15•BB➺「 Dobby 」
Multi: Rüya
Bölümü okumaya başladığınız tarih ve saat?😹
Keyifli okumalar😍
❄
Arabadan indikten sonra hızla bizim apartmana girdim. Asansördeki yansımama baktıkça gülümsüyordum.
Heyt be! Afet gibi kızım.
Bizim katta açılan asansörle, cebimden çıkarttığım anahtarla kapıyı açıp eve girdim. Popişim donuyordu yahu!
Montumu çıkartıp askılığa astım ve salona doğru ilerledim.
"Ben geldiim" diye bağırdım salonda.
"Anneciğim kafanı mı üşüttün ne bağırıyorsun deli gibi" mutfaktan elinde havlu ile çıkan anneme gülümsedim.
Neye gülümsüyordum ki ben böyle!
"Kız Aras'la ne yaptınız, anlat bakalım" demişti annem koltukta benim yanıma otururken.
"Aman anne ne yapalım. Arkadaşlarıyla falan tanıştırdı öyle"
"Hımm" diye uzun uzun baktı yüzüme. "Ne olmasını bekliyorsun ki anne" dedim hafif sitemli bir sesle.
"Ne bekleyeceğim kız. Hadi çok konuşmada mutfağa gel akşam yemeğini hazırlayalım"
Annemi başımla onaylayıp odama çıktım önce kıyafetlerimi çıkartıp daha sonrada pijamalarımı üstüme geçirdim. Saate baktığımda ise akşam sekize geliyordu. Babam da birazdan gelirdi büyük ihtimalle.
Mutfağa geçip masayı hazırlamaya başladım. On parmağımda on marifet var diyemesemde bende de vardı bir şeyler be!
"Anne siz Leyla Teyze ile önceden nasıl tanıştınız?" Diye bir soru yönelttim anneme.
"Sen daha o zamanlar çok küçüktün" diye başladı söze.
"Evlerimiz yan yanaydı. Komşuluk işte günden güne daha da yakın olmuştuk. Neredeyse her gün birbirimizdeydik. Sende Aras'la az oynamazdın" dedi gülerek.
"Daha sonra Leyla eşi ile birlikte işlerini büyütmek için taşınmışlardı. İşte biz de tekrardan sen okula başladığın zaman karşılaştık. Ama Aras baya büyümüş, olgunlaşmış değil mi Rüya?"
"Hı-hım" diye söylendim anneme. Ah kadın! Sen birde bana sor -zaten sormuştun anne ama bunları sana diyemezdim tabikide-
Saatler geçerken akşam yemeğini çoktan yemiş,ortalığı toplayıp odama çıkmıştım. Bu seneki sınavı kendime hatırlatıp birkaç saat de ders çalışıp test çözmüştüm.
Şuan ise herhangi bir fake hesabımda Aras'ın Eymen'in Efe'nin ve Hande'nin hesaplarına bakıyordum. Durum şu ki Hande hariç diğerlerinin hesapları açıktı. Bu da benim işime gelirdi!
Biraz daha stalk yaptıktan sonra üstten gelen bildirimle kendi hesabıma geçtim.
(Rüya.adl): hande_sayınrofficial sizi takip etmek istiyor.
Hande'nin isteğini onaylayıp kendisinede istek attım.
Hazır kendi hesabıma girmişken Peri'nin attığı tumblr boy linklerini de teker teker inceleyip
2. si benim :D diye mesaj attım.
Tekrar bildirim geldiğine dair telefon titreyince bildirim paneline baktım.
(Rüya.adl): 1_adet_mukemmel_efe sizi takip etmek istiyor.
Efe'nin nickine gülüp ona da gt yaptım.
Saniyesinde tekrar bildirim geldiğinde telefonu sessize aldım. İki de bir titreyip duruyordu zaten.
1_adet_mukemmel_efe: slm gzlm tnslm mı?
Attığı mesaja büyük bir kahkaha koyverdim.
"Keko" diye mırıldandım
Rüya.adl: ndn olmsn.
Hemen mesajım görüldü olup bi caps atmıştı.
1_adet_mukemmel_efe:
Attığı capse gülü bende ona attım.
Rüya.adl:
Sohbetten çıkıp telefonu kapattım ve yanımdaki komodinin üzerine bıraktım telefonu.
Saat oldukça geç olmuştu. Yatağımda biraz daha rahat pozisyon alıp Franke sarıldım. Artık uyuma vakti gelmişti!
❄
Pazar sabahı çalar saatin gazabına uğramış biri olarak söylüyorum ki sabahın beşinde uyanmak hiç de güzel bir şey değildi.
