" Efe'den gelen tepkiler ile şaşkınca Aras'a baktım.

Allahım inşallah görmemiştir. Tek bir kişiye bile rezil olmak istemiyorum.

Aras'tan ayrıldığımda, başım öne eğikti.

Bir kaç saniye Aras'ın bakışlarını üzerimde hissettikten sonra kulaklarım sesini işitti.

"Efe sen mi kaybolursun, ben mi kayboltayım koçum"

"Aman be! Size mi kaldım. Açık dürümcü aramaya gidicem. Aras kanka arabanın anahtarını atsana kulun köpeğin oluyum" Efe'nin araba anahtarı için yalvarmasını görünce utancım yavaş yavaş gitmiş yerini gülümsemeye bırakmıştı.

Birde bu Arasımız Uludağ'ya arabasını getirtmişti. Neden gelirken onun arabası ile gelmediğimizi anlamıyordum.

"Zaten köpeğimsin, al şunu uzaklaş buradan" Aras'ın cebinden çıkarttığı anahtarı Efe'nin yüzüne fırlatmıştı. Efe son anda yüzüne gelen anahtarı tutup "Allah ne muradın varsa versin aşqum" diyip koşarak uzaklaşmıştı.

"Gereksiz"

Efe'nin boş muhabbeti ile bizim konu hazır dağılmışken, bende üzerimdeki şala sıkıca sarılıp içeriye doğru adımladım.

"Sen orada dur bakalım" arkamdan gelen adım sesleri ile hiç duymamış gibi odama doğru hızlı hızlı yürüdüm.

Tam odaya girecekken Aras son anda kolumu yakalamış, kendisine döndürmüştü. Sağ kolunu duvara yaslayıp, beni duvar ile kendi arasında sıkıştırdı.

"Nereye gidiyorsun bakalım?" Aras alnını da anlıma dayadığında aramızda hiç bir mesafe kalmamış sayılırdı.

"O-odaya"

Siktir! Ben kekelermiş miydim?

Harbiden siktir!

"Sence de konuşmamız gereken bir konu yok mu?" Gözlerim onun gözleri haricinde her yerde dolanırken "Ne konusuymuş bu? Hem benim çok uykum var yarın konuşuruz" diyip tam kaçacakken, kolumu tutup beni olduğum yere sabitledi. Burnunu burnuma sürttüğünde, bakışlarımı ona çıkarttım.

En sonunda yüzünü benden uzaklaştırırken, son anda şakağıma minik bir buse kondurup uzaklaşmıştı.

"İyi geceler" dediğinde hızlıca bende ona iyi geceler dileyip, kendimi odaya atmıştım resmen.

Yatağıma hızla otururken bu gece ne boklar yediğimi düşünüyordum. Elim ister istemez dudağıma gittiğinde, tam karşımda bulunan boy aynasından tipime baktım.

Ben neye sırıtıyordum bu kadar!

Uykumun olmadığını bile bile yorganın altına girip tavanla bakışmaya başladım.

Bir süre sonra gözlerim kapanmaya başlayınca kendimi uykuya teslim ettim.

Sabah erkenden uyanmış hep birlikte otelin açık büfe kahvaltısına inmiştik. Bu süreçte Aras'tan köşe bucak kaçmaya çalışmış, göz göze gelmemeyi başarmıştım.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra herkes aşağıda bir şeyler içerken ben odaya geçmiş saat 10 da olacak konferans için hazırlanıyordum. Lacivert çiçek desenli jeanımın üzerine örgü desenli kazağımı giyip altına kalın tabanlı spor ayakkabılarımı geçirdim.


En sonunda saçlarımı da at kuyruğu yapıp üzerime montunu geçirdim. Peri'ye gittiğimi haberdar edip odadan çıktım. Konferansın başlamasına 15 dakika vardı. Düzenlenen bu kamp yerine çok yakın olduğumuzdan 10 dakikaya orada olurdum.

Otelden kimseye ( Aras'a) görünmeden hızla çıkıp, konferansın bulunduğu yere doğru ilerledim.

En sonunda geldiğimde tek katlı olan binanın içerisine girdim. İçeride yaklaşık 20 tane gencin bulunduğu salona baktım. Fazla ayakta durmayıp ortalarda boş bir sandalyeye oturup, kürsüde bir kaç düzenleme yapan adamı seyrettim.

