22•BB➺「 Tuzak 」

Multi: Bölümden bir sahne☘

6K! Hepinize çok teşekkür ederim❣

Keyifli okumalar🧡

*HATIRLATMA*
Birbirimizin gözlerinin içine bakarak öylece kaldığımızda geçen zaman ikimizin de umrunda değildi...
*

Transtan çıkmış gibi silkinerek odadan hızla çıktım. Daha demin ne olmuştu öyle ya?

Lavaboya girip aynadaki tipime baktım.

Parıldayan kahverengi gözler, utançtan domatesle yarışacak gibi duran yanaklar ve beni mal gibi gösteren koca bir gülümseme.

Suyu açıp yüzümü bir kaç kez yıkadım. Akan rimelimide silerek lavabodan çıkıp, salona doğru ilerledim.

Leyla Teyzegil ayakta dikiliyorlardı. Büyük ihtimal artık geç olduğunu söyleyip, evlerine gideceklerdi.

Hem böylesi daha iyi olurdu. Aras'ın yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Dün birdi, bugün iki!

"Ah! Rüyacığım bizde tam gidiyorduk" samimi bir şekilde gülümsemeye çalıştım.

"Biraz daha kalsaydınız?" Saat gecenin 12'siydi ama yine de siz bilirsiniz hani.

"Yok canım. Çok bile kaldık ama birgün de biz sizi bekleriz. Uzun zaman sonra eski dostumla karşılaşmışım öyle kolay kolay bırakmam"

"İlâhi Leyla" deyip annem, Leyla Teyze uzun uzadıya sarılmıştı. Babam da Harun Amca ile erkekçe sarılıp evden çıkarlarken o sırada kafamda bir el hissettim.

Aras saçlarımı eli ile dağıtarak evden çıkmıştı. Arkasından hareket çeksemde görmeyeceğini biliyordum.

Salak çocuk!

Arkamda ki annemgile "İyi geceler" dileyip odama çıktım. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp tekrar pijamalarımı giydim.

Odanın ışıklarını söndürüp yatağıma girdim.

Yarın gece başıma gelecek olanlardan habersiz bir şekilde uyumaya başlamıştım bile.

Bugün ki biyoloji sınavından da çıkıp kantinde oturan Peri'nin yanına doğru ilerledim.

Tabi yanına gitmeden kantin görevlisinden 2 tane sıcak çikolatayı almayı unutmadan.

Havalar aşırı derece soğumuştu ve bir kaç gün içerisinde kar yağması bekleniyordu.

Bu soğuk günlerde de sıcak çikolata çok güzel gidiyordu!

Peri'nin yanına gidip sıcak çikolatasını önüne bıraktım. Tabi kendisi birisiyle mesajlaştığı için benim geldiğimi henüz fark edememişti.

Hafif bir öksürmüş gibi yaparak dikkatini üzerime çekmeye çalıştım.

Arkadaşlar bakın çalıştım diyorum!

Artık kendisi kim ile konuşuyorsa beni bir türlü fark etmiyordu.

Bu sefer daha şiddetli bir şekilde öksürdüğümde hızımı alamadığım için tüm kantinin bakışları bana döndü.

Hass. Yine rezil olmuştuk.

Elimi kaldırıp, bağırdım "Sıkıntı yok hâlâ yaşıyorum" tüm bakışlar gülerek önüne döndüğünde bende önüme dönmüştüm.

En sonunda Peri'nin dikkatini çekebildiğime şükredip koluna bir tane yapıştırdım.

"Kimle konuşuyorsun lan iki saattir" önümdeki sıcak çikolatamdan bir yudum aldım. Çok sıcaktı lan bu!

"Hiç kimseyle" Peri'nin beni geçiştirmesini göz ardı ettim. Daha önemli meselelerim vardı!

Mesela bu gece olacaklar gibi.

Saat kaçta veya da nerede olacağımı bilmediğim için onun mesaja atmasını bekliyordum.

Ki Bilgin Amca bu gece için özel bir ekip ayarladığından bahsetmişti.

Aman ne hoş!

"Bu gece her şey açığa kavuşacak ha?"

Sıcak çikolatamın kartonuyla oynamayı bırakıp bir yudum daha aldım. Birazcık soğumuştu.

"Evet" ellerini ellerimin üzerinde hissedince başımı kaldırdım. "Artık her şey bitmiş olacak" demişti Peri.