Dinç olursun falan onların hepsi yalan arkadaş! Gözlerim yorgunluktan ve uykusuzluktan kapanıyor gibi dursa da tekrardan uyuyamayacağımı biliyordum.
Bunu bilerekten yatağımdan kalkıp sıcak bir duş aldım. Odaya geçip kalın yünlü bir kazak ve yine aynı şekilde kalın bir tayt çıkararak üzerime geçirdim. Saçlarımı kurutup kafama siyah beremi geçirdim.
Bu sıralar kendime pek zaman ayıramıyordum. Bunun için dışarıda biraz yürüyüş yapacaktım. Bu Aralığın soğuğunda!
Kulaklıklarımı, telefonumu ve birazda yanıma para alarak dış kapıya sessiz adımlarla ilerledim.
Askıdaki montumu üzerime geçirdim ve yine aynı sessizlikle kendimi dışarı attım.
Saat daha sabahın altısıydı ve annemgilin kalkmasına nereden baksan 3 saat vardı.
Apartmandan da çıktığımda kulaklıklarımı takıp Emir Can İğrek'in Beyaz Skandalım şarkısını açtım.
Söylenerek sahile doğru ilerledim. Temiz hava almak iyi gelmişti.
Sahilin önündeki herhangi bir banka oturarak denize doğru baktım.
Hırçın dalgaları ile ne de güzeldi değil mi? Sanki maviyi içine hapsetmiş gibi duruyordu.
Derin bir nefes çektim içime. Kulaklıklarımı çıkartıp denizi dinlemeye başladım bu sefer.
Yaklaşık 1 saat daha oturduktan sonra popişimin sağlığı açısından kalktım artık. Hem soğuktan yanaklarımın ve burnumun da kızardığına emindim.
Tam dönerken gelen uluma sesiyle olduğum yerde kaldım. Başımı gelen sese çevirdiğimde yerde yatan küçük köpeği gördüm. Yanına eğilip elimle başını okşadım.
"Ama sen çok tatlısın" bana karşılık tekrar ulumaya çalıştığında gülümsedim.
Bu soğukta buz gibi olmuştu. Küçücük patilerini biraz olsun ısıtmak için avuçlarımın içine aldığımda boğazından acı bir ses yükselmişti. Patisine dikkatle baktığımda sağ ön patisinde küçük bir kesiğin olduğunu farkkettim.
Öne doğru eğilip başını okşadım. Başımdaki bereyi çıkartıp köpeği biraz olsun ısıtması için berenin içine koydum yavruyu. O kadar küçüktü ki kolayca sığmıştı bereye.
"Gel bakalım buraya seni bir doktor amcaya gösterelim olur mu?" Küçük yavruyu kucağıma alıp internetten buraya en yakın ve açık veterinere baktım. Saat 7 ye geliyordu ve dükkanlar yavaş yavaş açılıyordu.
Bugün şansım yüzüme gülümsemişti sanırım. 5 dakikalık bir mesafe vardı en yakın veterinerle.
Hızla oraya doğru ilerledim kucağımdaki miniş şeyle.
Veterinere geldiğimizde hızla küçük yavruyu içerdeki doktora verip olanları anlatmıştım. Küçük patisini sargıya sarmış ve bir kaç tane aşı yapmıştı.
"Kızım bu ilacı da her gün patisine sürersen iyileşmesi daha kolay olur" demişti 40'lı yaşlarının sonunda olduğunu düşündüğüm veteriner amca.
"Tamamdır teşekkür ederim. Cinsiyeti neydi bu arada?" dedim gülümseyerek.
"Erkek" deyip yavruyu kucağıma verdi.
Küçük yavruyu tekrar kucağıma alıp veterinerden çıkmıştık.
"Sanırım Semiha Hanım'a bu sabah bir süpriz yapacağız ha?" Bana havlayarak karşılık verdiğinde güldüm.
"Ee senin adın ne olacak şimdi küçük bey? Ben Rüyaysam sende Kabus mu olsan acaba?" Bana hırlayarak karşılık verdiğinde başını okşadım.
"Tamam sadece şaka yapıyorum"
"Buldum! Sana Dobby diyeceğim artık yavru köpüşüm. Nasıl sevdin mi ismini?" Havlayarak bana sokulduğunda büyük bir kahkaha attım.
"Ailemize hoş geldin Dobby"
❄
Eve geldiğim gibi Dobby'i kendi odama çıkartıp, içmesi için de süt koymuştum önüne.
Aşağıdan gelen seslerle ise en sonunda annemgilin kalktığını anladım. Bugün pazar olduğu için babam de evdeydi. Küçük sürprizimi ise kahvaltıda söylemek en doğrusuydu sanırım.