Adam düzeltmeleri halledip son olarak mikrofonu kontrol etti. Mikrofonda da bir sıkıntı olmadığını anlayınca 2 saatlik konuşmasına başladı.

Uzman doktorlardan gelen canlı sohbetler, oldukça akıcı slaytlar ve konuşmalar ile oldukça keyifli zamanlar geçirmiştim.

İnsanların kendileri ile barışık olmaları, her ne olursa bu hayatın sadece onlara ait olduğunu öyle güzel anlatmışlardı ki hayran kalmamak elde değildi.

Biten konferans ile Peri'ye mesaj attığımda 1 saat sonra kaymak gibi bir plan yaptıklarını söylemiş benim gelmemi beklediklerini belirtmişti.

Otele geldiğimde herkesin odasında olduğunu öğrenince hızla odaya çıktım. İçeri girdiğimde kızlar kendi hallerinde takılıyorlardı.

En sonunda hazırlanmış otelin çıkışında birbirimizi bekliyorduk. Erkekler karşıda gözüktüğünde hiç oralı olmayıp sadece önüme baktım.

Aras'ın bana olan bakışlarını hissediyordum.

Herkes toplanınca biraz ilerideki teleferiğe doğru ilerlemeye başladık. İkişerli şekilde teleferiğe binip en üst tepeye kadar çıkmıştık. Ekipmanları önceden alıp, giydiğimiz için rahattık. Tepede herkes kaymaya başladığında ayaklarımın orantısını ayarlayıp bende kaymaya başladım.

Pek iyi bilmesemde kaymayı becerecek kadar biliyordum. Eh bu da bana yeterdi.

Bir kaç kez daha kaydığımda artık yorulmuştum. Son bir kez daha kayıp odaya dönecektim. Ayaklarımın açısını ayarlayıp bu sefer arka tepeye doğru kaymaya başladım. Yolun yarısına kadar iyi bir şekilde giderken, yolun ortasındaki küçük kaya parçasını son anda fark etmiş, ne yapacağımı daha düşünemeden ona çarpmıştım.

Bir anda bozulan dengem ile daha ne olduğunu anlamadan kafamı sert bir zemine vurmuştum.

Sol ayağımdan gelen yanma hissi ile başımın dönmesi bana ağır gelirken göz kapaklarım kapanmaya başlamıştı. Kendimi zorlamaya çalışsamda açılmayan gözlerim için en sonunda pes etmiştim.

1 saat sonra Peri'den;

Yarım saattir çevrede aradığım ancak bulamadığım Rüya ile kalbim sıkışmaya başlamıştı.

Neredeydi bu zalımın kızı!

"Sevgilim?" Eymen'den gelen ses ile başımı ona çevirdim. Yüzüm artık ne haldeyse kötü bir şeyler olduğunu anlamış yanıma kadar koşarak gelmişti.

"Sevgilim iyi misin?" Kollarımı tutan Eymen ile bir anda ağlamaya başladım.

"Eymen, Rüya yok hiç bir yerde. Her yeri aradım ama yok. Telefonunu odada bırakmış, ulaşamıyorum ona. Ya başına bir şey geldiyse?" Eymen yüzümdeki göz yaşlarını silerken Aras yanımıza geldi.

"Ne oldu? Kim kaybolmuş?" Eymen alnını sıvazlayıp Aras'a döndü.

"Dostum, Rüya kayıp. Hiç bir yerde bulamamış Peri."

"Ne!"

RÜYA KIZIM ARTIK SENDE BİR KAYBOLMA BE!

Neyse bölüm nasıldııı? Sizce Efe, Rüya ile Aras'ı bastı mi yoksa öylesine mi konuşuyordu?

SINIR: 37 VOTE 60 YORUM ♥️

Not: Bu şahsiyet pubg bataklığına düştü, oyun oynamaktan bölüm yazamıyor

Not2: Arkadaşlar kitap ile alâkalı bir kaç açıklama yapmaya başlayacağım profilimden, haberdar olmak isteyenler takibe alabilir beni❤

Hepinizi öpüyorum😘

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top