Salaktı falan ama iyi ki vardı be!

"Aras'ın haberi var mı bu gece olacaklardan?" Sabah serviste ilk işim Peri'ye Aras'ın her şeyi öğrendiğini anlatmıştım.

"Attığı mesajları 1 saat sonra sildiği için son mesajı gözükmüyordu. O yüzden bu geceden haberi yok" başını salladı.

Ah cidden ben gece ne yapacaktım?

Okul çıkışından sonra eve gelip kendimi odaya kapatmıştım. Bir kaç saat sonra olacakları düşünmek bedenime korku silsilesi yayıyordu resmen!

O sırada telefonuma gelen mesajla, tedirgince olduğum yerde kıpırdandım.

+953****
Eğer benim kim olduğumu öğrenmek istersen sevgilim 6 saat sonra sokağınızın başına bir taksi göndereceğim. Ona bin. Umarım bu işe polisleri karıştırmakla büyük bir hataya düşmezsin.

Sonunda beklediğim mesaj geldiğinde oturduğum yerden kalktım. Saat öğleden sonra 5'e geliyordu ve gece 11 gibi orada olacaktım.

Bu gece için anneme Peri'lerde kalacağımı söylemiştim. Babam ise zaten bu gece nöbete kalıyordu.

İlk önce Peri'lere gidip daha sonra ise hiç kimseye çaktırmadan evden çıkacaktım.

Annemin hiç bir şeyi anlamaması için üzerime eşortman takımımı geçirip küçük bir sırt çantasına da oraya giderken giyeceğim kıyafetleri koydum.

Dobby sanki bir şeyleri anlamış gibi üzerime zıplayıp patilerini boynuma koymuştu.

Miniğim bana sarılmaya çalışıyordu.

Ellerimi sırtına koyup okşadım. Daha sonra yere indirip mamasını ve suyunu yeniledim. Artık bu işi benimsemiştim.

Başını tekrar okşadığımda acıklı bir ses ile hırlamaya çalıştı. Ona çok fazla alışmıştım ve bundan sonra hayatıma onsuz devam edemeyecek gibi gözüküyordum.

Dobby tekrar huysuzca hırladığında, gözlerimdeki doluluk ile başını okşadım tekrardan.

"Anneciğin sabaha burada olacak canım. Ben gelene kadar o mamayı bitirmiş ol. Olur mu oğluşum?"

Her zaman mamasını yemeye koşan Dobby'nin mama umrunda bile değildi şuan.

"Annem bana bir şey olmayacak ki sadece arkadaşıma gidiyorum" bacaklarıma dolanıp kendini sürttüğünde, kucağıma alıp başından öptüm.

Daha sonra onu tekrar yere bırakıp odamdan çıkmıştım.

Her ne kadar Bilgin Amca hiçbir şey olmayacak gibi sözler söylese de içimde bir sıkıntı vardı. Sanki kötü bir şeyler olacak gibiydi.

Mutfakta yemek hazırlayan annemin arkasından sarılıp yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

"Deli kız yüreğime indirdin. Öyle sessiz sessiz gelinir mi arkamdan" sözlerine güldüm.

Çemkirmesi bile ayrı güzeldi.

Dolan gözlerimi pek belli etmeden arkama döndüm. Sanki tezgahta bir şeyle ilgileniyormuş gibi.

"Gidiyorum Peri'gile diyecektim"

"Akşam yemeğine kalsaydın kuzum. Bu gece babanda yok zaten" arkamı dönüp gülümsemeye çalıştım.

Ama sadece çalışıyordum.

"Dobby eşlik eder sana. Hem benim canım pek bir şey istemiyor"

"Öyle olsun bakalım" dediğinde mutfaktan çıkıp hole bıraktığım montumla sırt çantamı geri taktım. Botlarımıda ayağıma geçirip evden çıktım.

Apartmandan da çıkıp 2 bina yanda olan Perigilin binaya giriş yaptım. Annesi ve babası bu gece misafirliğe gideceği için kafam rahattı o açıdan.

Geldiklerinde de uyumuş gibi yapıp geceyi atlatacaktık.

Evin zilini çaldığımda kapıyı açan Peri'ye gülümseyip botlarımı çıkardım. Daha sonra direk odasına çıkıp yatağına uzandım.

Neler olacağını neler yapabileceğimi kestiremiyordum.

Peri de odadaki sandalyesine oturup öylece beni izlemeye başladı.

