33•BB➺「 Yorgunluk 」

Multi: Aras Aşqum❤

Uzun zaman sonra merhabaaaa❣ fazla uzatmadan direk bölüme geçin bence 😂

10K'ya adım adım adım.👣👣

Keyifli okumalar🍃

"Baba.." diye mırıldandım, kelimeler boğazımda düğüm düğüm olurken. "Ben.."

"Kızım.. çok yoruldun" diye devraldı annem babamın sözlerini.

"İyiyim anne ben." Elimde ki kaşığı artık sıkmaktan yorulup masaya bıraktım. "Gerçekten iyiyim"

"Rüya, kızım. İtiraz istemiyorum" görüş açım hafiften bulanık olmaya başladığın da "Size afiyet olsun" diyerek masadan kalktım.

Hole girip odama doğru ilerlerken oldukça durgundum. Bu durgunluğum 2 hafta boyunca arkadaşlarımdan uzak kalmam değildi. Biliyordum yine iletişim halinde olurduk. Ancak ailemin beni hâlâ iyileşememiş olarak görmesi.. kendime yediremiyordum. Onların üzülmemesi için elimden geleni yapmıştım şu zamana kadar. Hoş babamın dediği gibi ruhen bir bitkinliğim de yoktu aksine varsa bile, beni gönderecekleri rehabilitasyon merkezi gibi olan yerde kendimi daha kötü hissedecektim.

Arkadaşlarımın varlığı her daim beni mutlu ederdi.

Peri mesela.. Onunla yaptığımız çılgınlıkları, o kampta yapacağımız şeylere değişmezdim.

Hande.. Çok kısa bir zaman olmuştu tanışalı. Gerçi tanışmamız bile oldukça tuhaftı. O gün beni Oğuz'dan kurtarmıştı. Kahramanımdı o benim. Bu düşünceme küçük bir kahkaha atıp, koridorun sonundaki odama geldiğimi anlayıp kapıyı araladım.

Ya da Aras.. aklıma ismi gelmesi ile istemsizce gülümsedim. Tanışalı çok olmasa da onunla da çok fazla şey yaşamıştım. Her anım da yanımda olmuştu. O ilk AVM'de tanışmamız, ertesi gününde okulda karşılaşmamız ve ona söylediğim sahte isimle bana seslenmesi. Şehriban.. sesli bir şekilde güldüm bu sefer. Batu ile yemek yerken aniden mekana gelmesi ve ardından beni oradan götürmesi. Batu ile yaşadığım o iğrenç olaydan sonra beni kurtarıp hastaneye götürmesi ve benim başımda beklemesi..

Tüm anılar aklıma geldiğinde, kendimi odamdaki yatağa bırakarak düşünmeye devam ettim.

Odasını bana temizletmesi ve temizlediğim yetmezmiş gibi bir de bana kurabiye yaptırması. Bu sefer sinirle kaşlarımı çattım. Hamal gibi çalıştırmıştı o gün beni.

Aklıma birden Cenk Abi'nin evinde bana sarılışı geldi. Sıkıca.

Her şeyi zihnimdeydi. Bakışı, gülüşü, sarılışı, dokunuşu, alaylı sözleri, küçük dağları ben yarattım havaları.

Tüm bunları da, orada yapacağım şeylere değişmezdim.

Yanımda bulunan telefon titrediğinde ekranı açıp, gelen mesaja baktım. Efe'nin açtığı Whatsapp grubundandı.

Patetesli Böreğim🥙, 'YEMEKLER AŞKINA' olan konuyu 'YILBAŞI VAR DEDİLER, GELDİK' olarak değiştirdi.

Mesajlara bakmadan, rehberimde ki ismini kendi zoruyla değiştiren Efe'nin kaydettiği ismine baktım.

Patetesli Börek? Bu çocuk yemekten başka bir şey düşünmez miydi?

Patetesli Böreğim🥙: Yılbaşı var dediniz, geldik.

Eymen, Boş Ama Hoş♥️ kişisini ekledi.

Eymen: Peri'yi eklemeyi unutmuşuz.

Boş Ama Hoş♥️: Teşekkür ederim Eymen 😊 Sen de olmasan bunların beni düşüneceği yok.

Eymen: Ne demek, rica ederim 😊🖤

Boş Ama Hoş♥️: Tamam.

Eymen: Tamam.

Patetesli Böreğim🥙: Kustum bu arada.

ARASalak: +1

Eymen: 😒

Boş Ama Hoş♥️: 😒

Patetesli Böreğim🥙: YILBAŞIN DA NE YAPCAZ!!?