Dobby doyduğunu belirten mırıltılar çıkarttığında önündeki kabı alıp kenara koydum. Dobby'i tekrar alıp yatağımın üzerine koydum uykusu varmış gibi duruyordu. En kısa zamanda Dobby'e ait bir yatakta yapmalıydım.
Dobby'i odamda bırakıp aşağı indim. Annem kahvaltıyı hazırlamış tam beni uyandırmaya geliyordu.
"Kız Rüya. Yavrum başına taş mı düştü. Bu saatte sen kalkmazdın. Hayırdır?" Anneme gözlerimi devirip masaya oturdum.
"Aman anne ne taşı. Uyandım işte." Tam da bu sırada babam da gelip masaya oturmuştu.
"Günaydın"
"Günaydın baba" diye mırıldandım.
Aradan geçen 10 dakikadan sonra doğru zaman diye düşünerek konuşmaya başladım.
"Anne, baba size bir şey söylemek istiyorum" dedim parmaklarımla oynarken.
Babam "Hayırdır kızım bir şey mi oldu" desede, annem "Sevgili mi yaptın kız kendine" demişti.
"Anne saçmalama!" Diye çığırdım. Bu kadın babamın yanında neler diyordu öyle!
"Semiha biliyorsun ki Rüya öyle şeylerle uğraşmaz. Değil mi kızım?"
"Evet baba" diye onayladım hemen babamı.
"Aman be ne yapıyorsanız yapın. Sende ne söyleyeceksen söyle"
"Aslında söylemeyeceğim, göstereceğim" deyip bir koşu odama gittim. Yatağımın üzerinde Frank'le oynayan Dobby'i kucağıma alıp tekrar bizimkilerin yanına gittim.
"İşte bu küçük yavruyu gösterecektim size"
"Kız nerden buldun bu bit torbasını!" Dobby ile birlikte tekrar yerime geçip oturdum.
"Onun bir ismi var anne. Dobby. Hem bit torbası deme oğluşuma aşılarını yaptırdım."
Olanları bir bir anlattığımda babam ilk önce şaşırsada daha sonra Dobby'i kabullenmişti. Annemde ilk önce istememiş daha sonra ne yaparsan yap demişti.
Kahvaltıdan sonra babamla petshopa gidip Dobby için birkaç oyuncak, rahat uyuması için köpeklere göre bir yatak birazda köpek maması alıp eve gelmiştik.
Dobby'nin yatağını kendi odama hazırlamıştım.
Dobby havlamaya çalışarak ona aldığımız maymun oyuncağı ile yerine yatmıştı.
"Uyu bakalım Dobby, anneciğin biraz ders çalışacak" dedim gülerek. Bu yaşta annede olmuştuk!
Biraz ders çalıştım. Bu hafta son yazılı sınavlar başlıyordu. İlk sınavları eski okulumda yapmıştık zaten. Yarın ki tarih sınavı için biraz ezber yapıp, biraz da test çözdüm.
Başım ağrımaya başlayınca kitapları kapatıp telefonumu elime aldım. Dün geceden sonra Eymen ile Aras'ta bana istek göndermişlerdi. Onları da onaylayıp gt yaptım.
Aklıma gelen bir fikirle arabada petshopa giderken Dobby'nin çektiğim fotoğrafını instagrama attım.
❄
Rüya.adl: Ailemize hoş geldin Dobby❤
325 beğeni +50 yorum
Hande_sayınrofficial: ama bu çok tatlıığ
Rüya.adl: senin kadar değil❤
+29: istekleri 9 saniyede onaylıyorum. Onaylamazsam çık, onaylarsam kal.
1_adet_mukemmel_efe: şundaki rahatlık bende olsa gider 10 dürüm daha gömerim.
Rüya.adl: 10 dürüm gömmek için senin bu rahatlığa ihtiyacın yok efe 😹
1_adet_mukemmel_efe: D0ru lan jfjfjdjd
Periste: Dobby ismini çok mu düşündün mk
Rüya.adl: senden esinlenerek düşünmüştüm oysaki😋
Arasayıner_: Evde bir tane bundan vardı zaten niye 2. aldınız ki ;D
Rüya.adl: Bizim evde yaşadığını sanmıyorum Aras. :D
❄
Aras'a soktuğum lafla iyice yayıldım yatağıma. Resmen bana köpek demişti pislik!
Telefonum titreyince Peri'den gelen görüntülü aramayı kabul edip Dobby'i de yanıma çektim.
Akşam yemeğine kadar Peri ile görüntülü konuşmuş ve her şeyi anlatmıştım. Oğuz meselesinden başlayıp handeyle tanışmaya oradan dün ki buluşmadan Dobby'i kadar her şeyi konuşmuştuk.