Aradan kaç saat geçmişti bilmiyorum ama saat 10'a geliyordu.

Yattığım yataktan kalkıp oturur pozisyona geldim. 1 Saat sonra gidiyordum. Sırt çantamdan çıkarttığım kıyafetleri giyip saçlarımı sıkıca at kuyruğu yaptım.

Peri hiçbir şey demeden beni izliyordu. Genelde şu durumda 'saçını toplamak sana hiç yakışmıyor'diye dalga geçmesi gerekiyordu benimle.

Onun da stresli olduğunu fark edince önünde eğilip ellerini tuttum.

"Kızım ne bön bön bakıyorsun etrafa. Hem ben gidiyorum birazdan. İnsan bir gelirde makyaj falan yapar bana. Beni böyle çirkin çirkin mi göndereceksin?" tamamen alay içeren sözlerimle biraz olsa Peri'yi gülümsetmeye çalıştım.

Sadece gözlerime bir kaç dakika bakıp daha sonra boynuma atlayıp ağlamaya başlamıştı.

Kaç saattir tuttuğum göz yaşlarımı Peri gibi bende bırakıp ona sarıldım.

"Kızım ağlamasana beni de ağlatıyorsun. Senin yüzünden yarın okula şiş gözler ile geleceğim"
Peri bir anda ben ayrılıp yüzüme baktı.

"Sakın başına bir bela açıpta gelme Rüya yoksa ben bu sefer açılacak bir bela için sende kafa bırakmam. Anladın mı?"

"Anlaşıldı komiserim" dediğimde ikimizde gülüştük.

Daha sonra Bilgin Amca arayıp sokağın başına bir taksi geldiğini söylemişti. Saat de tam 11'e geliyordu. Montumu ve botlarımı giyip evden çıkarken Peri'nin de yanaklarını sıkmıştım.

Bu hareketten nefret ediyordu.

Apartmandan çıkıp sokağın başında bekleyen taksiye doğru ilerledim.

Bilgin Amcagil polis arkadaşları ile arkadan bizi takip ediyordu. Yani bana öyle söylemişti.

Taksiye binip arka koltuğa yerleştim. Benim bindiğim gibi taksi zaten hareket etmeye başlamıştı.

Yarım saat kadar yolu izlemiş daha sonra sıkılıp şoföre bakmıştım dikiz aynasından.

25 yaşlarında gibi duran genç birisiydi. Gözlerimiz aynada kesişince bana garip bir bakış atmıştı.

Neydi ki bu gözlerinde ki ifade? Acıma?

Aldırmayıp önüme döndüm zaten 5 dakika sonra bir ormanın içine girmiştik. Taksi biraz daha ilerledikten sonra durmuştu.

"Biraz ilerledikten sonra bir kaya göreceksiniz orada beklemeniz söylendi bana" dediğinde başımla onaylayıp taksiden çıktım.

Derin bir nefes alıp verdim. Şuanlık etrafta hiç kimse belli olmuyordu.

Bilgin Amca'nın önceden boynuma bir mikrofon gibi bir şey takmıştı. Olanları duymak için.

Sessizce mikrofona doğru "Etrafta kimse yok" dedim.

Etraf çok fazla karanlıktı ve vahşi hayvan sesleri kulağıma geliyordu.

Biraz daha ilerlediğimde karşıda kocaman bir kaya görmüştüm. Oraya doğru ilerlediğimde arkamdan gelen çatırtı sesi ile ani bir hareketle arkamı döndüm. Etraf bomboştu. Sadece ağaçların gölgeleri vardı.

Kayalığın yanına doğru geldiğimde tam durmuştum ki eksende hissettiğim nefes ile yerimde kalakaldım "Gelmişsin"

Tam arkamı dönecekken "Dönme" diye bağırmıştı.

Sesi için bir makine gibi bir şey kullanıyor olmalıydı. Çünkü sesi kulağıma robot sesi gibi geliyordu.

"Şimdi önündeki kutuyu al bakalım sevgilim ve içine bak" dediğinde tam kutu yok diyecekken önümde gördüğüm kutu ile titredim.

Korkuyordum.

Kutuyu alıp içini açtığımda bir sürü resim gördüm.

Ancak şöyle bir durum vardı ki tüm resimlerde ben vardım. Gülerken, ağlarken, arkadaşlarımla kafeye giderken, Peri ile okula giderken, servise binerken.