Patetesli Böreğim🥙: Rüyaşkım görüldü atma pleeaasss.

Eymen: Yılbaşı ne alâka, gavur muyuz biz?

Patetesli Böreğim🥙: Hani varya Noel Baba hava da uçuyor. Geyikleri falan var. Bizim evlerdeki bacadan hediye gönderiyor? Hatırladınız mı?

ARASalak: Noel Baba'nın geyiklerinin boynuzlarının teker teker sana girmesi dileğiyle karşim.

Eymen: +1

Boş Ama Hoş♥️: +1

Patetesli Böreğim🥙: Cık cık. Oldu mu şimdi?

Kahramanım❤: Ayy ne oluyor burada!?

Eymen: Bir Handemiz eksikti, o da geldi.

Boş Ama Hoş♥️: Bu arada mürdüm oje mi sürmeliyim yoksa daha nude tonlar mıı??

Kahramanım❤: Nude tonlar kullan kanka.

Patetesli Böreğim🥙: Bence mürdüm sür bacım.

Eymen: Her renk yakışır sana 😉

Boş Ama Hoş♥️: Yaa🥰

Kahramanım❤: Öğkk. Siz hâlâ flört döneminde misiniz?

Konuşulan mesajlara gülüp, görüldü attım. Daha sonra telefonu sessize alıp ekranını kilitledim ve yatağımın yanında bulunan komodininin üzerine koydum.

Okul kıyafetlerimi çıkardıktan sonra pijamalarımı giydiğim için odanın ışığını kapatıp, yatağımın içindeki Frank'e sarılarak gözlerimi kapattım.

Gözlerimi kapattığım da aklıma gelen binbir düşünce bedenimi rahatsız ederken, kendimi rahatlatmaya çalışıp, uyumayı denedim.

Belki de babam haklıydı, oraya gidip biraz kendimi dinlemeliydim.

Penceremden gelen ses ile göz kapaklarını zorlayarak açtığım da, odamın karanlık olmasına karşın gecenin bir saatinde neden uyandığını sorguladım uyku mahmuru bir tiple.

Penceremden tekrar bir ses daha geldiğinde, yavaşça yatağımdan bacaklarımı sarkıtarak ayağa kalktım. Kenarda bulunan küçük abajurumu yakıp, odamın biraz daha aydınlık görünmesini sağladım. Bu sırada şarjda olan telefonumdan saate baktığım da 01:32'yi gösterdiğini fark ettim.

Gözüme çarpan cevapsız arama simgesini gördüğüm de uyumadan önce beni kimin aradığını düşünerek telefonun şifre kısmını girdim.

37 tane ARASalak kullanıcısından cevapsız arama ve 13 tane okunmamış mesaj mı?

Yok artık! Gece gece niye aramıştı ki bu çocuk beni?

3 kere de Peri aramıştı ama ne hikmetse telefonum sessizde idi.

Bu saatte tedirginlikle penceremden gelen sesi dinlerken bir yanım babama seslenmemi söylüyordu.

Allah aşkına bu seste neyin nesiydi?

Küçük bir kuşun cama vurma sesini umarak ilk önce perdeleri açıp daha sonra pencereye baktım. Bir şey yoktu.

Tam perdeleri kapatacakken bir taş cama atıldığın da, başımı eğip apartmanın girişine doğru baktım.

Hiçbir şey göremediğim için küçük bir küfür mırıldanıp penceremi açtım. Aralığın bu soğuk rüzgarı aniden içeriyi doldurduğunda üzerindeki polar pijamama daha sıkı sarıldım.

Kafamı biraz aşağı eğip neler olduğuna bakacakken anlıma hızla atılan taş ile sol elim anlıma gitti.

"Hay bin kunduz"

Yarılmıştı kafam sanırım. Ya da kopmuşsa olabilirdi. Acıyan yerin üzerini biraz okşayıp, acının dinmesini bekledim.

"Rüya!" Kulaklarımı dolduran tanıdık ses ile
bakışlarım ani bir harekte pencereden aşağısını buldu.

"Aras! Ne bok yiyorsun gecenin bu saattinde?"

Aras, koçum yürek mi yedin sen? Bu saatte odamı basmak ne!!

Aras gülerek geçen sefer ki gibi borulara tutunarak yukarı çıkmaya başladığında şokla baktım.

Bu çocuk iyice Spaydirmene özenmeye başlamıştı sanırım. Duvarlara tırmanmak falan.