Her ne kadar 'bunlardan niye yeni haberim oluyor' 'hande denilen kızla benden fazla samimi olma' gibi sözler söylesede.
Daha sonra aramayı sonlandırıp, Dobby'i doyurmuştum. Akşam yemeğinde anneme yardım edip, yemekten sonrada tarih sınavına bir kez daha çalışmıştım.
Saat epeyce ilerleyince yatağında uyuyan Dobby'nin patisine veterinerin verdiği kremi sürüp tekrar sardım daha sonrada üzerini örtüp,kendi yatağıma geçmiştim. Bende en sonunda kendimi huzurlu bir uykuya teslim etmiştim.
❄
Sabah çalan alarma alelacele kalkıp üzerimi değiştirip çantamı hazırlamıştım. Saçlarımı şekil verip yüzüme maskara ve dudal parlatıcısı uyguladım.
Kahvaltıyı yapıp Dobby'nin mamasınıda önüne koydum. Evden çıktığımda apartmanın karşısında Peri bekliyordu.
Gelen servise binip yaklaşık 20 dakika sonra okula gelmiştik.
Sınav ilk dersti ve kelebek şeklinde yapıyordu hocalar. Okulun kapısındaki broşürden hangi sınıfta sınava gireceğime baktım. 9/B sınıfında girecektim. Peri ise 12/D'deydi.
Sınıflar farklı olsada sıra oturma düzeni karışıktı. Bu yüzden sınıfa girip pencere tarafında en arkaya geçtim. Sınıfta sadece 6-7 kişi vardı.
Kalemliğini çıkartıp masaya koyarken o sırada sınıfa herkes gelmişti. Birkaç dakika sonrada hoca kapıdan girdiğinde hemen arkasından da Aras girmişti.
O da mı bu sınıfta sınava girecekti?
"Günaydın hocam" deyip yanıma oturdu Aras.
Hoca bir şey demeyip sınav kağıtlarını dağıtırken Aras'a dönüp "Sende mi bu sınıfta sınava gireceksin?" Demiştim.
"Yok yan sınıfta sınava gireceğim ama ben buraya geldim Rüya. Kızım böyle mantıklı soruları sen nereden buluyorsun?"
"Aman be!" Önüme gelen sınav kağıdıyla konuşmayı kesip sınava odaklandım. Ön sayfa şıklı olduğu için kolayca yapmıştım ve arkaya geçmiştim. 30 puanlık kompozisyon istiyordu.
Ebenize selam olsun hocam.
İlk bir kaç kelime yazsamda daha sonra iyice saçmalamıştım. Kalemliğime bakıp silgiyi bulamayınca ofladım. En iyisi Aras'tan istemekti.
"Aras" diye mırıldandım gözetmen hocanın duymacağı şekilde.
"Ne var?"
"Silgin var mı?" Sınav kağıdıyla ilgileniyormuş gibi yapıyordum aynı zamanda.
"Yok" ne demek yok?
"Niye yok" allah allah bi insanın niye silgisi olmaz ki hadi ben evde bıraktım büyük ihtimal ama sen?
"Bizde yanlış olmaz Rüya" gözlerimi devirdim.
"Hem sen niye getirmedin?" Bir an bende de yanlış olmaz falan diyecektim ama gel gör ki sınav kağıdım kabak gibi ortadaydı.
"Evde unutmuşum aman neyse kalemimin üstündekini kullanırım" hiç bir şey demeyip önüne döndüğünde bende önüme dönüp kalemin üstündeki silgiyi kullandım.
Hadi ama o üsteki silginin süs olarak kullanma zamanı zaten çoktan geçmişti.
Sınavımı bitirip hocaya kağıdı götürüp verdim. Arkadaki kompozisyonu yazamamıştım pek. Eh 50 alsam yeterdi.
Zilin çalmasına da 5 dakika falan kalmıştı o yüzden sırama geçip çantamı topladım bu sırada ise Aras'a kağıdını teslim etmişti.
Çantamdaki suyu çıkartıp bir kaç yudum alıyordum ki boğazıma takılmasıyla öksürük krizine girdim.
"Helal helal" deyip Aras sırtıma vurmaya başladığında kendimi zar zor durdurdum.
"Ölüyor musun yoksa?" Suyu kapatıp çantama koydum.
"Şansına küs bu sefer ölmüyorum" demiştim çantamı alarak sınıftan çıkarken.
"Tüh ölüyorsun diye sevinmiştim oysaki" gülerek yanından çekilip kantine doğru ilerledim.
❄
Selaaammmm!
Nasılsınız?
Bölüm nasıldı?
Shiplediğiniz kişiler var mı kitapta?
Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim. Çünkü bende burada emek harcayıp bölüm yazıyorum❤
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top