Bunları yapan her kimse kesinlikle şizofren birinin tekiydi!

"Artık beni görme zamanı geldi sevgilim şimdi yavaşça arkanı dön bakalım" dediğinde bir anda etrafta polis sirenleri ötmeye başladı. Etrafımızı saran polisler ile arkamdaki kişinin gerildiğini hissetmiştim. Bilgin Amca'nın bana işaret verdiği gibi hızla oradan uzaklaşıp onun yanına geldim.

Hiçbir şey yapamayıp sadece etrafı izliyordum. Kar maskeli olan adam ortada kalmış bir şekilde tüm polisler etrafını sarmıştı.

Bilgin Amca ilk önce bana sarılmış daha sonrada beni geriye itip cebinden çıkardığı silahı adamın üstüne tutmuştu.

"Etrafın çevrili genç adam. Ellerini kenetleyip başının üzerine koy ve dizlerinin üzerine çök!"

Kurtulamayacağını anlayan kar maskeli adam, ellerini kenetleyip ilk önce başının üzerinde birleştirdi ve daha sonra diz çöktü.

Bir kaç tane polis, adamın ellerini kelepçeleyip polis arabasına doğru götürdü.

Rahatlıkla büyük bir nefes aldım. Her şey burada bitmişti işte.

Bilgin Amca bana yüzündeki büyük bir gülümsemeyle dönüp "Artık eve gidebilirsin kızım. Rahat bir uyku çek. Yarın karakola gelip ifadeni verirsin" dediğinde başımla onaylayıp oradan uzaklaştım. Bir kaç tane polis çevreyi denetliyor bir kaçı o adamı arabaya bindirip karakola gidiyordu. Bu sırada Bilgin Amca ise etrafa göz atıyordu diğerlerinin yaptığı gibi.

Uzakta hâlâ beni bekleyen taksiyi gördüğümde sevinmiştim. Gittiğini sanmıştım ve eve nasıl geri döneceğimi düşünüyordum.

Taksiye doğru ilerleyip, arka koltuğa geçtim.

"Beni aldığınız yere geri götürebilir misiniz?" Taksi şoförü bir şey demeyip arabayı çalıştırmıştı. Bende bu yüzden hiç o tarafa bakmayıp dışarıyı izliyordum.

Ormandan çıkıp başka yere doğru ilerlediğimiz de gecenin karanlığında yollara bakmaya çalışıyordum ama yollar aynı değildi. Buraya gelirken ana yoldan dönmüştük ama hala taşlı yollarda ilerliyorduk.

Belki ben yanlış görüyorumdur diye biraz beklesem de araba farklı bir taşlı yola sapıp ilerlemişti.

"Pardon yanlış yoldayız sanırım. Beni aldığınız yere götürün demiştim?" Araba ani bir frenle yolda durduğunda taksi şoförü başındaki şapkayı çıkartıp bana dönmüştü.

Başındaki şapkayı bile daha yeni fark ediyordum. Ve şoför biraz daha mı kalıplaşmıştı?

Taksi şoförü aniden arkasına döndüğünde gördüğüm tanıdık sîma ile şaşkınca baktım.

"İyi uykular sevgilim ve oraya polisleri çağırarak hiç güzel bir şey yapmadın" elindeki eterli olduğunu düşündüğüm bezi burnuma tuttuğunda aniden nefes almayı kesip, kapının kilidini zorladım.

Kapıları kilitliydi! Resmen tuzağa gelmiştik!

Biraz zaman sonra ölecek gibi olduğum için bir nefes aldığımda içime dolan eter kokusu ile gözlerim uyuşmaya başlamıştı.

Son gördüğüm ise tanıdık sima ve kapkara gözler olmuştu.

Vaaooovvv!

Neler oldu öyle ya? :D

Fazla bekletmeden bölümü paylaşayım dedim. 😹

2 günde 3 bölüm atan yazar mı? Evet o benim :D

Bu bölüm için bence vote ve yorumlar artar diye düşünüyorum🤣

Bence efsane bir bölüm oldu sizce? Unutmayın sizin fikirleriniz de benim için çoookk önemli. Her birinizin yorumlarını cidden sevinerek okuyorum.

Bu arada ithaf isteyenler şu satıra yorum bırakabilir mi diğer bölümü ona göre ithaf yapmak istiyorum🧡

Seviliyorsunuz. Hoşçakalın❤

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top