Bin bir zorlukla bizim kata kadar çıktığında, son gayret penceremin kenarından tutup kendisini odamın içine doğru çekmişti.

Pencereden de çevik bir hareketle odama girdiğinde, uyku mahmuru gözlerim ile ona baktım.

Umardım ki bu olanların hepsi bir rüyadan ibaret olurdu.

"Aras?"

"Güzelim?" Aras bana gülümseyerek bakıp daha sonraüzerindeki deri ceketi ve ayağında ki postalları çıkartarak pencerenin önüne koydu.

Bir anda annemin titizlik hastası olduğu aklıma gelerek pencerenin önünde bulunan postallara kötü bakışlarımdan attım. Umarım altlarına çamur falan bulaşmamıştır.

"Telefonlarımı açmadıkların için umarım geçerli bir bahanen vardır."

Aras'ın sesi ile bakışlarımı postallarından çıkartıp ona doğru çevirdim. Üzerinde bulunan bir kot ve kazakla yatağıma uzanmış ayaklarını uzatmıştı.

"Uyuyordum ve telefonum sessizdeydi" Sanırım geçerli bir bahaneydi.

Kaşlarını çatarak bana baktığında, aklıma gelen düşünce ile Aras'a pis pis sırıttım.

Nuri Alço sırıtışından birini bile yapıyor olabilirdim şuan!

"Hem sen hayırdır? Telefonlarını açmadığım için pek bir endişelenmiş gibisin. Gecenin bir köründe odama gelmeler falan"

Aras söylediklerime kısaca bir kahkaha atıp, "Kızım neyine endişeleniyim. Sadece dışarıda geziyordum canım biraz aksiyon çekince odana çıkıyım dedim"

Canı biraz aksiyon istediği için odama mı çıkmıştı? Baya inandım şuan.

Dediklerine büyük bir esneme gönderip, odanın ışığını kapatıp abajurumu yaktım.

"Ağzını kapa, ağzını. Sinek kaçacak" tekrar esnediğimde sol elim ile ağzımı kapattım.

"Bu soğukta ne sineği Aras ya?" Yatakta yanına oturup, o 'na doğru döndüm.

"Aras?" Diye seslendim yeniden.

"Ne var başımın belası." Diye tepki aldığımda, söylediklerini umursamayarak soruma odaklandım.

"Sence ben dışarıdan nasıl gözüküyorum?" Başını bana doğru çevirip ciddi ciddi baktığında bende ona baktım. Sanırım içinden "bu ne mallık?" Diye geçiriyordu.

Ah! Sanırım mı? Kesinlikle öyle diyordu.

"Gerizekalı, salak, ma-" gülerek elimle ağzını kapattım.

"O anlamda sormuyorum. Yani dışarıdan bakılınca ruhen nasıl biri gibiyim?"

"Ne saçmalamaya çalıştığını anlamıyorum" dediğinde sıkıntıyla iç geçirip, çift kişilik yatağımda karşısın da olacak şekilde oturup dizlerimi kendimi çekip, yanağımı dizime yasladım.

Böyle bakınca Aras'ın sadece sol gözü gözüküyordu ama olsun.

"Babam bana ruhen çok yıprandığım hakkında konuştu ve bu sömestr tatilinde bir arkadaşının düzenlediği rehabilitasyon kampı gibi bir şey varmış Uludağ'da ona göndermeyi düşünüyormuş" dediğimde gülerek bana baktı.

"Ee kızım ne güzel işte. Bedava kamp yapacaksın" dediğin de boş bakışlarımdan attım.

"Aras ne saçmalıyorsun? Ben diyorum ara tatilde herkesten uzak olacağım sen diyorsun bedava kamp." Öne doğru atılıp beni kolumdan çektiği gibi yanına oturttuğunda, kolumu çeken elini omzuma koydu.

"Herkesten uzak olacağını kim söylemiş?"

"Nasıl yani?" Diyip zaten dibim de olan Aras'a başımı kaldırdım.

"Hazırlan Sömestr tatilinde hep birlikte Uludağ'a gidiyoruz!"


Yeniden merhaba herkese :d uzun zaman olmuş cidden bölüm atmayalı. Buraları fazla özlemişim. Okullar sınavlar derken pek fırsat bulamadım ama yinede bulduğum vakitlerde yazmaya çalıştım. Bilemiyorum bölüm nasıl oldu bunun için;

Bölüm hakkındaki düşüncelerini buraya bırakabilirsiniz!

Çok oy + çok yorum = çok yakında yeni bölüm 💕

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top